İsveçli turistle özel anlar

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Merhabalar adım Onur geçen yaz tatilinde başıma gelen harika olayı sizlerle paylaşacağım. Bilenler bilir Kemerde Viking adında güzel bir otel var. Müşterileri çooğunlukla Rus olmakla birlikte zaman zaman İsveçli, Alman ve İngilizlerinde buralara gelip tatil yaptığı olur. Geçtiğimiz yaz tek başıma yaşadığım sıkıntıları unutabilmek adına bir tatile gitme kararı aldım. Tatili gerçekleştirmek için Kemer seçtim.

müşteri ile sex hikaye Ağustos ayının ortalarında havaların en sıcak olduğu dönemde Kemer’deydim. Ortalık zaten alev ateş yanarken Rus kızlarının seksi görüntüsüde normal bir insanı kudurtmaya yetiyo da artıya bile. Birbirinden seksi Rus hatunlarla takılmak için herkes birbiriyle yarışıyo adeta. Özellikle bizim millet kızların üzerine çok gittiği için bu karılarında biraz götü kalkıyor. Neyse otele yerleştim ilk gün sadece kafa dinlemek istiyorum. Odaya yerleştikten sonra havuz didim escort başına baktım karılar acayip giyinmişler herkes ateş ediyor. Biraz cool bir yapım vardır. Şortumu çektim yavaştan indim havuzun oraya geldim. Bir kaç bira yuvarlayıp etraftaki insanları seyrediyorum. Bir milletin karısı kızı bu kadar mı güzel olur diye iç geçiriyorum. Okuduğum üniversiteyle alakalı olarak Rusçam çok iyidir. Yanında birazda ingilizcem vardır. Yani insanlarla iletişime geçmek benim için çok kolay bir durum. Kafama göre geçirdiğim birkaç saatin ardından havuz başında bir çift dikkatimi çekti.

sex hikaye Genç bir çift ya yeni evliler yada sevgililer diye geçirmiştim aklımdan, kız biraz oynak yerinde durmayan bir tip adamda tam bir öküz bütün gün içip sadece yattı başkada hiç birşey yapmadı. İlerleyen saatlerde akşam yemeği için tekrar restoranta gittim. Açık büfe ama yemekler eryaman escort o kadarda kalite olmadığından birkaç ettir tavuttur doldurduktan sonra biramı alıp bir masaya oturdum. Otel çok kalabalık olduğundan ötürü insanlar hep bir arada aynı masada yemek yemek zorunda kalabiliyorlar. Neyse bu çift benim masa oturup oturamayacağını sordular. Bende buyur ettim tabi, amacım hem kadını yakından süzmek hemde birkaç kişiyle sohbet etmek kimseyle konuşmadığımdan ötürü canım sıkılmaya başlamıştı . Biraz konuştuktan sonra anladım ki tam tahmin ettiğim gibi bunlar yeni evli çiftler balayı için Türkiye’ye gelmişler. Adam inşaat mühendisi kadın doktorluk yapıyor İsveçte. Kadın klasikİsveçli sapsarı saçlar sutun gibi bacaklar, boyu 1.80 e yakın manken gibi çok güzel. Adam da yapılı ama muhabbetindende anladığım kadarıyla tam bir kro. Yemekten sonra kızla adı Susan beni yalova escort kahve içmek için lobiye davet etti. Gittim adam ben odaya çıkacam akşam Auraya giderken görüşürüz dedi. Sinirli bir biçimde gitti. Kızla biraz sohbet ettikten sonra bana ben masaj yaptırmak istiyorum sende benle gelirmisin dedi. O an birden ağzımdan ben masörüm sana masaj yapabilirim gibi bir laf çıkınca kızında gözü parladı gerçekten mi dedi ? Olayı bozuntuya vermedim evet dedim. Omuz ağrısı çektiğinden bahsetti odama gidersek ona oradaki ekipmanlarımın olduğunu isterse masaj yapabileceğimi söyledim. Tamam dedi. Odaya gittik. Kız yatağa uzandı. Ekipman dedim ama en ufak bir şey bile yok yanımda zaten masajdanda çok anlamam. Neyse maksat kızı ellemek olsun diye yüzüstü yatırıp başladım okşamaya. Kızın altında bikinisi vardı. Çıkartırsa sırtına ve bacaklarına daha rahat masaj yapabileceğim söyledim. Sadece bikinisiyle kalınca benim sik taş gibi oldu. Kız durumu fark etti ve güldü. Sonra elini pantolonuma götürüp benimkini ağzına aldı. Çok azmıştım.Kıza sormadan kaygan sikimi direk götüne soktum. İnlete inlete 2 posta siktikten sonra kocasının yanına gönderdim.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Görümcem ve Sikicisi!!!

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Görümcem ve Sikicisi!!!

Görümcem Ve Sikicisi!

Kocam telefon ettiğinde banyoda duştaydım. Telefonun çalan zilini duyar duymaz duşun altından çıkıp, havluyu ıslak vücuduma sarıp acele koştum. Telefon alıcısını kulağıma aldığımda havluyla kurulanmaya çalışıyordum bir yandan da. Kocam, “Hayatım, Ankara’dan arıyorum!” dedi direkt olarak. Şaşırdım, “Ankara mı? Nasıl yani? Nerden çıktı şimdi bu? Daha önce bahsetmemiştin…” dedim. “Acil iş çıktı, şirketin bir sorunu vardı, koşuşturmaktan seni arayamadım bile, kusura bakma ne olur… Uçaktan yeni indik, hemen seni aradım!” dedi. Arka planda hava alanının bildik gürültüsü, anons sesleri yankılanıyordu.

Biz demesi dikkatimi çekti, “İndik derken? Kim var yanında? Şırfıntı sekreterinle mi gittin oraya yoksa?” dedim. “Aşkım, yine gereksiz kıskançlıklara başlama… Sana sonra anlatırım uzun uzun… Ben kapatıyorum. Semra’yı arayayım, bu gece sana gelsin, yalnız kalma!” dedi. Elimde ötüp duran telefona bakakaldım. Kan beynime hücum ediyordu. Kocam yanında o şırfıntı, seksi sekreteriyle beraber Ankara’daydı ve benim elimden bir şey gelmiyordu.

Holdeki boy aynasına ilişti gözüm. Uzun sarı saçlarım ıslak tenime yapışmış, su damlacıkları vücudumda yol bularak aşağılara doğru iniyordu. İri göğüslerim, incecik belim, kalçalarım, uzun bacaklarım… Bir haftalık rahatsızlıktan sonra bu akşam seks perhizini bozmanın, kocamla sevişme planlarımın heyecanıyla temizleyip pırıl pırıl yaptığım amım…

Aklım kocama gitti yine. Bir hafta o minik sikini bana sokamadı diye, yine o aptal sarışınla yatağa mı girdi yoksa bu adam? Gözümün önüne otel lobisinde oturan kocamla sekreteri geldi. Odaya beraber çıkmaları. Asansör. Ayrı oda mı tuttular? Geceyi aynı odada mı geçirecekler? Oda servisine şampanya siparişi verir mi? Bayılır böyle jestlere zampara herif! Para bok gibi tabi! 12 santimlik sikinin açığını böyle şeylerle kapatmayı sever.

Öfkeyle telefonu koltuğun üzerine fırlattım. Ne yapacaktım ben bu herifle? Ayrılmayı istedim, yapamadım. Bana sağladığı lüks, güzel yaşamı bırakamadım bir türlü. Ne yapabilirdim? İlk beni aldattığını öğrendiğimde öyle tartıştık ki. Boşanmak istediğimde, beni şirketin avukatları sayesinde dımdızlak ortada bırakmakla tehdit etti. Eski, parasız, zibidi günlerime geri mi dönecektim? Mecburen kalmak, herşeyi bile bile yutmak zorunda kaldım.

Artık karısı olmak bir görev, bir iş gibi geliyordu bana. Altına yatıyor, küçük sikiyle işini görmesini bekliyordum bacaklarım açık. Hırıltılarla boşalıp yana devrildiğinde, bana bakmasına aldırmadan klitorisimi okşaya okşaya kendimi tatmin ediyordum. Kocamın yanında, aşk yatağımızda ben kıvrıla kıvrıla orgazm olurken, o da utanmadan, sikini okşayarak beni izliyordu genelde.

Ben bunları düşünürken kapının zili çaldı. Havluyu göğsüme sarıp kapıya gittim. Semra gelmişti. Kocamın kız kardeşi, görümcem. 22 yaşındaydı. O da abisi gibi zamparanın tekiydi. Küçük yaşına rağmen kırmadığı fındık kalmamıştı orospunun. Kısacık boyuyla, seksi giyimi, kıvrımlı vücuduyla yanında hep başka başka erkeklerle görürdüm. Bir tanıştırdığı oğlanı, bir daha göremezdim. Aslında severdim görümcemi. Dert ortağımdı. Abisinin yaptıklarını yana yakıla anlatırdım, o da bana sevgililerinden yediği kazıkları anlatır, dertleşirdik.

İçeri aldım, o otururken ben de giyindim. Beraber çıktık, akşama kadar alışveriş yaptık, kafelerde oturduk, gezdik. Akşam yemeğimizi, dışarıda güzel bir restoranda yedikten sonra eve geldik. Soyunup dökündük, geceliklerimizi giyip benim yatak odasında, yatağın üzerinde oturup sohbet etmeye başladık. Yemekte aldığımız birer kadeh şarap kesmemişti, yenisini açtım, ellerimizde kadehlerimizle yatağa serilmiştik.

Son sevgilisini anlatıyordu yana yakıla. Benim aklım kocamın yediği haltlarda, yarım kulakla dinliyordum onu. Bir şey yüzünden kavga mı etmişler, küsmüşler mi, ağlaya ağlaya anlatıp duruyor, kadehleri arka arkaya deviriyordu üzüntüsünden. “Ne isterse verdim. Ne isterse yaptım. Beyimizin canı sevişmek istedi, gece demedim yanına gittim. Paraya sıkışmış, çıkarıp verdim. Ama ufacık bir şey için beni kırıyor, üzüyor, kavga ediyor Aylin! Ben ne yapayım bu adamla?” diye dert yanıyordu. Bu arada dördüncü kadehi doldurdu.

“Ayrıl sen de!” diye akıl verdim, “Sırtında yumurta küfesi yok ya? Bırak gitsin. Başkasını bulursun. Bu kadar üzülmene gerek yok ki!” dedim. “Ahhh, ahh! Ayrılamam ki yenge!” dedi. “Neden kızım, siktiri çek gitsin, bu kadar basit!” dedim. “Öyle deme, onsuz yapamam ben!” dedi. “Neden? Ne özelliği var bu zibidinin?” dedim. “Ah yenge, sorma! Anlattırma bana nelerinin olduğunu!” dedi. “Anlatsana kız, merak ettirdin beni şimdi!” dedim. “Yaaa, yatakta müthiş bu herif Aylin! Öyle bir sevişiyor ki, öyle bir doyuruyor ki! Bu kadar sevgili değiştirdim, bunun gibisini görmedim. Sırım gibi! Hele aletini görme! Nah bu kadar!” dedi, dirseğini kıvırmış, boylu boyunca gösteriyor, kalınlığını anlatırken bileğini işaret ediyordu.

Bir anda ilgimi çekmişti konu. Gözümde canlandırmaya çalıştım. Pornolardaki Zenciler geldi gözümün önüne. Beyaz sarışınların amına, ağzına girip çıkan, almakta zorluk çektikleri kocaman, kara yarakları. Yutkundum, “Offf! Hadi yaa? Gerçekten mi?” diyebildim. “Sana yemin ederim. Akşam başlıyor, nerdeyse sabaha kadar bırakmıyor coştuğu zaman. Canımı çıkarıyor. Üç gün kendime gelemiyorum. Turşu gibi dolaşıyorum ortalıklarda. Ne önüm kalıyor, ne arkam. Darmadağın ediyor!” dedi. “Tamam tamam, anlatma! Vazgeçtim! Zaten dertli olduğumu, yaralı olduğumu biliyorsun, bir de bunları anlatıyorsun ballandıra ballandıra!” dedim.

“Ya, kusura bakma Aylincim. Senin yanında anlatıyorum bunları, ama çok dertliyim yaa! Kendi derdimden senin derdini unutmuşum. Abimin seni aç bıraktığını, doyuramadığını… Ne oldu, sana aldığım hediye iş görmüyor mu?” dedi. Bana aldığı Vibratörden bahsediyordu. Yine böyle içki alıp dertleştiğimiz bir akşam ona her şeyi anlatmıştım. Abisinin sikinin küçüklüğünü, doyuramadığını, çok seyrek seks yaptığımızı, onun da 5 dakikada bittiğini. Kızcağız üzülmüş, ertesi günü elinde bir paketle çıkıp gelmişti. Paketi merakla açtığımda içinden 25 santimlik, damarlı, kocaman bir titreşimli vibratör çıkmıştı. Kızarıp iade etmek isteyince de, paketi bırakıp gitmişti. O günden beri o vibratörle idare etmeye çalışıyordum.

“Vibratör iş görüyor, merak etme!” dedim gülümseyerek. Yalnız gecelerimde içimde titreşen koca aletin verdiği zevk geldi aklıma, uzandığım yerde gerindim. O kasıklarımdaki karıncalanma hissini duydum yine. Semra da başını eline dayamış, yattığı yerde beni izliyordu. O da gülerek, “Evet, görüyorum, seni iyi doyuruyor galiba?” dedi hınzırca. “Ama canlısının yerini tutmaz ki kızım! Sadece içime girip çıkıyor. Hani içime girerken beni ezecek erkek? Hani beri sarıp okşayacak kollar? Dilleyecek diller?” dedim sıkıntıyla.

“Doğru söylüyorsun. Gerçek erkeğin yerini tutar mı hiç? Hele benimkinin! Ahmet’im burada olsaydı şimdi… Sarsaydı, altında ezseydi beni… Amıma gömseydi o aletini…” dedi. Dudaklarını büzmüş, yine sevgilisi aklına gelmiş, gözünden pıtır pıtır yaş dökülmeye başlamıştı. Alkolün de verdiği etkiyle ağlıyordu baya. Dayanamadım, uzanıp sarıldım, teselli etmeye çalıştm. Başını kucağıma koydu, hem ağlıyor, hem bacaklarımı okşuyordu. Eline vurdum, “Yapma canım! Lezbiyenlik huyum yok biliyorsun!” dedim. Gözünün yaşıyla güldü, “Ah, bilsen neler kaçırıyorsun Aylin bu güzel vücudunla!” dedi. “Deli kız, bırak şimdi bunu. Daldan dala atlıyorsun. Gel şu Ahmet’i arayalım, çağır buraya, konuşalım, aranızdaki sorunu çözelim, ne dersin?” dedim.

“Gelmez ki! Telefonuma cevap bile vermiyor. Konuşmuyor benimle!” dedi. “Dur sen, ben arayayım. Numaramı bilmiyor, açmamazlık yapmaz!” dedim. “Arama şunu! Götü kalkacak! Bir sürü hakaret etti bana! Tamam, beni siksin diye ölüyorum ama, arayamam!” dedi. “Ver şu telefon numarasını, karışma gerisine!” dedim. Aradım. Tok bir erkek sesi. Kim olduğumu, neden aradığımı anlattım, gelirse diye evimin adresini verdim ve tarif ettim. Gelmeyeceğini, ısrar etmememi söyledi. Kapattı. Bizimki yine zırlamaya başladı, “Söylemiştim sana! İstemiyor beni artık!” diye. Bir şey diyemedim. Birer kadeh daha doldurdum. Yavaş yavaş içtik konuşmadan.

Artık gözlerim kapanmaya başlamıştı ki, kapının zili çaldı. Saate baktım, 24:00’ü geçmiş, bu saatte kim olabilir ki diye düşündüm. Biraz korku, biraz çekingenlikle kapıya gittim. Gözetleme deliğinden baktığımda, kapıda bir adamın durduğunu gördüm. Semra’nın anlattığı kadarıyla bu olsa olsa Ahmet olabilirdi, yani sevgilisi. Heyecanla kapıyı açtım. Telefondaki gibi tok, erkek sesiyle, “Merhaba!” dedi. “Merhaba?” dedim. “Ahmet ben, az önce konuştuk. Semra’yla ilgili. Gelmeyeceğimi söylemiştim ama, dayanamadım, çıkıp geldim!” dedi. Elimi uzattım, tokalaştık. “Memnun oldum. Ben de Aylin!” dedim. “Biliyorum, Semra çok bahsetti sizden!” dedi. “Gelsene içeriye Ahmet, kapıda durma öyle!” dedim.

Esmer, koyu tenli adamın mavi mavi boncuk gözleri, her an üzerime atlayacakmışcasına benim üstümde, içeriye girdi. Tuhafıma gitti bakışları. Neye bakıyor bu adam böyle derken, gözüm aynaya ilişti. Hay aksi! Gecelikle açmıştım kapıyı. Altımda bir külot vardı sadece. Meme uçlarımın siyahlığı, tanga külodum, mini gecelik eteğinin açıkta bıraktığı bacaklarım. Hepsi meydandaydı. İçeriye seslendim, “Semra, gelsene buraya!” diye. Çıktı geldi. O da benimle aynı durumda, geceliğiyle çıkıp gelivermişti öylesine. Ahmet’i görünce gözleri açıldı şaşkınlıktan. Soğuk bir tavırla, “Hoş geldin Ahmet!” dedi.

Ben hemen yatak odasına koşup üzerime bir sabahlık geçirdim, geldim. Salona girdiğimde onlar halen karşılıklı bakışıyorlardı. Bakışlarıyla anlaştılar herhalde, Semra bir adım atıp sımsıkı sarıldı oğlana. O da karşılık verdi. Ayakta birbirlerine sarıldılar, kaldılar. Semra’nın minyon yapısının yanında adam dev gibi görünüyordu. Aralarında nerden baksan 50 santim boy farkı vardı. Semra parmak uçlarında yükselerek uzandı, dudakları birleşti. Ahmet de beline sarılarak kendine yapıştırdı kızı, ayakta emişmeye başladılar.

Beni unutmuşlar, kendilerinden geçmişlerdi. Görüşmeyeli epey zaman olmuştu sanırım. Semra’nın göğüsleri adamın göğsünde eziliyor, adamın kocaman elleri belinde, kalçasında dolaşıyordu. Neden sonra ayrıldılar. Ben gülerek, “Madem bu kadar özlediniz, neden ayrı durdunuz bunca zaman?” dedim. Birbirlerine baktılar, elleri ayrılmamıştı. “Hadi oturun, size bir şeyler getireyim, konuşalım. Ne alırsın Ahmet?” dedim. “Siz bilirsiniz, ne varsa, fark etmez!” deyince büfede duran eski Viskiyi alıp birer kadeh doldurdum. Geniş koltuğa yan yana oturan sevgililere uzattım. Karşılarındaki tekli koltuğa geçip oturdum ben de. Onlar hem viskilerini yudumladılar, hem konuştular. Dakikalarca.

Ahmet konuşup tartışmanın hararetiyle Viskiyi çabuk çabuk içiyordu. İki, üç, dördüncü kadehi doldurduğumda, o da bizimle aynı ayara gelmişti. Semra yatakta içtiğimiz şarabın üzerine ikinci Viski kadehini yuvarlamış, sevgilisinin yanında mutluluktan yanakları, gözleri parlıyor, dili şakıyordu. Ahmet’in kolunun altına girmiş, kene gibi yapışmıştı çocuğa.

Arada ben de lafa karışıyor, neşelerine ortak oluyordum. Ahmet’i süzüyordum. Sarışın, yakışıklı, uzun boylu, dalyan gibi dedikleri türden bir şeydi. Sarı saçlarını uzatmış, yanık teniyle kızılderili gibi duruyordu. Kirli sakalı, tek kulağında parlayan küpesi, üzerindeki kaliteli gömlek, kot pantolonla harika görünüyordu.

Semra bir yandan konuşuyor, bir yandan oğlanın tepesine çıkacak gibi sarılıyor, sarmaşıyor, yanaklarını okşuyor, öpüyordu. Ahmet biraz sıkılgan, gözü bende, kulağı Semra’da, onun saldırılarına karşı durmaya çalışıyor gibiydi. En son Semra dudaklarına uzanınca, Ahmet, “Rahat dur kızım! Azmışsın sen iyice! Baksana, Aylin var!” dedi. Semra umursamadı bile, öpmeyi sürdürdü, “Yabancı değil o, halden anlar! Merak etme, seni nasıl özlediğimi, nasıl istediğimi o da biliyor!” dedi. Ahmet kurtulmaya çalışarak, “İyi de, bu kadar…” dedi. Bu sefer ben söze karıştım. Televizyonun kumandasını alarak bir film açtım, “Siz bana bakmayın çocuklar, rahatınıza bakın! Yabancı değilim ya, Film izliyorum ben!” dedim.

Avizenin kumandasını alıp ışığı da kıstım iyice. Avizenin loş ışığı ve televizyondan gelen ışık kalmıştı salonda. Ahmet ortamın rahatlığını görünce, Semra’nın sarılmalarına karşılık vermeye başlamıştı. Çekingenliği üzerinden atmış, dudaklarıyla kızın dudaklarını örtmüş, kürek gibi elleri vücudunun her tarafında dolaşıyordu. Parmakları mengene gibi kızın etini kıstırınca, Semra’dan, “Ayyy!” diye bir inleme duyuluyor, dudak şapırtıları filmden gelen sesleri bastırıyordu. Kendilerinden geçmiş gibiydiler. Şarap ve Viski aşırı rahatlatmıştı sevgilileri. Kendi dünyalarına dalmışlar, beni unutmuşlardı bile.

Ahmet’in koca ellerinin Semra’nın geceliğinin üstünden memelerini avuçladığını, nefes almak için dudaklarını araladıklarında birbirinin içine girip çıkan, okşayan dillerini gördüm loş ışıkta. Semra memeleri avuçlanınca yine inledi. Hamur gibi yoğuruluyordu diri memeleri. İnlememek mümkün mü o avuçların içinde. Sonra o eller aşağıya indi. Geceliğin eteğinin altından külodunu avuçladı…

Ne yapacağımı şaşırmıştım. Televizyona bakıyordum, ama hiçbir şey görmüyordum. Bütün duyargalarımla yan tarafta sevişenlere kilitlenmiştim. Yan gözle görebildiğim vücutların sarmaşmaları, kıpırdanışları, kısık inlemeler. İçimde, kasıklarımda ateşler yanmaya başladı. Amımdan sular geliyordu. Çaktırmamaya çalışarak elimi apış arama götürdüm. Amımın dudakları yanıyor, kaşınıyor, ıslanıyordu. Elimi, parmaklarımı bastırdım üstüne, sus der gibi. Ama ne mümkün. Parmaklarım kasıldı, am dudaklarımı sıktım parmaklarımın arasında. Korkunç zevk alıyordum. İstekle yanıyordum. Bacaklarımı sımsıkı kasıp bırakıyor, am dudaklarımı, klitorisimi eziyordum…

Artık televizyona bakma numarası bile yapamıyordum. Direkt onlara kilitlenmiştim. Sanki canlı porno izliyordum. Sadece üzerlerinde giysiler vardı. Ben olmasam içeride, çoktan onları sıyırıp birbirlerine dalmışlardı, eminim. Ben onlara bakarken, Ahmet’in gözlerinin bende olduğunu fark ettim birden. Bir yandan kucağındaki Semra’nın saçlarını kavramış, dudaklarını öpüyor, bir yandan beni izliyordu. Ne yapıyordu bu adam? Neden bana bakıyordu ki? Ama hoşuma gitmişti beni izlemesi. Elimin hareketlerini kesmedim, kendimi okşamaya devam ettim. Şimdi Ahmet’in bakışları üzerimdeyken onları izlemek daha çok tahrik etmişti beni…

Yavaşça sabahlığımı sıyırdım omuzlarımdan. Geceliğim meydana çıktı. Yakasını parmak uçlarımla araladım. Çıplak memelerim meydana çıktı. Uçları zevkle dikilmişler, sertleşmişlerdi. Koltukta kaykıldım iyice, uzun bacaklarımı araladım. Gözümü Ahmet’ten ayırmıyordum. O da benden. Yaptıklarımı izliyordu. Bir elimi meme ucuma götürürken, diğerini kasıklarıma, bacak arama götürdüm. İçkinin, seks isteğinin verdiği sıcaklık tüm damarlarımda dolaşıyordu. Amımın şiştiğini, kanla dolduğunu hissediyordum. Kendimi okşadım uzun uzun. Külodumun içine soktuğum parmaklarım sularımdan ıslanmıştı. Çıkardım, dudaklarıma götürdüm. Ahmet’e göstere göstere yaladım parmaklarımı, tek tek. Gözleri bana sabitlenmişti. Sanki kucağında yatan Semra’yı değil, beni sikmek üzereydi. Eli kızın külodunun içine dalmıştı. Amını kurcalayıp duruyor, parmaklarını sokuyordu içine…

Semra boğuk bir sesle, “Ohhh!” diye inledi ve “Aşkım yapma! Beni delirtiyorsun!” dedi. Onun da eli Ahmet’in önünü okşuyor, parmaklarının arasında ovalıyordu. Fermuarını açıp içeriye dalan parmaklar, içerde oynaşıp duruyor, Ahmet’in inlemesine sebep oluyordu.

Anlaşıldı ki, ben burada oldukça bunlar ilerleyemeyecek, öpüşmekle kalacaklardı. Gözlerim Ahmet’te, yerimden zorlukla doğruldum. Sabahlığı koltukta bırakmıştım. Onu ilk geldiğinde karşıladığım vaziyette, mini şeffaf geceliğimle, yüksek topuklu ev terlikleriyle ayakta durup onlara baktım. Şehvetten buğulanmış bir sesle, “Çocuklar, siz rahat edemiyorsunuz. Ben en iyisi gidip yatayım, siz de rahat rahat sevişin!” dedim. Semra başını çevirip baygın baygın bana baktı. Onun durumu da iyi değildi. “İyi olur valla Aylincim, benim dayanacak halim kalmadı. Ah benim anlayışlı yengecim!” dedi. “Abine söylemek yok tabi bunu yaptığımı. İyi geceler size. Uyuyabilirseniz tabi…” dedim gülmeye çalışarak.

Aslında hiç gülecek halim yoktu. Gözüm Ahmet’in bacak arasında fermuarı açık kotunun önünü şişiren kabarıklıktaydı. Ne vardı bunun içinde? Nasıl bir şey vardı ki, Semracık onun hasretiyle yanıp tutuşuyor, yokluğundan karalar bağlıyordu? Mutlaka görmeliydim o şeyi. Çıkmak için arkamı dönerken Ahmet’e baktım tekrar. Gözleriyle bir şey işaret ediyordu sanki. Salondan çıktım. Daha doğrusu çıkar gibi yaptım. Yatak odasının kapısını sesli bir şekilde kapatıp açtım, içeri girmeden tekrar salonun kapısına çöreklendim…

Tam tahmin ettiğim gibiydi. Semra büyük bir açlıkla koltuğun üzerine yatırdığı sevgilisinin üstüne tırmanmış, Koala gibi sarmalamıştı. Ahmet yattığı yerden kendini ona bırakmıştı. Semra erkeğinin üstünde doğruldu, geceliğini telaşla çıkarıp fırlattı. İçinde sütyen olmadığından bir anda sadece külotla kalıvermişti. Memeleri 22 yaşının verdiği dirilikle dimdik karşıyı gösteriyordu. Ellerini Ahmet’in göğsüne dayayıp, külotlu amını kotun önündeki kabarıklığa sürtmeye başladı. Çılgın gibi sürtünüyordu. Telaşlı hareketlerle kalktı, külodunu da çıkardı. Ayakta çırılçıplak duruyordu. Loş ışıkta genç bedeni harika görünüyordu. Eğildi, Ahmet’in üstündeki gömleği çıkardı. Pantolonun kemerini açıp titreyen parmaklarla pantolonu içindeki baksırla beraber sıyırdı yavaş yavaş…

Gözlerimi dört açmış bekliyordum. Fazla beklemedim. Semra’nın yana yakıla anlatıp durduğu haşmetli sik dimdik ortaya çıkmıştı. Upuzun görünüyordu gözüme. Kocamın ufaklıktan sonra gözüme canavar gibi görünmüştü Ahmet’in koca siki. Offf… Amım sulanıyordu yine. Parmaklarımı daldırıp manzarayı seyretmeye devam ettim. Semra çırılçıplak soyduğu erkeğinin üstüne çıktı yine. Havaya dikili duran sikin üstüne çöktü yavaş yavaş. Semra adamın dev gövdesi ve koca siki üzerinde öyle narin, minicik görünüyordu ki, o koca siki alıp alamayacağını merak ettim bir an. Sonra, alabiliyor ki, sevişip duruyorlar dedim kendi kendime.

Semra eğildi, sikin kafasını tutup amına dayadı. Yavaş yavaş inmeye başladı. Dudaklarını ısırıyordu. Ahmet aşağıdan belini tuttu, o da bastırarak yardımcı olmaya çalışıyordu. Yavaş yavaş indirdiği kalçaları sikin dibine vardığında derin bir, “Ohhhhh!” çekti Semra. Durdu, fısıltıyla, “Yavaş aşkım! Bekle biraz… Alışsın!” dedi. Ahmet’in umursadığı yoktu. Ellerini başının altında kenetlemiş, sevgilisinin yaptıklarını izliyordu. Semra’nın gözleri kapalı, içindeki sikin büyüklüğünü hazmetmeye çalışıyor, yavaş yavaş kalçalarını oynatıyordu. Ahmet başını yana çevirdi, sanki benim orada olduğumu biliyordu…

Kapının arkasından çıkıp kendimi gösterdim ona. Gözlerimiz birleşti. Ben de gözlerimi ayırmadan altımdaki ıslak külodu indirdim, bacaklarımdan sıyırıp çıkardım. Geceliğimi çıkarsam mı diye düşündüm, vazgeçtim. Eteğini kaldırıp belime kadar sıvadım. Diğer elimi amıma götürüp avuçladım. Ohhhh… Önümde canlı porno oynuyor, ben de kendimi tatmin ediyordum…

Semra oturup kalkmaya başladı sikin üstünde. Zorlukla yapıyordu bunu. Ahmet’in koca siki daracık amcığını yara yara içine giriyor, kayboluyor, sonra tekrar yavaş yavaş meydana çıkıyordu. Bir kaç kere tekrarladıktan sonra kasılmaya başladı. Anlaşılan çok özlemişti sikilmeyi. Hemen orgazm oluvermişti. Kasılmaları bitene kadar zıpladı Ahmet’in sikinin üstünde. Amından akan sular girişi rahatlatmıştı herhalde. Daha kolay inip kalkıyordu şimdi. Nefes nefese kalmıştı. Durdu, kalkıp siki amından çıkardı. Koltuğa serilip kaldı. Ahmet biraz dinlenmesine izin verdi. Sonra kalkıp, Semra’nın bacaklarını ayırdı, arasına girdi. Semra ses çıkarmadan onu izliyordu. Başına geleceklere itiraz etme hakkı yoktu sanırım.

Ahmet uzun sikini gövdesinden tutup, sikini Semra’nın ıslak am dudaklarına, klitorisine boylu boyunca sürttü bir süre… Islanan sikinin başı ışıkta pırıl pırıl parlıyordu. Ohhh… Harika görünüyordu. O klitorisine sert aleti sürttükçe, Semra inim inim inliyordu. Kaygan sik delirtiyordu onu. Dudaklarını ısırıyordu zevkten. Sonra bir anda tutup önünde sabırsızlıkla bekleyen istekli amcığın içine batırıverdi aletini. Semra kıvrandı, “Ahhh! Yavaşş aşkım…” dedi acıyla. “Sus orospu! İstediğin bu değil miydi? İşte veriyorum istediğini sana! Sesini çıkarma, seni evire çevire sikicem bu gece!” dedi.

Gidip gelmeye başladı hoyratça. Semra artık çekinmeyi bırakmış, içine girip çıkan yarağın verdiği zevk ve acıyla inliyordu. Yine kasıldı, orgazm oldu. Ahmet içine girip çıktıkça içinden sular fışkırıyordu sanki. Durmuyordu adam. Boşalmaya niyeti yok gibiydi. Sürekli bacaklarının arasında gidip geliyordu. Semra’nın bir bacağını kaldırdı, boynuna dayadı. İkiye ayrılan bacakların arasına istediği gibi yerleşip pompalamaya devam etti. Semra’nın inlemekten sesi kısılmıştı artık…

Ahmet bu kez belinden tutup ayağa kalktı. Semra’nın minyon gövdesi sikinin üstünde asılı gibi duruyordu. Kalçalarından tutup ayakta hoplatmaya başladı. Semra düşmemek için boynuna sımsıkı sarılmış, içine yarak girip çıktıkça inliyordu, “Aahhh! Yeter! Yeter artık! Acı bana! Dayanamıyorum!” diye. Ben elim amımda bu inanılmaz sahneyi izliyordum. Ahmet ayakta görümcemi hoplata hoplata sikiyor, yüzü kapıya dönük vaziyette, gözlerini benden ayırmıyordu. Ben de ona göstere göstere amımı okşuyor, parmaklarımı içime sokuyordum…

Bu kez döndü, Semra’yı sikinden indirip koltuğun üstüne bıraktı yavaşça. Semra bir, “Ohhh!” çekmişti. Baygın vaziyetteydi. Ama Ahmet dinlenmesine izin vermedi. Belinden tutup çevirdi, sert hareketlerle kızı dizlerinin üzerinde domalttı. Islak sikinin başını göt deliğine sürtmeye başladı. Semra çırpınıyordu artık, “Lütfen aşkım, yalvarıyorum, dayanamam artık, ölmek üzereyim! Yeter!” dye. “Artık istemiyor musun beni tatlım?” diye sordu Ahmet, “Seni sikmemi istemiyor musun? Az önce amıma geçir diye yalvarıyordun. Şimdi sikme diyorsun!” dedi. Semra da, “İçim çok acıyor aşkım! Hiç olmazsa ara verelim. Lütfen!” dedi.

Ahmet de, “İstersen içerde Aylin var… Çağıralım mı onu? Sana yardım etsin ister misin? Ne dersin?” dedi. Bunu söylerken bana bakıyordu yine. Semra, “Gelmez ki! Sana anlattım, abim doyuramıyor onu, senin onda biri kadar sikse yeter ona! Ama gelmez!” dedi. Ahmet bana baktı, “Ya gelirse? Ya onun da canı isterse?” dedi. Semra, “Keşke! Ne istersen yap hayatım! Yeter ki biraz dinleneyim ben! Öldürdün beni! Onu da sik! Biraz mutlu olsun yengem de! O da tadına baksın senin güzel sikinin! Bayram yapsın o da! Ama gelmez!” dedi.

Ahmet gözümün içine baktı. Şehvet vaat eden deli bakışları beni çağırıyordu. Elimi apış aramdan çekip yavaş adımlarla salona girdim. Hipnotize olmuş gibiydim. Gözlerimi Ahmet’in güzel maviş gözlerinden alamıyordum bir türlü. Yaklaştım. Semra domalmış vaziyette, arkadan amına giren koca yarakla baş etmeye çalışıyordu. Ahmet’in kalçaları ileri geri gidiyor, yavaş hareketlerle sikmeye devam ediyordu. Elimi uzatıp onun gergin, kaslı kalçalarına değdirdim. Ateş gibi yanıyordu. Okşadım. Ahmet bir eliyle geceliğimin eteğini tutup kaldırdı. Çıkarmamı istiyordu sanırım. Ben de tutup çıkardım geceliği. Şimdi ben de onlar gibi çırılçıplaktım. Arkadan yanaştım, Ahmet’in vücuduna sarıldım. Ahmet Semra’nın kalçalarıyla benim aramda kalmıştı şimdi…

Öne gittikçe Semra’nın amına giriyor, kalçalarına kasıkları çarpıyor, amından çıkarıp geri gelince benim kasıklarıma çarpıyordu. Ahmet başını çevirip dudaklarını uzattı. Ben de parmak uçlarımda yükselip öptüm dudaklarını. Dilimi gezdirdim. Uzun uzun öpüştük. Dili dilimi okşuyor, delirtiyordu beni. Uzun sarı saçlarını okşadım öpüşürken. Sonra öpüşmeyi bıraktı. Semra’ya dönüp belinden kavradı. Kızı sikini hiç çıkarmadan belinden tutup kaldırdı, koltuğa oturdu, arkasına yaslandı. Semra kucağında, sırtı dönük bir şekilde sikinin üstünde oturuyordu…

İşte o anda gördü beni. Gözleri şaşkınlıkla açıldı. Ben de onlar gibi çırılçıplak, aynı odanın içindeydik. Gülümsedim. O da bana gülümsedi. Gözlerimizle aramızda anlaşmıştık. Bu güzel siki, sikin sahibini aramızda paylaşacaktık. Onun yükünü hafifletecektim ben…

Semra’nın Lezbiyen ilişkiler konusunda söyledikleri geldi aklıma. Önlerinde diz çöktüm. Ahmet’in akan zevk sularıyla parlayan siki bir görünüp bir kayboluyordu gözümün önünde, damarlarını yakından görebiliyordum. Semra bir yandan inip kalkıyor, bir yandan gözünü benden ayırmadan merakla ne yapacağıma bakıyordu. Elimi uzattım, durmaksızın hareket halindeki tüysüz amına parmaklarımı değdirdim. Durakladı. Bekliyordu. Kabarmış, parmak gibi sertleşmiş klitorisini okşadım. Zıpkın yemiş gibi irkildi zevkten, “Ohhh! Çok güzel!” diye inledi…

Devamını bekliyordu şimdi. Bir süre okşadım klitorisini, sonra eğildim, dilimin ucunu tam o sertleşmiş klitorisine değdirdim. İnlemeler devam ediyordu. İçindeki koca yarağın verdiği zevk, klitorisinden yayılan zevkle birleşiyor, inlettiriyordu kızı. İlk defa yapıyordum bunu, ilk Lezbiyen ilişkimi yaşamak üzereydim. Bir hemcinsimin amını ellemek, ona zevk vermek, dilimin ucunda sıvılarının tadını almak içimi bir hoş yapmıştı…

İkisi de hareket etmeyi bırakmıştı. Ahmet kucağında minicik kalan Semra’nın omuzundan bakıyordu yaptıklarıma. Dilimi boylu boyunca gezdirdim Semra’nın amında. Altta Ahmet’in sikine geldim, uzun sikin yarısı dışarıda kalmıştı. Dilimle gezintiye devam ettim. Aşağıya indim, yumruk gibi aşağı sarkan taşaklarında gezdirdim dilimin ucunu. Sonra aynı şekilde, aynı yolu izleyerek yukarıya çıktım. Taşaklarını, damarlı sikini, Semra’nın şişmiş am dudaklarını, klitorisini yaladım. Hangisini yalasam, ondan bir, “Ohhhh!” inlemesi duyuyordum. Elimi amıma götürdüm, bir yandan yalıyor, bir yandan kendimi parmaklıyordum. Sonra dudaklarımı Semra’nın klitorisine gömdüm iyice. Emmeye başladım. Somura somura emiyordum…

Semra feryat etmeye başlamıştı, “Offf! Aylin… Ne yapıyorsun bana! Çok güzel! Yala! Yala!” diye inliyor, Ahmet’in kucağında, sikinin üstünde kıvranıyordu. Ahmet de bir eliyle saçlarından kavramış, dudaklarını emiyor, diğer eliyle memesinin birini avuçlamış eziyordu. Her zevk noktasından kuşatılan Semra daha fazla dayanamadı. Yine kasılmaya, orgazm olmaya başladı. Dakikalarca yılan gibi kıvrandı. Sonunda bitti. Hareketsiz kaldı. Ahmet kaldırıp yan tarafa yatırdı kızı. Baygın gibi yatıyordu. Parmağını kıpırdatamıyordu. Bitmişti…

Ahmet bitmemişti ama. Kızı defalarca boşaltmasına rağmen kendisi halen boşalmamıştı. Bana dönerek, o sikici erkek sesiyle, “Ne dersin? Sen de ister misin bunu?” diye sordu. Eliyle Semra’nın amından çıkan ıslak sikini kavramış, bana gösteriyordu. Yutkunup kaldım, bir şey diyemedim. Gözlerim elindeki harika şeye kilitlenmişti. Öyle güzel görünüyordu ki. Yumruk gibi başı vardı. Gövdesinin her tarafında damarları kabarmış, altında koca taşaklarla abide gibiydi. Dizlerimin üstünde donup kalmıştım…

Semra yanımızda bizi izliyordu. Eli amındaydı. Yorgun sesiyle lafa karıştı, “İster tabi aşkım, istemez olur mu? Hele tadını bir alsın, her zaman ister!” dedi. Ahmet güldü bunu duyunca. Sonra bana, “Dokunmak ister misin? Çekinme! Elini uzat!” dedi. Dediğini yaptım. Rüyadaymış gibi elimi uzattım. Dokundum. Parmaklarımın ucunda kıvılcım çaktı sanki. Geri çektim elimi. Sonra yine uzattım. Gülümseyerek beni izliyordu. Bu kez parmaklarımla gövdesini tuttum, ince narin parmaklarımın arasında bileğim kalınlığında duran aleti hayranlıkla seyrettim…

“Okşasana biraz! İçerden çıktı, kendini öksüz hissediyor zavallı!” dedi. Okşadım. Parmaklarımı o kadifemsi sertliğin üzerinde gezdirdim. Heyecandan dudaklarımın kuruduğunu hissediyordum. Dilimin ucuyla yaladım dudaklarımı. Ahmet, “Ohhh! O dilini gösterme bana, deli ediyorsun beni! Güzelliğin, seksiliğin deli ediyor!” diyerek eğildi, hırsla saçımdan tutarak kendine çekti, dudaklarıma yapıştı. Somurmaya başladı. Dilini ağzımın içine kaydırmış, dudakları dudaklarımı ezerken, dili de dilimi okşuyordu içeride. Öyle güzel öpüyordu ki, başım dönüyordu. Dakikalarca öpüştük…

Sonra hırsla dudaklarını kopardı benden. Şaşkın şaşkın bakıyordum. Aynı hırsla başımı tuttu, kucağına eğdi, kendini geriye attı. Anlamıştım ne istediğini. Burnumun ucunda duruyordu güzel siki. Başını öptüm önce. Dudaklarımı gezdirdim şapkasının kenarlarında. Elimle tutmuştum, elimin içinde damarlarındaki kanın akışını hissediyordum sanki. Ahmet, “Güzell! Şimdi de biraz yalar mısın lütfen?” dedi boğuklaşan sesiyle. İkiletmedim. Dilimi çıkarıp gezintime dilimle devam ettim. Dilim kurudukça yalanıyor, ıslatıp devam ediyordum. “Tükür lütfen, ıslansın!” dedi. Tükürdüm ben de. Ne bileyim, kocamda böyle şeyler yaşamamıştım ki hiç. Elimle tükürüğümü yaydım sikinin teninde. Kayganlaşan avucumla okşadım, dilimle yaladım, tekrar ıslattım. Şapkasını, gövdesini, her yerini…

“Şimdi taşaklarımı!” talimatı geldi. Aşağıya indim. Dilimi taşaklarının hassas derisinde değdirdiğimde inledi. Burnuma ter, sperm kokuları geliyor, bu beni daha da azdırıyor, yaladıkça yalamak istiyordum. Ama izin vermedi. Saçımı tutup geriye çekti başımı. Islanmış ağzımla yüzüne baktım, bekliyordum. Tekrar doğrulup, oturduğu yerde kendine çekti, tekrar öptü beni. Islak dudaklarımı öpüyor, yalıyordu. Belimden tutup benimle beraber aşağıya kaydı, sırtüstü yatırdı. Halının üzerine boylu boyunca uzattı, kendisi de bacaklarımı ikiye ayırıp üzerime abandı…

Bacaklarımın arasında durup bir süre beni seyretti. Heyecan içinde bekliyordum. Fazla bekletmedi. Eğildi. Dudakları dudaklarıma değdiğinde, sikinin başı da apış arama girmiş, amıma baskı yapmaya başlamıştı. Dayanamadım, sımsıkı sarıldım boynuna. Kalçalarını indirip sikini bastırdı, giremedi. Bu kez bir elini aramıza sokup, sikini tuttu, hedefine nişanlayıp bastırmaya çalıştı. Zorlanıyordu. Tüm ıslaklığıma rağmen, koca siki, benim az kullanılmış, narin amıma girmekte zorluk çekiyordu. İnledim, “Ihhhh! Yavaş! N’olur! Sikin çok büyük, alışkın değilim!” diye. “Merak etme canım, alıştıra alıştıra yaparım. Fazla zorlamamaya çalışırım!” dedi.

Dediği gibi yaptı. Yavaş yavaş, ileri geri, ileri geri yapa yapa, sikini am sularımda ıslatıp kayganlaştırarak ilerledi, ilerledi… Sanki amıma bir kol giriyor gibiydi, am dudaklarımın, amımın iç duvarlarının zorlandığını, gerildiğini hissediyordum. Zevk mi? Evet, ama duyduğum acı daha fazlaydı sanki… Dibime kadar girdi. İçimde yumruk gibi başın kalınlığını hissediyordum. Biraz bekledi, sonra birden kendini olduğu gibi üzerime bıraktı…

“Ihhhh!” diye inledim. Nefes almaya çalıştım. Yapılı erkek gövdesinin altında eziliyordum. Uzun sikinin henüz dışarıda kalan son birkaç santimini de dibime kadar gömmüştü bu hareketiyle. Artık amım yırtılacak, balon gibi patlayacak sanıyordum. Elimi araya sokup göğsüne dayadım, itmeye, kaldırmaya çalıştım. Nefes nefese, “Offf Ahmet, lütfen kalk! Üstümden kalk! Nefes alamıyorum! Sikin içimi yakıyor, yırtılacak gibiyim!” dedim. “Rahat bırak kendini güzelim! Şimdi geçecek! Amcığın alışır şimdi, merak etme!” diyerek beni dudaklarımdan, yanaklarımdan öpüyor, rahatlatmaya çalışıyordu…

Kendini yukarı çekti, üzerimdeki ağırlık, içimden bir ‘Ploff’ sesiyle aniden çıkan sikinin baskısı kaybolunca, gerçekten biraz rahatlamıştım. İçimi yakan ateş gibi siki içimden çıktığında bir serinlik hissettim. Ürperdim. Sonra o serinlik yerini tekrar ateşe bıraktı. Başımı kaldırıp baktığımda, Semra’nın başını kasıklarımın üstünde gördüm. Diliyle amımda geziyor, am dudaklarımı yalıyordu, yavrusunu yalayan dişi bir köpek özeniyle. Ahmet yanımızda yanlamasına uzanmış, elinde tuttuğu sikini sıvazlayarak ilgiyle Semra’nın bana oral yapışını izliyordu…

Kendimi, salonun loş ışıklı ortamında, küçük pipili kocamın hayli geniş porno arşivinden bir film sahnesinde gibi görüyordum. Ben, görümcem ve koca yaraklı sevgilisi. Sanki Satanist bir grup seks ayinindeymişiz gibi. Ben, bakire kurban gibi ortalarında yatmışım, Rahibe de amımı okşayıp yalayarak beni Efendimizin kutsal asası ile sikişine hazırlıyor. Efendimiz, az sonra amıma sokacağı kalın, damarlı, kutsal asası elinde, sabırsızlıkla Rahibenin işini bitirmesini bekliyor. Ve rahibe de işini iyi yapıyor doğrusu. Dili amımda gezindikçe, klitorisime dokundukça, elektrik vermişçesine minik titremelerle kendimden geçiyorum. Parmaklarını, içinden sular akan amıma sokarak, ileri geri yapıyor. Önce biri. Sonra ikincisi. Sokup çıkarıyor. Aynı anda dili parmaklarının etrafında, amımda Tavaf yapıyor. Klitorisimi okşayan dil aşağıya iniyor, am dudaklarımı yalıyor, daha aşağıya, arka deliğime kadar okşaya okşaya tüm kasık bölgemde geziniyor…

İnliyorum, dayanılacak gibi değil, parmaklarımla halının tüylerine asılıyorum, “Ahhh! Çok güzel! Harika!” diye inliyorum. Korkunç bir zevk dalgası yükseliyor kasıklarımdan tüm vücuduma. Kalçalarımla beraber düz karnım, göğüslerim dalgalanıyor, kasılıyor, gözlerim kararıyor. Orgazm oluyorum. Dakikalarca. Ama Semra durmuyor, yalamaya devam ediyor. “Yeter! Yeter artık! Dayanamıyorum! Bırak lütfen!” diyorum. Neden sonra bırakıyor amımı yalamayı. Başını kaldırıyor kasıp yalamasına engel olmaya çalıştığım bacaklarımın arasından. Etli dudakları, am sularımla pırıl pırıl, saç baş dağılmış. Gülümsüyor bana. Sonra Ahmet’e dönüyor, “Gel canım, artık hazır! Şimdi girebilirsin!” diyor.

Ahmet bekletmeden kalkıyor, dizlerinin üstünde, tekrar bacaklarımın arasına giriyor, siki kocaman başıyla dimdik, amıma kilitlenmiş. Ama Semra, “Dur bir dakka!” dedi, elini uzatıp Ahmet’in sikini kavradı, tutup ağzına soktu aleti. Bol bol tükürükle karışık emdi, yaladı. Boğazına kadar sokuyor, sonra dışarıya çıkarıp ne durumda olduğuna bakıyor, sonra tekrar sokuyordu ağzına. Ahmet inleyerek, “Yeter artık orospu! Böyle boşalmak istemiyorum, bırak şunu!” dedi.

Semra, ağzında iyice ıslattığı siki, az önce içinden sular fışkıran amımın dudakları arasına getirdi. Bana, “Merak etme canım, kontrol bende! Canının yanmasına izin vermem. Sonuna kadar sokturmam!” dedi. İçimden gülmek geldi, ama amıma girecek yarrağın heyecanı gülmeme engel oldu. Böyle bir fıkra mı vardı ne? Gerdek gecesi, kızını yarmasın diye damadının yarrağını eliyle tutan kaynanayla ilgili? Ama Ahmet kalçasını hareket ettirip sikinin başını amıma sokuverdiğinde, hepsi uçtu gitti aklımdan. Dirseğimin üzerinde doğrulmuş, Ahmet’in koca sikinin içimde batan gemi gibi kayboluşunu izliyordum, dudaklarımı ısırarak…

Az önceki orgazmımın etkisiyle herhalde, fazla canım yanmıyordu bu kez. Önce yumruk gibi baş kayboldu tamamen. Sonra damarlı gövde ağır ağır içimde batmaya başladı. Başımı iki yana sallayarak, “Ihhhh!” diye inledim. Amımı yarıyordu hayvansı alet. Semra tüm dikkatini elinde tuttuğu aletin içime girişine vermiş, “Şşşş… Az kaldı Aylin, sık dişini canım!” dedi. Dediği gibi az sonra Semra’nın yarağı tutan eli kasıklarıma dayandı, kaldı. Ahmet itmesine rağmen daha fazla girmiyordu yarak. Sonra inip kalkmaya başladı üstümde. Ağır ağır. Acı kaybolmuştu şimdi. Katıksız zevk vardı artık. Semra’nın elinin izin verdiğince içime giriyor, sonra başına kadar geri çıkıyordu. Hızını arttırdı. Nefes alamıyordum zevkten. İçime girip çıkan siki, bir şehvet dalgasından diğerine koşturuyordu beni. Ahmet ellerinin üzerinde spor salonunda şınav çekercesine rahat ve o oranda tempolu hareketlerle inip kalkıyordu. Bunu yaparken gözleri gözlerimdeydi…

Sonra Semra’ya, “Bırak artık yarrağım kaltakkk! Boşalmak üzereyim!” diye hırladı. Semra elini bırakıp üzerime geldi, dudaklarıma yumuldu. İyi ki öyle yapmış. Ahmet’in yarağını boylu boyunca amıma gömmesiyle, benim o anda duyduğum acı ve zevkle gırtlağımdan kopup gelen feryat, Semra’nın ağzında boğuldu gitti. Ağzımı dudaklarıyla kapatan Semra’nın ağzının içinde zevkten bağırıyordum artık. Burnumdan nefes almaya çalışıyor, başaramayınca göğüslerim şiddetle inip kalkıyordu.

Bu arada Ahmet, inip kalkan memelerimi kürek elleriyle avuçlamış yoğuruyordu. Kalçalarının hareketi iyice hızlanmış, kasıkları şiddetle kasıklarıma çarpıyor, amıma yarağını dipledikçe, o elim büyüklüğündeki taşakları ıslanmış arka deliğime vurup duruyordu…

Kendimi ölecek gibi hissediyordum. Vücudumun her zevk noktasından beynime ulaşan sinyaller artık birbirine karışmıştı. Ahmet’in sikinin pompalayıp durduğu amımdan, taşaklarının çarptığı arka deliğimden, hoyratça avuçlanan memelerimden, Semra’nın kemirdiği dudaklarımdan… Bütün sikişimiz boyunca orgazm yaşadım sanki. Küçük ölüm, yarı koma halinde gibiydim. Zevkten kendimi kaybettim bir süre sonra. Ahmet’in kasılmaları, içime fışkıran döllerinin rahmimin en derinlerini yakan ateşi. Her şey etrafımda dans etmeye başladı. Ahmet… Semra… Gözlerim karardı. Bayılmışım!

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

%100 Gerçek Ensest Anilarim Bolum: 5 Ozge Yengem

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

%100 Gerçek Ensest Anilarim Bolum: 5 Ozge Yengem

Havalimanına gelmiştik. Yengem kolumu sıkı, sıkı tutuyor, yeni kalkış yapan havada ki uçağa bakıyordu. İç terminale doğru gidiyorduk.

Yengem;

-Kuzey çok korkuyorum geri mi dönsek?
-Yok artık sensiz mi gideceğim İzmir’e?
-Git ne olacak ki?

Olmaz dercesine kafamı yukarıya kaldırıp, indirdim. Elini sımsıkı tutuyordum. Oda korkudan elini tuttuğumu bile bilmiyor, farkında değildi. Hiçbir eşya götürmediğimiz için, çantalarımızı alıp çıkmıştık. Evdeki tüm eşyalar kalmış, Veysel abi onları satacaktı. Bir dakika? Eyvah! Yengemin yeni aldığı gecelikler, seks yaptığımız o oda? Aman Allah’ım kan beynime sıçradı. Yengemin de elini tuttuğum için ben donup kalınca oda gidemiyor, bekliyordu.

-Canım ne oldu? Bembeyaz oldun, iyi misin? Kuzey?
-Kıyafetler? Oda? Özge, ev çok dağınık. Şimdi girecekler, o iç çamaşırlarını orta yerde görecekler ben gelmiyorum.

Tam geri döndüm ne yapacağımı düşünüyordum dondum kalmıştım. Yengem yanıma gelip sarıldı boynuma;

-Şapşiksin biliyorsun değil mi? O kadar düşüncesiz bir kadın mıyım ben? Eve gidip çöpe attım onları. Çarşafı falan söktüm yataktan attım ne varsa çöpe.
-Of özge ölüyordum, kalbime bak
-Oha en son birlikte olduğumuz da böyle atıyordu bu.

Bacaklarımın tüm bağları kopmuş, uzanıvermiştim yere.

-Of yemin ederim tansiyon hastası olacağım bu yaşta.
-Kalk hadi üşüteceksin, hem bir şey oldu sanacaklar. Aha baban geliyor.

Elimi bırakmış yanımda duruyordu. Babam koşarak geldi.

-Paşam kalk ne oldu iyi misin? Aslanım?
-Baba iyiyim gözüm karardı birden.
-Kalk hadi kalk, heyecan yapmışsındır. Annen ne sürprizler hazırladı size. Gel elini yüzünü yıkayalım.

Yengem girdi araya;

-Enişte biz gideriz Kuzeyle siz halledin bilet işini.
-Tamam kızım.

Yengem boynuma sarılmış konuşuyordu;

-Salaksın, aptal, gerizekalı
-Höh orospu çocuğu da de tam olsun?
-Hahah yok o kadar değil. Nasıl düşünmem sandın ki bunu.
-Ne bileyim ya.
-Kuzey?
-Efendim?
-Altıma işicem hızlı yürü hadi.
-Yürüyoruz ya.

Resmen el ele gittik lavaboya. Aynaya geçtim boynuma bakıyordum. Yakası havada v yaka tişört tam bir keko gibiydim. Ama morluk geçmiş, çok az bir şey kalmıştı indirdim artık yakamı. Yengemi tuvaletin kapısında bekliyordum. Babam oradan el sallıyordu. Gelmemizi istiyordu. Bir dakika diye işaret ettim. Yengem çıktı kapıdan.

-Of stresten işe işe bitmedi, hadi gidelim
-Hadi, heyecan yapma bak ben yanındayım
-Kavalyem benim.

Sarılmıştı koluma. İçeriye alıyorlardı artık. Uçağa binecektik. Babam biletleri elimize verdi. İşte anlattı koltuk numaranız şurada yazıyor uçakta da burada yazıyor. Bakar oturursunuz. Tamam baba dedim. Sırayla geçtik. Uçak görevlileri hoş geldiniz efendim. Diyor güler yüzle karşılıyordu. Yengem şaşkın gözlerle bakıyor;

-Kuzey bu nasıl karşılama bir kolonya tutup, lokum vermedikleri kaldı.
-E yenge uçak böyle bir şey demek ki.

Gözüm numaralardaydı. Yengem ile ben yan yana, baran kenarı da ki koltukta. Kızlar ile de babam oturuyordu. Babam ve kızlar 4 koltuk ilerimizdeydi. Biz koltuklarımıza geçip oturduk. Uçağın kanatın yanındaydık. Pencere dibine ben ortada yengem vardı. Koluma sımsıkı sarıldı. Titriyordu.

-Bir tanem korkma, dönme dolap gibi düşün. Hem yine ben varım bak yanında.

Biraz rahatlamıştı. Yolcular yavaş yavaş dolduruyordu koltukları. Anons yapıldı.

Yengem pür dikkat anonsu dinliyor, hostesleri izliyordu;

-Sevgili yolcularımız uçağımıza hoş geldiniz. Uçağımızda uymanız gereken emniyet kurallarına dikkatinizi çekmek istiyoruz. El bagajlarınızı baş üstü dolaplarınıza, veya önünüzdeki koltuğun altına yerleştirilmesi gerekmektedir. Cep telefonu ve cep telefonu özelliği taşıyan cihazların uçuş moduna alındığından ve kapatıldığından emin olunuz. Tehlike anında uyulması gereken kuralları ve uçak içerisinde elektronik aletlerin kullanımına ilişkin detaylı bilgileri içeren güvenlik kartını koltuk cebinde bulacaksınız. Kemeriniz gösterilen şekilde bağlanır, belinize göre ayarlanır ve açılır. Emniyetiniz için uçuş boyunca kemerinizi bağlı tutunuz. Bebekli yolcuların kabin ekibi tarafından verilecek olan bebek emniyet kemerini kullanmaları gerekmektedir. Uçak yerde hareket halindeyken, kalkışta ve inişte, koltuğunuzu dik, güneşliğinizi açık ve masanızı kapalı duruma getiriniz, eğer var ise ekran kumandanızın yerinde olduğundan emin olunuz. Kabin basıncında bir değişiklik olursa, başınızın üzerindeki kapaklar otomatik olarak açılacak, oksijen maskeleri ortaya çıkacaktır, en yakın maskeyi kendinize doğru çekiniz. Ağız ve burnunuzu içine alacak şekilde, yüzünüze yerleştiriniz. Çocuklu yolcularımızın, çocuklarından önce kendi maskelerini takmaları gerekmektedir. Acil bir inişte, yaka ve kravatınızı gevşetiniz, koltuğunuzu dik duruma getiriniz. Masanızı kapatınız. Güneşliğinizi açınız. Üzerinizdeki sivri cisimleri ve sivri topuklu ayakkabınızı çıkartınız. Bebeğinize can yeleğini giydiriniz ve derhal şişiriniz. Acil durumlarda can yeleği bebeklere kabin ekibi tarafından verilecektir. Çarpmaya hazır olun ikanızı duyduğunuzda, öne eğiliniz, kollarınızı dizinizin altında birleştiriniz. Uçağımızda 8 adet çıkış bulunmaktadır. Tehlike anında, çıkış yönünüzü gösteren ikaz ışıkları, çıkış kapılarının üzerinde, koridor boyunca yerde, veya koltukların alt yanında bulunmaktadır. Acil inişlerde, uçağı kapılardan şişen otomatik kaydıraktan kayarak terk ediniz. Suya inişlerde, kapılarda bulunan kaydıraklar, bot veya yüzen araç olarak kullanılır. Can yeleğiniz koltuğunuzun altında, veya iki koltuk arasındaki bölme içerisindedir. Talimat verildiğinde yerinden çıkartınız, gösterilen şekilde başınızdan geçiriniz, bantları öndeki bağlantılara takınız ve çekerek belinize göre ayarlayınız. Yeleği uçağı terk ederken alt ucundaki görülen kırmızı kolları çekerek şişiriniz. Plastik boru veya borulardan üfleyerekte yeleğinizi şişirelebilirsiniz. İşaret fişeği suya temas edince otomatik olarak yanacaktır. Türk Hava Yolları’nı tercih ettiğiniz için teşekkür eder, keyifli yolculuklar dileriz.

Yengem her denileni harfiyen uygulamış, kollarımı sımsıkı tutmaya devam ediyordu. Uçak takside piste doğru ilerliyor, kalkış için uygun konuma geliyordu. Uçak hareket etmeye başladı. Git gide hızlanıyordu. Yengem kolumu öyle sıkı tutuyordu ki canım acımaya başlamıştı. Uçak havalanmaya başladı. Yüzünü omzuma bastırıyor, yüzünü kapatıyordu.

-Canım iyi misin?

Hayır dercesine kafasını sallıyor konuşmuyordu. Uçak iyice havalandı ve sağa doğru yatmaya başladı. Yengem;

-Elini ver.

Ellerimi tutuyor, barana bakıyordu. Ama baran elindeki oyuncağı ile oynuyordu.

-Bir tanem baran kadar değilsin ya, bak şu çocuğa sen gibi kıvranıyor mu?
-İçim tuhaf oldu benim…

Kabin görevlisi yanımıza gelmişti;

-Merhaba efendim keyifli uçuşlar dilerim. Ben kabin memuru Ayşe iyi misiniz?
Yengem baygın gözlerle konuşmaya çalışıyordu;
-Şey bilmiyorum midem bulanıyor, başım dönüyor, istifra etmek istiyorum.
-Ayağa kalkabilecek misiniz?

Yengem ayaklandı hemen geri oturdu başı dönüyordu.

-Ben size yardımcı olayım. Buyurun lütfen koluma girin.
Yengem kabin memurunun koluna girmiş, uçağın arka tarafına doğru yürümeye başlamıştı meraklı gözlerle onu izliyor, Baran’ı bırakıp peşinden de gidemiyordum. Barana oyuncaklarını oynatıyordum. Pencereden bakındığımda baya yüksekteydik, altımızda bulutlar vardı. Bir 10 dakika geçmişti ki kaptan pilot konuşmaya başladı;

-“Günaydın bayanlar baylar, sevgili çocuklar. Ben pilotunuz Zekeriya Bayrakçı, ikinci pilot arkadaşım Bahar Cancan ve kabin görevlisi arkadaşımız Ayşe Talipoğlu ile birlikte uçağımız Boing 701 sefer sayılı uçağımıza hoş geldiniz. Size uçuşla ilgili kısa bilgiler vermek istiyorum:
Şu anda Ankara semalarından havalanalı yaklaşık 13 dakika oldu. Deniz seviyesinden 29.000 feet ve 8800 metre yükseklikte seyretmekteyiz.
Uçuş rotamızı Ankara, İzmir, olarak belirledik.
Saat 14.50 de Adnan Menderes Havalimanı’na inmeyi planlıyoruz. İzmir’de 23 derecelik güzel bir hava bizi bekliyor.”

Konuşma bittiğinde yengem yanıma gelmişti, eli yüzü açılmış kendine gelmişti.

-Ya ne kadar iyi insanlar buradakiler, kendime geldim vallahi korku falan kalmadı. Tüm kabin çalışanları yanımdaydı teselli verdiler bana, korkumu yendim. Pencereden baktım bulutların üzerindeyiz şuan, gel yer değişelim camdan bakmak istiyorum.
-Hahaha ne bu hız ya tabi yenge gel.

O camdan dışarıyı izlerken, servise başlamışlardı. Poşet içinde bir ekmek arası, peynir domates salatalık, içecek bir şeyler. Biz onları yedik baranla yengem hala camdan bakıyor, dışarıyı izliyordu. Yanına yaklaştım;

-Nasıl? İyi misin?
-Evet, kendimi kuş gibi hissediyorum.

Sarı kuşum benim diyerek okşadım saçını, uçak alçalmaya başlamış, inişe geçmişti. Artık yere inmiş, uçak park ediyordu. Yengem çok mutlu görünüyordu. İç terminalden çıktık. Babam;

-Bekleyin burada arabayı getireyim.

Babam Havalimanının otogarına gidip arabayı getirecekti. Baran kucağımdaydı. Yengem;

-Ay hava çok güzelmiş burada Kuzey?
-Sorma yenge piştim.
-Aaa senin boynuna ne oldu?

Fark etmişti. Hiç bozuntuya vermedim.

-Sorma yenge dün Veysel abiyle gezerken üç beş takıldı da onlarla atıştık. Boynumu sıktılar.
-Kavga mı ettiniz? Yuh kuzey ya hiç söylemiyorsun gel buraya bakayım var mı bir şey?
-Abartma yenge ya ne olacak? Boğuştuk işte biraz o kadar. Hadi babam geldi geçelim arabaya.

Arabaya bindik. Eve doğru gidiyorduk. Uykusuzluktan ölmek üzereydim kafamı yengemin omzuna yasladım, gözlerimi kapattım. Pencere açık rüzgar esiyor, yengemin kokusu burnumu okşuyordu. O kadar güzel bir kokusu vardı ki yengemin. Ereksiyon olmamanız için hiçbir sebep yoktu. İyice sokuldum ona içim geçmiş. Yengemin dürtmesiyle uyandım.

-Yenge dur ya biraz daha uyuyayım.
-Kalk evde uyursun.
-Geldik mi?
-Evet de Kuzey kalk Allah aşkına evi görmen lazım.

Yengemin ayak sesleri uzaklaşıyordu. Başımı kaldırdım gözlerimi ovuşturdum. Hava sıcak ama mis gibi esiyordu. Evin önündeydik. Araçtan indim çevreme bakıyordum. Oha amk dedim burası neresi. Sağıma soluma aval aval bakınıyordum. Balkondan yengem çıktı.

-Kuzey gelsene?
-Yenge bu ev mi bizim şimdi?
-Evet.

Gözlerinin içi gülüyordu. Kendi kendime gülmeye başlamıştım.

İnanın bana değerli okurlar hangi birine inanacağımı şaşırmıştım artık, Hayallerimin kadını yengemle hayallerimi gerçekleştirdiğime mi? Babama sayısaldan çıkan para sonucu boktan hayatımızın değişmesi mi? Yengemin artık bizimle tamamen aynı çatı altında yaşaması mı? Duygu patlaması yaşıyordum. Kaldırıma çıkıp oturdum. Ellerimle yüzümü kapatıp ağlamaya başladım. Resmen mutluluktan küçük çocuk gibi ağlıyordum. Arkama yaslanıp derin nefes aldım. Denizin, çam ağaçları kokuyordu mis gibi. Beynim zihnim bomboştu hiç bir şey düşünmüyordum. Babam geldi yanıma.

-Aslanım hadi gelsene içeriye.
-Uçak tuttu herhalde baba hava alıyordum biraz.
-Al tabi, evde de alırsın hadi kalk gel.

Elimden tutup kaldırdı. Eve doğru gidiyorduk. Babam konuşmaya başladı;

-Geç kalmadan ehliyete yazıl, güzel bir araba çekelim altına. Üniversite sınavın yaklaşıyor, ne düşünüyorsun?
-Valla hiç bir şey düşünmedim şu olup bitenleri sindirmeye çalışıyorum daha.
-Düşünmen lazım, iyi kötü iş kurduk çiftçilik dışında bir yük gemisine kar ortağı oldum. İyi kötü Allah’ın izni ile sırtımız yere gelmeyecek ama yine de oku ortam gör.
-Haklısın baba, o zaman yarın gidelim ehliyete yazılayım. Özel bir kolejle görüşelim. Son sene baya gitmedim okula zaten.
-Bizim burada bir özel okul var. Konuştum orayla alacaklar seni.
-Tamam, baba?
-Efendim paşam
-Kaç paralık araba alacan?
-5 10 binlik bir şahin bak işte.

Olduğum yerde donup kalmıştım. İçimden yav taşşak mı geçiyo babam, güven abiye 100 binlik araba çekiyor, güven abiye traktör alıyor, bize gelince şahin? Sikerim ha diyordum içimden

-Gel lan şaka yaptım fiyat sorun değil beğendiğini çek altına. Gezeriz galerileri.
-Hah şöyle de baba ya korktum yüreğime iniyordu.

Eve girmiştik. Ama ev demeye bin şahit isterdi. Gözlerimle etrafı süzüyordum.

Gerçekten harika bir evdi. Merdivenlerden yengem süzülerek iniyordu. Ama tanıyamıyordum o kadar güzel olmuştu ki. Arkasında annem;

-Özge harika oldun, kuaföre gidip saçlarını da yaptırdık mı tamamdır, spora da yazılalım eritelim şu göbekleri.
-Ay ne iyi olur abla ya hemen yarın gidelim.
-Gidelim canım

Ben şaşkın gözlerle yengemi izlerken annem geldi yanıma sarıldı;

-Paşam özledim seni, nasıl ev güzel mi? Gel bak odanı göstereyim.

Elimden tutup çekiştiriyordu. Gözlerim yengemden ayrılmıyor onu süzüyordu. Yengem suratıma bakıp gülüyordu.

Annem odamı gösteriyordu;

-Nasıl ama beğendin mi?

Salon kadar odam vardı, içerisinde televizyonum, çalışma masam, çift kişilik yatağım, elbise dolabım bu yaşıma kadar salonda yatan birisiydim çok şaşırdım.

-Teknolojik aletleri sana bırakıyorum. Çekmecede paran var, kredi kartları vs. orada ihtiyacın olan her şeyi al canım. Kıyafet alın isterseniz yengeni de götür şimdi. Baban bıraksın sizi alışveriş merkezine.
-Yengeme sormam lazım yorgun değilse gidelim.

Koşarak yengemin yanına gittim. Ama aynı yerinde yoktu. Çocuklara sordum;

-Yengem nerede?
-Odasına çıktı abi.
-Tamam,

Tekrar yukarıya çıktım, iyide bir sürü oda var hangisi yengemin odası? Tek tek kapıları çalıp, içeriye giriyordum ama hiç birinde yoktu. Tekrar aşağıya inip kızlara sordum;

-Lan, bin tane oda var hangisi yengemin odası?
-Of abi esir aldın üst kata çık, en sona git, sola dön orda 3 kapı var, 2. Kapı yengemin odası.

Ulan, uzakmış benim odaya yengem. Neyse gitmiştim kapıyı çaldım ses yoktu, açıp giriverdim içeriye. Elbisenin fermuarını çıkartıyordu. Taş gibi, seksi sırtı gözüküyordu, ayağım takıldı, yan tarafta duran dolaba çarpmıştım;

-Hay ananı sikeyim. Dizimi tutuyordum, canım acımıştı, yatağın üzerine çıkıp oturdum. Yengem şaşkın gözlerle bana bakıyordu.
-Of kuzey var mı bir şeyin? Sakarsın ya. Yanıma oturmuştu.
-Aç bakayım dizini.
-Yok, geçer yenge sen aç, yarım kaldı. Diye piç, piç gülüyordum. Koluma vurdu.
-Salak geldiğin iyi oldu. Çıkartamadım şunu yardım et.

Yanına gidip, yarım inen fermuarını tekrar yukarıya çektim.
-Kuzey ne yapıyorsun çıkart dedim, giydir demedim. Zaten zor çıkıyor.
-Hayır çıkartmayacaksın, gidiyoruz hadi.
-Nereye gidiyoruz?
-Anam bir ton para verdi, yengeni de alın gidin üst baş alın, bir kuaför varmış oraya bırakacam seni, sonra sahile ineceğiz.
-Giyinip, süslenip sahile mi ineceğiz?
-E yani paldır pastırdak inecek halimiz yok ya?
-Doğru e hadi çıkalım madem.

Evin önüne çıktık yengemle birlikte, yanıma biraz nakit, ve kredi kartlarını aldım. Babam aşağıda bekliyordu bizi. Yengemle arka koltuklara geçip oturduk.

-Eee neler alacaksın?
-Bilmem bakarım yine.

Yanına sokulup fısıldıyordum;

-İç çamaşırı da alacakmısın?
-Kuzey konuştuk bunları seninle?
-İyi be,

Kalkıp karşısında ki koltuğa geçmiştim yine. Suratımı astım yoldan dışarıyı izliyordum. Bacaklarıyla bacağıma vuruyor, konuşmamı istiyordu. Hiç oralı olmadım.

Alışveriş merkezine gelmiştik. Arabadan indik. Yengemle yan yana yürümeye başladık. Çok büyük bir merkezdi. Bir dükkana girdik. Hem erkek hem de kadın için kıyafetler vardı. Yengemle ayrıldık, o kendi bölümüne, ben kendi bölümüme gitmiştim. Kıyafetlere bakıyor, beğendiklerimi koluma atıyordum. Yengem uzaktan el ediyordu. Yanına doğru gittim;

-Kuzey gelsene benimle şunları denemek istiyorum.
-Tamam, hadi gidelim kabine.

Deneme kabinlerinin önüne gelmiştik. Biraz kalabalıktı mağazanın içerisi, sıra bekliyorduk. Yengem içeriye girdi. Kıyafetlerini kucağımdan aldı. Bende oturdum çıkmasını bekliyordum. Genç kızlar vardı çoğunlukla, yengemin yaşlarında kadınlar. Yaz olduğu için herkes mini, kısa giyiniyor. Bir çoğu deneme kabinlerinden bikini ile çıkıyor, arkadaşlarına, ailesine, sevgilisine fikirlerini soruyordu. İster istemez göz ucumla süzüyordum milleti. Yengem deneme kabininden çıktı. Seksi bacaklarını gösteren bir şort, üzerinde incecik askılı, sutyeni dışarıdan belli oluyordu. Etrafıma baktım yengeme dönüp bakan yoktu. Millet alışkın tabi, yengemden daha iyilerini görüyorlardı belki de. Yengemin yanına gidip askılısını yukarıya doğru çekiştirdim.

-Kızım bu ne? Böyle mi gezeceksin?
-Kuzey dur ne yapıyorsun? Ne yapayım? Kara çarşaf giydir istersen?
-Yok siyah sıcağı çeker.
-Salak çocuk, diyerek kafama vurdu.
-Nasıl güzel olmuş mu onu söyle sen?
-Harika olmuşta çok açık…
-Tamam, güzel olmuş.

Tekrar kabine girdi, geçip yerime oturdum. Yengem yaşlarında alımlı güzel bir kadın yanıma oturdu.

-Çok tatlı bir çiftsiniz.
-Teşekkür ederim ama…

Lafı ağzımda bırakmış devam ediyordu. Ama o yengem diyemedim.

-Yeni sevgilisiniz galiba? Bizde eşimle böyleydik ilk başlarda. Açık giyinmeme çok karışırdı, bende onu aksine dinlemez daha açık giyinirdim. Tavsiyem sevgilini sıkma, özgür bırak, nasıl giyinmek istiyorsa öyle giyinsin.
-Yok karışmıyorum zaten teşekkür ederim. Dedim kadının kocası yanına gelmişti.

-Aldın mı hayatım?

Kısacık bez parçası gibi eteği göstermişti kocasına.
-Aldım canım. Kafasını bana çevirip güldü, göz kırptı. İçimden vay amk karı yollu, adam gavat heralde diyordum. Uzaklaşmaya başladılar. Yengem başka bir ince kıyafetlerle çıktı karşıma. Bu seferde üstündeki askılıdan içi olduğu gibi gözüküyordu. Sutyen olmasa memeleri tamamen meydan da olacaktı. Güzel diye başımı salladım. Boynuma sarıldı.
-Hava sıcak hem evden çıkmayacağım ki asma suratını. Anca seninle denize giderken giyerim bunları. Yoksa evde giymek için alıyorum.

Yengem benim için alıyordu bunları, sırf evde daha açık olsun, daha rahat röntgenliyeyim diye.
-Tamam yenge. Dedim bir sürü kıyafet denedi hepsi de açık, saçıktı.

En son dar bir etek, dar bir gömlek, giyip çıktı kabinden. O kadar seksi görünüyordu ki, sekreteri canlandıran porno yıldızları gibiydi, gözünde bir gözlüğü eksikti. İçim gidiyordu yengemi sikmek için. Kabinin içinden bana sesleniyordu.

-Kuzey gelir misin bir dakika, sıkıştı bu çıkmıyor.

Etrafıma bakındım herkes kendi halindeydi. Kabinin kapısını araladım girdim içeriye. Üstünde sutyeni, altında eteği vardı. Eteğin fermuarı sıkışmıştı, onu çıkartamıyor benden yardım istiyordu.

-Sıkıştı bu gene ya of koca götlü, göbekli bir şey oldum sığamıyorum kıyafetlere.

İstemsizce götünü okşayıp, tokat atmıştım götüne. Kalçasını öne çekip bana baktı ne yapıyorsun der gibi bakış atıyordu. Sus işareti yapıp dudaklarından öptüm. İttirdi beni,

-Manyak mısın dışarısı insan dolu?
-Ne olmuş? Sevgilim sanıyor millet seni.

Dudaklarından bir daha öptüm bu sefer oda karşılık vermişti. Elimle kalçalarını okşuyordum. Ellerimi tutup çekti kalçalarından.

-Kuzey burada olmaz, çıkart şunu da gidelim terledim of.
-Tamam, dön.

Kalçalarından tutup çevirdim. Yere eğilip fermuarını çıkartmaya çalışıyordum ama baya sıkışmıştı. Götüne tokat atıp göbeğini içine çekmesini söyledim. Tek asılmamda açılmıştı fermuar. Elim acımıştı. Ellerimi sallıyordum. Ellerimi öptü,

-Çık hadi.
-Çıkmasam?
-Kuzey başka bir şey yapıyoruz sanacaklar çık hadi.

Kabinin kapısını aralayıp çıkmıştım. Bir iki kişiyle göz göze geldim. Ters ters bakıyorlardı. Sanki içeride yengemi siktim.

-Kilo işte fermuar sıkışıyor da.

Kadınlar kafasını çevirmişti, bakmıyorlardı bana. Birkaç dakika sonra yengem ellerinde kıyafetler ile çıktı. Onları alıp çıkıyorduk ki, yengem bana gömlek beğendi.

-Ya çok güzelmiş alsana bunu?
-İyi de ben gömlek giymem ki.
-Benim için giyersin al hadi çok sevdim bunu.
Masum, masum bakıyor boynunu büküyordu.

-İyi ya giyerim gel o zaman bana da bakalım birşeyler.

Sadece erkek kıyafetleri satılan mağazaya girdik. O seçiyor üstüme atıyordu. Sırf onun zevklerine bırakmıştım kendimi. Ne seçerse alıp deniyor, o beğenirse ayırıyor, beğenmezse bırakıyordum.

Yengemle çok mutluyduk. Sanki iki sevgili, karı koca gibi geziyor, kıyafetler alıyor, konuşuyorduk. Yorulmuştuk. Bir kafeye gidip oturduk, Türk kahvelerimizi söyledik. Resmen yorgunluk atıyorduk. Yengemle göz göze geliyor, gülüyor, konuşmaya devam ediyorduk.

Cebimden sigara çıkartıp yaktım bir tane kahve ile çok iyi gidiyordu. Yengem de bir dal istedi. Sigarasını yakıp uzattım. Hafif öksürerek içiyordu.

-Hadi içelim sigarlarımızı da kuaföre gideceğiz.
-Aaa hadi söndür o zaman gidelim.

Babamı aradım geldi bizi alışveriş merkezinden aldı. Yengemi kuaföre bıraktık. Adam 2 saate işimiz biter o zaman gelin isterseniz. Yada buyurun çay kahve ısmarlayayım dedi. Babam;

-Yok fiko sağol. Biz oğlanla gezelim
-Tamam şekerim görüşürüz o zaman dedi.

Kuaförün adı fikoydu ama daha çok Fatoş gibi hareketleri vardı amına koyayım.

-Baba çok samimisiniz hayırdır?
-Dalga geçme lan dalyarak, ananı getire götüre samimi olduk herhalde.
-Tamam ya ne kızıyon başka türlü olsa bir şey mi diyecem dedim gülerek.
-Siktir amına koduğumun eniği seni.

Peşimden arabaya kadar koştu. Arabaya bindik;

-Eee nereye gidecez?
-Okula dedi gülerek.
-Ya baba hadi gidek araba alak gideriz okula sonra.
-Önce ehliyet sonra araba. Diyerek çalıştırdı arabayı.

İsmini vermek istemediğim ama herkesin ilk aklına gelen o dallı budaklı logosu olan özel koleje girdik. Babamı kapıda karşıladılar. Müdüre hanımın odasına girdik. Çaylar, kahveler söylendi konuşmaya başladılar, sıkıntıdan patlamak üzereydim. Of pof çekiyor, eve gitmeyi bekliyordum. İçeriye bir kız girdi. Oda son sınıf öğrencisi ama okul başkanıymış, ama ne kız. Altın sarısı saçları, masmavi gözleri, çıkıntılı kalçası, zayıf, ufak göğüsleri okul üniforması vardı. Kız bize bakıp gülümsedi. Müdüre hanıma birkaç evrak verip çıktı sınıftan. Ben onu süzüyordum arkasından. Yan tarafımız camekan oradan geçiyordu. Geçerken bana bakmıştı. Of amk dedim bu kızsa diğerleri ne lan?

Müdüre hanım bana döndü;

-Kuzey bey evlatçığım nasıl okulu beğendin mi?
-Bilmem gezmedim ki? Buraya geldik para konuşuyorsunuz.
-hahahay haklı çocuk, muavini Ferhat beye el etti. Ferhat bey yanıma geldi;

-Buyurun ben size okulumuzu gezdireyim.
-Zahmet olmasın muavin bey.
-Estağfurullah efendim, buyurun lütfen.

Ulan okulumu satın alıyoruz öğrencimiyiz anlamadım amına koyayım. En son normal lisede öğretmenin bırak bana efendim demesini, ben ona efendim dediğimde köpek gibi bağırıyordu “ne var” diye. Okulu gezmeye başladık. Öğrenciler sınıftaydı. Okul değildi ki burası amına koyayım. Yavru saray gibi bir şey, kapalı spor salonu, açık spor salonu, yüzme havuzu, tenis salonu, bilgisayar odası, teknoloji, bilim, sanat odası, bin tane oda var. En son gittiğim lisede bir tane bilgisayar odası var, haftada bir kez gidip paint ile resim çizerdik en fazla. Gerçekten okulu çok beğenmiştim.

-Gel sana sınıfını göstereyim.

Okuyacağım sınıfa girmiştim. Okul başkanı sarışın kızımız da oradaydı. Tüm gözler bir anda bana çevrildi. Öğretmen;

-Hoş geldiniz muavin bey buyurun lütfen.
-İyi dersler hocam. Arkadaşlar aramıza yarından itibaren katılacak olan kuzey arkadaşınızı sizinle tanıştırmak istedim. Kendisi İzmirli sizden bir iki yaş büyük bir arkadaşınız. Aranızda kaynaşacağınızdan şüphem yok. Artık son sınıfsınız. Üniversite hazırlık öğrencilerisiniz.

-Merhaba arkadaşlar diyerek başımı salladım. Sınıf başkanı olan kızla göz göze bakışıyorduk. Diğer kızları gözüm dahi görmüyordu.
–O halde çıkalım yarın görüşürsünüz.
-İyi dersler. Diyerek çıktık sınıftan. Okulun camından kıza bakıyordum, kız da bana bakıyordu. Elimi enseme atıp muavinin peşine takıldım.

Babam kapıda beni bekliyordu müdüre hanımla birlikte;

-Nasıl paşam güzel mi okul?

Müdüre hanım gözümün içine bakıyor, güzel dememi bekliyordu. Gülümsedim;

-Güzel baba güzel, hatta gördüğüm en güzel okul olur kendileri. Burada okuyabilirim.

Müdüre hanımın gözleri gülüyor yerinde duramıyordu. Babam cebinden bir çek çıkartıp uzattı.

-Oğlum size emanet eğitim sisteminize güveniyor, güzel bir üniversite için hazırlayacağınıza inanıyorum. Çeki uzatıp verdi müdüre hanım ablanın eline.
-Tabi efendim şüpheniz olmasın.

Arabaya bindik. Konuşarak yengemi almaya gidiyorduk. Okulun garajında envayi çeşit spor araba,jip vardı. Belli ki godomanların veletleri de buraya araba ile gelip gidiyordu. Babama yolda yanımızdan geçen BMW ‘ye içim gitmişti. Onun o sesi beni benden aldı. Kafama koydum BMW alacaktım. Kuaförün önüne geldik. Yengem harika görünüyordu. Sanki düğüne gider gibi hazırlanmıştı. Yeni aldığı elbisesini giymiş, saçlarını yaptırmış, makyaj yapmıştı. O kadar güzel görünüyordu ki kuafördekiler imrenerek bakıyorlardı yengeme. Dibim düşmüştü, elinden tutup arabaya bindirdim;

-Harika olmuşsun yenge bu ne güzellik

Babam girdi lafa;

-Çok güzel olmuşsun kızım, sahile gidebiliriz artık evdekiler de hazırmış.

-Teşekkürler eniştem sayende, sağ ol kuzi diyerek koluma sarıldı.

O kadar çok mutlu görünüyordu ki, yeni alınmış elbise, yeni verilmiş bir hayat, yeniden doğmuş gibiydi. Eve gidip çocukları aldık, sahile inmiştik, babam içkileri getirmiş, dinleniyorduk. Biraz dinlenecek, yengem ile biz gezmeye çıkacaktık. Yengem o kadar güzel olmuştu ki gözlerimi alamıyordum, insan böyle bir güzellik karşısında nutku tutulmasın da ne olsun zaten. Harika bir kadındı.

Değerli okurlar, sahilde oturup biralarımızı içtik, fotoğraflar çekildiki. Yengemin güveni o kadar yerindeydi ki eski Özge’den eser yoktu. Ama şu mutluluk illa bozulacak, bozulmasa şaşarım amına koyayım. Dayım babamı arıyordu. Babam yanımızdan kalkıp ilerledi elinde bira şişesiyle,

-Alo? Ne var Erdem? Çocuklar iyi yanımda Erdem kusura bakma senin götünü kapatacak, yardım edecek değilim. Cebine paranı koy öyle gel, Özgeye, çocuklara her daim yardım ederim ama sana beş kuruş vermem. Erdem benim tepemin taşını attırma ağzını burnunu kırarım senin, Özgeyi de çocukları da alamazsın. Çok istiyorsan git boşa karını, dava aç. Devlet verirse sana çocukları karışmam. Ama ben de bu işin peşini bırakmam. Ya gelirsin karınla eskisi gibi olursun eğer oda isterse. Tamam o zaman gel konuşun karınla. Çocuklara günah. Tamam hadi kapatıyorum şimdi.

Babamın yanına koşmuştum, konuşmaları dinliyordum. Telefonu kapatınca sordum babama;

-Ne oldu baba? Dayım mı geliyor?
-Evet bir ay sonra gelecek konuşacak yengenle, barışırlarsa amenna, barışmazlarsa boşanma davası açacak çocukları istiyormuş,
-Anasını sikerim onun.
-Höst yavaş, yok öyle dünya barışırlar oğlum, yengende çocuklar için barışırım enişte yoksa işim olmaz Erdemle dedi.
-Peki, baba.

Çocuklar uğruna dayımla barışacaktı. Hıh seviyorum hala demiyor da, neyse ne ya bundan sonra bende önüme bakarım. Genç adamım, çoluklu çocuklu kadına, hem de yengemi mi karı yapacaktım kendime. Sikeyim anasını diyerek bira şişesini diktim kafama.

Babam;

-Oğlum hadi gezin yengenle hava güzel bak,
-Yok, çok yorgunum uzanacam sahilde biraz,

Yengem girdi araya, enişte çok yorulduk bugün üzerimi değişeyim bende oturacam sahilde.
Sıcacık kumlara uzanmıştım, güneş batıyor, hava kararıyordu. Yengem eve gitmiş üzerini değiştirdi. Şort ve askılıyla geldi yanıma uzandı.

-Dayı mı seviyor musun?
-Hayda nerden çıkardın şimdi bu soruyu?
-Cevap ver lütfen. Gerçekten dayımı seviyor musun?
-Evet seviyorum…
-Sana yaptığı onca şeyden sonra mı?

Yattığım yerden kalkmış, oturmuş ona bakıyordum. Kolunu tuttum.

-O seni aldattı, başka kadınlarla gününü gün etti, seni evde yalnız bıraktı. Birahanede kadınlarla oldu, sana erkeklik yapmadı, çocuklarına iyi baba olmadı, sırf o yüzden başka erkekle yatmayı düşünmedin mi? Kadınlığını sana yaşatamadığı için, erken boşaldığı, ve sadece kendini boşaltıp seni öylece yatakta bıraktığı için.

Sertçe bir tokat yapıştırmıştı bana.

-Ne biçim konuşuyorsun sen?

Çenemi tutup gülmeye başladım.

-Yalan mı söylüyorum? Haksız mıyım?
-Kuzey kapat çeneni.

Yanımdan kalkıp gitmişti eve. Bende kumsala yatıp düşüncelere dalıyordum. Aklımda o kadar çok şey geçiyordu ki, ihanete uğramış, olmayacak aşka tutulmuş, kör kütük sevdiğim kadınla onca yaşadıklarımızdan sonra tekrar dayımın kollarına gidecek olması. Yerden kumu avuçlayıp savurdum. Çıktım bara gidecektim. Yola koyuldum. Yengem eve gidiyor, ben bara gitmek için yola doğru iniyordum.

DEVAM EDECEK…

9. bölüm sonu…

LÜTFEN DEĞERLİ YORUMLARINIZI ESİRGEMEYİNİZ!…

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Nasıl değişti herşey

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal

Nasıl değişti herşey
Babamı hiç tanıma fırsatım olmadı, Annem evlere temizlik yaparak, ablam ve beni çok zor şartlar altında büyüttü. Okumaktan başka çarem yoktu. Üniversiteyi maddi zorluklar içinde bitirip büyük bir şehirde iş bulunca kendime ait üç beş parça eşyamla birlikte, çalıştığım şirkete yakın bir yerde küçük bir çatı katına yerleştim. Taşınırken alt kat komşum fatihle tanışıp çabucak kaynaştım zaten şehirde kimseleride tanımıyordum. Alt katta geceleri Fatihten başka oturan apartman sakini yoktu. Fatihin evini paylaştığı Mustafa adlı bir ev arkadaşı vardı ama havayollarında çalıştığı için pek ona denk gelmemiştim. Fatih çok neşeli ve farklı biriydi. Altında pembe tayt üzerinde ince bir bluz hafif feninen havası hemen göze çarpıyordu. Neticede iyi bir komşu ve arkadaştı. Yavaş yavaş tanışınca birbirimiz hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaya başlamıştık. Evde sıkılınca ona uğrayıp çay içmek ve sohbet etmek hoşuma gidiyordu. Bir sohbet sırasında bana özel hayatını itiraf etmişti. Mustafa onun özel arkadaşıydı ve birlikteliklerinden çok memnundu.Fatih işte çalışmadığı için evin geçimi Mustafaya aitti, fatihte çok hamarat ve titizdi devamlı gittiğimde evi mis gibi kokardı. Bu arada Fatihte benim özel hayatımı sorguluyordu eve hiç kız getirmeyişim ve kız arkadaşım olmamasını sorgulamıştı. Aslında üniversitede bir iki kız arkadaşım olmuştu ama maddi imkanlarım çok kısıtlı olunca fazla bir samimiyet kuramamıştım ve çokda kafamı yormamıştım bu konulara. Fatih, kendi daireme geçerken elime birkaç cd verdi belki hoşuna gider yatmadan bakarsın diye. Eve girip cdleri izlemeye başladım gay ve travesti pornosuydu, gerçi fatihten de ancak bu beklenirdi. Filimleri izlerken oldukça etkilendim pasif olarak sikilen genç erkekler ve travestilerin çok mutlu olduklarını görünce benimde onlara merakım iyice arttı. gece rüyamda kocaman penisli erkekleri görüp ereksiyon olduğumu fark ettim. Bir iki gün sonra Fatih merdivende denk geldi hemen sordu nasıl beğendinmi diye eee falan diyip geçiştirdim sonra çaya çağırınca daha detaylı sordu sonunda ona doğrusunu itiraf ettim . -Kafanı çok yorma beni yanlış anlama diye de özellikle söyledi. hafta sonu ne yapacağımı sordu bende her zamanki gibi evdeyim sanırım diye cevap verdim. Bana hafta sonu Mustafanın doğum günü olduğunu evde Mustafaya sürpriz bir doğumgünü partisi planladığını ve sadece samimi birkaç kişiyi çağıracağını söyledi gelecek kimselerinde onları durumunu bilen yakın ve aynı kafadan kişiler olacağını söyledi. Çok ısrar etmedi ama gelirsem çok sevineceğini söyledi. önce bir şeyler geveledim ama gelen insanların çok kaliteli tipler olacağından ve kimsenin, kimseyi rahatsız etmeyeceğini merak etmememi tembihledi. Neticede Fatih tek komşum ve arkadaşımdı mecburen kabul ettim biraz çerez ve bira takviyesi alıp bende partiye katıldım. Kapıyı fatih üzerinde siyah şık bir bluz, etek ve makyajıyla evin hanımı gibi açtı.Partidekiler çok sade, kafa dengi, kaliteli tiplerdi. Bir ikisiyle epey sohbet ettim. Ertesi gün Fatih beni yine çaya çağırdı, Konuşmamızda ağzımı aradı beğendiğim biri oldumu diye sorunca -yok artık ben kimseye o gözle bakmadım ki zaten. – Ama biri seni çok beğenmiş benden cebini istedi sen münasip görürsen seninle arkadaş olmak görüşmek istiyor deyince kim o dedim. Mehmet diyince bende o uzun boylu iri yapılı adam mı diyince, MMMm bak adam seninde içinden geçmiş ki hemen hatırlayıp tanıdın dedi. yok ya falan diyince Fatih gene beni ikna etmek için binbir türlü laf saydı -ya bak işte illaki bir şey olması gerekmez ya iki arkadaş olarak sinemaya gidersiniz bakarsın ilerisi olur olmaz kimsenin seni birşeye zorladığı yok zaten diyince tamam dedim ama yanlış anlamasın diye fatihe özellikle tembih ettim. Mehmetle ertesi gece buluşup sinemaya gittik gerçekten centilmen ve nazik biriydi. Dönünce fatihe yaptıklarımızı anlattım. Gene fatih kafamı yedi durdu gece boyunca dene kendini tanı eğer içimde gay düşünceler varsa ileride bir kadınla yanlış bir evlilik seni çok mutsuz eder yada tam kendinden emin olup daha mutlu olursun diye Mehmetle diğer buluşmalarımıza zemin hazırladı. Gerçekten bende Mehmetten giderek daha çok hoşlanmaya başlamıştım çok kafa adamdı onun yanında kendimi güvende hissediyordum ve beni çok güldürüyordu. Sanırım oda benden elektrik aldıki çok sabırlı olmasına rağmen bir iki kez yakından temas durumunda çekinerek elimi tutar gibi yaptı.

Kafam çok karışıktı doğrusu. Hafta sonuna girerken fatih gene beni ikna etmek için sabahtan kahvaltıya geldi akşam Mehmetle buluşmamız öncesi beni özel geceye hazırlamak gerektiğini söyledi Ona göre bu geceye ve kendime hazırlık yapmazsam kötü bir deneyim yaşama riskim vardı ve bu yüzden ömür boyu arafta kalacaktım. Kahvaltıdan sonra tamam deyip ısrarlarını kabul edince beni doğruca banyoya soktu. bir güzel zaten çok fazla olmayan vücut kıllarımı en ince detayına kadar alıp ağdaladı benim için değişik ve bir deneyimdi Fatihi yanında çırıl çıplak kalınca kendimden çok utandım. temizlik faslı bitince doğrudan onun evine geçtik artık sıra son rütuşlardaydı. üzerime uyan saten bir sabahlık verdi. Kılsız vücuduma temas eden satenin buz gibi etkisinden çok etkilendim. Fatih beni baştan iyice bir süzdü terzi gibi ölçümler yaptı. Aslında korktuğum gibi olmayacak fiziğin ve hatların çok yumuşak ve kadınsı dedi seni bir fıstığa çevirmek sandığımdan daha kolay olacak deyip elinde malzemeleriyle bir manikürüme ve pedikürüme başladı. Onu hayranlıkla izlerken dayanamayıp utanarak ve sıkılarak özel hayatına dair sorular sordum. Anal ilişkinin zevkini ve küçük sırlarını benimle paylaşmaya başladı dilimi yutmuş gibi Fatihi dinliyordum. sıra ellerime gelince sade mat tonlarda oje sürmeye çalışırken Fatih bana -Artık ben senin bir ablan sayılırım kadınlar arasında sır olmaz diyip göz kırptı. Öğleye doğru üzerime bol bir kıyafet giyip Fatihin telefonda konuştuğu bayan giyim satan mağazaya gittik. tezgahtar kadın orta yaşlı ve olgun biriydi -merak etmeyin dükkanı öğle tatiline soktum sizi kimse rahatsız etmez diyince Fatih hemen raflardaki iç çamaşırlarını eline alıp üzerimde provaya başladı bir onu bir bunu derken neredeyse dükkandaki malların yarısını üzerimde denedik. Yavaş yavaş alışmaya başladım kadın iç çamaşılarını denerken içime en son giydiğim kırmızı dantelli külot ve takım sütyeni içimden çıkarmak gelmedi. Fatih hemen bana dönüp anlaşıldı hanfendi buğün zifaf gecesinde kırmızı sultan olacak dediğinde yerin dibine giriyordum az kaldı. ikiside bana bakıp ne kadar taze bu kız diyip gülüştüler. Fatih; -evet Mehmet güngörmüş delikanlıdır. Tazenin çıtırın tadını ve farkını iyi bilir diyince hafif bozuldum ve kendimi tuhaf hissetim. Ayakkabımından çantama kadar bütün aksesuarlarıyla birlikte yüklü bir alışveriş yaptık bir ara Fatihe bakıp ben bunların parasını nasıl öderim diyince -Hayatım kafanı yorma sen. – senin hesap zaten ödendi bile deyince içime bir kurt düştü. Eve gelip üzerimdekileri denerken aynaya bakmaktan kendimi alı koyamaz olmuştum. fatih banyoda hazırlık yaparken aynada devamlı kendi kendime bir hanım efendi nasıl oturur nasıl kalkar diye prova yapıyordum. içerden fatih su ısındı diye beni çağırdı elinde kova hortum hazır bekliyordu. Bu neyin nesi deyince -anal ilişki öncesi içininde temiz olması çok önemli deyip hortumun ucunu deliğime yerleştimem için elime verdi. Bir güzel temizlenirken banada -kız ammada bokluymuşsun seni diyip beni çok güldürdü. kurulandıktan sonra popomu ve tüm vücudumu yağlı kremlerle bir güzel ovaladı beni divana kıç üstü yatırıp deliğime eliyle yağlı fitili yerleştiriken benim penisimde kalkınca Fatihe göstermemek için ne yapacağımı şaşırdım. Bir yandan da bana deneyimlerini anlatıp ablalık yaparken -kız sakın fazla kendini sıkma giriş anında, evet canın acıyacak baştan ama sonra öyle bir zevk alacaksınki içinden hiç çıksın istemiyeceksin diyince o kadar çok merak etmiştim ki nasıl bir his acaba diye kendi kendime düşündüm. tatlı telaşlarımızdan zamanın nasıl geçtiğini anlamadım akşam üstüne doğru Fatih elinde makinayla saçlarıma fön çekiyordu elleri çok becerikliydi kuaför olmalıymışsın abla diyince kız ben esas ressamın diyince şaşırdım nasıl yani derken beni aynanın karşısına bir güzel oturtup makyajıma başladı gitgide ben bile değişikliğime şaşırmaya başlamıştım. üzerime akşam için karar verdiğimiz kırmızı dar bir elbiseyle tam bir dişi olduğumu farkettim sonrada Fatihe bakıp -Valla köydem anam ve ablam gelse beni böyleyken tanıyamazlar derken içimde bir yandan cız etmişti onlar köyde bana gelin bakarken ben burada onlara damat bulmuştum. Fatih hadi daha fazla sallanma artık bak Mehmet birazdan gelir sakın söylediklerimi aklından çıkarma topukluların şakası olmadığını da unutma deyince tamam ablacım deyip Mehmetin beni almaya gelmesini bekledim.

Mehmet beni böyle görünce o kadar şaşırmıştı ki bir süre konuşamadı ben kötü olduğumu düşündüğü için diye sorduğumda hayır kusurumu bağışla lütfen bu kadar güzel bir kadın olabileceğini tahmin etmemiştim sadece diyip gururumu okşadı. -istersen dışarı çıkmayadabiliriz deyince -hayır senin gibi güzel bir kadın yanımdayken bu hava atma zevkini lütfen bana yaşat diyince yavaşça Mehmetin koluna yürüyüp yemeğe gittik koyu bir sohbetle içime düşecekmiş bana devamlı kur yaptı bu konuşmaları daha önce çekindiği için yapamadığını söyleyip benim beynime ve kişiliğime çok değer verdiğini belirtip gerçek kadınlarla rahat olamadığını söyledi bu gece benimde karşımda farklı bir Mehmet vardı. gerçi beni erkek halimle bile beğenen bu adam bu gece bambaşkaydı. Evine gidip başbaşa kalma anını sabırsızlıkla bekliyordum çünkü bu gece yaşayacaklarım geleğime yön verecekti.

Evde başbaşa kaldığımızda korkudan titrediğimi fark eden Mehmetim yanıma gelip beni kollarına aldığında ayaklarım yerden kesilmişti. sertçe dilini ağzımın içine sokarak öpmeye başladığımda ilk defa bir erkeğin diline temas ediyordum ve birazdan da daha bir çok ilkleri yaşayacaktım. Ateşli bir öpüşme koklaşma faslından sonra ikimizde ayakta yavaşça üzerimizdeki elbilerimizi çıkardık bir erkeğin karşısında kırmızı iç çamaşırlarımla çok seksi olsamda rağmen utancımdan yere bakarak sessizce duruyordum. Mehmet alnımdan öperek beni yavaşça omuzundan aşağıya doğru yönlendirdi. Kıllı göğüslerin ve göbeğini yavaşça öperek Mehmedimin önünde diz çöktüm benim ufaklıkta heyecandan kalkmış dar kadın küloduna sığmaz olmuştu. Mehmetin boxerine merakla içinden çıkacak olana bakarken işeme deliğinde kafası çıkan bir piton yılanıyla burun buruna geldim. Yukarıya doğru gözlerine baktim ağzıma almam için sabırla bekleyen Mehmet elleriyle saçlarımı okşuyor beni cesaretlendiriyordu. Mis gibi kokan mehmedim benim ağzıma yarrağının kafasını sokarken ağzıma giren bu azman beklediğimden çok daha tatlıydı hemen tamamını almak için hamle yapınca böğürme refleksimi tetikledim. Acemiklikte olur deyip aldırış etmeden emmeye başladım. Burnuma değen kılları bile çok seksiydi. Boxeri tamamen çıkarıp toplarını tek tek ağzıma aldım Mehmetin gözleri kaymış ağzında mırıldanmalar vardı halinden çok memnundu. doğru yolda olduğumu anlayıp ayalarına kadar her yerini yaladım artık ağzımda damarlarının atışını çok daha rahat hissetmeye başladım ucundan gelen acı tatlı turşu suyu olan ilk bel suyu birazdan başlayacak olan patlamanın habercisiydi. Emerken benim penisimden de benzer bel suyu akıntınımın külodumun ucunu ıslattığını fark ettim. Mehmet kısık sesle artık daha fazla dayanamayacağım dediğinde ağzımın içine ılık ılık dölleriyle dolmaya başlamıştı. yutmak istemesemde başka çarem yoktu damağıma ilk gelen döl damlası çarpmasıyla bir dudaklarımı büzüştürerek hiç bir damlanın ziyan olmasına müsade etmeden hızlı bir şekilde emmeye ve yutmaya başladım mideme doğru Mehmetin dölleri yola çıkmıştı. Boşalmadan sonra Mehmetin yüzündeki mutluluk ve rahatlama hissi beni tatmin etti ama yinde emin olmak için sorma ihtiyacı duydum. beni yukarı doğru kalkmam için ellariyle omuzlarımdan hafifçe çekti. gözgöze gelmiştik dudaklarımda hala onun döl damlaları varken dudaklarımı yalayarak öpüp teşekkür etti. Bu sınavı başarıyla geçmiş bir öğrenci olarak bende çok mutluydum ama esas muhabere daha başlamadı diye düşünürken eliyle benim ufaklığı yoğurmaya başladı. Ona birazdan olacaklardan dolayı güvenmeme rağmen canımın yanmasından çok korktuğumu belli etmemeye çalıştım. Aklımdan geçenleri okumuş gibi mehmet beni yatağın üzerinde rahat bir şekilde durmamı sağlamak için domalıkken karnımın altına yastıkları destek yapıp merak etme güzelim canın çok acımayacak sen istemediğin sürecede devam etmeyeceğim diyince bende sırasını bekleyen kurbanlık koyun gibi yüzüne bakıp seni çok seviyorum dedim bu da ilkimdi bir erkeğe aşık olduğumu söylemiştim belki zamanlama doğru ve romantik değildi ama benim neticede ilk sikilişimdi ve zaten daha öncede hiç bir kadınla birlikte olmayı becerememiştim.

Mehmet elleriyle göt yanaklarımın arasını okşayıp hafifçe araladı arkamda olan biteni merakla beklerken ıslak dil darbelerini göt yanağımdan merkez üssüne doğru yol aldığını fark ettim, deliğim yalandıkça içim daha çok ürpermeye başlamıştı. Farkında olmadan ellerimle çarşafı kelepçe gibi sımsıkı tutup deliğimi büzüp, sıkıp duruyordum. Mehmet uzun ve derin nefes çekip ohh mis gibi taze göt kokusu diyip orta parmağıyla inceden alıştırma girişi yapmaya başlamıştı kendimi çekmemi engellemek için sakin ol rahat dur kızım gibi sözlerle beni yatıştırıyordu. sonunda yorulup kasma gücümü kaybettim oda yarrağının kafasını kremleyip deliğime hizaladı. ilk bir kaç cm ilerleyişinde kıçımda künt bir ağrı yerini sızıya bıraktı Mehmet ilk dakikayı bekleyerek geçirdi birazdan yapacağı hamle ile yarrağın kafasının kertiğini girmiş olacağını söyleyip içimde ilerlemeye devam etti. – Tamamı girdimi acaba diye ince ve kısık bir sesle sorunca dur kız benide şaşırtıp güldürme daha seninle işimiz var diyip yavaşça sokmaya devam etti.

Ne olur kıpırdama Mehmet böyle kal erkeğim dediğimde, -tamam zaten taşaklarımla göt yanakların komşu oldu kız zaten deyince derin ohh çekip fatihin sözlerini hatırladım. akıllılık yapıp konsantremi kalkmış sikimin ucundan damlayan bel suyuma verdim. Sikim çok tahrik olmuştu. Mehmet zor kısmın bittiğini söyleyip ufak ufak git gellere başlamıştı. artık onun içimdeki varlığını daha fazla duymaya başlamıştım. Yarrağın kafasının kertiği prostatıma masaj yapıyordu. Mehmetin sikini kenarındaki kılların göt yanağıma temasını bile hissedebiliyordum. Elleriyle bir kaç kez kıçıma şaplak atıp atını yani beni kamçıladı Mehmedim, koçum. Yarrağın her içime girişi benim sikimide eş zamanlı olarak kastırıyordu. Ritmimizin hızlanmasından Mehmetin boşalmaya yakın olduğunu anladım. Fışkıran spermlerin benim barsak duvarına çarpmasını hissedince bende elimi sikime bile sürmeden yatağa şakır şakır boşaldım. Bir süre nefeslerimizi dinlendirdik. Fatih gene haklıydı onun içimden çıkmasını istemiyordum ve varlığına alışmıştım. yavaşça çıkarken içime giren soğuk hava bedenimi dolduruyordu. Yatakta yavaşça yanına sokulup beraber bir keyif sigarası paylaştık. Mehmetin döllerinin içimden yavaşça yatağa aktığını fark ettim beni dudaklarımdan öperken çaktırmadan elimle hafif kanlı döl akıntımızı çarşafla temizlemye çalıştığımı anlayıp durdurdu. Aşkım kızlığın bozuldu artık o senin gururun ve nişanın diyince Mutluluktan kendimi tutamayıp gözlerim dolu boynuna sarılarak erkeğimin omuzunda sessizce ağladım. Mehmet artık kadım olduğumu söyleyince içimden ne kadar doğru bir karar verdiğimi ve bunun çok zor bir karar olduğunu ona açıklamak istedim ama hınzır rahat durmayıp kırmızı sütyenimin ucundan meme başlarını hafif dişleyip emmeye başlayınca daha yaşanacak çok şeyin olduğunu düşünerek oynaşmaya devam edince gece boyunca sabah kadar üç posta daha yedim. Sabah yataktan kalkamadım, kahvaltıyı tepsiye kuran Mehmet yatakta bana taze döllerini el değdirmeden ağzıma akıtıp bol proteinli beslenme kürü hazırlamıştı.

Anneme ve ablama oğullarının gelin olup gerdeğe girdiğini ve aslan gibi bir damatlarının olduğunu kadınlığa giden yolda söylemek için vaktim vardı ama Fatihle bir iki fıstık olup kadınlığımı özgürce yaşamak için acelem var saygılarımla. [email protected]

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Karım Dayanamayıp Kendini Siktirmiş…

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ass

Karım Dayanamayıp Kendini Siktirmiş…
(Merhaba öncelikle yazdıklarım tamamen gerçek,yaşanmış ve yaşanmakta olan şeylerdir,herhangi bir kurgu içermemektedir.)
Ben Cenk 34 yaşındayım,karım Ayça 31 yaşında, sarışın, süt gibi tüysüz tene sahip olan bir afet.Bir yaz günüydü karım her yıl yaptığı gibi solaryumun yolunu tutar..Teninin bronzlaşmasını sever ve tatil öncesi bir hazırlık edası ile süt gibi olan bembeyaz vücudunu kıvama getirmek için çeşitli bakımlarla kendini daha da çekici bir hale getirir.Aşkım sende gel dedi bir gün bende tamam dedim.Birlikte yola çıktık ve solaryum hizmeti alacağımız yere geldiğimizde esmer ve atletik bir çocuk (Serdar) yardımcı olmak için yanımıza geldi ,bulunduğumuz yer boştu sadece biz vardık,çocuk solaryum makinelerinin uygun olduğunu ve hazırsak girebileceğimizi belirtti.Öncelikle karıma eşlik ederek yardımcı oldu sonra bana…Sıcak ve içtendi…Neyse çıktık ve yemek yemek için biryere oturduk.

Sohbet sırasında eşim birçok kez gittiği için aynı solaryuma çocuğu tanıdığını iyi bir insan olduğunu söyledi ve bu hafta iki günde bir tatil öncesi geleceğim aşkım ben dedi.Bende tamam aşkım nasıl istersen dedim.Anlaşılan arkadaş gibi olmuşlar rahat bir ortamda hissediyordu karım…

Karım o hafta ben işteyken beni aradı ve aşkım bugün solaryuma gideceğim , ya aynı zamanda iyi bir masaja ihtiyacım var dedi, Serdar ı aradım rezervasyon aldım solaryum için ,masajdanda bahsedince Serdar, aa ben iyi bilirim istersen ben yaparım demiş o da kabul etmiş,Ben de hem arkadaş gibisiniz zaten diyerek bir sorun görmedim ve onay verdim.

Sonrasında ise karım solaryum sonrası Serdar ında daveti ile hem birşeyler içmek hemde masaj için evine davet etmiş,eşimde gitmiş.Ve birkaç kadeh bişeyler içtikten sonra hadi masaja başlayalım diye gülümsemiş Serdar ve karımın hazırlanmasını istemiş.Karım üstündekileri çıkarıp sadece incecik tangasıyla yatağa uzanmış,Serdar omuzlarından başlayarak karımı rahatlatmak için masaja başlamış,tüm vücuduna bolca yağ sürüp masaja devam etmiş.Ellerini bacak arasına her götürdüğünde parmaklarını karımın am dudaklarına sürtmüş ve karım o anlar epey tahrik olmuş.Ayaklarına indiğinde karımında rahatladığını görüp Serdar karımın bir ayağını masaj sırasında dudaklarının arasına alıp yalamaya emmeye başlamış,karım napıyosun Serdar demiş fakat o devam etmiş ve rahatlatmaya çalışıyorum sadece seni demiş sonrasında karım epey tahrik olmanın etkisiyle ayaklarını koklayıp yalamasına ve emmesine izin vermiş.Masaja bacaklarına ve bacak arasına doğru tekrar devam etmiş kaygan yağında etkisi ile karımın bacakları ve bacak arasında gidip gelmiş elleri,sonrasında ise karımın bacaklarına doğru dizleri üstünde durmuş ve pürüzsüz ve dolgun kalçalarını avuçları arasına alıp masaja devam etmiş.Sonrasında şortuyla duran Serdar aletini karımın bacaklarına değdirmiş ve incecik tangasının üzerinden ve arasından karımın amını yağlı elleriyle okşamaya başlamış.
Karımdan zevk suları akarken yavaştan inlemeye başladığını söylüyor.Daha sonra şortunu çıkarıp tekrar karımın kalçalarına oturup tangasını yana sıyırmış ve 20 cm lik sikini yavaşça karımın amcığına yerleştirmiş ve gel git yapmaya başlamış ,karım zevkten inlerken sırtüstü çevirip karımın bacaklarını omuzuna almış ve tüysüz tertemiz amcığına pompalamaya başlamış.Dakikalarca pompaladıktan sonra karımı dizleri üstünde durdurup arkadan yerleştirmiş ve tekrar dakikalarca pompalamış…Karım aralıklarla iki kez orgazm olup boşaldığını belirtti…Eve geldiğinde detaylıca herşeyi anlattı ve amına dudaklarımı yapıştırdığımda acıyor yavaş dedi…Amı tuzlu ve hard şekilde sikildiği her halinden belliydi….

İnanılmaz zevk aldım yaşananlardan,karım artık ayda en az bir kez görüşüp kendini siktiriyor Serdar a….Sonrada olanları tüm detayları ile bana anlatıp muhteşem anlar ve heyecan yaşatıyor…

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

DOSTLUK ÜZERİNE BİR TATİL -1-

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Asian

DOSTLUK ÜZERİNE BİR TATİL -1-
Bu şehirde sadece sıkılabiliyoruz… internet ve ara sıra avm lerde ki teşhirlerimiz tek eğlencemiz. ankaradan bi çiftle tanıştık bigün, hoş elit bi çift. serdar 37 yaşında kendine ait bi şirketi olan kibar bi adam, beril 32 yaşında öğretmen ama çalışmayan güzel bir kadın . uzun süre msn de muhabbet ettik karşılıklı , ama sex e dair değildi konuştuklarımız sadece, geçen zaman boyuncada oldukça samimi olduk. Birgün ankara ya davet ettiler bizi, hızlı trenle gittik, garda karşıladı bizi yeni dostlarımız. uzun süren msn muhabbetlerimizde sex ile ilgili çok az konuştuğumuz için gayet rahattık giderken, iki gerçek arkadaşın yanına gider gibi. serpil mini triko bir elbise , altında kalın gül desenli külotlu çorapları ile çok iddalı değildi normalin aksine. sadece iri göğüslerini öne çıkartan hoş bi göğüs dekoltesi vardı. Dostlarımızla karşılaştığımızda gayet samimi bi şekilde sarıldık, kucaklaştık sanırım onlarda bizim gibi dostluğa aç insanlardı.
beril siyah tayt dizlerine kadar çizmeler, beyaz gömleği ve deri montuyla oldukça hoş görünüyordu. yaklaşık 1,65 boylarında 55 kg civarıydı. serpile göre daha minyon tipliydi ama orta büyüklükteki göğüsleri dikliğiyle kıyafetlerinin altından bile oldukça dikkat çekiyordu. serdar ise 37 yaşında benimle aynı boylarda bakımlı olduğunu belli eden bi adamdı. söylediğim gibi hiç yabancılık çekmeden sohbete başlayıp, serdarın lüx jipine bindik ve evlerine gittik. planımız eve gidip hazırlanmak , yemeğe ve ordan bi bara gitmekti. nihayet eve varıp hazırlandık, yani kadınlar hazırlandı biz erkekler ne yapabilirdik ki. serpil tek parça vücuduna oturan mini bir elbise, altına siyah parlak çoraplarını ve çivi topuklu yüksek ayakkablarını giyip salondaki koltuğa oturmuştu. Karımın bu elbisesi kalçasını sarıyor, düzgün bacaklarının ve dolgun memelerinin tüm güzelliğini gözler önüne seriyordu.koltuğa oturduğunda ise serdar bu güzelliği izliyordu benimle muhabbet ederken. Ve bir süre sonra beril bordo renkli minicik bir elbise ten rengi parlak çoraplarıyla çok şık ve seksi bir şekilde çıktı karşımıza.
bu arada anlatacağım olay aslında bu değil. bu ankara gezisinde aramızda hiçbirşey geçmedi, konusu bile geçmedi sadece hafta sonu boyunca iki güzel kadını izledik serdarla..
birgün yine sohbet ederken nette bizi tatile davet etti dostlarımız. ankaradan yola çıkıp geçerken bizide almaktı planları. kabul ettik bizde, ertesi gün haber verdiler kemerde çok hoş bi otelde odalarımız ayırtılmıştı.
önümüzdeki bir hafta boyunca hazırlıklarımız yaptık serpil iki tane çk hoş bikini aldı kendine internetten, malum yaşadığımız şehirde bulmak zordu tarzına uygun şeyleri.. nihayet bi pazar sabahı gelecekti dostlarımız hazır bekliyorduk, serpil tatil moduna girmişti zaten, minicik sarı bi şort üstündede siyah bi atlet body ile son derece seksi görünüyodu. iri göğüslerini saklama gereği duymamıştı sütyensiz giydiği bodysiyle. serdarın geldik telefonuyla hemen hızlıca aşağıya inip arabaya bindik. dostlarımız arabadan inmemişlerdi çünkü mahallemize görülmeden hemen binmek istiyorduk arabaya serpil çok açıktı çünkü, kaldıki arbaya binince berilinde çok seksi bi halde olduğunu görünce kararımızın doğruluğunu anlamıştık. beril minicik beyaz bi etek, kırmızı küçük bi body giymişti, ondada sütyen yoktu. arabadaki muhabbet ve karşılıklı iltifatlarla seydişehri geçmiştik. sabah çok erken yola çıkıldığı için serpil omuzumda uyuyordu sere serpe. dolgun ama sütun gbi bacakları ön koltuklara doğru uzanıyodu, mini şortu kırış kırış olmuş sıyrılmıştı iyice kalçasına kadar ve memeleri zaten dışarı fırlamak için uğraşıyordu body sinden. berilde önde uyuyordu ve serdar ile ben sohbete devam ediyorduk , bu esnada ve serdar sürekli aynadan karımı izliyordu. nihayet bi dinlenme tesisine varmıştık kızları uyandırdık. serpil uyku mahmuru bir şekilde indi arabadan, kalçasına kadar sıyrılmış şortunu ve body sini düzeltti ama şortu kırışarak ütülenmişti artık zaten minicik olan şey iyice kalçasına kadar sıyrılmıştı bu arada arkasından baktığımda karımın külot giymediğini farketmiştim. beril indiğinde ise minicik beyaz eteğinin altından belli olan beyaz g-stringi görmüştüm. ikiside bu halde tesisin masalrına yaklaştığımızda ortamdaki kadın erkek tüm gözlerin üzerimizde olduğunu farkettik hepimiz. turist otobüsleri, normal otobüsler ve diğer yolcular önce bu iki çok güzel ve dekolte kadına sonra bizlere bakıyodu herkes. bahçedeki bir masaya oturdu serpil ve beril, ikisininde bacaklarının tüm ihtişamı ve güzelliği gözler önündeydi, berilin eteği kalçasını örtmeüyordu zaten yani oturduğu sandalyeye berilin kalçası direkt temas ediyordu. üç garson aynı anda koşmuştu masamıza ve beş dakika sonra harika bir kahvaltı masası olmuştu. kahvaltı boyunca gayet rahattı iki kadında, serpil herzaman rahattı kendini göstermeyi seven iddalı bi kadındı ama burda anladıkki berilde öyleydi. kahvaltı bitipde biz serdarla kahvelerimizi içerken eşlerimiz tesisin marketine girdiler yolda içecek bişeyler almak için. arkalarından onları izlerken aletimin sertleştiğini farkettim, iki çok seksi kadın, birisinde iyice kırışmış sıyrılmış sarı mini sort ve küçük bir body ve siyah yazlık topuklu sandalet, diğerinde beyaz mini etek ve yine bir body ve kırmızı topuklu sandalet. ikisininde bodylerinin bellerini açıkta bırakması görüntüyü daha hoş kılıyordu.
nihayet tesisten çıkacağımız sırada serdar anahtarı bana uzattı ben yoruldum diyerek, berilde ben ben önde uyucam biraz daha diyerek tekrar ön koltuğa geçti. bilinçli değildi bu diziliş ama bu tatilin çok şeylere gebe olduğunuda gösteriyordu. serpil arka koltuğa yine gayet rahat bi şekilde oturdu lüx bi jipte olmamız nedeniyle sere serpe oturabiliyordu, serdar onun yanında oda uyku pozisyonunda ve bacakları karımın bacakları ile yapışık bi haldeydi. bu görüntü bile tahrik ediciydi itiraf etmeliyim ancak arabanın ön koltuğuda oldukça tahrik edici bi manzara sunuyordu. beril koltuğunu yatırmış, pürüzsüz bacaklarını öne uzatmış zaten minicik eteği sıyrılmış sağ bacağının içlerini kasıklarına kadar gösteriyordu. artık aletim şorttan kendini belli edecek kadar dikleşmişti. gözlerim sürekli berili ve arka koltuğu izliyordu, beril uykusunda sağa dönmüş kalçası bana doğru bir halde eteği sıyrılmış beyaz dantelden yapılmış stringini görebiliyorum. arka koltukta ise serpil serdarın omuzuna yatmış, sağ meme başı dışarı çıkmış, serdarın sağ kolu karımın omuzundan dolaşmış ve açıkta kalan belininin üzerinde. dikkatle bakıyorum üçüde uyuyor. bu yolu bilenler bilir, dağ tırmanışının sonunda bi tepe vardır ve orda yolun solunda bi boşluk. bu yoldan her geçişimizde serpille orda sevişirdik sote bir yer. yaklaştığımızda uyandırdım herkesi hem bi sigara içer hemde manzara güzel fotoğraf çekeriz demiştim. serpil geldiğimiz yeri görünce gülümsedi, arkadaşlarımız nedenini sorunca burda anılarımız var diyerek geçiştirdi konuyu. arabadan inip sigaralarımızı yaktık ben çantamızdan fotoğraf makinamızı aldım, serpile poz vermesini söyledim. bikaç hoş ve seksi poz çektim serpilin kalçasını ve bacaklarını öne çıkaran. serdar üçümüzü çeksene diyerek serpili çağırdı yanına karısının ve benim karımın beline sarıldı ortalarına geçerek, daha sonrada ben geçtim. biraz sonra serdar ile beril öpüşmeye başladılar ve ben onlarıda çektim. seradrın iki elide karısının eteğinin altından kalçasını kavrıyor ve ateşli bir öpüşme. tabi bunu gören serpil makinayı aldı elimden bıraktı arabaya ve dudaklarıma yapıştı. bi süre öpüştük burada iki çift ve tekrar yola koyulduk. dağlardan inipte şehre yaklaştığımızda meyve satan köylülerin yanında felan durduk ama anlatmıcam bu kısımları çok uzun süreceği için.
Nihayet otelimize vardığımızda, serpil ve beril hemen lobideki koltuklara attılar kendilerini, artık otelde oldukları için tarzları iyice rahattı ve otel çalışanlarıda turistlerin bu tarz görüntülerine bakmaya alışık oldukları için gayet rahat bi şekilde eşlerimizin vücut kıvrımlarını inceliyorlardı biz resepsiyondaki işlemleri hallederken. Nihayet yan yana ayrılmış olan odalarımıza çıktık ve serpil hemen duşa girdi ve çıktığında ben çırılçıplak yatakta sigaramı içiyordum, çırılçıplak üzerime uzanan karım belliki ateşlenmişti hemen etli ve biçimli dudaklarının arasına almıştı sikimi. Her zamanki gibi tüm maharetini gösteriyordu yalarken. Bir süre sonra benim onu yalamama izin bile vermeden sertleştirdiği sikimi eliyle tutarak yerleştirdi içine ve yine her zamanki gibi öylece oturup hareketsizce bekledi bir süre, sonra hızlandı hareketleri ve en sonunda o yüz üstü uzanıp ben tüm gücümle içinde gidip gelirken önce o sonrasında da ben boşaldım.
Uyumuştuk orada öylece beril telefon açıp hadi plaja inmiyormuyuz diyene kadar. Serpil minicik siyah bikinisini giymişti birkaç dakika içinde. Bikinisi tanga ile normal arası bir şeydi, arkasında ve önünde küçük birer üçgen kumaş, üstü ise iri memelerini kapatmaktan çok uzaktı. Çokda önemli değildi zaten bikininin üstü çünkü plaja varırvarmaz onu çıkarıp üstsüz güneşlenecekti karım. Odamızdan çıkarken berilin ne giydiğinide merak etmiyor değildim, serpilden aşağı kalmıcağını biliyordum ki çok geçmeden cevabını bulmuştum merakımın. Lobide bizi bekliyorlardı beril ile kocası ve beril pembe bir tanga bikini giymiş ve üzerini şeffaf bir pareo ile örtmüştü. Kalçasının ve göğüslerinin güzelliği etkileyiciydi gerçekten. En önde beril ve karım arkalarında ise serdar ve ben plaja doğru yürüyorduk, eşlerimizin kalçalarının yarısını bile kapatmayan bikinileri ile kalçalarını ahenkli bir şekilde sallayarak yürümeleri herkesin dikkatini çekiyordu. Helede karım serpil, berilin kine göre daha iri ve yuvarlak kalçaları o kadar hoş ve seksiydiki kimseyi onlara baktıkları için suçlayamazdık. Çift kişilik yan yana iki şezlonga ulaştığımızda önce beril bikinisinin üstünü çıkardı. Gerçekten harikaydı memeleri sanki bikinisinin üstünü hiç çıkarmamış gibi dimdikti hala bu esmer güzeli kadının. Meme uçları dikleşmiş, sol meme ucunun altındaki benide fark etmiştim. Ben berilin memelerini hayranlıkla izlerken güzel karım kendi iri memelerini kurtarmıştı bikinisinin üstünden. Böyle bir durumda biz erkeklerin ilk görevi belliydi her zaman. Bu güzel ve çıplak kadınların tüm vücutlarını yağlamak..
Serpil sırt üstü uzanmıştı sere serpe dizlerini hafifçe geriye çekmiş ve bacaklarını ayırmıştı, karşısında birisi olsa dayanılmayacak bir görüntü izleyeceği kesindi. Boynunu ve kollarını yağladıktan sonra sıra iri memelerine gelmişti güzel karımın. Avuçlarıma bolca sürdüğüm güneş yağı ile okşadıkça onları uçları dikleşiyordu. Tabiî ki dikleşen tek şey onlar değildi sadece, iki saat önce karımın sıcacık ve ıslak kadınlığının içinde gidip gelen penisim ve dakikalardır güzel karısının kalçasını yağlarken bir yandanda karımın vücudunu en ince ayrıntısına kadar izleyen serdarın aletiydi dikleşen. Memelerinden aşağıya inip belini ve göbeğinide yağladıktan sonra bacaklarını iyice ayırmıştı kimseyi umursamayan karım. Kasıklarına ve baldırlarına yaptığım masaj sırasında kadınlığının, üzerini zar zor örten bikinisinin altında kabarmaya başladığını hissetmiştim. Her zaman sekse çok düşkün ve ateşli olan karım bugün daha bir farklıydı sanki. Onu daha fazla zorlamadan sırtını ve bacaklarınıda yağlayıp bitirmiştim işimi. Bu sırada serdar uzun süre karısının kalçasını yağladıktan sonra yeni çevirmişti karısını yüzüstü. Onlar biraz daha abartmıştı sanki, serdar güzel karısının esmer tenini yağladıkça o muhteşem vücut ışıl ışıl parlıyor güneşin altında ve kocasının elleri kasıklarından her geçişinde inliyordu yavaşça beril. Orta boylarda minyon tipli, sütun gibi bacaklara, dipdiri memelere sahip bu esmer güzeli kadın benim ve onu görebilen tüm erkeklerin iştahını kabartıyordu ve sanırım bu güzelliğin tadına bakmaya çok yakındım tabi güzel karımı serdarın altına yatırmak karşılığında..
Serpil doğruldu şezlongtan dudaklarıma yapıştı ve birkaç dakikia süren ateşli bir öpüşmeden sonra ellerimden tutarak beni denize doğru çekti. 1.71 boyunda, 60 kg sarışın sarı saçlı erkeklerin at gibi diye nitelendirdiği karım üstsüz bir şekilde , kalçasının küçücük bi bölümü zor kapatan bikinisi ve güneşin altında pırıl pırıl parlayan vücuduyla önümde yürüyor bende onu oracıkta becermemek için kendimi zor tutuyordum. Biraz denizde eğlendikten sonra karımla çıkıp arkadaşlarımıza doğru yürümeye başladık, yanlarına vardığımızda ben içecek bir şeyler almak için beach bara gideceğimi söyledim, beril bende gelicem deyip kalktı ayağa ve serpil şezlonga uzandı yan yatar bir şekilde yüzü serdara dönük olarak. Güzel karım ve serdar sohbete başladıklarında bende beril ile birlikte yürüyordum bara doğru. Gerçekten karizmatik bir güzelliği vardı berilin. Siyah küt saçları iri camlı güneş gözlüğü ile yüzü çok güzel görünüyordu. Yol boyunca geçtiğimiz kısımlardaki kadın erkek herkes önce diri göğüslerini sonrada kalçasını izledi berilin. Biralarımı alıp döndüğümüzde karım ve arkadaşımı kahkahalarla muhabbet ederken bulduk. Serpil şezlongtan doğrulmuş bağdaş kurup oturmuş serdara karşı, iri memelerini ve bikinisinin zor kapattığı amını serdarın gözleri önüne sermişti. Serdarda etkilenmiş olucak ki oturuşuyla kapatmaya çalışsada kalkmış aleti belli oluyordu şortundan.. akşama doğru ayrıldık plajdan odamıza gittik duş aldıktan sonra çırılçıplak sarılarak biraz daha uyuduk karımla. Akşam yemeğine inerken serpil, bol pileli, dizlerininin birazcık üzerinde, memelerini ve sırtını kalçasına kadar açıkta bırakan yazlık sevimli bir elbise giymişti. Sırt dekoltesi o kadar derindiki otururken tangası görünebilirdi ama biliyordum ki karım iç çamaşırı giymemişti. Havuz başındaki masamızda karşılaştığımızda berilinde külot büyüklüğünde bir şort ve body ile geldiğini görmüştüm. Yemekten sonra biraz oturup sohbet ettik, serdar havuza gitmeyi teklif etti ama kadınlar pek istemedi çünkü tatilin ilk gecesinde barda çılgınlar gibi içip dans edeceklerini söylüyorlardı. Saat 23 e doğru barda buluşmak için sözleştik. Serpil ile ben o saate kadar odamızın balkonunda çırılçıplak uzanıp uzun uzun seviştik. Denizden esen hafif rüzgar önce karımın çıplak bedenini baştan başa dolaşıyor getirdiği deniz kokusunu karımın teninin harika kokusuna karıştırıp gidiyordu.
Saat 23 e yaklaştığında kalktı serpil ve makyaj masasına oturdu altına saten bi g- string giydikten sonra. Makyajını yaptı, siyah boyundan bağlamalı sırtı yarım açık, göğüslerini göğüs altlarına kadar açıkta bırakan, etek kısmında ve göğüs kısmında parlak pullar olan ve kalçasını zar zor kapatan daracık ve ince bir elbise giydi. İlk kez görüyordum bu elbiseyi yeni ve muhteşemdi ama otururken yada dans ederken frikik vermemek için çok uğraşması gerekicekti ama böyle bir çabaya girmeyeceğini ikimizde biliyorduk..
Bara ulaşıp oturduğumuzda serdar karımın ilk oturuşunda göz önüne serdiği saten tangasını ve bacaklarını incelerken bende berilin giydiği turkuaz mavisi önü kapalı ama sırtı tamamen açık hatta sırtı ile bacakları arasında sadece bir karışlık bir şerit olan elbisesini ve açıkta kalan yerlerini izliyordum henüz tangasını görememiştim ama gece boyu görebileceğimi biliyordum. İlk kadehlerimizi bitirdikten sonra önce beril sonrada serpil kalktı dansa. İkiside vücutlarının tüm güzelliğini önce kocalarına sonrada görmek isteyn herkese sergilemekten çekinmiyorlardı hoş, seksi figürlerle dans ederken. Ancak hayal kırıklığına uğramıştım çünkü berilin tangasını görememiştim, onun yerine pırıl pırıl amcığını izliyordum uzun süredir. Demekki böyle seksi bir elbisenin içine tanganın yakışmayacağını düşünmüştü beril. Kadehler hızlıca boşalıp saatler ilerledikçe pistte dansın sınırları zorlanmaya başlamıştı artık. Serdarla ben olduğumuz yerde öylece sallanırken eşlerimiz kalçalarını bize sürtüyor, bu sırada sıyrılan eteklerini düzeltiyor, serpil ik**e bir elbisesinden fırlayan sağ memesini elbisesine yerleştiriyor ve her fırsattada deli gibi öpüşüyorduk. Eşlerimiz ara sıra yer değiştiriyor kocalarına olduğu kadar seksi olmasada , serpil serdara berilde bana dokunarak dans ediyordu. Dinlenmek içi masamıza geçtiğimizde serpil hızla kucağıma oturmuştu ve geldiğimizden buyana dimdik olan sikimi kırılmaktan zor kurtarmıştım. Kaçıncı olduğunu sayamadığım içkilerimizi yudumlarken birbirimizi okşuyor öpüşüyorduk. Karanlığıda kullanıp eteğinin altına doğru elimi attığımda karımın sırılsıklam olduğunu fark etmiştim. O kadar sarhoş ve azmış haldeydiki serpil elimi biraz daha orada tutsam oracıkta çıkarıp elbisesini içine alacaktı aletimi. Bu saatten sonra yapılacak tek şey vardı ikiside zil zurna sarhoş ve azmış olan bu kadınlara. Çılgınlar gibi sikip uyumak.
Odamıza vardığımızda zaten pek giyinik sayılmayan karımı soydum hızlıca. Yatakta üzerine uzandım ve ateş gibi yanan dudaklarıyla öpüşmeye başladık. Perdesi açık odamıza giren ay ışığı bizi izliyordu sanki . karımın üzerine tamamen uzanmış dilini emerken, bir elimle kalçasını bir elimlede ıslak amcığını okşuyordum. Hem üzerindeki ağırlığım hemde bu okşamalardan dolayı inliyordu serpil. Dudaklarından boynuna oradanda herkesin hayran olduğu iri melerine indiğimde kendinden geçiyordu karım. Dimdik meme başlarının birini emerken birinide sıkıyordum. Arada bir geri çekilip karımın dolgun ve kıvrımlı vücudunu izliyordum ilk kez görüyormuş gibi. Yataktan aşağıya inip yatağın ucuna doğru çektim karımı, bacaklarını ayırıp hafifçe kaldırdım yukarı. Islanmış amcığına vuran ayışığı pırıl pırıl parlamasını sağlıyordu. Önce sağ sonra sol baldırını ve kasıklarını gezdim dilimle. Sonrada bir ırmağın doğduğu kaynak gibi olan o yarığa girdim dilimle. Dilimi sonuna kadar çıkartıyor o vadinin en altından başlıyor hem bastırarak hemde küçük darbeler vurarak en yukarısına çıkıyor ve en üste vardığımda dudaklarımı açıp serpilciği tamamen ağzımın içine alarak onunla öpüşüyordum. Bunu her yaptığımda karım gözleri yarı açık kendi memelerini okşuyordu.
Çalan telefonla irkildim, serdar dı arayan. Berilin sızıp kaldığını uykusunun olmadığını ve canının sıkıldığını söyleyip sohbet için bizim yanımıza gelmek istediğini söyledi. Konuşmalarımızı duyan karım başıyla gelsin işareti yapmıştı bana bende serdara kapıyı kilitlemediğimizi gelmesini söyledim. Serpilin ırmak gibi olan amcığından giyinmek üzere kalkmak istediğimde karım elleriyle kafamı bastırdı tekrar aynı yere. Tıpkı benim gibi karımda bu tatilde olacak şeyleri kestiriyordu ve geciktirmenin anlamsız olduğuna inanıyordu sanırım. Ben tekrar ilgilenmeye başladığımda serpilin amıyla kapının açıldığını duydum. Serdar elinde kadehi ile hiç ses çıkarmadan yatağımızın karşısındaki koltuğa oturdu ve günlerdir arzuladığı kadının, karımın çırılçıplak vücudunu izlemeye başladı. Bir süre sonra yatağa ben sırtüstü uzandım, karım bacakları hafif ayrık kalçasını havaya kaldırıp serdara dönek şekilde sikimi yalamaya başladı.serdar şortunu çıkarmış çoktan bir elinde kadehi bir elinde siki, karımın kalçasını amını ve sikmeye doyamadığım o küçük deliği izliyordu. Bir an göz göze geldik onunla ve hepimizin istediği şey için işaret ettim ona. Yavaşça kalktı koltuktan, karımın arkasına doğru diz çöktü yavaşça okşarken kalçasını , amını yalamaya başladı. İlk dil darbesinde serdarın karım inlemişti ağzında kalkmış sikim olduğu halde. Geçen dakikalarla birlikte karım iyice ateşlenmişti, ağzında kocasının siki, arkasında onu iştahla yalayan, ara sıra parmaklarını sokup çıkaran arkadaşımız. Yavaşça doğruldum ağzından çıkarıp serpilin, sırtüstü yatırdım onu bacaklarını açıp tadını çok iyi bildiğim amcığının içine tek hamlede yerleştim. Karım ilk çığlığını atmıştı ama ikincisini atamadan serdar kaldırmış olduğu sikini güzel karımın etli dudaklarının arasına yerleştirdi. Serpilin amcığında hızlı hızlı gidip gelirken bir yandanda onun bir yabancının sikini nasıl yaladığını izliyordum. O kadar hoş ve ateşleyici bir manzaraydıki, biricik karım yeni sayılabilecek bir arkadaşımızın sikini iştahla yalıyordu. Arkadaşımızda tamamen kendini kaptırmış ara sıra taşaklarını emdirirken karıma bir yandanda o iri memeleri okşuyordu. Her pozisyon değiştirdiğimizde ben karımın amında yerimi alıralmaz serdarda ağzında yerini alıyordu. Serpil bu arada birinci orgazmını kesik çığlıklarla yaşamış ikinciye koşuyordu. Bense bu tensel ve görsel şöleni olabildiği kadar uzatmaya çalışıyordum. Serdar da ara sıra sikini çıkarıp karımın ağzından soğutuyordu dayanabilmek için. Sırtüstü uzandım serpil eliyle tuttuğu sikimi sırtı bana dönük şekilde soktu amına , serdarın sikinide ağzına aldıktan sonra zıplamaya başladı üzerimde. Çok geçmeden ikinci orgazmını yaşarken bende amcığının içinde patlamıştım. Serpil üzerimden kalkıpta bana doğru döndüğünde dudaklarının memelerinin spermle kaplı olduğunu gördüm. Ne ara olduğunu fark etmedim ama anlaşılan dostumuz oldukça sert bi şekilde boşalmıştı karımın ağzına. Serpil masada duran kadehi fondip yapıp duşa giderken ikimizde sigaralarımızı içip bu muhteşem kadını izliyorduk. Bi ara serdar, beril çırılçıplak uyuyor istersen yanına gidebilirsin dediğinde bana reddettim çünkü uyur halde olsun istemiyordum berilin ateşini yaşamak istiyordum ayrıca buradada karımla serdarı baş başa izleyecektim.
Serpil duştan çıkmış ıslak vücuduyla serdarla benim aramızdaki boşluğa yüzüstü uzanmış, yuvarlak kalçasını erkeklerinin gözleri önüne sermişti tekrar. Serdar hemen eğilip kalçasına bir öpücük kondurup harika bir kadınsın dedikten hemen sonra ikisinin dudakları birleşmiş ateşli bir öpüşme başlamıştı. Ben yataktan kalkıp koltuğa geçtiğimde serdar karımın üzerine uzanmış dudaklarını ve boynunu emiyordu. Bir eli kalçasında bir eli sol memesinde karı- koca gibi iki ateşli aşık gibi öpüşüyorlardı. Bir süre sonra serdar karımın dudaklarından kasıklarına kadar her noktasının tadına bakmış, o iri memelerini emilmekten kıpkırmızı bir hale getirmiş ve şuan amcığını emiyordu. Onlar 69 pozisyonuna geçerken göz göze geldik karımla yaşadığı zevk okunuyordu gözlerinden.
Nihayet birbirlerini yalamayı bıraktıklarında serdar sırt üstü uzandı ve karım tek hamlede oturdu dudaklarıyla biraz önce dimdik hale getirdiği sikin üzerine. Serdar günlerdir hayalini kurduğu sıcak amcığın içindeydi şimdi. Karım dizlerinin üstüne biraz kalkınca serdar alttan pompalamaya başlamıştı. Karımın sırılsıklam olan amcığına, serdarın taşakları vurdukça çıkan ses beni çıldırtıyordu zevkten. Harika bir porno film izliyor gibiydim ama bu filmi olduğundan daha güzel yapan başrolünde karımın oynamasıydı. Onlar bu şekilde birkaç pozisyon değiştirdikten sonra dayanacak halim kalmamıştı. Yatağa doğru gittim ve karımın açık duran ağzına uzattım sikimi. Birkaç dakikia sonra içinden çıktı karımın serdar. Planını sezmiştim hemen sırtüstü uzandım ve serpili oturttum üzerime. Serdarın az önce çıktığı karımın amcığının içinde yavaşça gidip gelirken oda elleriyle kalçasını ayırmış oradaki küçük deliğe diliyle masaj yapıyordu. Bir süre sonra serdar eline sürdüğü güneş yağı ile karımın arkasındaki küçük deliği parmaklarken karımda karımda kalçası kaldırarak ona yardım ediyordu. Serdar yatağın üzerine çıkmış bir eliyle karımın kalçasını ayırmış bir eliylede o küçük deliğe sikinin başını sokmaya çalışıyordu. Ben kolayca girebilmesi için pompalamayı bırakmış iki elimle kalçasını ayırıyordum karımın. Eğer iyi bir uyum sağlarsak üçümüz içinde ama özellikle karım için muhteşem bir seks olacaktı bu. Yavaş yavaş hissediyordum serdarın karımın göt deliğine girdiğini. Nihayet tamamını soktuğundaysa yavaşça pompalamaya başladık ikimizde. Serpil kısa süre sonra orgazm olmuştu. İyice gevşemiş onu siken iki erkeğede kolaylık sağlıyordu vücudu. Fazla dayanamayacaktım bu muhteşem seks olayında. Ben amcığından çıktığımda serpil sikicisisinin göt deliğinden çıkmasına izin vermeden önüne domalmıştı, sikiciside karımın kalçalarından sıkıca kavramış son hızla sikmeye devam ediyordu. Karımın maharetli dudaklarının arasında daha fazla dayanamadım ve boşalmaya başladım. Güzel yüzü, dudakları ve memeleri spermlerimle kaplanmıştı. Karım iştahla dudaklarındaki spermleri yalıyor bende yüzünden akanları düşmeden parmaklarımla ağzına götürüyordum. Nutella ve spermi çok severdi serpil ama bu sefer sade olarak yiyordu spermlerimi.. karım sikimle işini bitirip ben çekildiğim anda inleyerek boşalmaya başlamıştı serdar karımın göt deliğinin içinde. Köküne kadar sokmuş sikini öylece bekliyor sonra hızlıca çekip bir daha dipliyordu. Birkaç kez yapıp bu hareketi tüm spermlerini içine bıraktıktan sonra karımın kendini koltuğa zor attı arkadaşımız. Serpilde kendini yatağa yüzüstü atmıştı. Biz serdarla vedalaşırken serpil oarada uyuyup kalmıştı ancak hala açık duran göt deliğindende spermler sızıyordu yavaş yavaş..
Güzeller güzeli karımı başka bir erkekle paylaşmıştım bu gece. Karımı görüpte becermenin hayalini kuran bir sürü erkekten birisi bu gece hayalini gerçekleştirmişti. Dağılmış sarı saçlarını, hala okşanmaktan kıpkırmızı duran kalçasını ve bacaklarının arasındaki başka bir erkeğe ait spermleri izliyordum sigaramı içerken. Sikim tekrar kalkmıştı güneş doğarken, bu gece dört kez üzerine boşaldığımız karımı bir kez daha sikmeden uyumalıydım çünkü bu geceki şehvet üçgenine yarın berilinde katılacağı muhakkaktı.

DEVAMI GELECEK….

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ah Bu Töreler Seks Hikayesi 7. Bölüm

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Ah Bu Töreler Seks Hikayesi 7. Bölüm
ALINTIDIR

Ah Bu Töreler Seks Hikayesi 7. Bölüm! ( 30 Y., Konya / Türkiye)

Saat kaçtı bilmiyorum. Dış kapının açılma sesi ile uyandım. Yarı uykulu, yarı uyanıktım. O sırada karım da uyanmıştı. Derken içerden kızların sesini duyduk, teyzelerinden dönmüşlerdi. Küçük kız Esra, “Anne, neredesin?” diye sesleniyordu. Yatak odasının kapısı kapalı idi en azından, yoksa bizi çıplak halde uyurken görebilirlerdi. Karım büyük bir korkuya kapılmıştı, “Geldim kızım, geliyorum!” diyerek yataktan fırladı ve alel acele üzerini giyinerek odadan çıktı. Ben de üzerimi giyinip kendimi toparladım…

Odadan çıktığım zaman Özge’nin bakışları ile karşılaştım. O evde yokken ne yaptığımı biliyordu ve annesini kıskanıyordu. Salona girdiğimde, kızlarla beraber teyzeleri Zarife de gelmişti. Zarife beni görünce kıpkırmızı oldu. Karım da onun yanında kızarmış bir suratla oturuyordu. Bense hiçbir şey olmamış gibi davranıyordum. Eve girdikleri zaman bizim yatak odasında ne yaptığımızı tahmin etmişti. Zarife, “Kızlar beni zorla getirdi valla!” dedi, sanki geldiğine pişman olmuş gibi. Bana bakmamaya gayret ediyordu.

Zarife 40’lı yaşlarda, karım gibi türbanlı bir kadındı. Kardeşinin, yani karımın bir kopyası gibiydi. Ama biraz daha kilolu idi. Oturduğu zaman üzerindeki bluzunun altından göbeği belli oluyordu. Koca memeleri de karnının üzerine düşüyordu. Eteği kalçalarını sıkmıştı. Yüzüne makyaj yapmıştı. Annem Zarife için ‘Zilli!’ derdi. Ne demek istediğini daha sonra anlayacaktım. Kocası çalışmak için başka şehre gitmişti. Bir oğlu vardı ve başka bir şehirde üniversite okuyordu. Zarife ise evde kaynanası ile beraber oturuyordu.

Akşam hep birlikte yemek yedik. Karım ablasını bırakmak istemiyor, “Zaten kaynananla kalıyorsun, bir gece de ben de kal!” dedikçe, Zarife gitmekte ısrar ediyordu. Buna rağmen geç saatlere kadar oturduk. Vakit epey ilerlediği için Zarife’yi ben eve bırakacaktım. Zarife’yle evden çıktık. Evi bizim evden arabayla 10 dakika çekiyordu. Gecenin ilerleyen bir saati olduğundan yollar tenhaydı. Zarife, “Enişte size de ayıp oldu, öyle vakitsiz geldim. Yeni evlisiniz sonuçta!” dedi. Bunu söylerken kızardığını gördüm. “Yok, olur mu öyle şey!” dedim. Zarife evdeki suskunluğunu atmış, dili yavaş yavaş açılmıştı. Hatta biraz işi gevezeliğe dökmüştü…

Bana kocasını şikâyet etmeye başlamıştı. “Kaç zamandır dışarda, eve uğradığı yok, çalışıyorum diye gitti, fakat yeteri kadar para göndermiyor. Çocuk param bitti diye beni arıyor, ne yapacağımı bilmiyorum. Zaten kaynanam ayrı bir dert!” diye anlatıyordu. Çok sıkıntılı olduğu belliydi. Arabayı yol kenarına çektim. Cüzdanımı çıkarıp bir miktar para verdim. İtiraz ediyor, almak istemiyordu. Ama ben çok ısrarcı olunca aldı. Bana çok teşekkür ediyordu. Parayı borç olarak aldığını, geri ödeyeceğini söylüyordu. O sırada göz ucuyla ona bakıyordum. Emniyet kemeri memelerinin arasından geçiyordu. Üzerindeki krem renkli pardesüsüne rağmen belli olan dolgun memeleri bu şekilde gözüme daha da büyük görünüyordu.

Zarife, “Kardeşim iyi kadındır. Seni mutlu eder. İyi kadınlık yapar. Sana bir erkek çocuk doğurmak istiyor!” dedi. Ben bir süre sessiz kaldım. Neden böyle konuştuğunu anlamaya çalışıyordum. Aklıma annemin Zarife hakkında söylediği söz geldi, Zarife gerçekten zillinin biriydi, yoksa neden bana bunları söylesin ki. Cesaretimi toplayıp, “Peki sen iyi kadınlık ediyor musun?” diye sordum. Sessiz kalmıştı. Evine gelmiştik. İnerken ona, “Bir arkadaşım işyerine, yemek ve temizlik için bir kadın arıyor. Çalışmak istersen eğer bana haber ver!” dedim. Zarife de, “Haber vermeme gerek yok, hemen başlayabilirim!” dedi. Ben de, “Tamam o zaman, yarın akşamüzeri benim işyerime gel!” dedim. “Gelirim!” diyerek sevinçle indi arabadan.

Ertesi akşamüzeri Zarife dediği gibi benim işyerime geldi. Özge ile bir süre oturdular. Çıkarken Özge’ye, “Ben teyzeni bir arkadaşın işyerine götüreceğim, sen taksiyle eve dönersin!” diyerek para verdim. Karımı arayıp durumu anlattım. Sonra da Zarife ile birlikte arabama atladık. Zarife iş görüşmesine gidiyor diye çok heyecanlıydı. Güzel görünmek için makyaj yapmış, gözlerine boya sürmüştü. Üzerine çiçekli, uzun ve bol bir etek, uzun kollu bir bluz giymişti. Bluzun üzerinde de dizlerinin üzerine gelen şeffaf bir hırka vardı. Ayağında da topuklu ayakkabıları. Başını parlak çiçekli bir türbanla bağlamıştı. Emniyet kemeri yine memelerini belli ediyordu. Onu bu akşam iş görüşmesine götürdüğümü sanıyordu, ama ben onu sikmeye götürüyordum!

Bir apartmanın önüne geldik. Burası benim bir arkadaşın eviydi, evlenmeden önce sikmek için anlaştığım kadınları buraya getiriyordum. Arkadaşım şehir dışındaydı, anahtarı her zaman ben de olurdu. Zarife ile birlikte merdivenlerden 2. kata çıktık. Ben anahtarla kapıyı açtım ve içeri girdik. Zarife burasının bir ev olduğunu görünce, “Ben arkadaşının işyerine gideceğiz sanmıştım?” dedi. Etraf biraz dağınıktı. Zarife’ye, “Senin işe girmene gerek yok. Bana kadınlık yapman yeterli, ben sana maaşını öderim!” dedim. Zarife anlamsızca yüzüme bakıyordu. Ama yavaş yavaş anlamıştı olayı. Ben ona yaklaştıkça kendini geri çekiyordu. Geri geri giderken ayağı takıldı ve kanepenin üzerine kıç üstü oturdu. Fırsat bu diyerek yanına oturdum hemen. Yavaşça yanına yanaştım, gözlerim sürekli gözlerindeydi. “Çok güzel bir kadınsın, kocan çok şanslı, ama seni ihmal ediyor!” dedim. İyice yanaşarak yanaklarından öpmeye başladım. Zarife ise fısıltıyla, “Yapma ne olur! Bu yaptığın doğru değil!” diyordu. Aslında bu sözlerinin ‘Devam et, sik beni!’ demeye geldiğini biliyordum. Tüylü yanaklarını, çenesini vakum gibi içime çekiyordum.

Yanaklarından öperken, elimi memelerine attım. Bluzu ve hırkası ince olduğundan altındaki dolgun memelerini kolayca hissediyordum. Bluzun altından elimi içeri sokunca çıplak karnına değen elim onu biraz irkiltti. Elimi sutyenin içine sokmuş memelerini hamur gibi yoğuruyordum. Memeleri karımınkinden daha büyüktü. Meme uçları da iriydi. Meme uçlarını parmaklarımla sıkmaya başladım. Zarife inlemeye başladı. Memelerinde gezinen elimi tuttu, gözlerini kapatmış derin derin nefes alıyordu. Yanaklarından, dudaklarından öpüyordum. Elimi memelerinden çektim, elimi bırakmak istemiyor gibiydi. Onu ayağa kaldırdım ve içerideki yatak odasına götürdüm.

Burada daha önce pek çok kadını para karşılığı sikmiştim. Yatağı biraz toparladım. Zarife’yi yatağa uzandırdım, ben de yanına uzandım. Yine yanaklarından öpmeye başladım. Elimi eteğinin içine sokarak kalçalarını okşamaya başladım. Ayağına çorap giymemişti. Dolgun kalçalarında gezinen elime alınmamış tüyleri geliyordu. Ama bu akşam Zarife’yi mutlaka sikecektim, başka yolu yoktu bunun. Eteğini yukarı doğru sıyırdım ve bu sefer kalçalarını öpmeye başladım. Onları öpüyor, emiyordum. Bu sırada Zarife de saçlarımı okşuyordu. Bacaklarını iki yana iyice açmıştı. Bembeyaz kalçaları gün yüzü görmemişti. Kasıklarına yaklaştıkça nefes alıp verişi hızlandı. Amındaki alınmamış kılları pamuklu beyaz külotunun kenarlarından belli oluyordu. Kasıkları da yine öyle bir miktar kıllıydı.

Külotunu lastiklerinden tutarak sıyırdım, bacaklarından çıkardım. Bacaklarını iki yana iyice açınca, oldukça kıllı, kararmış amı ortaya çıktı. Am dudakları etli ve büyüktü. Amı sulanmıştı. Am dudaklarına yumuldum, onları deli gibi emiyor, ısırıyordum. Amının içine dilimi soktukça Zarife yeniden inlemeye başlamış, saçlarımı çeker olmuştu. Zarife’nin amının kılları ağzıma, dilime batıyor; ayrıca amından gelen ter kokuları beni çileden çıkarıyordu. Ama daha önce böyle etli am dudakları görmediğimden, onları yalayıp emmeden bana rahat yüzü olmayacaktı. Doğruldum, o sırada kumaş pantolonumun önünün ıslandığını gördüm. Yarağım sertleşmiş, ama tam kalkmamıştı..

O anda aklıma birşey geldi, mutfağa doğru gittim. Buzdolabı açtım. Tam aradığım gibi bir şeyi buldum. Bir miktar dondurma vardı. Paketi alıp, bir kaşıkla içeri girdim tekrar. Zarife elimdekine bakıp, “Dondurma mı yiyeceğiz?” diye sorunca, “Evet, böylesini hiç yememişsindir!” dedim. Soyundum ve çıplak kaldım. Zarife o esnada yarağımı gördü, gözleri sürekli yarağımdaydı. Paketi açtım, kaşıkla amının üzerine bir miktar dondurma koyunca, Zarife birden irkildi. Soğuk dondurma onu irkiltmişti. Ama bir süre sonra amının sıcaklığı dondurmayı eritmeye başlamıştı. Dondurmalı amını deli gibi emmeye, yalamaya başladım. Amının üzerinde, içinde dondurma sürülmedik yer bırakmamış, her tarafını emiyordum. Zarife ise sürekli zevkten inliyordu. Ağzımın etrafı dondurma olmuştu. Amının sıvıları dondurmaya karışmıştı bu arada.

Zarife halen giyinikti, onu daha soymak istemiyordum. Şimdi bluzunu yukarı çıkardım, çıplak karnına aynı şekilde dondurma döküp emmeye, yalamaya başladım. Bu arada parmaklarımı amına sokmuş, içinde gidip gelmeye başlamıştım. Zarife saçlarımı çekiyor, sürekli inliyordu. Bluzunu iyice yukarı çektim, alttan sutyenin kopçasını açarak çıkarttım. Dolgun memeleri açığa çıkınca, uçlarını emmeye, ısırmaya başladım. Meme uçlarında da alınmamış kıllar, tüyler vardı. Onlara da aynı şekilde dondurma dökerek emiyordum. Parmaklarım halen amındaydı ve iyice sulanmış amı parmaklarımı vıcık vıcık etmişti.

“Şimdi sıra sende!” diyerek yatağa sırt üstü uzandım. Kalkık yarağımı sıvazlamaya başlamıştım ki, Zarife yarağımı avuçlayıp, bu işi benim yerime yapmaya başladı. “Üzerine dondurma dök!” dedim. Dediğimi anlamıştı, dondurmadan bir miktar yarağıma döktü. Ve bu şekilde yalamaya, emmeye başladı. Bu işi pek bilmediği belliydi, ama bunun hiç önemi yoktu o anda. Yarağım patlayacak gibi oldu. Ona, “Biraz dur, bekle!” dedim. Kendimi sıkıyor, boşalmamak için zor tutuyordum. Bu şekilde 1-2 dakika zaman geçmişti. Zarife’ye, “69 yapalım!” deyince, (karım gibi, O nedir? diye sormadı), hemen üzerimde ters döndü ve amı yüzümün üzerine geldi.

Tombul göt yanaklarını avuçladım, birkaç şaplak attım. Götünü iki yana iyice açınca osuruk kokulu göt deliği ortaya çıktı. Zarife’nin göt deliği normal halinde madeni 1 Liralık para kadar vardı. Parmaklarımı götüne sokup çıkartmaya başlamışken, Zarife de inleyerek yarağımı yalıyordu. Yarağımı iki eliyle kökünden kavramıştı bu ara. Ona, “Daha önce götten yaptın mı?” diye sordum, ama o yarağımı yalamakla meşguldü, cevap vermedi. Yaptığı belliydi, yoksa göt deliği bu kadar geniş olmazdı. Ben de bunları düşünmeyi bırakıp amına yumuldum. Yatakta deli gibi birbirimize 69 çekiyorduk. Karımla böylesine ateşli sevişmiyordum. Müthiş bir zevk alıyordum.

Zarife’nin götüne şaplak atarak, “Tamam, bu kadar yeter!” dedim. Zarife nefes nefese kalmış bir halde yarağımı emmeyi bıraktı. “Kalk üzerimden!” dedim. Vücudum ağırlığı altında ezilmişti sanki. “Şimdi sikiş zamanı!” dedim. Üzerindekileri çıkartmasını istedim. Zarife çarçabuk soyundu, yatağa sırt üstü uzanıp, bacaklarını iki yana iyice açtı. Üzerine uzanarak bacaklarının arasına girdim. Amına yarağımı yavaş yavaş sokunca, derin derini “Iğhh, ımm!” diye inledi. Amının sıcaklığını hissediyordum. İçinde gidip gelmeye başladım. Zarife kollarını sırtımda gezdiriyordu. Daha hızlı ve daha sert pompalamaya başladım. “Bacaklarını yukarı kaldır!” dedim bu sefer. Dediğim gibi yapınca bu pozisyonda daha kolayca amına girip çıkmaya başladım. Kalçalarına çarpan kasıklarımdan patlama gibi sesler geliyordu. Yatak ikimizin ağırlığı altında eziliyor ve gıcırdama sesleri geliyordu. Zarife’ye daha şiddetle pompaladıkça onun vücudu ile benimki de yaylı yatağın üzerinde yaylanıyordu.

Zarife şiddetle inliyor, boynumu sırtımı okşuyor, kollarıyla beni sıkıyordu. Bu şekilde bir süre sikiştik, boşalmaya yaklaşmıştım, ama buna niyetim yoktu, kendimi kasıyordum sürekli. Üzerinde doğrularak amından çıktım. Zarife bu yaptığıma kızmış gibiydi, “Gir içime, gir içime!” deyip duruyordu. Onu bu sefer yan çevirdim. Sol yanının üzerine yatırarak, sağ bacağını biraz kaldırdım. Yarağımı bacaklarının arasından amına soktum. Bu pozisyonda sikmeye başladım, Zarife elleriyle yataktan tutunuyor, ha bire inliyordu. Kasıklarım tombul götüne çarptıkça çıkan sesler beni daha da azdırıyordu. İkimiz de terlemiş, su içinde kalmıştık. Artık dayanacak halim kalmamıştı ki, amının içine olanca gücümle patladım. Zarife iki büklüm olmuş gibiydi, suratında acı ve zevk bir arada vardı. Amından akan döllerim bacaklarına, yatağa bulaşmıştı. Karımı sikerken böyle zevk almamıştım. İkimiz de derin derin nefes alıyorduk. Amından çıkıp yanına uzandım. Birbirimize sarıldık.

Çıplak boynunu, göğsünü öpüyordum. Zarife, “Üç yıldır sikişmedim, kocamla sikişeli o kadar olmuştur herhalde!” dedi. “Hayatında başka bir erkek oldu mu peki?” diye sorunca, “Hayır! Sen beni ne zannettin?” dedi. Bu soruma alınmış gibiydi. “Seni incitmek istemedim!” dedim. Sonra daha önce sorduğum ve yanıtını alamadığım soruyu tekrar sordum, “Daha önce hiç götten sikiştin mi?” dedim. “Kocamla birkaç defa yapmıştım, kocam başka kadınlara gitmesin diye onun isteğine boyun eğdim!” dedi. “Benimle de yapar mısın?” diye sorunca, birşey demeden kollarını boynuma doladı. Saat ilerliyordu, fazla zamanımız yoktu, yoksa karım şüphelenebilirdi. Durumu ona anlattım. Kendisini yatakta köpek gibi domalttım. Bacaklarını iyice açmasını ve belini eğmesini istedim. Göt deliği karımınki kadar kıllı değildi.

Göt deliğine bolca tükürdüm ve tükürüğü içine iyice yedirdim. Sonra da yarağımı sıvazlamaya başladım. Yeniden bir göt sikmenin heyecanıyla yarağım tekrar kalktı. Dizlerimin üzerinde iyice doğruldum ve götüne yarağımı hizaladım. Yarağımın kafası kolayca içine girmişti. Yavaş yavaş hızlanmaya başladım. Göt sikmenin hazzı bambaşkaydı. Pompaladıkça yaylanan ve sallanan göt yanakları bana ayrı bir zevk veriyordu. Yarağım kolayca götünde gidip geliyordu. Zarife dirseklerinin üzerine çökmüş, zaman zaman başını arkaya çeviriyor ve sürekli inliyordu. Bu pozisyonda daha fazla devam etmek istemedim. Bu kez onu yatağa yüz üstü uzandırdım. Tombul götü bir tümsek gibi havaya kalkmıştı. Göt yanaklarını ellerimle iki yana iyice açınca belirgin şekilde açık olan göt deliğine yüklendim. Yarağım kolayca içeri girmişti. Yataktan destek alarak büyük bir güçle götüne girmeye başladım.

Yarağım neredeyse taşaklarıma kadar götüne girip çıkıyordu. Zarife’nin yüzü yatağa yapışmış gibiydi ve boğuk boğuk sesler çıkarıyordu. O anda ölü gibi hareketsiz yatıyordu sadece. Ayakuçlarımdan destek alarak götüne daha çok abandıkça, yatak da zangır zangır sallanmaya başlamıştı. Alt katta kim oturuyorsa mutlaka bizi duyuyordur diye düşündüm bir an. Biraz doğruldum, Zarife’nin terli sırtına tutunarak destek aldım. Bu şekilde götüne girip çıkmaya devam ettim bir süre. En sonunda ise götünün içine patladım. Götüne biraz daha sokup çıkardım. İkimiz de nefes nefese kalmıştık. Zarife halen, “Ahh, ımm!” diye sayıklıyordu sanki. Yarağımı çıkarınca Zarife’den de osuruk sesi geldi. Doğruldum, yatağın üzerinde oturdum. Zarife’de kendine gelmişti, o da yatağın üzerinde doğrularak oturdu. “Karımla böyle sikişmiyorum!” dedim. Zarife de, “Kardeşim içine kapanıktır biraz. İnsanın senin gibi kocası olsa daha başka ne ister?” dedi. Ona sarıldım. Bir süre sonra kalkarak giyindik ve evden çıktık.

Merdivenlerden inerken alt katın kapısı açıldı ve içerden orta yaşlarda, üzerinde minik bir şortla ip askılı bluz olan, sarışın bir kadın çıktı. Elindeki çöp poşetini kapının önüne koyarken, bize bakarak, “İyi akşamlar!” dedi. O sırada kadınla göz göze geldik. Az önce yukarda ne yaptığımızı biliyordu. Zarife merdivenlerden inerken bir ona, bir de bana baktı. Gördüğü görüntü onu şaşırtmış gibiydi. Kadının gözlerinin içine bakarak, “İyi akşamlar!” dedim. Uzun zamandır bu binaya geliyordum, ama bu kadını ilk kez görmüştüm. Gözlerindeki davetkâr bakışı sezebiliyordum.

Zarife’yi arabayla evine bıraktım. İnmeden önce kendisine bir miktar daha para verdim ve “Bundan böyle ne zaman paraya sıkışırsan haber ver!” dedim. Zarife gülümseyerek arabadan indi. Eve geldiğim zaman epey geç bir saatti, karım merakla bekliyordu. “Malesef ablanın işi olmadı, arkadaşım başka bir kadını işe almış!” dedim.

Kısa bir zaman sonra okullar tatile girecekti. Ben de karımla balayına çıkmanın heyecanı içindeydim. Antalya’da bir otelde 10 günlük tatil ayarladım. Ama daha sonra karım kızlarının da gelmesini istedi. Şimdi Özge de bizimle beraber gelecekti. Önümüzde 10 günlük sikiş dolu bir tatil bizi bekliyordu..

Devam edecek…

ALINTIDIR

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

mofilius ve karısı (alıntı)

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

mofilius ve karısı (alıntı)
Hikayenin yazarı mofilius tur. Burada birkaç hikayesini kendi hikayeleri gibi yayınlayanlar oldu. Ben tamamını parça parça koyacağım buraya eserlerinin. Eserlerinin diyorum çünkü onun yazdıkları gerçekten birer şaheserdir. Kendisine saygılarımı , karısınada sevgilerimi sunarak ilk hikayesinden başlıyorum.

Hiç hesapta olmayan bir halde yakalanmasına, kocası neden olmuştu. Kapı açıldığında, salondaki divanın üstüne uzanmış, kitap okuyordu. Eteği beline kadar sıyrılmıştı. Kocası içeri yanında üç kişiyle girince gerçi yerinden fırlamıştı hemen ama, bunu yapana kadar her yerini görmüş olduklarından da emindi.

Aslında üzerindeki giysi de, ayakta dururken bile, vücudunun gereğinden çok daha fazla bölümünü adamların gözleri önüne seriyordu. Bu da hazırlıksız yakalanmasının sonucuydu tabii. Kimseyi beklemediği için, her zaman yaptığı gibi, kocasının t-shirtlerinden birini geçirmişti çıplak vücuduna. İnce ve beyaz pamuklu kumaşın, tüm bolluğuna rağmen, vücudunun olmadık yerlerine yapıştığının ve ona son dereçe seksi bir görünüm verdiğinin farkındaydı. Eteği, ancak kalçalarını kapatabiliyordu. Ayakları da çıplaktı.

İşte bunun yüzünden, kocasının yanındaki üç adam şimdi gözlerini ona dikmiş, tepeden tırnağa inceliyorlardı. Öyle konuşmadan geçen birkaç saniyelik süre içinde, o da adamları inceleyecek zaman bulmuştu. Zaten daha ilk anda, üçünün de Türk olmadığını anlamıştı. İkisi genç, biri ortayaşlıydı. Ortak yanları, hepsinin tenlerinin iyice esmer, saçlarının siyah ve kıvırcık oluşuydu. Ortayaşlı olanın, şakakları hafifçe kırlaşmıştı yalnızca. Buna karşılık, üçünün de vücutları sırım gibi adeleliydi. Tek kelimeyle özetlemek gerekirse, hepsi yakışıklıydılar.

Birden oluşan elektrik dolu havayı, kocası bozdu ve adamları onunla tanıştırmaya başladı. İki gencin adı Hasan ve Abdul, ortayaşlınınki ise Ben’di. Üçü de Faslı’ydılar ve anladığı kadarıyla, kocası onlarla ortak bir iş çevirmeye girişmişti.

Faslı’ların üçü yanyana, divanın üstüne oturmuşlardı. Kocası da, yana düşen tek koltukta oturmuş, daha ilk andan itibaren telefonu eline almıştı. Durmadan telefon ediyor, birilerini arıyor, birşeyler konuşuyordu. Divanın karşısına düşen tek koltuğa oturmuş, biraz da olup bitenlerden kopuk kalmış bir halde onları izliyordu. Bu arada, kocası da onu biraz aydınlatmak gereğini duymuş olmalıydı:

“Adamlar çok büyük miktarda havlu ve bornoz almak istiyorlar.” dedi. “Kimseye kaptırmadan bu işi ben bitirmek istiyorum. Bu yüzden de acele ediyorum.”

Faslı’ların kendi dilleriyle biraz Fransızca’dan başka dil bilmedikleri de, bu arada ortaya çıkmıştı. Kocasının telefondaki konuşmalarını anlamadıkları için ilgilenmiyorlardı bile. Bunun yerine, tüm dikkatlerini ona vermişlerdi. Pek de haksız sayılmazlardı hani. Tam karşılarında oturuyordu. Üstüste attığı bacakları olduğu gibi meydandaydı. Adamların gözlerinin, çıplak ayak parmaklarından saçlarına kadar her yerinde gezindiğini farkediyordu. Giderek de, bundan hoşlanmaya başlamıştı.

Sonra kalkıp mutfağa gitti ve kahve yapmaya başladı. Elinde tepsi geri döndüğünde, içeride hiç bir değişiklik olmamıştı. Kocası hala telefonla konuşuyordu. Çömelip, elindeki tepsiyi yere bıraktı. Sonra doldurdugu ilk fincanı, divanın sağ başında oturan Hasan’a uzattı. Bunu yaparken, hala çömelik duruyordu.

Birden, adamların üçünün de gözlerinin alev alev yanmakta olduğunu farketti.

Altı göz birden, kasıklarında kitlenmişti. Hafiçe gözlerini indirip o da baktı kasıklarına. Eteği iyice sıyrılmıştı, bacakları aralıktı ve amı görünüyordu. Aslında hemen toplanıp kalkması gerekiyordu ama, sanki çivilenip kalmıştı.

Faslılar’ın bakışlarının amını yaktığını hissediyordu. Elinde olmadan bacaklarını biraz daha araladı. Sonra da, pozisyonunu değiştirmeden, diğer fincanlara da kahve doldurmaya başladı.

İnadına ağırdan alıyordu. Adamların herşeyi görmelerini istiyormuş gibiydi sanki. Sonunda, fincanları onlara uzatmaya başladığında, birden daha da heyecanlandı. Üçünün de pontolonlarının önünde, kolaylıkla farkedilebilecek kabarıklıklar meydana gelmişti. Kalkıp yine koltuğa oturdu.

Kahvesini içerken, vücudunun ateş gibi yanmaya başladığını farketti. Önce karnının içinde başlamıştı yanma. Sonra biraz aşağıya, kasıklarına inmiş, sonunda da, tüm vücuduna yayılmıştı. Son derece tahrik olduğunu, içini güçlü bir sikilme isteğinin kapladığını hissediyordu.

Göz ucuyla kocasına baktı. Hala telefonla konuşuyordu ve olup bitenlerin farkında olmadığı belliydi. Kahvesini bitirip, fincanı yerdeki tepsinin içine koydu ve yeniden arkasına yaslandı.

Artık bacak bacak üstüne atmaktan vazgeçmişti. Onun yerine, bacakları hafifçe aralık oturuyordu Faslılar’ın karşısında. Yine üçünün de gözleri üzerindeydi ve artık, bundan tanımlanamaz bir haz almaya başlamıştı. Sanki kontrolünü elinden kaçırmış gibiydi. Bakışlardan tahrik oldukça, bacakları biraz daha aralanıyordu. Sonunda, yine amını göstermeye başladı adamlara. Üstelik şimdi, şişmiş ve sulanmıştı da amı.

Acaba bunu farkedebiliyorlar mıydı?

Faslılar’ın aralarında bir şeyler konuştuğunu duyuyor ama, konunun kendisi olabileceğinden başka bir tahmin yürütemiyordu. Artık yalnızca ayak parmaklarının uçları değiyordu yere. Dizleri, elinde değilmiş gibi hareket etmeye, ritmik hareketlerle hafif hafif açılıp kapanmaya başlamıştı. İşin sonunun nereye varacağını bilmiyor, düşünmek de istemiyordu. O andaki durumdan zevk alıyordu ve bundan şikayetçi değildi.

Adamları da mahvetmişti. İçlerinde en kötü durumda olan, sol başta oturan Abdul’dü. Kalkıp pantolonun önünü çadır gibi kabartmış olan sikini saklayabilmek için sürekli çaba harcıyor, öne doğru eğilip, dirseklerini dizlerine dayıyordu. Diğerlerinin durumu da pek farklı değildi.

Bütün bunları görmek de, ayrıca tahrik edici geliyordu ona. Memelerinin uçları da sertleşmiş, ince kumaşın altından birer düğme gibi görünmeye başlamışlardı.

Kendini olup bitenlere öylesine kaptırmıştı ki, kocası yerinden kalkıp içeriye giderken, ona gelmesini işaret ettiğinde canı sıkıldı. Ama herhalde söyleyeceği şeyler vardı kocasının. Yerinden kalkarken eteğini biraz daha açmaya dikkat etti. Sonra içeriye, kocasının yanına gitti.

“Benim Bursa’ya gitmem lazım.” diyordu kocası. “Orada birini buldum ve eğer anlaşabilirsek, bu iş tamam demektir. Ama önce tek bayıma konuşkmam lazım onlmarla. beğenirse, birkaç kilo bir şeyler verebileceğim. Yol gidiş-geliş 4 saat sürer. En az 3 saat de orada kalırım. Şimdi saat 5. Yani gece 12’de filan dönmüş olurum. Şimdi sen bu Faslılar’ı oyalamaya bak biraz. Sakın bir yere kaçmasınlar e mi?”

İşte bunu hiç beklemiyordu.

Baştan beri adamların çekip gideceğini ve kendisinin kocasıyla yalnız kalacağını varsaymıştı ve şimdi tam tersi bir durum çıkıyordu ortaya. Bu kadar zamandır tahrik olup urmuştu. Adamlar gidince kocasıyla sikişmek istiyordu canı. Şimdi hem bunu yapamayacaktı hem de adamlarla yalnız kalacaktı. İşte bunu yemiyordu gözü. Onları baştan çıkarmak için elinden gelen her çılgınlığı yapmıştı.

“Yani beni bunlarla yalnız mı bırakacaksın?” dedi kocasına.

“Ne var ki bunda?”

“Sikerler diye korkmuyor musun? Nasıl baktıklarını görmedin mi?”

“Eee, ne olmuş? Biraz baktılar işte. Biraz daha bakarlar, işte o kadar. Ayrıca işime de gelir yani. Böylece kaçmaları söz konusu olmaz.”

Sonra tekrar salona döndü kocası. Peşinden gittiğinde onu, Ben’le konuşurken buldu. Faslılar, kocasının anlattıklarını dinleyip, bir süre kendi aralarında konuştular, sonunda Ben başını sallayarak onay verdi kocasına. Yanınan geçerken, kıçına hafif bir şaplak atıp kapıya yürüdü kocası. Dışarı çıkmadan da dönüp;

“Hadi ben gidiyorum.” dedi. “Bırak biraz daha seyretsinler seni. Böylece zaman daha çabuk geçer. Ayrıca eminim ki, senin de hoşuna gidiyordur.”

Sonra dışarı çıkıp, kapıyı arkasından kapadı. Bir anda, Faslılar’la başbaşa kalıvermişti. Ne olup biteceğini bilememenin getirdiği huzursuzluk ve hafif bir korku kaplamıştı içini. Ama yüzünü Faslılar’a dönüp, üzerinde sabitleşmiş üç çift gözle tekrar karşılaşınca, işler değişti. Gerçekten de “siker gibi” bakıyordu adamlar. Biraz zaman kazanabilmek için, yeniden mutfağa gitti ve viski bardaklarıyla buz kovasını hazırlamaya koyuldu. Biraz alkolün hiç de fena olmayacağını düşünüyordu.

Tekrar salona döndüğünde, Faslılar’ın üçüne de viskilerini verdi ve bir elinde iyice doldurduğu viski bardağı, geçip tekrar koltuğa oturdu.

Şimdi oldukça ilginç bir durum çıkmıştı ortaya. Bir tarafta o, öbür tarafta yanyana sıralanmış üç Faslı, karşılıklı oturuyorlardı. Herkeste dil zorluğu vardı ve bu nedenle aralarında bir diyalog da yoktu. Bunun yerine elektrik ve seks yüklü yıldırımlar uçuşuyordu havada. Kocası gittiğinden beri, daha da belirginleşmişti bu durum.

Kendini, bir seks kulübünün sahnesinde, müşterilerin aç bakışları önünde oturuyormuş gibi hissetmeye başlamıştı. İşin garibi, bu son derece hoşuna gidiyordu. Kocası gittiğinde duyduğu huzursuzluk artık iyice kaybolmuş, yerini, yeni bir iç gıcıklanması almıştı.

Elindeki viski bardağının neredeyse yarısını, bir dikişte içiverdi. Alkolün onu azgınlaştıracağını biliylordu gerçi ama, zaten bunu istiyordu o da. Madem ki bu adamlarla başbaşa 7 saat geçirecekti, o zaman keyfini çıkarmalıydı. Sonra yeniden koltuğun arkasına yaslandı ve Faslılar’ın değdiği yeri sanki yakan bakışları, ayak parmaklarından kasıklarına kadar her yerinde gezinirken, düşünmeye başladı.

Ne olabilirdi ki, en çok? Faslılar dayanamayıp, sonunda onu sikmeye kalkarlar mıydı acaba? Acaba tek tek mi gelirlerdi üstüne, yoksa hepsi birden mi? Hepsi birden nasıl olacaktı ki? zimdiye kadar hiç üç erkekle birden sikişmemişti. Olabilecekleri gözünün önünden geçirmeyi denedi. Düşüncesi bile tahrik ediciydi doğrusu.

Kimbilir nasıl sikerlerdi onu.

İçini, tanımlanamaz bir sikilme isteğinin kapladığını hissediyordu.

Viskisinin geri kalanını da kafasına dikip, bardağını yere koydu ve ve uzanıp orta sehpanın üzerinde duran viski şişesini aldı. Bu arada bacakları iyice aralanmıştı tabii. Adamların yine amını görebildiklerini farkediyor ve bundan giderek artan bir sevk alıyordu. Sonra Abdül’ün de viskisini bitirmiş olduğunu görüp onun bardağını almak üzere uzandı. Parmakları bin an için birbirine dokunmuş ve bu üzerinde elektrik çarpmasına benzer bir etki yaratmıştı. Kendi viski bardağını yere, ayaklarının dibine koyup Abdül’ün bardağını da doldurdu ve tekrar ona uzattı. Yine dizleri iyice aralanmış, amı ortaya çıkmıştı. Gözlerini, Faslı’nın gözlerine dikmişti. Ama o, aşağıya, doğrudan amına bakıyordu büyülenmiş gibi. Aynı anda ayağı çarpıp, viskisini deviriverdi.

Mutfağa, halıyı silebileceği bir bez almaya giderken “bu aptal kazanın işi böldüğünü” düşünüp kızıyordu ama, geri dönerken bir şeytanlık geliverdi aklına. Nedense bir tutukluk vardı Faslılar’da. Onları bundan kurtarması gerekiyordu anlaşılan. Sikişmek dururken, karşılıklı aptal aptal oturup, her an daha çok tahrik olmanın ne gereği vardı ki. Artık öldürücü darbeyi vurmanın zamanıydı galiba. Adamlara öyle bir şey göstermeliydi ki, ne istediğini açıkça anlasınlar.

Elindeki bezle, Faslılar’ın tam önünde ve arkası onlara dönük olarak, halıya diz çöktü. Sonra öne eğilip, silmeye başladı. Bakmıyordu bile arkaya. Ama meydana gelen sessizlikten, onların canına okuduğunun da farkındaydı. Koltukta otururken hep amını göstermişti onlara. Şimdi ise, vücudunun en güzel yerlerinden birini, götünü seyrettiriyordu. Eteğinin, neredeyse beline kadar sıyrıldığının farkındaydı.

Kalçaları, olduğu gibi meydandaydılar.

Faslılar’ın gözlerinin, artık iyice sulanıp şişmiş olan amında, hemen onun üzerinden göz kırpıp duran götünün deliğinde çılgın gibi dolaştığını neredeyse hissediyordu. Aralarında hızlı hızlı bir şeyler konuştuklarını duyuyor, hiç acele etmeden halıyı silmeye devam ediyor ve bekliyordu. Belki de, adamlardan daha çok o heyacanlanmış, o tahrik olmuştu. Öylece kendini onlara seyrettirirken, beli gelebilirdi.

Arkasındaki hareketlenmeyi farkettiğinde gerçi bunu belli etmedi ama, heyecanı da son kertesine çıktı. Artık isteğinin gerçekleşmek üzere olduğunun farkındaydı.

Birden iki pençe gibi el, kıçının yuvarlaklarını avuçlayıp birbirinden ayırıverdi. Aynı anda da, alev alev yanan bir sikin amının dudaklarını değdiğini hissedip titredi. Sonra kıçını biraz daha havaya kaldırıp, iyice öne eğildi ve beklemeye başladı.

Tek bir hareketle, dibine kadar soktu arkasındaki Faslı. Neredeyse çığlığa benzeyen bir inlemeyle koyverdi kendini. Amı bir anda dolmuştu. Kocaman bir şey olmalıydı Faslı’nın siki. Birden beli gelmeye başladı. Gözlerini kapayıp, kendini artık amına girip çıkmaya başlayan sike bıraktı.

Arkasındakinin kim olduğunun, onu kimin siktiğinin bile farkında değildi. Üç Faslı’tan biriydi işte. O anda önemi olan tek şey sikilmekti ve adam gerçekten güzel sikiyordu onu. Az önce kalçalarını avuçlayan eller şimdi beline kaymış, iki yanından sımsıkı tutmuştu. Sik içinden çıkarken, sanki tüm iç organları da dışarı çekiliyormuş gibi bir duyguya kapılıyordu. Sonra birden yeniden, dibine kadar giriyordu ve beyninde şimşekler çakmasına neden oluyordu.

Tekrar getirdi belini.

Adam sikmeyi sürdürüyordu. Gözlerini aralayıp, aşağıdan kasıklarına doğru baktı. Görebildikleri, koyu renkli bir çift kıllı bacak ve Faslı’nın torba gibi sarkan, hareket ettikçe sallanan ve her geçirişinde amının kıllarına yapışan kocaman taşakları oldu. Yalnızca taşakları seyretmek bile, son derece tahrik ediciydi. Yeniden belini gelebilirdi her an. Elini uzatıp, adamın taşaklarını avuçladı. Vücudu birden kasılıverdi Faslı’nın. Aynı anda amında yangın çıkmış gibi oldu. Birbiri ardına içinde fışkıran yakıcı bel dalgalarını hissetttiği anda, onun da beli geldi.

Küçük titremelerle, halının üstüne yığıldı.

Çeşitli eller dolaşıyordu üstünde. Memeleri, bacakları, kalçaları okşanıyordu. Hafif dönüp gözlerini açtı ve kendini, Ben’le Hasan’ın arasında yatıyor buldu. İkisi de çıplaktı. Sonra, tıpkı onlar gibi çıplak olan Abdul’ün divanın üstünde otuduğunu ve viskisini yudumladığını farketti. Demek ki onu bu kadar güzel siken Abdul olmuştu. Bu arada Ben, tuttuğu gibi onun da giysisini çıkarttı. Artık dördü de çırılçıplaktılar.

Dört elin birden her yerini mıncıklamasına kendini bırakmış, iki yanındaki Faslılar’ı inceliyordu şimdi. Ben, Hasan’dan en az yirmi yaş büyük olmalıydı ama, vücudunda hiç bir sarkma belirtisi görünmüyordu. Aksine, sırım gibi adeleliydi. Siki de alabildiğine uzun ve tüm vücudu gibi, zeytin rengiydi. Bir yay gibi, göbeğine doğru kıvrılmış duruyordu. Başı kocamandı. Hasan’ın siki de en az Ben’inki kadar uzun olduğu gibi, üstelik çok daha kalındı.

Elleri iki yanına uzanıp, sikleri sımsıkı kavradılar. İkisi de ateş gibi yanıyordu sanki.

Bu arada Hasan memelerini yalamaya başlamış, Ben de kocaman açtığı ağzını dudaklarına yapıştırıp emmeye girişmişti. Aralarında eridiğini hissediyordu. Sonra Ben, amını da okşamaya başladı. Alabildiğina açık, alabildiğine sırılsıklamdı amı. Faslı’nın parmağı, bir anda içine kayıvermiş, beynine küçük elektirik dalgaları göndermeye başlamıştı. Kalçalarını oynatıyor, beli kıvrılıp, bükülüyordu. Sağ memesi Hasan’ın bir vantuz gibi emen ağzının içinde, neredeyse kaybolmuştu. Dudakları, Ben’in ağzının içinde dolaşan dilini sımsıkı sardı ve deli gibi emmeye başladı. Tıpkı bir siki emer gibi emiyordu adamın dilini. O kadar güzeldi ki. Bir taraftan da iki elindeki sikleri okşuyordu.

Sarsıla sarsıla belini getirdi.

Sonra bir anda kendini Ben’in önünde domalmış buluverdi. Dibine kadar geçiriverdi Faslı. Kalçaları, artık bir dansözünki gibi dalgalanmaya başlamıştı. Sanki adamın sikini içinde kırmak, dibinden koparıp almak istiyormuş gibiydi. Hasan da önüne gelmiş, dizlerinin üstünde doğrulmuştu. Koca sikini dibinden tutmuş, yüzünün önünde sallıyor, zaman zaman gözlerine, burnuna, yanaklarına hafif hafif vuruyordu. Ağzını açıp bekledi. Genç Faslı sikinin başını dudaklarının arasına soktuğunda da, hırsla emmeye başladı.

Gerçek bir siki emmek, çok daha güzeldi.

Ben, artık sikini sokup çıkarmaya başlamıştı. Önceleri yavaştı hareketleri ama, giderek hızlanmış, sonunda tıpkı bir piston gibi sikmeye başlamıştı. Hasan da, sikini ağzına sokup çıkarıyor, neredeyse aynı hırsla onu ağzından sikiyordu şimdi. İki sikin arasında mahvolmuştu. Tüm benliğiyle sikilmenin zevkine varıyordu.

Sonra Ben götüyle oynamaya başladı. Daha parmağın ilk dokunuşunu hissettiği anda, bir kez daha getirdi belini. Faslı, kalın parmağını götüne sokuverdi yavaşça.

Çıldıracaktı neredeyse.

Kalçalarını amındaki sikle, götündeki parmağın üstüne deli gibi bastırıyordu. Hasan da, ağzını sikmeyi sürdürüyordu bu arada.

Hareketleri de daha da hızlanmıştı şimdi. Çok geçmeden belini getireceği belliydi. Bir taraftan da buna hazırlamaya çalışıyordu kendini. Genç Faslı’nın belini, ağzının en dibine, gırtlağına fışkırtmasını bekliyor, bir damlasını bile kaçırmadan hepsini yalayıp yutmak istiyordu. Bu arada Ben’in hareketleri de iyice hızlanmıştı. Onun da belini getirmek üzere olduğunu anlıyor, dikkatini ne tarafa vereceğini bilemiyordu.

İlk patlayan Ben oldu. Rahminin ağzında fışkıran ilk salvoyu hissetiği zaman, bütün vücudu titremeye, dalgalanmaya başladı. Sanki karnının derinliklerinde bir dinamit patlamış gibiydi. Sonra da Hasan giriverdi devreye ve tohumlarını ağzına boşaltmaya başladı. Daha da hırsla emmeye başladı o zaman Faslı’nın sikini.

Yarı baygın yığılıp kalana kadar da emdi, emdi, emdi.

Şimdi hepsi halının üstünde, daire şeklinde oturmuşlardı. Herkes çıplaktı. Faslılar yeniden doldurdukları bardaklardan viskilerini yudumluyorlardı.

Halinden memnundu. Kocası gideli daha 2 saat olmuştu ve bu hasaba göre, önlerinde daha 5 saat zaman vardı. Gerçi hala tam bir diyalog yoktu onunla adamların arasında ama, yaşadıkları, olaya bambaşka bir hava getirmişti artık. İlk baştaki o “ne olacağını bilememenin getirdiği” gerilim de, tümüyle eriyip gitmişti.

Buna karşılık yine yanmaya başlamıştı amı. Canı, yeniden sikilmek istiyordu. Ama artık bunun için numara yapmasına, Faslılar’ı baştan çıkaracak yeni şeyler bulmasına gerek kalmamıştı. Elini götürüp, amını okşamaya başladı. Kelimenin tam anlamıyla vıcık vıcıktı amı. Faslılar’ın belleri kendi am sularıyla karışmış ve sadece amını değil, tüm kasıklarını sırılsıklam ve kaygan bir hale getirmişti.

Birden yeni bir sessizlik oluşmuştu hepsinde.

Elini uzatıp, yanında oturan Ben’in sikini tuttuğunda, yeniden taş gibi sertleşmiş buldu onu. Parmaklarını çevresine dolayıp, sıvazladı bir kaç kez. Sonra Ben elini getirip, kıçının altına soktu. Kıpır kıpır parmakları bir anda amına ulaşıp, kendi parmaklarının yerini aldılar. Sonra Faslı’nın orta parmağı biraz daha aşağıya inip, bir anda götünün deliğine giriverdi.

Aklı başından gitmişti yeniden. Götünle oynanmasından, içine böyle parmak sokulmasından ve sikilmesinden her zaman zevk almıştı. Vücudunu hafifçe yana eğip, Ben’in eline daha büyük bir özgürlük verdi. Sonra da, Faslı’nın götüne girip çıkan parmağının tadını çıkarmaya başladı. Diğer ikisiyle ilgilenmiyordu bile. O anda onun için, bir götündeki parmak vardı, bir de elinde sımsıkı tutup sıvazlamayı sürdürdüğü Faslı siki. Artık biliyordu ki, bir süre sonra götündeki parmak çıkacak, onun yerini elindeki sik alacaktı.

Bunun düşüncesi bile çıldırtıcıydı doğrusu.

Faslılar’ın arasında götünü korkmadan tek verebileceği de Ben’di zaten. Gerçi onun da siki çok uzundu ama, hiç değilse öbür ikisininkine oranla inceydi biraz. Küçük götü onu bile almakta zorlanabilirdi. Herhalde Ben de farkındaydı bunu. Hiç acele etmiyor, yalnızca parmağını içine sokup çıkararak, kanının iyice kaynamasına, götünü siktirmek için duyduğu isteğin büyümesine neden oluyordu şimdilik. Her geçen an götü biraz daha açılıyor, biraz daha gevşiyor, içine girecek koca Faslı sikine biraz daha hazır hale geliyordu.

Gözlerini kaldırıp Abdul’le Hasan’a baktı. İkisinin de gözleri ateş gibi yanıyordu. Kıpırdamadan onları seyredmekteydiler. İkisinin de siki kazık gibi olmuştu tekrar. Kocaman, kapkara ve alabildiğine kalın iki sik olarak göründüler gözüne. Tanrım, Ben’in parmağı da o kadar güzeldi ki. Biraz daha devam ederse, belini getireceğinin farkındaydı. Zevkten çıldırabilirdi. Eli, Faslı’nın sikini, daha da sıkı kavramıştı şimdi. Parmakları durmadan hareket ediyor, bir taş kadar sert ama aynı zamanda da bir kadife gibi yumuşak sikin en dibinden şişmiş başına kadar, her yerinde geziniyordu.

Birden vücudu sarsılmaya başladı. Götü, Ben’in içindeki parmağını iyice sıkıştırdı. Beli geliyordu.

Faslı onu kalçalarından tutup kucağına çektiği zaman, daha tam kendini toplayamamıştı bile. Faslı’nın sikinin götünü deliğine dayandığını hissediyor, içi gidiyordu. Ayaklarını onun bacaklarının iki yanında yere dayayıp kendini dengelemeye çalıştı. O upuzun sikin başı, yarıyarıya içine kaymıştı bile. Gözlerini kapayıp başını öne eğdi, ellerini Ben’in dizlerine dayadı ve oturmaya başladı.

Yavaş yavaş ve dayanılmaz bir zevk vererek içine giriyordu Faslı’nın siki. Götü gittikçe açılıyor, şimdiye kadar içine giren bu en büyük siki sonuna kadar alabilmek için acele ediyordu. Sonunda kalçaları Ben’in kasıklarına yapıştı. İçinin, neredeyse göbeğine kadar sikle dolduğunu hissediyordu. Ağzından küçük çığlıklar kaçırarak, yeniden belini getirdi.

Vücudunun titremeleri biter bitmez, kalçaları hareketlendiler. Şimdi, elleriyle ayak parmaklarının üzerinde dengelenmiş, götündeki sikin üstünde çılgın bir dansa başlamıştı sanki. Yukarı aşağı, sağa sola, ileri geri, her yöne hareket ediyordu kalçaları. Götü Faslı’nın sikini sımsıkı kavramış, adeta sağıyordu. Gözleri hala kapalıydı. Zevkten kendini kaybetmişti sanki. Kalçalarını her yukarı kaldırışında, o upuzun sik nededeyse ucuna kadar çıkıyordu götünden. Sonra hırsla geri oturuyor, yeniden köküne kadar içine alıyordu.

Birden dudaklarına alev gibi yakan bir şeylerin dokunduğu hissedip, gözlerini açtı. Abdul ve Hasan, iki yandan gelip önünde ayakta durmuşlardı. Kapkara, koskocaman sikleri neredeyse birbirine değiyor, hemen gözlerinin önünde başdöndürücü bir manzara yaratıyordu. Ağzı aralanıp dili dışarıya fırladı ve siklerin, o mantar gibi şişip morarmış başlarını yaladı. Sonra da değiştire değiştire emmeye başladı Faslı siklerini.

Artık uçmuş gibiydi. Bir çok “ilk”i birarada yaşıyordu. İlk kez üç erkekle birlikteydi. İlk kez iki siki birden emiyordu ve bu kadar büyüklerini de şimdiye kadar görmemişti bile. İlk kez Ben’inki kadar büyük bir sik girmişti götüne. Biraz sonra olabileceklerin de farkındaydı ve bunu düşünmek bile çıldırtıcıydı.

Yeniden belini getirmeye başladı.

Sonra Hasan hafifçe geriye doğru itti onu. Elleri şimdi arkasında, Ben’in omuzları hizesında yere dayanmıştı. Bacakları alabildiğine açık, Faslı’nın siki dibine kadar götündeydi. Amı, açık bir ağız gibi duruyordu. Zevkten buğulanmış gözlerle, Hasan’ın bacaklarının arasına girdiğini gördü. O kocaman sik amının dudaklarına arasına girdiğinde, elektrik çarpmış gibi titredi tüm vücudu.

Sonra tek bir harekette, dibine kadar soktu Faslı.

Beyninde şimşekler çaktı bir anda. Yine beli geliyordu. Neredeyse aynı anda Abdul de girdi devreye. Yandan sokulup başını çevirmiş ve sikini ağzına sokuvermişti bir anda. Bir daha getirdi belini.

Şimdi Faslılar’ın üçü birden hareket halindeydiler. Üçü birden sikiyorlardı onu. Aynı anda amından, götünden, ağzından sikiliyordu. Çılgın bir şeydi bu. Kendini tutamıyor, Faslı sikleri içine girip çıkarken, peşpeşe belini getiriyordu artık. Bulutların üstüne çıkmış gibiydi.

Kelimenin tam anlamıyla vermişti kendini Faslılar’a. İstedikleri gibi, hırsla sikiyorlardı onu. Amıyla götündeki sikler, sanki birbirine karışmış gibiydi. Piston gibi girip çıkıyorlardı. Karnının içinde sanki bir alev yumağı oluşmuştu.

Üçüncü Faslı da, ağzını sikiyordu aynı hırsla.

Çevre ve zaman tümüyle anlamlarını yitirmiştiler artık. Tüm evren, merkezinde onun, çevresinde de üç Faslı’nın bulunduğu minik bir noktaya dönüşmüştü. Üç ayrı yerinden vücuduna girip çıkan üç sik de, bu evrenin enerjisini oluşturuyordu.

Yarıyarıya kendinden geçmişti. Belinin gelmesi artık durmuyordu bile. Sürekli o tepe noktadaydı. Sonra Faslılar da, birer birer oraya ulaşmaya başladılar.

Götüne, amına, ağzına fışkıran beller, sel dalgaları gibi onu önlerine katıp, tatlı bir baygınlığa sürüklediler.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Baldıza Yunanistanda Kaydım

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Baldıza Yunanistanda Kaydım
Slm arkadaşlar, ismim Semih, 33 yaşındayım. Almanyada yaşıyor ve çalışıyorum. Almanyaya bundan 10 sene önce işçi ailesi olarak geldim. Eşimle görücü usulü evlendik, ama çok sükür çok da mutluyuz. Bu anlatacağım olaya kadar eşimi hiç aldatmamıştım. Geçen sene 7. ci ay geldi çattı, Türkiyeye tatile gideceğiz. Aile büyük olduğu için, 3 araba ile yola çıkacaktık. Bacanak Baldız ve çocukları binek bir arabayla, Kayınço, hanımı çocukları ve Kayınpederle Kayınvalide minibüs tarzı bir arabayla, biz de kendi arabamızla. Son günde bir aksilik çıktı benim çalıştığım işyerinden Telefon geldi ve bizim izin malesef iptal oldu. Moralim sıfırdı resmen. Yapacak birşey yok dedik ve bunları uğurladık, iki araba ile yola çıktılar.

Aradan iki gün geçti, gece yarısı acı acı telefon çaldı. Telefondaki Kayınço idi, bizim Bacanak Yuanistanda rahatsızlanmış ve hemen hastaneye götürmüsler. Apandistten ameliyat olacakmış. Çoluk çocuk perişan olmasın diye Baldızı hastanede Bacanağın yanında bırakıp, çocukları kendi Minibüslerine alarak bunlar tek araba ile yola devam etmeye karar vermişler. Ve benim de uçakla acil Yunanistana gelip Bacanakla Baldıza yardım etmemi istediler. Ben de hemen işyerime telefon açıp durumun aciliyetini bildirip özel izin aldım. Hemen evden çıktım, Taxi ile Hannover havaalanına gittim. Şansımdan 1 saat sonra Yunanistana uçak vardı, bilet alıp atladım uçağa. Sabaha karşı Yunanistana indim ve Taxi ile alel acele hastaneye yetiştim. Bacanak ameliyattan yeni çıkmış ama daha ayılmamış yatıyor, Baldız da perişan halde kapıda beni bekliyor. Baldız beni görünce, garipliğin ve yalnız kalmanın verdigi korku ve endişe ile koştu boynuma sarıldı. Bir ağlıyor ki görmeyin.

Aslında Bacanağı hiç sevmem, kendisine hiç bakmayan odunun teki, inanın bizim Köydeki eşeklerden farkı yok. Herzaman bizlerin yanında Baldızı kırar, rencide eder. Ama Baldız garibim ne yapsın, kader demiş sesini çıkarmamış. Neyse ben doktorlara Bacanağın durumunu sordum. Ameliyat biraz sorunlu geçmiş. En az 5-6 saat kimseyi yanına almayacaklarmış ve kendine geldiğinde de ADAC uçağı ile Almanyaya göndereceklermiş, çünkü Almanya Hastalık Sigortası öyle istemiş. Baldıza bunları aynen söyledim ve “Nasıl olsa görüştürmüyorlar, hastane kapısında böyle sefil bir şekilde beklemenin bir anlamı yok, seni bir otele götüreyim, orda bir duş al kendine gel, biraz uzan dinlen, ben hastaneye geri gelir ilgilenirim, sonra da gelir seni alırım!” dedim. Baldız önce yok dese de, ısrar edince kabul etti. Küçük bir valizi ile onu iyi bir otele götürdüm, odasına kadar çıkardım ve “Kapıyı arkasından kilitle her ihtimale karşı, ben 6-7 saat sonra gelir ve seni alırım!” dedim ve hastaneye döndüm.

Bacanak halen narkozun etkisindeyken başka odaya aldılar, ben de yanında idim. Uyandığı zaman beni görünce nasıl sevindi eşşek herif. Ona durumu anlattım. Bacanak da benden bir ricada bulundu, kendisini uçağa bindirince, hanımını ve arabasını alıp Türkiyeye götürmemi istedi ve “Ben iyileşince uçakla Türkiyeye gelirim. En azından hanım Türkiyede çocukların başında olsun da çocuklar rezil olmasınlar.” dedi. Bana da mantıklı geldi. Hemen işyerimi aradım ve durumu anlatıp müsade istedim. İşyerimden istemeye istemeye bana iki hafta izin verdiler. Akşama doğru gittim otelden Baldızı aldım hastaneye getirdim ve kocasının iyi olduğunu, onu akşama uçakla alacaklarını ve tekrar Almanyaya götüreceklerini, bizim de arabalarıyla Türkiyeye gideceğimizi anlattım, Baldız da kabul etti.

Geceye doğru ADAC nin uçağı geldi, Bacanağı bindirip gönderdik ve doğru otele döndük. Baldıza, “Vakit geç oldu Baldız, bu gece otelde kalalım, sabah erkenden yola çıkarız.” dedim. Baldız da, “Sen bilirsin Enişte.” dedi kabullendi. Odaya çıktık Baldızı bıraktım tam çıkarken, Baldız, “Nereye gidiyorsun Enişte?” diye sordu. “Ben de bir oda tutayım, sen rahatça yatarsın.” dedim. “Olur mu Enişte? Kesinlikle kabul etmem, zaten demin de korkudan gözümü kapamadım, kurban olayım beni yalnız bırakma!” deyince aynı odada kalmayı kabul ettim. “Tamam o zaman, ben de bir duş alayım yatarız.” dedim ve duşa girdim. Duştan çıkınca ben iki koltuğu birleştirip yatak yapmaya başladım. Baldız hemen fırladı ayağa, “Enişte sen delimisin, zaten bizim yüzümüzden perişan oldun, sen yatakta yat, orda ben yatarım!” dedi. İkimiz de birden ısrar edince, Baldız, “Enişte zaten elbisemle yatıyorum, yatak da kocaman, gel bir tarafta sen yat, bir tarafta ben yatayım!” dedi. Benim de kalbimde kötülük yok, Tanrı biliyor, sadece yorgun olduğum için kabul ettim.

Baldızın üzerinde geniş bir etek vardı, çok da ince idi, ama uzuncaydı. “Ben elbise ile yatamam Baldız, bir şort giyip yatayım.” dedim. Baldız da, “Nasıl istersen Enişte.” dedi, şortumu giydim, yattık. Sabaha karşı saat 3 gibi uyandım, acayip susamıştım. Baldız sırtını dönmüş yatıyordu, eteği kalçasının arasına girmiş, şahane baldırları ve bacakları açıktaydı. Tişörtü de biraz yukarı sıyrılmış, beli görünüyordu. Su içtim tekrar yattım yatağa, ama Şeytan işte, uyutmadı beni, sikim demir gibi oldu. Uyuyormuşum gibi yaparak elimi Baldızın arkasından üzerine attım. Baktım Baldız derin uykuda, hiç tepki yok. Biraz daha yanaştım, arkadan benimkini kalçasının arasına dayadım, ama nasıl yanıyor. Baldız halen tepki vermeyince yavaşça elimi göğsüne doğru kaydırdım ve tişörtünün üzerinden sol memesini avcumun içine aldım. Baldızda halen çıt yok, aksine kalçasını bana dayıyor…

Elimi tişörtünün içine sokup resmen memesini avuçlamaya başladım. O sırada Baldız, “Mustafa şimdi sırası mı?” diyerek döndü. (Mustafa benim Bacanağın ismi, beni kocası sanmıştı). Gözlerini açıp benim olduğumu görünce, “Enişteee?” diyerek toparlandı hemen. Sanki şoka girmiş gibiydi. Ben de ne yapacağımı bilemedim, “Baldız af edersin, herhalde uyku sersemliği ile seni ablan sandım, inan özür dilerim!” dedim. Baldız birşey demeden kalktı fırladı banyoya ve kapıyı kilitledi. Utancımdan yerin dibine girebilirdim. Baldız banyoda bayağı uzun süre kalınca, herhalde bana kızdığı için kendini banyoya kilitledi, orda sabahlayacak diye düşünürken ben uykuya dalmışım. Nekadar uyumuşum bilmiyorum, ama yüzümde ve göğüslerimde gezinen bir çift elle uyandığımda şok olma sırası bende idi. Baldız çırılçıplak yanımda yatıyor ve benim göğsümü, yanaklarımı okşuyordu. Gözünün içine baktım, tam birşeyler diyecektim, Baldız işaret parmağını dudağına götürüp, “Enişte sus!” dedi ve dudaklarıma yumuldu…

Artık dönüş yoktu. Belki 15-20 dakika ateşli bir şekilde öpüştük, ve öpüşürken benim üzerimdekileri çıkardık. İkimiz de çırılçıplaktık artık. Baldızı altıma aldım, bacaklarını aralayarak yattım bacaklarının arasına. Baldız dizlerini yukarı kaldırdı, beni direk girecek sandı, ama ben göğüslerini yalaya yalaya göbeğine doğru indim. Göbeğini de yalayıp biraz daha aşağılara indim ki, tertemiz amıyla burun buruna geldim. Zannedersem bir iki gün önce ağda yapmış amına. Ama ne am! Küçücük am dudakları resmen gel beni yala diyor. Baldızın amını öyle bir yalamaya başladım ki, Baldızın yüz ifadesinden amının ilk defa yalandığı belli oluyordu. 5-6 dakika geçmedi Baldız inleyerek sarsıla sarsıla ağzıma boşaldı. Damla bırakmadım, am sularını yaladım yuttum. Sonra ters dönüp (69 pozisyonunda) sikimi ağzının hizasına getirdim, ama Baldızın yine şaşkın şaşkın bakışından, hiç yarak yalamadığını da anladım…

Ben halen Baldızın amını yalıyordum. Ben sikimi dudaklarına yanaştırınca sonunda o da benimkini öpmeye başladı. Sikimin başını hafif hafif yalıyordu, ama acemice. Aradan 5-10 dakika geçti, Baldız yine inlemeye ve sarsılmaya başladı. O esnada sikimi ağzına bir bastırdım, direk gırtlağına kadar soktum. Şimdi olmuştu işte. Baldız yarak yalamanın tadını almıştı artık ve kudurmuş gibi yalıyor emiyordu sikimi…

Baldızın ağzından sikimi zor kurtarıp tekrar Baldızın bacak arasına yattım ve sikimi amının dudakları arasına dayadım ve Baldızın üzerine eğildim. Amı vıcık vıcıktı, nerdeyse kendiliğinden kayıp girecek içine. Baldız boynumu kulaklarımı emerken, “Enişte kurban olayım yavaş, alıştıra alıştıra sok, seninki hem kalın hem uzun, zor alırım onu!” dedi. Yani benim yarak o kadar da deli birşey değil, ama hatırı sayılır yine de. Demek ki Bacanağınki çok küçük diye düşünerek, sikimin başıyla amının dudaklarını aralayarak yavaş yavaş amına girmeye başladım. Ama Baldız haklıymış, sanki o iki çocuğu başkası doğurdu. Amı Keçi tırnağı gibi dardı. Tamamını sokana kadar nerdeyse oteli başımıza yıkacaktı. En sonunda köküne kadar aldı, ama sanki amının içinde mengene var. Öyle şahane dardı ki amı, çıkmak istemez insan. Baldız kulağıma fısıldayarak, “Öldürdün beni aşkım, ne biçim bir yarak bu böyle!” dedi…

Balzın amını belki bir saat kadar siktim, insanın boşalası gelmiyor, o kadar tatlı bir am. Bu sürede kaç pozisyon değiştirdik, Baldız kaç kere Orgazm oldu bilmiyorum, ama en sonunda ben sırtüstü yatıyordum ve baldız üzerimde hopluyordu ve artık patlamak üzereydim. “Baldız geliyorum, in üzerimden!” dememe kalmadı, “İçime boşal aşkım!” deyince, kendimi tutmayı bıraktım ve fışkırmaya başladım. Ben boşalırken Baldızın üzerimde git gelleri yavaş bir tempoda devam ediyordu. Öyle bir boşalmışım ki, döllerim Baldızın amından taşıyordu, çarşaf falan iyice ıslanmıştı. Baldız sikim amının içinde öylece üzerimde oturup kaldı, öne eğilerek kafasını da göğsüme koydu, amından çıkmama izin vermiyordu. Bir kaç dakika o pozisyonda dinlenip kendimize geldik ve sonra kalkıp birlikte duş aldık ve tekrar yatağa uzandık, birer sigara yaktık, konuşuyoruz…

Baldız, “Enişte sen bacımı hep böyle mi sikiyorsun?” diye sordu. “Evet Baldız, bacınla her gece böyleyiz. Ama bunda daha ne var ki, bacını arkadan da yapıyorum!” dedim. Baldız şaşkın şaşkın, “Nasıl arkadan? Yani bacımın götünü de mi sikiyorsun?” deyince, yine benimki ayaklanmaya başladı. “Evet, götten de yemediği zaman duramıyor!” dedim. Baldız kalkmakta olan sikimi eline aldı ve “Enişte yaa, bu nasıl girer oraya, bacım bunu nasıl alabiliyor ki arkadan?” diye sordu. “Alıştı, çok rahat alıyor. Merak etme, sen de alırsın canım!” diyerek elimi baldızın götüne attım ve bir parmağımla götünün deliğini okşamaya başladım. Baldız herhalde niyetimi sezmiş olmalı ki, “Mümkün değil Enişte! Ben bunu amıma alana kadar öldüm geberdim, oraya asla alamam!” dedi. Ben de hınzırca gülerek, “Alırsın, var mısın iddasına?” dedim. Baldız da, “Enişte nasıl alırım yaa?” dedi. “Alırsın alırsın, sen yüzüstü yat bakalım!” dedim. Baldız korkarak yüzükoyun yattı. “Umarım çantanda kremin vardır, yoksa yandın!” dedim ve çantasına uzandım. Ürkek bir sesle, “Var…” dedi.

Çantasından kremi aldım ve Baldızın götünün deliğini iyice kremledim, benimkini de kremleyip, “Aşkım en önemlisi kendini kasma, rahat ol, bak acıyınca girdiği yerde kalırım, hepsi girince yine biraz beklerim, sen kendini bana bırak!” dedim. Baldız tir tir titreyerek, “Tamam…” dedi. Arkasına yanaştım, sikimin başını o küçücük büzüğüne dayadım. Çok yavaş sokuyordum, yine de sikimin başını sokana kadar Baldız yastığı kemirdi yırttı nerdeyse. Sonunda başı girdi, ama Baldız perişan bir şekilde, “Enişte kurban olayım çıkar, götüm yırtılıyor, çıkar ne olur!” diye yalvarmaya başladı. O kadar girmişken çıkılır mı? “Aşkım az sabret, biraz böyle dursun, bak başı girdi, gerisi rahat girer. Sen kasma kendini!” dedim. Hareket etmiyordum. Baldız tam kendini gevşetince, götünün darlığına dayanamayıp birden kökledim. Baldız o saniye, “Anam yandım, götüm yırtıldı!” diye bağırdı. Hemen baldızın kafasını yastığa bastım, fazla sesi çıkmasın diye ve kulağına eğilip, “Aşkım tamam bitti bak, hepsi bu kadardı, artık acımaz. Şimdi içinde biraz kalayım alışır!” dedim.

1-2 dakika bekledikten sonra yavaş yavaş gitgellere başladım. Baldızın ağzında yastık, ‘Ağıhh Uğuhh’ diye inliyordu sadece. Baldızın ensesini ve sırtını hafif hafif ısırarak götüne 10-15 dakika pompaladıktan sonra Baldızın sesi kesilmişti. Durdum ve Baldızın omuzbaşlarını öperek, “Aşkım nasıl, alıştın mı?” diye sorduğumda, Baldız kendinden geçmiş bir şekilde, “Devam et! Devam et!” diye inleyerek götünü oynatmaya başladı. Ordan alamam diyen Baldız çoktan göt siktirmeye alışmıştı bile. Baldızı dörtayak domaltıp, yarım saate yakın götünü siktim ve sonunda bir kez daha abanıp götüne boşaldım. Sikimi götünden çektiğimde, Baldızın götü Avusturya Alplerindeki Tünellerin girişi gibi açık kaldı…

Duşumuzu alıp birbirimize sarılarak öpüşerek yattık. Güya sabah erkenden yola çıkacaktık, ama öğlen vakti yataktan anca kalktık ve yeni aşıklar gibi otelin restoranında kahvaltı niyetine yediğimiz öğlen yemeğinden sonra yola çıktık. Memlekete varana kadar iki kez daha müsait yerlerde sikiştik. Memlekette de geceleri herkes yatınca Baldızın evine gittim, sabahlara kadar sikiştik. Baldızın her amını sikişimde artık götünü de siktirmeden beni göndermez oldu. Baldızla sikişmelerimiz şu anda da halen devam ediyor, fırsat buldukça Baldıza önden arkadan kayıyorum!

Hepinize bol sikişler. Siz siz olun, aldatacaksanız yabancı biri ile aldatmayın, yakın çevrenize bir bakın!

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

İki Arap Arasında

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

İki Arap Arasında
ALINTIDIR

bu yaz meral ( benim okuldan arkadaşım) ile marmaris’e tatile gittik. Ilk üç
gün rutin güneşleniyoruz, yüzüyoruz sadece. Hiçbir hareket yok. Ama üçüncü
günün sonundaki gece ben hadi dışarı atalım kendimizi dedim. Ikimizde
resmimden anladığınız üzere turistlere çok benziyoruz. O nedenle biraz açık
giyindik. Biliyorsunuz teşhiri çok seviyorum. Ben üzerime file beyaz bir
body ve altıma yine aynı fileden süper mini bir etek giydim.

Kıçımın yanaklarını zor kapatıyor etek. Içime ise beyaz bir ipkini giydim
sadece. Meral daha mütevazı büstiyer ve süper mini siyah bir etek giydi.
Doğruca sahildeki diskoların olduğu yere gittik. Diskoda biraz alkol ve dans
ve ortamın havası bizi pistte deli gibi eğlendiriyordu. Herkes iç içe
biliyorsunuz zaten orda. Biraz zaman geçtikten sonra iki zenci -ki sonradan
arap olduklarını öğrendim- yanımıza doğru geldiler ve bizimle dans etmeye
başladılar. Ben alkolün verdiği etkiyle ve biraz da kaşarlığımla çocuklardan
birisine sürtünerek dansa devam ettim. Kalçalarımı ona yaslayıp
sürtünüyordum.

Arkamda beliren kabarıklık beni iyice tahrik etti. Kocaman bir alet olduğu
fark ediliyordu. Ve bu koca oğlan kıç deliğime baskı yapıyordu neredeyse.
Meral’e yaklaşıp bu gece uçalım mı dedim. O da “kızım deli misin bunlar
bizimkilere benzemez dağıtırlar bizi kızlığımız bir daha bozulur” dedi. Ama
ben inanılmaz arzuluydum. Bu sırada adı emin olan arkamdaki ingilizce
arkadaşınla bizim otelde devam edelim mi dedi. Ben de arkadaşım korkuyor
dedim. O zaman biz gidelim ister misin dedi. Ben tamam dedim. Meral’i
bırakıp diskodan ayrıldık.

Otele geldik ve odaya girer girmez bu hayvan dudaklarıma yapıştı. Nefes
alamıyordum. Epeydir bir kadınla olmamış gibi saldırıyordu. Bir eliyle
göğsümü yoğuruyor bir eliyle amcığıma masaj yapıyordu. Bende aletini
şortunun üzerinden okşuyordum. Beni belimden kavrayıp yatağa fırlattı. Sonra
bir boğa gibi üzerime çullandı. Bacaklarım doğal olarak ayrıldı ve o koca
aleti –ki ona sik demek küçümsemek olur- amcığıma bastırmaya ve üzerimden
söküp attığı bodymin gizlediği göğüslerimi emmeye başladı.

Aleti ipkinimin üzerinden içime girecekti nerdeyse. Kulağıma eğilip fuck you
baby fuck you diye tıslıyordu. Sonra eteğimi söktü bedenimden ve ayağa
kalktı. şortunu indirdi içinde iç çamaşırı yoktu ve ilk kez bir yaraktan
korktum. Bu kadar iri ve kalınını hiç görmemiştim. Heralde 25 cm rahat
vardı. Ve gördüğüm en kalın yaraktı. Elimle okşamaya başladım. Emin kafamı
bastırıyordu.

Ama ağzıma almaya bile ürperiyordum. Sonra dilimle yavaş bir masaj yapmaya
başladım. Emin ağzıma sikini bastırıyordu. Kafasını zor alıyordum ağzıma. O
ise amımı ve götümü sikeceğini söyleyip duruyordu. Yarağı elimle tutup
taşaklarını yalıyordum. Beni kaldırdı ve belimden tutarak ayakta ters
çevirdi. Ayakta 69 olduk birden. O diliyle beni becerirken ben alete saxo
çekmeye çalışıyordum.

Sonra bir el vücudumda gezinmeye başladı başka bir el. Kafamı kaldırınca
mustafa ile karşılaştım. çıplak bir halde beni okşuyordu. Bunlar anlaşmışlar
benim haberim yok ikisi becerecekler beni. heyecanlandım iyice ve korktum.
Sonra emin beni yere indirdi. Mustafa’nın inik haldeki aleti 13-14 cm
falandı. Emin amımı yalamaya devam ederken mustafa ağzımda büyütmem için
aletini ağzıma soktu.

Tabir yerinde oldu burada çünkü gerçekten soktu ağzıma. Ben yaladıkça
boğazıma kadar değen alet irileşiyordu. Bir süre sonra emin’in sikinden daha
büyük ve kalın bir yarak ağzımı beceriyordu. Kafamı tutmuş boğazıma kadar
sokuyordu. Emin ise iki parmağını içime sokmuş bir parmağı ile de kıç
deliğimi genişletiyordu. Arda bir dilini içime sokup çekiyor ve ben
inliyordum.

Bir süre sonra roller değişti ve beni yalamaya mustafa başlarken diğer iri
alet ağzımı beceriyordu. Ben ise zevk içinde coşarken bu iki aleti nasıl
yerim diye düşünüyordum. Mustafa iyice kıvama geldiğimi anlamış olmalı ki
dili ve parmakları ile becerdiği amcığıma yarağını yasladı. Bacaklarımı
iyice ayırdı ve birden yüklendi. Içim yarılmış gibi yanmaya başladı. 26-27
cm bir yarak içimi matkap gibi oymaya başladı. çığlık atıyordum acıdan.
Bacaklarımı kapatmaya çalışıyor ayaklarımla mustafa’yı itekliyordum.

Ama nafile bir çabaydı bu. Emin bacaklarımı iyice açıp mustafa’nın girmesini
kolaylaştırıyordu. Bu arap yarağı diyordu mustafa her kadının kızlığını bir
daha bozar. Bak bakkalım türklerinkine benziyor mu? Diyordu. 50’ye yakın
farklı erkek sikti beni ama hiç bu kadar canım yanmamıştı. Yarısına kadar
sokup çekiyordu mustafa ve ben ölüyordum altında. Biraz rahatladım dediğimde
yarılışımın öyküsü başladı.

Mustafa belimden sıkıca tutup koca yılanı amımın en derinine kadar itekledi.
çığlığımı oteldeki herkes duymuştur heralde. Köklemek bu olsa gerek. Koca
yarak köküne kadar içimdeydi. Mustafa başına kadar çekiyor sonra dibine
kadar bir daha sokuyordu. Her çekişinde içimde büyük bir boşluk hissi
yaşıyordum. Bana amını yarıyorum seni sabaha kadar sikeceğim diyordu.
Inanılmaz hızlı beceriyordu. Yavaş yavaş zevk almaya başlamıştım bu sırada
emin aletini yeniden ağzıma soktu.

Mustafa altımdan beni kökledikçe ben emin’in yarağını ağzıma zorla
sokuyordum. Sonra beni kaldırdılar. Zaten 48 kiloyum. Oynuyorlardı benimle
resmen. Amımdaki kocaman deliği bana gösteriyorlardı aynada. Mustafa yatağa
uzandı emin beni mustafa’nın kucağına oturttu. Iri aletin üzerinde
zıplıyordum bu sefer. Emin yarağını ağzıma sokarken mustafa belimden tutup
bastırarak dibine kadar sokuyordu. Bu sırada mustafa’nın parmakları kıç
deliğimi zorluyordu.

Sonra emin ağzımdan çekti aletini ve arkama geçti. No no diye bağırdım anda
yüzüme bir tokat yedim mustafa’dan. Türkçe orospu dedi bana. Sonra ingilizce
senin tüm deliklerini yaracağız. Sikilmek nedir öğrenmelisin dedi. Kaçış
yoktu. Emin vazelin çıkartıp çekmeceden önce kıç deliğime ve içine sürdü
sonra aletine sürdürttü bana. Olabildiğince çok vazelin sürdüm.

Arkama geçti ve aletini kıç deliğime bastırdı. Mustafa durmuştu. Başı
girdiğinde çok acımadı. Sonra süresini hatırlamadığım bir yangın başladı
kıçımda. Kıç deliğimin parçalandığını hissediyordum. Nefesim kesiliyordu.
Ben ıkınıyordum içimden atmak için ben ıkındıkça emin daha derine giriyordu.
Sonu gelmiyordu hiç. Sonra gövdesini tenimde hissettim emin’in köküne kadar
kıçımdaydı. Yavaşça çekti yarılıyordum. Bir daha soktu dibine kadar.
Yalvarıyordum ama boşuna herifler boğa gibiydi.

Kıçım biraz genişleyince emin hızlandı tabii mustafa’da. Iki koca alet amımı
ve kıçımı sikiyordu. Ben ise sikilmek ne demek öğreniyordum. götümdeki acı
hiç geçmiyordu. Emin ise çıkarıyor aletini –ki bu arada resmen bağırsaklarım
dışarı çıkıyormuş gibi bir his doğuyordu içimde ve kıçım havalanıyordu-
sonra köküne kadar sokuyordu. Mustafa kıç yanaklarımı olabildiğince
gerdiriyor hem alttan kendisi rahat giriyor hem de emin’e yardım ediyordu.
Sürekli küfrediyorlar. Arpça konuşup gülüyorlardı. Ben ise acıdan
kıvranıyordum.

Sonra içimden çıktılar. Mustafa beni ters şekilde kucağına aldı ve aynanın
karşısına götürdü. Bacaklarımı ayırıp havaya kaldırdığında kıçımda ve
amcığımda iki kocaman delik gördüm. Sonra aletini salladı bana gülerek. Ben
bitti sanırken açılmış kıç deliğime aletini soktu biraz emin2e alışmışken bu
alet daha iri olduğundan içim yine yarıldı. Aynada görüyordum kendim.
Altımdan koca sikini sokup kıçıma çekiyor dört parmağı ile amımı sikiyordu.
Sonra emin önüme geldi ve aletini mustafa’nın parmaklarının girdiği yere
birden soktu. şimdi iki devin kucağında iki kocaman ve kadına aç yarak
deliklerim dövüyordu. Ilk kez böyle hayvanca sikiliyordum.

Acı katlanılmaz boyuttaydı. Sonra ne oldu bilmiyorum birden ayaklarım
uyuşmaya başladı. Uçuyor gibiydim ve emin aletini amımdan çekti ve
titreyerek fışkırmaya başladım. Bunu ilk kez yaşıyordum. Amımdan sıvılar
fışkırıyordu. Emin bir daha girdi artık daha rahattım. Sikicilerim beni
aralarında yarıyorlardı. Birden mustafa içimden çıktı inanılmaz bir boşluk
hissi yaşadım. Elimi alıp kıçıma götürdü dört parmağım hiç zorlanmadan
giriyordu. çektim elimi ve kanı gördüm. Kıçım yarılmıştı gerçekten.

Bu sırada beni zıplatan emin kükremeye başladı. Ve dibime kadar ahenkli
şaklamalarla amıma giren aleti dibime kadar bastırdı ve içime fışkırışını
hissettim. Fışkırıyordu resmen bunu hissediyordum. Ve tükenmiyordu. Sonra
beni yatağa attı ve aletini ağzıma soktu amımdan çıkan ve hala üzerinde
döller bulunan alet ağzımdaydı. Mustafa ise yandan tek bacağımı omzuna alıp
götüme sokuyordu aletini. Bir kez daha titreyerek fışkırdım. Emin çekilip
bizi seyrederken mustafa çıkarıp sokuyor kıçıma ve arada bir aynada kıçımda
açılan koca deliği bana gösteriyordu.

Sonra köküne kadar çok hızlı sokup çıkarmaya başladı. götünü sikiyorum
diyordu. Sonra birden içimden çıktı ve aletini ağzıma soktu o anda
gırtlağıma yapışan döllerini hissettim. Refleks olarak yuttum. Türkçe
orospu, em, yut diye hırlıyordu. Hepsini ağzıma sokmaya çalışıyordu ama o
kadar çok boşaldı ki ağzımın kenarlarından sızıyordu. Sonra yatağa uzandı.
Aynada kıçımda ve amımda kocaman delikler görüyordum. Kıçım yarılmış kan
kenarlarında pıhtılaşmıştı. Tam iki buçuk saat becermişler beni.

Doğrulamıyor kıçımın üzerine oturamıyordum. çıkmak istediğimde bana
yaraklarını salladılar. Ikisini bir daha yiyemezdim. Ama tabi onların
istediği oldu ertesi gün saat sabah 10′ kadar iki kez daha beni duble
siktiler. Bunlar biraz daha farklı oldu. Mesela sonuncuda amıma küçük kola
şişesini sokup içime kola döküp mustafa içerken emin kıçımı sikiyordu. sabah
meral’i aradım kıyafet getirmesi için çünkü emin kıyafetlerimi çıkartırken
eteğimi yırtmış. Meral geldi ve biz iki gün iki gece bu iki dev yarağı
yedik.

Meral’i bunlar tost yaptıklarında kız ağlıyordu. Sonuçta otelden
çıktığımızda ikimizinde kıçı ve amı kocaman deliklerinde hava alıyor ve
yalpalıyorduk. Uzun süre kıçımızın üzerine oturamadık. Sonuçta onlar kadına
doyarken biz silkmek nedir öğrenmiştik. şimdi bize msn’de yaraklarını
gösterip bizi azdırıyorlar. Bizi nasıl siktiklerin anlatıyorlar.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

kurtköy escort escort ümraniye rus escort gaziantep escort şişli escort keçiören escort bahçelievler escort kayseri escort escort ankara erotik film izle tuzla escort izmir escort izmir escort izmir escort kocaeli esgort kocaeli escort kocaeli escort istanbul travesti istanbul travesti istanbul travesti ankara travesti mecidiyeköy escort şişli escort gaziantep escort Ankara escort bayan Ankara Escort Ankara Escort Rus Escort Eryaman Escort Etlik Escort Sincan Escort Çankaya Escort beylikdüzü escort bakırköy escort taksim escort istanbul escort mersin escort escort bursa escort bayan görükle escort bursa escort bursa merkez escort bayan sincan escort otele gelen escort etlik escort bahçeşehir escort eryaman escort demetevler escort numberoneescorts.com muğla escort ensest hikayeler hurilerim.com kuşadası escort bayan Escort görükle escort escort escort escort travestileri travestileri bahis forum balçova escort alsancak escort gaziemir escort bornova escort konak escort buca escort karşıyaka escort mersin escort batman escort bayburt escort bartın escort ığdır escort bilecik escort manisa escort mersin escort muğla escort ordu escort osmaniye escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort xnxx Porno 64 alt yazılı porno bursa sınırsız escort bursa escort bayan porno izle bursa escort görükle escort antalya escort Anadolu Yakası Escort Kartal escort Kurtköy escort Maltepe escort Pendik escort Kartal escort şişli escort istanbul travestileri istanbul travestileri ankara travestileri ankara travesti linkegit erzincan escort erzurum escort eskişehir escort giresun escort gümüşhane escort hakkari escort hatay escort ığdır escort ısparta escort istanbul escort Antalya escort Escort bayan Escort bayan bahisu.com girisbahis.com bornova escort balçova escort mersin escort webmaster forum canlı bahis illegal bahis illegal bahis kaçak bahis canlı bahis güvenilir bahis