Ben GÜL…Orospu GÜL.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben GÜL…Orospu GÜL.

Ben Gül… Orospu Gül…

Aşağıdaki Hikaye alıntıdır.

Kocam Murat’la lisede tanıştık. Tanıştığımız o zaman bile tam bir teşhirci idim. Arkadaş grubumuzdaki diğer kızlarla birlikte okulun en kısa eteğini giyiyordum. Bacak bacak üstüne attığımda eteğim kıçıma kadar açılırdı. Derslerim de çok iyi olduğu için hocalarla aram iyiydi. Sıcak günlerde onlardan izin almama gerek kalmadan derste gömleğimi çıkarırdım bazen.

Esnemek bahanesiyle kollarımı iki yana açarak, ya da gömleğimi çıkartırken daracık tişörtümün sardığı dimdik göğüslerimi erkek hocalara, sınıftaki oğlanlara sergilerdim. Dediklerine göre “gel beni sik” diyen yüzüm, dolgun göğüslerim, eteğimi nasıl biraz daha açıp daha fazlasını gösterebilirim diye uğraştığım bacaklarım, kısacası vücudumun her yanı güzeldi. Ama en güzel yerim kalçalarımdı.

Ben de bal gibi farkındaydım tabi bunun ve erkekleri tahrik etmek için elimden geleni ardıma koymazdım. Teneffüslerde oturarak konuşamazmışım gibi dirseklerimi sıraya koyup, bacaklarımı iki yana açar, kıçımı mümkün olduğu kadar havaya kaldırarak domalırdım. Derslerde de önümde oturan arkadaşıma bir şey söylemek ya da kalem falan istemek bahanesiyle sıraya dayanıp sürekli eğilirdim.

Gelip geçen de ya sürtünür yahut o da bir şey söylemek istiyormuş gibi kollarını sırtıma koyup sınıfın ortasında dakikalarca götüme dayar, ya da gidip gelip pandik atardı. Ben gülümseyerek, ya da bir oyunmuş gibi “yine gafil avladın beni” dercesine parmağımla seni gidi yaramaz anlamında işaret ederdim.

Biliyordum, bütün erkekler “Gül orospusu” diye bahsederdi benden… Sonradan anlattığında öğrendim ki kocam da diğer bütün oğlanlar gibi beni bir kez sikebilmek için her şeyini verecek hale gelmiş. Bütün bir yaz tatilini beni düşünerek otuz bir çekerek geçirdikten sonra, lise 2’nin ilk günü cesaretini toplayıp benim arka sırama oturmuş. Birkaç hafta içinde baya samimi olduk. Ama bana çıkma teklifi yapmaya korktuğu için bu yakınlık bir işe yaramıyormuş. Çünkü artık arkadaş olduğumuz için öyle rahatlıkla seyredemiyormuş beni…

Bir gün edebiyat hocası hastalanıp gelmediği için dersimiz boştu. Her zamanki gibi önümdeki arkadaşımla konuşmak için domalmıştım. Eteğim iyice kısalmıştı. Bir ara başımı arkaya çevirdim. Bir de baktım ki, Murat fermuarını indirip elini içeriye sokmuş, sikin okşaya okşaya, gözlerini bile kırpmadan bir metre önünde havaya dikilmiş olan yusyuvarlak götüme bakıyor.

Benim kendisine baktığımı neden sonra fark etti. Bozuntuya vermemeye çalışarak elini sikinden çekip sıranın üzerine koydu ama ben anlayacağımı anlamıştım. Beş on saniye ona baktıktan sonra önüme dönüp arkadaşımla konuşmaya devam ettim.

Ses bile çıkarmadım bana bakarak sikini okşamasına… Diğerleri de öyle yapıyordu çünkü… Aksine hoşuma gidiyordu erkeklerin bana bakması. Bütün erkeklerin beni tam bir orospu gibi gördüğünü de çok iyi biliyordum. Zaten kocamı da en çok tahrik eden şey bu pervasızlığım, değer yargılarına aldırmazlığımmış.

Ertesi gün dersler boş geçeceği için sadece 5-6 kişi gelmişti. Yine önünde domalmıştım. Ama bu sefer öyle bir kaldırmıştım ki kıçımı, eteğim nerdeyse belime gelmişti. Bir ara ona bakıp gülümsedim, dirseklerimi çekip sonra sıraya resmen yüzüstü yattım. Ara ara çaktırmadan arkama baktığımda, Murat’ın diğerleri görür mü görmez mi diye düşünmeyi siktir edip oturduğu yerde resmen 31 çektiğini gördüm.

Eh, haklıydı çocuk… O gün altıma külot da giymemiştim ve dönüp arada bir ona bakmayı ihmal etmeden kıçımı sallıyor, havaya kaldırıp indiriyordum. Bir süre sonra koştura koştura çıktı. Sanırım üstü başı berbat olmasın diye tuvalete, boşalmaya gidiyordu.

O günden sonra ikimizin de bahsetmediği bir oyuna dönüştü sanki her şey… Normal zamanlarda arkadaş gibi sohbet edip, birbirimizden kalem istiyor ya da ödev soruyorduk. Ama birden içimdeki orospu damarı kabarıp teşhircilik yapmaya karar verdiğim anlarda ikimiz de bir şey yokmuş gibi davranıyorduk.

Bir saatlik öğle teneffüslerinde kantine benden önce gidiyor, sıraya giriyordu. Sonra ben sallana sallana gelince sıraya önünden girmeme izin veriyordu. Siparişimi verirken kantinin küçük penceresinden başımı içeriye uzatıp kıçımı geriye doğru itiyordum ve onun arkamda sertleşmiş sikine bastırıyordum. Kantinciyle şakalaşarak, şuh kahkahalar atarak kıçımı oynatıp kalçama dayanan sikini adeta eziyordum.

Bu her gün böyle oluyordu. Her gün kantinden dondurma almayı da adet edinmiştim. Yemeğimi yedikten sonra herkesin azmış bakışları altında o dondurmayı yemeye başlardım. Koca dondurmayı, ağzımdaki sanki dondurma değil de, seyredenlerden birinin sikiymiş gibi emer, yalar, sömürür bütün erkekleri çıldırtırdım.

Kışın da dondurma yerine evden getirdiğim bir muzla yapardım aynı şeyi… Isırmak yerine dudaklarımın arasından kaydırarak, bir sokup bir çıkartarak resmen emerdim muzu… Ve emdiğim o muzun yerine kendi yaraklarının olduğunu hayal ederdi seyreden bütün abaza oğlanlar…

Kışın yemekten sonra kütüphaneye gidip sıcak ortamda test çözüyorduk. Murat yemeğini bitirip kütüphaneye geldiğinde genelde beni masalardan birine domalmış olarak buluyordu. Anlattığına göre içerdeki arkadaşlardan bazıları onun yanına gidip haber verirlermiş, “bizim orospu yine altına külot giymemiş” diye… Abaza takımı beni seyredebilecekleri uygun bir yer bulup izlemeye koyuluyordu hepsi…

Arada bir yanlarına gidip dersle ilgili bir şeyler sorup yine masaya dönüyor, tekrar aynı pozisyonu alıyordum. Oğlanlar da istisnasız sırayla ik**e bir benim domaldığım masa ile kitap rafının arasından geçer, sürtünürlerdi kalçalarıma… Ne yapayım, azgın orospunun tekiydim işte, bazen,

“Yapmayın çocuklar…” diye kızar gibi yapardım. Bazen de dönüp kim olduğuna bakmakla yetinirdim. Baharda yemekten sonra bahçede bir iki kız arkadaşla birlikte yeşilliklerde oluyorduk. Arkadaşlarım edepli edepli bağdaş kurup otururken ben, onlara doğru yüzüstü yatıyordum. Tabi o durumda eteğim kalçalarımdan yukarı sıyrılırdı. Bütün erkeklerin bana bakmak için ik**e bir o bölgede volta attığını fark eden arkadaşlarım beni uyarınca kapatır, sonra tekrar eteğim toplansın diye elimden geleni yapardım.

Benimle aynı serviste olan arkadaşları anlatırlarmış,

“Serviste bacaklarını iki yana açıp öyle bir oturuyor ki… Kaç sefer servisten eve gelmeden inip umumi bir tuvalet bulup 31 çekmek zorunda kaldım” diyorlarmış.

Bazen üzerimde sadece tişörtüm varken erkekler bizim gruptaki kızları ıslatır su savaşı başlatırlardı. En çok da bana, okulun orospusuna saldırırlardı tabi… Bütün suyu benim üstüme boşaltırlardı. Sırılsıklam olmuş tişörtüm tamamen yapışırdı ve hiçbir zaman sutyen giymediğim için göğüs uçlarım tamamen ortaya çıkardı. Ben de gizlemek için kollarımı bile kenetlemezdim. Bahçede su savaşından sonra sutyen giymediğim ve her yerim ortaya çıktığı için birkaç kez kadın hocalardan azar bile işitmişliğim vardı.

İşte böyle bir teşhirciydim. Ama sadece teşhirci… Öyle her önüme gelene veren, kolay elde edilir bir kaşar da değildim. Bütün lise boyunca sadece iki tane herifle çıkmıştım. Onlardan da ilkine yalnızca götten vermiştim. Lise ikinin başında çıktığım diğer çocuk çok yakışıklı, kurnaz piçin teki olduğu için bir punduna getirip bozmuştu beni… Sonra başka okula gitmiş, beni bozduğuyla kalmıştı.

Elbette bütün bunlar sır kalmıyordu. Çıktığım çocuklar sonradan diğerlerine anlatıyorlardı tabi. Erkeklerin bu konularda ağzında bakla ıslanmıyordu.

Lise ikinin ikinci döneminde bir iddia üzerine cesaretsiz ve umutsuz bir tavırla ezile büzüle bana gelip çıkma teklif etti kocam… Hiç beklemiyordu aslında… Ona bunu çok uzun zamandır beklediğimi, benim de onda gönlüm olduğunu, hoşuma gittiğini söyledim. Şaşırıp sevindi. Yakışıklı çocuktu gerçekten… Bir de benim orospuluklarıma hiç ses çıkarmaması, beni serbest bırakması da cezbediyordu beni…

Çıkmaya başladığımız ilk zamanlarda, daha yeni birlikte olmaya başladığımız için, okuldaki hareketlerime bir iki kem küm edecek oldu, bir bakışım yetti. Ayrılmamdan korkup bir daha ağzını bile açmadı. Kolay değil, okulun en güzel, en seksi ve işveli kızıyla çıkıyordu. Bir anda diğer oğlanlar arasında popüler olmuştu.

Ben yine derslerde, teneffüslerde, kütüphanede herkesin bakışları altında, teşhircilik yapmaya devam ediyordum. Murat artık benimle daha çok zaman geçirmeye, eski arkadaşlarının yanına gitmemeye başlamıştı. Sanırım biraz da kız arkadaşı Gül olarak hala eski orospuluklarıma devam etmem yüzünden utanıyordu biraz, o yüzden iyice uzaklaştı arkadaş grubundan…

Ama zamanla artık alakası kalmayan arkadaşlarının benim etrafımda dolanıp seyretmeleri onun da hoşuna gitmeye başladı. Ben ne kadar teşhir etmekten hoşlanıyorsam, o da erkeklerin beni seyretmelerinden hoşlanıyor, hiç tepki vermiyordu. Gerçi arkadaşlarının ve diğerlerinin korkup çekindiği biriydi. O yüzden kimse çıkıp da “oğlum şu kız arkadaşına çeki düzen ver, her yerini bize gösteriyor” diyemiyor, cesaret edemiyordu.

Kantin oyununu oynamaya devam ediyorduk sözsüz anlaşmamızla… Erkek arkadaşım masaya oturuyor, ben ikimizin yemeğini almak için yemek sırasına, kalabalığın arasına giriyordum. Arkadaşları da arkama geçmek için itişip kakışıyordu. Sonra içlerinden talihli olan biri arkama geçiyor, benim geriye çıkarttığım götüme dayanırken baktığımda Murat’ın da ifadesiz bir yüzle, gözünü kırpmadan beni izlediğini görüyordum.

Artık bana olan ilgisinin, ilişkimizin boyutu da değişmişti. Sanki artık tek amacı arkadaşları bana dayarken ya da beni domalırken seyretmelerini izlemekti. Okulda benden “orospu” diye bahseden birilerini duyduğunda müthiş zevk alıyordu. Henüz ona vermemiştim bile… Sadece çok seyircim olduğu, bana dayadıkları günlerde o da çok tahrik oluyor, ben de o zaman ağzımda rahatlatıyordum sevgilimi… Ama ille de beni sikeyim diye tutturmuyordu. Biliyordum ki beni teşhir ederken seyretmek onun için sikmekten bile daha zevkliydi.

Senenin sonuna doğru bazı arkadaşlar deniz kenarında bir tatil düzenlemişti. Bizim dönemden bir sürü kişi gelecekti. Ben bu tatilden bir hafta önce biraz güneşlenip yanmak için önce bizim yazlığa gitmemizi önerdim. Elbette hemen kabul etti. Yazlığa arabayla gidemeyecektik ama… Çünkü habersiz gidiyorduk. Evin önüne park edersek yazlık komşularımız benim bir erkekle yalnız geldiğimi görüp aileme haber verebilirlerdi.

Otobüsle gitmeye karar verdik. O gün kalçalarımı saran dar ve kısacık beyaz penye bir şort ve belimi açıkta bırakan kısa bir tişört giymiştim. Otobüs tamamen doluydu ayakta gidiyorduk. Biraz sonra otobüs iyice doldu ve en arkaya kadar ilerlemek zorunda kaldık. En arkada cam kenarında ellerimiz önümüzdeki demirlerde tatilimizin ne güzel olacağından bahsediyorduk. Çantalarımızdan birisi tam köşede, diğeri de onun arkasında duruyordu.

Otobüs çok kalabalıktı. Ben bacaklarımı büyük çantamızın iki tarafına yerleştirmiştim. Diğer çanta da araya girdiği için camın önündeki demire uzanabilmek için iyice eğilmek zorunda kalmıştım. Tam ailemin gelecek haftaki tatile izin vermeyebileceklerinden bahsediyordum ki arka kapıdan otobüse kalabalık bir genç grubu bindi. İçlerinden orta boylu ve oldukça yakışıklı olan bir tanesi diğerlerinden biraz kopmuş yanımıza gelmişti.

Arkama dönüp baktım ve çocukla göz göze geldim. Bana bakıyor, tepeden tırnağa süzüyordu. Delici, sikici bakışları vardı. Ürpererek önüme döndüm. Fark etmemiş gibi yapıp Murat’la konuşmaya devam ediyordum. Kalçamda bir temas hissedip tekrar baktığımda çocuk iyice yakınlaşmış, tam arkamda duruyordu. Sonra ani bir frenle sarsıldığımızda çocuk, orta yerde tutunacak yer bulamamış az daha düşüyordu. Otobüs durduğunda çocuk kollarını benim iki yanımdan uzatıp yetişmekte zorlanarak elleriyle demire tutunmaya başladı.

Hey… Hoşuma gitmişti bu hareket… Murat’ın yanında beni kollarıyla sarmıştı sanki… Başımı çevirip gözümün ucuyla beş on saniye kadar ona baktım. Benim şehvetli bakışlarım, göz süzüşüm karşısında çocuk iyice cesaret bulmuş pantolonunu delmek üzere olan sikini benim götüme dayadı. Biliyordum, Murat her şeyin farkındaydı. Bir yandan konuşmaya devam ediyor bir yandan da gözünün kenarıyla olanları izliyordu.

İlk defa ben Murat’ın yanı başındayken oluyordu böyle bir şey… Biraz benden utanmış gibi, daha çok zevk duyar gibi manzaraya bakıyordu. Ben bacaklarımı iki yana açmış, öne eğilmiş ve yuvarlacık sert kalçalarımı herife sunmuştum. Herif kollarını benim beline dolamış gibi demiri tutmuş, ileriye bile uzatmak zorunda kalmadığı sikini kendisine kadar gelen götüme dayamıştı.

Otobüs hızlandıkça sanki sarsıntıdanmış gibi sallanıyor, herifin sikinin üzerinde kıçımla daireler çiziyordum. Arada bir başımı çevirip herife bakmayı da ihmal etmiyordum. Offf… Öyle zevk alıyordum ki… Çocuğun sertleşmiş organı iki kalçamın arasına sürtünüyor, beni zevkten öldürüyordu. Birden Murat’a doğru eğilip kalabalığın içinde dudaklarını öpmeye başladım. Bu aslında biraz daha eğilebilmek, arkamdakinin sikini daha iyi hissedebilmek, götümü herife daha iyi sunabilmek için bir numaradan başka bir şey değildi.

Murat’ın dudaklarını öpe öpe, arkamdaki sikini götüme bastıra bastıra bir hayli zaman geçti. Dur, kalk, sallan, hırpalan, sürtün derken sonunda arkamdaki ve kafilesi inmeye davrandı. İndiklerinde arkama dayanan çoktan beni anlatmaya başlamıştı bile arkadaşlarına… Hepsi birden başlarını çevirip, ilerleyen otobüsün arkasından bana baktılar. Ben de gülerek el salladım onlara… Tabi Murat da bana bakıyordu o erkeklere el sallarken… Onun önündeki kabarıklığı tutup sıktım,

“Aşkım, merak etme, ilk fırsatta senin de gönlünü alırım. İyilikler karşılıksız kalmaz.” dedim gülerek…

Murat da yazlığa varana kadar çocuğun yarım bıraktığı işi tamamlamak istercesine elini götümden ayırmadı. Gidene kadar okşadı her fırsatta, önden, yandan, arkadan dayanıp durdu kalkık sikiyle…

Yazlığa akşam karanlığında vardık. Akşam yemek yiyip bir iki kadeh içtikten sonra ben büyük yatak odasında yattım, Murat’ı da salonda kanepede yatırdım. Beni sikmek için deli olmasına rağmen ben yüz vermedim fazla… Bir iki öpüşmeden sonra yatağına gönderdim, uslu uslu uyuduk. Onu bırakırım diye ödü patlıyordu koca oğlanın, ne dersem onu yapıyordu.

Ertesi gün deniz kenarına indik. Hava çok sıcak olduğu için plaj tamamen doluydu. Tenha bir yer bulabilmek için kumsalın sonuna kadar epey yürüdük. Şezlonglar şemsiyeler arkamızda kaldı, kayaların denize indiği ve kimsenin tercih etmediği en uçta hasırları serdik. Hemen üzerimdeki şortu ve tişörtümü çıkardım. Her zamanki gibi içime hiçbir şey giymemiştim. Benim çırılçıplak görüntüme hayranlıkla bakan Murat’a da aynı şeyi yapmasını, çıplak denize girmenin daha güzel olduğunu söyledim.

Tedirgin gözlerle etrafına bakan Murat, gözden ırak olduğumuza ikna olunca sonunda soyunmaya razı oldu. Denize girip şakalaşmaya başladık. Etraftan arada bir birkaç kişi geçiyordu ama çıplak olduğumuzu fark etmiyorlardı herhalde… Denizin içinde oynarken birden dudaklarıma yapıştı. Ben de bacaklarımı beline dolayınca zaten dimdik olan siki amıma sürtünmeye başladı. Dudaklarımdan dudaklarını çekip

“Seni sikmek istiyorum Gül…” dedi. “Şimdi… Hemen… Dayanacak halim kalmadı.”

“Sabret biraz… Bu kadar hızlı olmamalı…” dedim.

“Senin gibi bir orospunun böyle bir şeyi söylemesi çok ilginç… Bana acımıyorsan şu zavallı, kalkmış sikime acı… Herkese gösterip durduğun amcığına girmek için deli oluyor…” dedi çaresizce… Ve sikinin ne kadar deli olduğunu gösterdi suyun içinde amıma sürterek…

“Aşkım…” diyerek boynuna sarıldım. “Sadece hepimiz gülüp eğlenelim diye oyunlar oynayan teşhirciyim ben, senden sonra kimseye siktirmedim kendimi… Orospu sayılmam yani… Sabret biraz, bekle beni…” diyerek dudaklarına yumuldum.

Çıplak bedenlerimiz birbirine sarılmış, denizin içinde yiyişip duruyorduk. Aslında ben de sikilmeyi çok istiyordum ama… Onun yerine kendimi arkaya, suya attım, kumsala çıktım. Murat da somurtarak arkamdan geldi, kumlara serdiğimiz hasırlara uzandık. O hemen şortunu giydi, bana giyinmem için bir şey söylemedi. Ben öylece, çırılçıplak uzanmıştım hasıra… Az önce denizin içinde oynaşmaktan amım, meme uçlarım kabarmış vaziyetteydi.

Güneş yakmaya başlamıştı. Yüzüstü yatıp sırtımı yağlamasını istedim. Bütün vücudumu yağlamaya başladı. Yağlı ellerini vücudumda kaygan kaygan gezdirdikçe zevk alıyor, sesli sesli inliyordum. Bundan cesaret alıp arkamdan bacaklarımın arasına girdi, amımı da yağlamaya başladı. Bundan çok zevk alıyordum, öldürüyordu beni… Hırıltılarla inlemeye başladım.

Murat parmaklarını amımın dudaklarında gezdirdikçe daha çok inliyordum. Sonunda sarsılarak boşaldım. Elleri sırılsıklam olmuştu. Sikse bu kadar zevk almaz, bu kadar bağırmazdım herhalde… Biraz sonra yanıma uzandı o da… Elimi tutup sikine götürdüğünde şortunu sıyırıp çıplak uzandığını gördüm. Doğrulup ben de onu yağlamaya başladım. Özellikle sikini… Fazla sürmedi, spermlerini havaya fışkırtmaya başladı. Öylesine dolmuştu çocuk…

O gün güzelce güneşlendik, denize girdik. Akşama doğru geriye döndük. Pazartesi, okul, ders derken hafta sonu geldiğinde herkes tatil hazırlıklarını bitirmişti. Ben evden kesinlikle izin alamayacağımı bildiğim için bir plan yapmıştım. Cuma günü eve gidip tatilimizi riske atmamak için okul formasıyla gidecektim ve ablama telefon edip bir hafta boyunca onda kalıyormuş gibi yapmasını isteyecektim. Plan yürüdü ve ablam kabul etti.

Bir otelde kalıyorduk bütün okul. Öğretmenler yoktu ama okulda gibiydik. İlk gün, yerleştikten sonra kent merkezine gidip bir şeyler almaya karar verdik. Tam dışarı çıktık ve bir taksi arıyorduk ki dört arkadaşımız bindikleri arabayla gelip bizi de götürebileceklerini söylediler. Hemen atladık arabaya… Ama biz de olunca 6 kişi olmuştuk.

Arkadaki arabalar korna çalmaya başlayınca aceleden Murat kenara oturunca ben de hızla kendimi arabanın arkasına atıverdim. Murat’ın kucağından fazla ortada oturan Serkan’ın kucağına yerleşmiş oldum. Yola çıktık.

Üzerimde kısa okul eteği ve kısa bir tişört vardı. Sutyenim olmadığını zaten her gören fark edebiliyordu. Hiçbir zaman giymeyi sevmediği için külotsuz olduğumu sanırım hepsi biliyordu. Müziği sonuna kadar açmışlardı. Ben de yerimde duramıyor, müziğe eşlik ederek dans ediyor, Serkan’ın kucağında hopluyordum.

Bir ara müzikle ilgili bir şey söylemek için dönüp Serkan’ın yüzüne baktım. Bir yandan büyük zevk alıyora benziyor, bir yandan da ik**e bir Murat’a bakıp tepkisini anlamaya çalışıyordu. Arada bir şoför koltuğundaki Ahmet’e bir şey söylemek için öne çıkıyor, herkesin amımı görmesini sağlıyordum.

Sanırım herkesin dikkati bende toplanmıştı, arabadaki erkeklerin ilgi odağıydım. Hatta Ahmet bile aynadan arkaya bakmaktan doğru dürüst önüne bakmıyordu. Hoşuma gidiyordu durum… Kahkahalar atarak eğlenmeye devam ediyordum. Oğlanların önlerindeki kabarıklık görülmeye değerdi, hepsinin siki pantolonları delmek üzereydi. Onları böyle gördükçe daha çok zevk alıyor, bayılıyordum.

Oynayıp kalktıkça eteğim iyice yayılmıştı. Serkan Murat’ın yüzüne bakmaktan vazgeçmişti artık…. Ne benden bir tepki vardı altımdaki kabarıklık için, ne de erkek arkadaşım olarak Murat’tan… Elini eteğimin altına sokmuştu. Ateş gibi yanıyordu çıplak kalçalarımı okşayan parmakları… Ben yine arada bir Serkan’a ya da diğerlerine dönerek bir şeyler söylüyor, sonra kıçımı çalkalamaya devam ediyordum.

Çocuklar da zevkten dört köşe vaziyettelerdi, ağızlarının suyu akıyordu hepsinin… Gerçekten tam bir orospu gibi davranıyordum aralarında… Çarşıya geldiğimizde hepimiz indik. Serkan tuvalet aramaya gitti koşar adımlarla… Sanırım otuzbir çekmeye gidiyordu zavallı… Dönüşte de arkaya geçen Ahmet’in kucağına oturdum. Bütün dönüş yolu boyunca Ahmet’in sikinin üzerinde zıplayarak gittim.

Murat’la aynı odada kalıyorduk doğal olarak… Odamıza çekildiğimizde birbirimize baktık. İkimiz de azmış vaziyetteydik. Ben iki değişik erkeğin sikinin üstünde oturmaktan, o da yanı başında sevgilisinin ellenip koklanmasından… Neden sonra elimi tuttu Murat, gözleri gözlerimdeydi,

“Bugün çocukları çok fena azdırdın aşkım” dedi.

“Ya, evet, öyle oldu aşkım. Ama ne yapayım, şartlar öyle gelişti. Arabaya sığmayınca hepimiz…” Sustum, sonra hınzır bir gülümsemeyle sevgilimin yüzüne bakıp itiraf ettim “Herif dönüşte bir ara şortunun önünü açıp çıplak sikini dayadı kalçalarıma… Nerdeyse, siz olmasanız arabanın içinde sikecekti beni… Fark etmedin mi, iki kere boşaldım ben…”

Murat’ın yüzü kıpkırmızı oldu bunu söyleyince… Utanmıştı sanırım. Fakat yüzündeki kandan fazlası apış arasına hücum etmiş olmalıydı. Şortunun önü çadır gibi olmuş, siki kalkmıştı ben arkadaşlarının beni sikeceklerini anlatınca… Elimi uzatıp şortunun içinden sikini tuttum. Taş gibi olmuştu. Önünde diz çöküp sikini ağzıma aldım. Her yerini yalamaya başladım. Bunu yaparken gözlerimi gözlerinden ayırmıyor, sürekli emiyor, yalıyor, diliyordum. Dayanamayıp ağzıma boşaldı. Her damlayı yuttum. Kalktık, sarılıp uyuduk.

Ertesi gün öğleye doğru plaja indiğimizde, bütün okul ordaydı. Daha tenha olan bir yer bulmak için iyice uzaklaştık. Bir süre güneşlendikten sonra bir gün önce yolculuk yaptığımız arkadaşlar geldi yanımıza… Davet ettik, onlar da yanımıza uzandılar. Murat’tan yine beni yağlamasını istedim. Canına minnet tabi, hemen vücuduma yağı sürmeye başladı. Diğerleri etrafımızda mevzilenmişler, gözleri sürekli benim yağlanan bedenimdeydi. Bakışları üzerimde hissedince iyice gevşedim.

“Aşkım, bikinin fiyongunu çözsene, hiç olmazsa üstü yağ olmasın, beyaz iz kalmasın.” dedim Murat’a…

Sevgilim de çaresiz bağları çözdü, diğerlerinin bakışları altında çıplak sırtımı, yanlardan göğüslerimi yağladı. Bir zaman öyle yattım. Sürekli bikini altının kenarlarını düzeltiyor, iyice çekiştiriyordum. Bikinin ağı araya girmiş, kıçımın yanakları ortaya çıkmıştı. Hele sırtüstü döndüğümde dipleri düşecekti nerdeyse… Fiyongu çözülen bikini üstü altımda kalmıştı şimdi… Beyaz çıplak iri memelerim havaya dikilmiş, dimdik uçlarıyla ortadaydı. Bikininin altı zaten çekiştire çekiştire string gibi olmuş, amımın dudaklarının arasında kaybolmuş görünüyordu.

“Haydi çocuklar…” diyerek bir kahkaha attım. Gülünmeyecek gibi değildi. Murat da dahil olmak üzere dört erkek de iri iri açılmış gözlerini memelerime, arasına bikini kaçmış yumruk gibi kabarık am dudaklarıma dikmişler, her an üstüme atlayıp ısıracak gibi bakıyorlardı. “Ne bakıyorsunuz öyle? Şu ilerdeki üstsüz turistlerden ne farkım var benim?”

Az ötede orta yaşlı turistler de üstlerini çıkarıp uzanmışlar, bakışlara aldırmadan güneşleniyorlardı. Orta yaşta, biraz yayvan memeleri güneşin altında parlıyordu. Serkan dayanamadı, beni taklit ederek cevap verdi,

“Hadi Güül… Sen kendini onlarla mı karşılaştırıyorsun? Senin yanında onların lafı mı olur kızım, sen ilah gibisin bizim için… Öyle değil mi Murat?” dedi. Murat da gözlerini ayırmıyordu benden,

“Öyle tabi… Benim sevgilim bir tane…” dedi. Kıkırdadım. Hoşuma gidiyordu onların hayranlıkları, egomu okşuyordu. Zaten bütün teşhirlerim, kendimi sergilemelerim, minik fingirdemelerim hep bunun için değil miydi? Erkekleri kendime hayran bırakmak, onları tahrik etmek…

Güneş iyice yakmaya başlayınca kalkıp kendimi denize attım. Biraz sonra oğlanlar da peşimden geldiler. Denizin içinde eğlenmeye, oynamaya başladık. Kahkahalar atıyor, şen şakrak birbirimize şakalar yapıyorduk.

Diğer erkekler ne benden, ne Murat’tan ses çıkmayınca iyice abartmışlardı. Arada memelerimi elliyorlar, tutup suya atıyorlar, alttan dalıp kıçımı avuçluyorlardı. Hepimiz neşe içindeydik. Suyun içinde hopladıkça memelerim de zıplayıp duruyor, erkeklerin aç bakışlarını üzerimde topluyorlardı.

Akşama kadar plajda eğlendik, oynadık, güzel vakit geçirdik. Akşama doğru toparlandık, otele doğru yürümeye başladık.

“Akşam bilardo oynayalım” diye bir fikir attı Serkan.

“Ben oynayamam, siz gidin çocuklar…” dedim. Emre,

“Biz öğretiriz sana Gül, hadi mızıkçılık yapma…” dedi ama istemedim. Yemekten sonra onlar bilardo oynamaya gittiler. Ben odaya çıkıp kendime bakım yaptım. Sonra baktım yalnız, etrafımda hayranlarım yokken vakit geçmiyor, bir güzel giyinip yanlarına gittim. Mini okul eteği altımda, göbeğimi açıkta bırakan kısacık bir tişört üzerimde içeriye girdiğimde hepsi bana baktılar. Bir şey tartışıyorlardı sanırım, sözleri yarıda kesilmiş gibiydi. Emre,

“İyi insan da lafın üzerine gelirmiş” dedi.

“Benim dedikodumu mu yapıyordunuz yoksa? dedim gülerek… Emre Murat’a baktı önce, sonra bana,

“Evet, sevgilin senin çok iyi oral seks yaptığını söylüyordu” diye devam etti. Murat’ın yüzü kıpkırmızı olmuştu. Kem küm yaptı,

“Ya, benim sana bir şey yapamadığımı iddia ettiler, ben de…”

Devam etmedi ama, sanırım onlara anlattığı için kızacağımı düşünüyordu. Ah, tipik erkek egosu işte… Birbirlerine pipilerini göstererek yarış yapan, yatağa attıkları, siktikleri karıları kızları anlatarak böbürlenen mağara adamları… Bense normal bir şeyden bahsediliyormuş gibi yanağından öptüm sevgilimi,

“Aman Murat, azdırmasana çocukları…” diyerek bir kahkaha attım.

Gülüşmelerden sonra Murat’ın elindeki ıstakayı alıp bana verdiler, onu da kenara oturttular. Serkan ile ben aynı takımdaydık. Bütün atışları bana yaptırıyordu. Diğer takımdaki Ahmet ve Emre ise topu sürekli masanın ortasında ya da uzak taraflarında bırakıyorlar, benim uzanmamın zor olduğu yerlerden atış yapmam için özellikle hareket ediyorlardı. Aptallar, benim domalmamı görmek için bu kadar uğraşmalarına gerek yoktu ki…

Ben daha acemi bilardocu olarak ıstakayı bile doğru dürüst tutmayı bilmediğimden her seferinde Serkan arkama geçiyor, bana atış yapmayı gösteriyordu. Ben de kasıklarımı masaya dayıyor, götümü mümkün olduğu kadar havaya kaldırıyordum. Serkan da nerdeyse şortunu delmek üzere olan sertleşmiş sikini arkamdan dayıyor, kollarını iki yanımdan uzatıp ellerimi tutuyordu.

Sanki oyun oynamıyor da, dogy pozisyonunda seks yapıyorduk. Bütün sinir uçlarım arkamdaki sertliğe kilitlenmişti. Gülüyordum, eğleniyordum ama acayip de tahrik oluyordum. Ben biraz ıstaka tutmayı öğrenince Serkan,

“Hadi bakalım bu sefer sen kendin yap…” diyerek eteğimin altından kalçalarıma bir şaplak atıyor, sonra da geri çekilip bana nasıl durmam gerektiğini söylüyordu.

Oyun ilerledikçe Serkan’ın talimatlarıyla oyunu her zaman oynayan biri gibi bir bacağımı masanın üzerine atmaya, arkasından atış yapmaya başladım. Kahkahalar atarak, alkışlar arasında, her fırsatta ik**e bir götümü elleyerek, parmaklayarak bilardo oynuyorduk. Serkan

“Evet Gül, oluyor. Şimdi kıçını biraz daha havaya kaldır. Masaya uzan. Tamam, şimdi vur” diyerek sürekli beni yönlendiriyordu.

Ben de o ne diyorsa, bütün talimatları harfiyen yerine getirerek bütün her tarafımı gösteriyordum. Bunu tamamlamak istercesine Recep gidip hepimize dondurma almış gelmişti. Emre dondurmamı alıp bana verirken

“Sevgilinin çok övdüğü oralı bir görelim dedik…” deyince yine kahkahayla gülerek karşılık verdim.

Artık terbiye sınırını iyice aşmışlardı doğrusu ama öyle hoşuma gidiyordu ki aralarında olmak, beğenilmek, istenmek… Sıra bana gelince Recep’e bırakmıştım dondurmayı… Atışımı yapınca gidip elinden almak yerine, elini tutup dondurmayı öyle yalıyordum. Bu görüntü de onlar için muhteşem bir gösteri oluyordu.

Dondurmanın ucunun etrafında dilimi dolandırıyor, sonra boğazıma kadar sokuyor, gülümseyerek sımsıkı dudaklarımın arasından tekrar dışarı çekip tekrar yalıyordum. Biraz sonra Recep,

“Tutup durma şu dondurmayı, ellerin yapış yapış olur, oynayamazsın” diyerek dondurmayı ellettirmemeye, kendi elleriyle ağzıma sokup çıkarmaya başladı. Sıra geldiğinde gidip domalıyor, atışımı yapıyor, gelip Recep’in elindeki dondurmaya dokunmadan oral yapıyordum.

Recep işi abartıp elini kaçırıyor, ben de yarağa susamış azgın bir orospu gibi tamamen açtığım ağzımla dondurmayı yalayabilmek için saldırıyordum. Recep elini indirebildiği kadar aşağı indirip dondurmayı pantolonunun önüne dayıyordu. Ben de önünde eğilip sikinin hizasındaki dondurmayı ağzıma alıyordum.

Bütün bunlar şakalaşmalar, kahkahalar arasında olduğu için Recep de cesaret bularak dondurmayı birden benim ağzıma bastırıyor, benim ağzım, yüzüm, döl içinde kalmış gibi bembeyaz dondurma oluyordu. Ben de dilimi olabildiğince çıkarıp ağzımın etrafındaki dondurma bulaşıklarını yalıyordum.

Yarım saat içinde masanın çevresine o kadar çok yaşıtımız seyirci doluşmuştu ki adeta hayatımın teşhir sahnesini gerçekleştiriyordum. İyice işi öğrenmiş, nerdeyse onlar kadar güzel atış yapmaya başlamıştım. Bu güzel atışlardan sonra sadece bizimkiler değil, ne taraftan geçersem o taraftaki seyirciler aferin bravo diyerek popoma şaplak atıyorlar, bazıları mıncıklıyorlardı.

Atış için her masaya domaldığımda, her bacağımın birini masanın üstüne kaldırıp atış yaptığımda eteğim tamamen açılıyor, külotsuz amım ve sımsıkı götüm tamamen ortaya çıkıyordu. İk**e bir arkadan atış yapmam gerekiyor, bu kez iyice geriye kaykılıyordum. Bu sefer de, zaten kısacık olan tişörtümün altından dimdik göğüs uçlarım dışarı taşıyor, bu kez eteğimin altından amımı görebilmek için herkes yamuluyordu.

Arada seyirciler işi iyice azıtmaya başlamışlardı. Artık oyun bizim grubun oyunu olmaktan çıkmış, etraftaki masalarda oynayanlar oyunu bırakmışlar, bizi, daha doğrusu beni izliyorlardı. Ufaktan ufaktan başlayan laf atmalar iyice edepsizleşmeye başlamıştı. Bir ara tuvalete gidip geri gelen sevgilim Murat o lafları duydu.

“Off… O duruşa vuruş kaç kuruş yavrum”, “Gel biraz da bize domal”, “Gel benimkini yala”, “Bence dondurmayı yalamayı bırak, benimkini yala” diye laf atmaya başlamışlardı. Murat bütün bunlardan hoşlanmasına, benim de fazlasıyla eğlenmeme rağmen işlerin çığırından çıkmaya başladığını görünce kolumdan tuttu,

“Gel Gül, hadi gidelim artık” dedi. Çıkarken etrafımızdaki seyirci kalabalığını yararak yanından geçtiğimiz herkes okul eteğimin altına elini sokup okşamayı çimdiklemeyi ihmal etmedi. Hep birlikte oradan çıkıp odalarımıza gittik.

Bütün hafta boyunca bir kız dört oğlan, beş kişi bir arada takıldık. Hatta bazı geceler birbirimizin odalarında oyunlar oynadık. Bir gece yine monopoly oynayıp, bir sürü bira tükettik. Oyun oynarken sıcaktan bunaldığım için tişörtümü çıkarmış çıplak oturuyordum. Altımda yanımdaki tek giysi olan kareli mini okul eteği vardı. Oyundan sonra hepimiz halının üzerine yayılmıştık. Sohbet ederken gözlerimi kapattım, bir ara içim geçti.

Bizimkiler sohbete devam ediyorlardı. Ben kıçımı dışarı doğru çıkartıp yan yatmıştım. Başımın altına bir yastık yerleştirirlerken uyandım ama gözlerimi açmadım. Eminim hepsi benim mini eteğimden görünen şeylere ve halının üzerine yayılmış göğüslerime bakıyordu. Sırayla herkes uyuya kaldı. Ama hepsinin olmasa da bazılarının uyuyor numarası yaptığını fark etmiştim.

Nitekim Serkan’la Emre yavaşça kalktılar beş on dakika sonra, gidip Murat’ın uyuyup uyumadığını kontrol ettiler. Uyuduğunu anlayınca benim yanıma geldiler. Serkan beni yavaşça itip yüzüstü yatırdı. Dönüp bana bir baktıktan sonra eteğimi belime kadar sıyırdı.

“Hassiktir, orospunun mayo giyeceği tutmuş” dedi. İki eliyle bikinimin altını çıkarmaya başladı. Yavaşça aşağı doğru çekerken bir yandan da Murat’a bakıyordu. Emre’nin

“Yavaş ol uyanacak” dediğini duydum.

“Bu orospu uyuyor numarası yapmıyorsa ne olayım. ” dedi diğeri. Serkan bikinimi çıkarıp kenara koyduktan sonra kalçalarımı okşamaya başladı.

“Oğlum ben bu götü sabah akşam sikerim, hem de öyle bi sikerim kiiii off yani. ” dedi okşarken… Emre de

“Bu herif hala sikememiş” diyerek güldü, Murat’ı kastediyordu.

Serkan belimden tutup hafifçe kaldırdı, Emre de karnımın altına bir yastık koydu. Amımı götümü rahat görebiliyorlardı şimdi. Serkan amımı yalamaya başladı. Heyecandan, zevkten ölmek üzereydim. Ama bozuntuya vermedim. Bayılıyordum bu manyakların yaptıklarına… Sonra yavaşça yukarı çıkıp götümün deliğine dilini sokup çıkarmaya başladı.

Bu arada Emre de bacaklarımı öpüp yalıyordu. Serkan tekrar amımı yalarken hafif hafif işaret parmağını minik deliğime sokup çıkarmaya başladı.

“Çekil biraz olum, ben de yalayayım şu amı götü…” diyordu Emre ama öteki izin vermiyordu. Biraz sonra Emre,

“N’apıyosun olum? Manyak mısın? İkimizi de öldürteceksin” derken kalçalarıma sımsıcak, sert bir şey değdi. O anda anladım ki Serkan şortunu indirip sikini dışarıya çıkarmıştı. İkisi de bir an durdular. Emre sevgilimin yanına gidip kontrol etti. Uyuduğunu görünce konuşmadan işlerine devam ettiler.

Serkan arkamda sikini kalçalarıma sürtmeye başladı. Bundan cesaret almış olacak ki Emre de diğer tarafa geçti. Serkan amımı sikiyle bir aşağı bir yukarı badanalarken, Emre yarağını benim yüzüme sürüyordu. Sonra serkan iyice hızlandı. Artık korkusuzca koca sikini amcığıma ve götüme sürtüp duruyordu. Emre de

“Aç ağzını bebeğim, aç ağzını…” diyordu. Ben hala uyuyormuş numarası yapmaya devam tabi… Ürküp yarıda kesmelerini istemiyordum. Fakat aldığım zevke de engel olamıyordum bir türlü… Uykumda inleyip sayıklar gibi yaptım, bir an durdular. Sonra ben,

“Aah. Devam et sevgilim. Ahh…” diye tekrar inleyince uykumda onları Murat sandığıma karar verip iyice azdılar. Emre,

“Evet sevgilim, devam edelim, al şunu ağzına…” diye gülerek sikini dudaklarıma sürüyordu. Ben inlemeyi abarttığım için ağzım açılmıştı ve Emre sikinin başını ağzıma sokmuştu. Biraz daha sokarsa uyanırım diye sadece başını sokup çıkarıyordu.

Ah, öyle güzeldi ki her şey… Yattığım yerde gözümü açıp Murat’ın olduğu tarafa baktım. O da uyumuyordu, bizi izliyordu. Yattığı yerden, kolunun altından bana baktığını gördüm. Tekrar gözünü kapadığında uyuyor numarası yaptığını anladım. Bu beni daha da azdırdı, artık kendimi durduramıyordum. Ben ne kadar azgın bir orospuysam, sevgilim de en az benim kadar sapıktı.

Ben zevkle inlerken, Serkan da sikini sürtüp duruyor, o da inliyordu. Bizim inlemelerimiz Emre’yi iyice azdırmıştı,

“Hadi sıra bende” deyip duruyordu. Sonra Serkan yavaşça beni sırt üstü çevirdi. Gözlerimin hala kapalı olduğunu görüp sikini ıslak amıma sürtmeye başladı. Emre de uyanıp uyanmayacağımı umursamadan bacaklarını açıp göbeğime oturdu ve sikini bu sefer göğüslerime sürmeye başladı.

Serkan sikini amımın dudakları üstünde kaydırırken, Emre de yarağını iki eliyle tuttuğu göğüslerimin arasına sokmuş gidip geliyordu. Ben artık öyle bir inlemeye başlamıştım ki, çocuklar daha da çok tahrik olup hızlanmışlardı. Artık üçümüz de inlemeye başlamıştık. İkisinin de siklerinden şılap şılap sesler geliyordu. Serkan iki parmağını sikinin altından amıma sokup

“Numara yapıyorsun orospu. Sırılsıklam olmuşsun. ” diyerek Emre’yi üzerimden itti ve tekrar ters çevirdi beni… Tekrar kalçalarımın arasında gidip gelmeye başladı. Kendimi tutamıyor, sürekli inliyordum. Sürekli bir orgazm hali yaşıyordum. Sularım akıyordu sel gibi… Sonunda Serkan inleyerek götüme fışkırmaya başladı. Sıcak damlaları tenimde hissetmek delirtti beni…

Emre yandan sikinin başını ağzımın içine sokup çıkarırken Serkan sikinin başını götüme sürtüp temizledi. Sonra da bikinimi alıp götümdeki dölleri sildi. Emre’nin itirazlarına aldırmadan bikiniyi bacaklarımdan geçirip giydirdi. O sırada ben de uyandım.

Çok uykum varmış gibi doğrulup gerindim. Tişörtümü üstüme geçirdim. Hiçbir şeyden haberim yokmuş gibi davranarak güya o anda uyumakta olan, aslında bütün yapılanları seyreden sevgilimi de uyandırdım, kalkıp odamıza gittik. Yatıp gerçekten uyuduk.

Ertesi gün plaja değil, yakındaki tenha koylardan birine gittik. Etrafta kimseler yok, yoldan uzak, denizi, kumu harika bir yer… Gider gitmez ben yine üstümdekileri fora ettim, her zamanki gibi üstsüz güneşlenmeye başladım. Serkan telefon etti biraz sonra, yerimizi sordu. Plajda bizi görememişler. Murat yerimizi tarif etti.

Diğerleri de gelince hep beraber denize girdik. Yine şakalaşmalar ellemeler aynı şekilde sürüyordu. Biraz sonra Murat yoruldum diyerek bizi yalnız bırakıp dışardan izlemek için denizden çıktı. Yerine gitti ve oturdu. Sevgilim yanımızda olmayınca bizimkiler iyice azıttılar, her yerimi ellemeye, beni azdırmaya başladılar.

Bir ara şeytanlığım tuttu, dip dalarken Emre’nin altından mayosunu çıkarıverdim. Zaten o da pek hevesliydi ya mayosunu çıkarmama, sikini görmeme… Elimdeki mayoyu tutup havada sallıyordum. Kenarda oturan Murat dahil, herkes kahkahalarla gülüyordu. Emre de kahkahalar atarak elimdeki mayosunu almaya çalışıyor, beni sıkıştırıyordu.

Emre kalkmış sikiyle bana çift dalmaya, iyice hırpalamaya başlayınca kurtulabilmek için elimdeki mayoyu uzağa fırlatıp attım. . Emre de mayosunun arkasından gitmek yerine ceza olarak beni yakalayıp dibe çekmeye falan başladı. Biraz sonra suyun yüzeyine çıktığımda bu sefer Emre elinde bir şey sallıyordu. Benim bikinim…

Üstüne atılıp almaya çalışınca bir diğerine attı. Hepsi bir arada beni çembere almaya başladılar. Bikini altımı birbirlerine atıp beni ortalarında çırılçıplak oynatıyorlardı. Ben de kendimi iyice oyuna kaptırmıştım. Kahkahalarla ik**e bir birilerinin üstüne atlıyordum. Bikinimi geri alamayacağımı anlayınca suya daldım.

Çıktığımda bu sefer elimde başka bir mayo vardı. Serkan’ın mayosu… Geriye kalan diğer ikisi de beni uğraştırmadan, kendileri çıkarıp attılar mayolarını… Murat uzandığı yerdeydi hala… Gözlerini hiç ayırmadan bizi izliyordu. Çıplak arkadaşları çırılçıplak sevgilisini aralarına almıştı. Sürekli bana sarılıyorlar, şaka yapmak bahanesiyle her tarafımı elliyorlardı. Biliyordum ki, bana değen diğerlerinin siki gibi sevgilimin siki de yattığı yerde patlamak üzereydi.

Sonunda yorulunca hepimiz mayolarımızı sudan toplayıp kahkahalar atarak kumlara doğru yürümeye başladık. Kimse elindeki mayoyu giymedi. O ıssız koyu bir anda çıplaklar kampına çevirmiştik. Murat sırtüstü yatıp kolunu başının üzerine koymuş, uyukluyordu. Gidip yanına uzandım çırılçıplak… Diğerleri de adem baba kılığında siklerini sallandırarak gelip yanımıza oturdular.

Ben bu kadar erkeğin arasında tek kızdım, beğeniliyordum, isteniyordum, mutluydum. Bacaklarımı iki yana açıp amımı tamamen ortada bırakmıştım. Hepsi de gözlerini aynı yere dikmişti. Hepsinin sikleri kazık gibi olmuştu. Hep birlikte şakalaşıp gülüşüyorduk. Eh, bu kadar çıplaklığın içinde konuştuğumuz konular da doğal olarak seks olmaya başlamıştı.

“Hadi herkes fantezilerini anlatsın” dedi Emre… Kimse itiraz etmedi ama hiçbiri de ilk anlatan olmak istemiyordu. Sonunda beni ikna ettiler ve ben de anlatmaya başladım,

“Benim aslında tek önemli fantezim var. Mastürbasyon yaparken hep bunu düşünürüm. Üç zenciyle aynı anda birlikte olmak…”

“Beyazların suyu mu çıktı kız?” dedi Serkan elindeki taş gibi olmuş sikini okşayarak… Ben de hınzırca güldüm,

“Neden olduğunu anla işte…” dedim.

“Büyük yarakları olduğu için mi?”

“Evet. Üç zenci her tarafımı doldururken hayal ediyorum hep kendimi…” Daha fazla anlatmadım. Herkes gözünde canlandırmıştı bir an o sahneyi… Hepsinin gözleri parlamıştı. Ben bitirince Serkan fantezisini anlatmaya başladı.

“Biz otuzbir çekerken hep seni düşünüyoruz Gül…”

“Beni mi düşünüyorsunuz?” diyerek kahkaha attım. Sanki herkesi delirttiğimin farkında değilmişim, masummuşum gibi… Üstüme atlayıp sikecekmiş gibi baktı çıplaklığıma, devam etti,

“Tam beş senedir hayalimde senin götünü sikerken fışkırıyorum Gül… Ağzına, göğüslerine, göbeğine, güzelim amcığına, her tarafına fışkırıyorum.”

Serkan bunları bana ilanı aşk eder gibi söylemişti. İliklerim eridi adeta söylediklerini duyunca… Benim kızmaktan çok mest olduğumu gören Serkan eliyle kazık gibi olmuş sikini sallayarak,

“Büyük yaraklar da sadece zencilerde olmaz yavrum… Görüyorsun…” diyerek güldü. İçim kaynıyordu. Etrafımı saran erkekler de ondan farksızdı. Beni sikmek için can atıyordu hepsi de… Yutkundum, elimdeki güneş yağını Serkan’a uzatırken,

“Görüyorum…” dedim. “Sanırım herkesin anlatmasına gerek yok, hepiniz aynı şeyi hayal ediyorsunuz.” Başlarını salladılar, elleri siklerini okşarken…

Serkan dizleri üstüne oturup yağı üzerime döküp sürmeye başladı. İki eliyle göğüslerimi güneş yağıyla yoğuruyordu. Ben gözlerimi kapamış, bastıra bastıra masaj yapan Serkan’ın itip çekmesiyle yattığım yerde ileri geri gidiyordum. Serkan ellerini omuzlarıma kadar yetiştiremediği için ayak bileklerimden tutarak bacaklarımı ikiye açıp dibime kadar yaklaştı.

Bacaklarımın arasında diz çökmüş, elleri göğüslerimden omzlarıma gidip geldikçe, kazık gibi olmuş siki benim memelerimle amımın arasında kayıp duruyordu. Serkan ellerini vücudumun her yerinde dolaştırıyor, ara ara muhtemelen Murat’ı kollamak için etrafına bakınıyordu. Serkan ellerini aşağıya doğru kaydırıp bacaklarımın her tarafına sürdükten sonra bir an durup bana baktı. Sonra yağı tekrar avucuna döküp kasıklarıma sürmeye başladı. Elleriyle daireler çizip gittikçe amıma yaklaşıyordu.

Dayanamaz hale gelmiştim. Nerdeyse sikmek üzereydi beni… Diğerleri yanımızdaydı, daha önemlisi Murat hemen yanıbaşımdaydı. Bütün orospuluğuma rağmen arzularıma gem vurmalıydım. Birden ters döndüm yattığım yerde, bacaklarımı iki yana açarak yüzüstü yattım. Bu sefer Emre Serkan’ı yana itti. Şişeyi onun elinden alıp sırtıma döktü. Omuzlarımdan başlayıp ellerini bütün sırtımda dolaştırıyordu. İnleyerek,

“Mmmm… Devam et Emre, çok güzel masaj yapıyorsun” diyordum. Emre benim inlemelerimden ve devam et dememden cesaret aldı. Bacaklarımın arasına oturup sırtımı yağlamaya başladı. Şimdiden damarları şişmiş, nerdeyse karnına paralel olmuş siki de o eğilip ileriye uzandıkça kalçalarımın, beş senedir sikmek için deli olduğu götümün yanaklarının arasında ileri geri gidip geliyordu.

Emre iyice azıp parmaklarıyla amımı da yağlamaya başladı. Resmen Murat yanımızda uyuduğu halde amıma sokup çıkarıyordu parmaklarını. Ne kadar zevk aldığımı tahmin edemezsiniz. Emre’nin taş gibi siki kalçalarımda, elleri amımda dolaştıkça ben kıçımı havaya kaldırmaya başladım. Kısık kısık inliyordum zevkten…

Emre birden baş parmağını amıma, işaret parmağını da havadaki götümün deliğine takınca sarsıldım, derin bir “Ahhh…” çektim ve kıçımı daha fazla yukarıya kaldırdım. Hepsi arkamda fısıldaşıyorlardı. Benden aldıkları cesaretle sırayla yağlamaya başladılar beni… Bense başımı ve memelerimi kuma dayamış, inleye inleye arkama girip çıkan parmakların zevkini çıkarıyordum.

Dizlerimin üstünde kıçımı havaya kaldırmış kudurmuş gibi anlamsız zevk sesleri çıkarıyordum. Emre iki parmağını götüme, üç parmağını da amıma sokunca kıçımı sallayarak kıvranmaya başladım. Başucumda duran Serkan sikini eline almış resmen otuz bir çekiyordu. Gittikçe bana biraz daha yaklaşıyordu.

Ben de bir arkamda parmaklarını sokup çıkaran Emre’ye bakıyordum, bir Serkan’a ve elindeki yağdan parlayan sikine… Bir insan bu kadar da yağlanmaz ki canım… Ama ben yeter demeden duracak gibi değillerdi.

Tekrar önümü döndüm ve bacaklarımı açtım. Artık gözlerimi de açmış, güneşten kısmak zorunda olduğum gözlerimle, göğüslerimi yağla yoğuran elleri ve amcığımın yarığını dün geceki gibi badanalayan yarakları seyrediyordum.

Emre bacaklarımı tutup havada birleştirdi ve beni ikiye katladı. Artık takla atıyormuşum gibi dizlerim göğsümde olduğu için amımın yarığı tamamen ortadaydı. Oğlanların parmakları öne arkaya girip duruyordu.

Göğüslerim dimdik olmuştu. Kesik kesik nefes alıyordum. Biraz daha sürdürürse bu ıssız kumsalda kendimi bu azgınlara siktirmek zorunda kalacağımı anlamıştım artık… Nefes nefese,

“Durun… Yeter artık, bırakın biraz dinleneyim…” diyebildim. Nasıl olduysa bıraktılar. Ceset gibi kendimi sırtüstü havlunun üzerine uzatıp kendime gelmeye çalıştım. Diğerleri de öyle yaptı. Biraz yattıktan sonra Emre güneş yağını bana uzatıp

“Sen de bana biraz sürer misin?” dedi.

Sıra bana gelmişti. Hınzırca gülerek yağı aldım ve yüzüstü yatan Emre’nin sırtında ellerimi dolaştırmaya başladım. Emre gözlerini kapatmış hayatının rüyasını görüyordu. Sırtı, kıçı ve bacakları yağlandıktan sonra önünü döndü. Siki hala taş gibi sert, gökyüzüne dikilmişti. Önce sikiyle ilgilenmeden yağı göğsüne sürmeye başladım. Ellerim gittikçe daha aşağı kayıyordu.

Ayağa kalktım, ters yönde Emre’nin göğsüne oturdum. Ve olduğum yerden uzanarak yağlı ellerimi yavaş yavaş aşağı kaydırmaya başladım. Ellerimi aşağı doğru kaydırdıkça popomu geriye doğru uzatıyor, amımı Emre’nin yüzüne yaklaştırıyordum. Emre’nin kocaman sikini elime alıp aşağıdan yukarıya sıvazlamaya başladım. Resmen herife otuzbir çekiyordum.

Emre’nin sikini yağladıkça altımda kıpırdanıp duruyordu. Damarları çıkmış siki benim ellerimde gittikçe daha da sertleşiyordu. Ben götümü herifin ağzına doğru uzattıkça uzatıyor, avucuma ik**e bir yağ dökerek elimdeki yarakla resmen oynuyordum. Emre’nin siki artık patlayacak hale gelmişti.

Sanırım herkes elimdeki koca şeyi artık ağzıma alır, birazdan da burada kendimi siktiririm diye bekliyordu. Ben öyle yapmadım. Emre’nin kucağından kalkıp yanındaki Ahmet’in göğsüne aynı şekilde oturup bu sefer onun sikini yağlamaya başladım. Ahmet neye uğradığını şaşırmıştı, beklemiyordu bunu… Elimdeki siki hemen kazık gibi oldu. Koca sik benim minik ellerime sığmıyordu. İki elimle birden otuz bir çekmeye devam ederken Ahmet inlemeye

“Gül… Aahhh… Güüll… Senin gibi bir orospu görmedim. Harikasın bebeğim…” demeye başladı.

Bunun üzerine sikini okşayan ellerimin hızını iyice arttırdım. Tam o anda Ahmet’in koca sikinden döller fışkırmaya başladı. Herif durmak bilmiyordu, nerdeyse saçlarıma kadar attırdı. Ellerimin içi tamamen döl olmuştu. Ben Ahmet’in sikiyle uğraşır, döllerinin bitmesini beklerken, Serkan ayağa kalktı ve yüzüme yaklaştırdığı sikini sıvazlamaya başladı.

Gülümseyerek hemen önümde sikini sıvazlamasını seyrediyordum. Ahmet’in kucağından inip tekrar yere yattım. Serkan kalkıp ayakta tepeme dikildi. Otuzbir çekmeye devam ediyordu. Sonra göbeğime oturdu. Güneş yağını alıp tamamını sikinin ve benim göğüslerimin üzerine boşalttı. Yağladığı göbeğine dayanmış sikini, göğüslerimin arasına yerleştirip gidip gelmeye başladı.

Ben de Serkan gibi zevkten tekrar inlemeye başlamıştım. İki yandan tuttuğu dipdiri memelerimi zorlukla bastırıp sikini aralarından sokup çıkarıyor, yumruk gibi sikinin başı ağzıma doğru yaklaşıp uzaklaşıyordu. Uzanıp dil atmaya çalıştım ama olmuyordu. Serkan bir ara eğilip dudaklarıma yapıştı. O beni, ben onu yercesine dudaklarımızı koparırcasına emiyor, ısırıyorduk zevkten… Öpüşmeyi kesip göğüslerimi sikmeye devam etti Serkan…

Bu sırada Emre de gelip tam benim yanımda otuzbir çekmeye başladı. Serkan dayanamadı daha fazla… Bağırarak fışkırıyordu. Göğüslerimin arasından dudaklarıma ve çeneme kadar döl içinde kaldım.

“Gül, hadi benimkini de al sevgilim…” diyerek yaklaştı Emre. Serkan kalkıp Emre yaklaşınca, uzanıp Emre’nin damarları şişmiş en az 20 santimlik koca sikinin başını ağzımla kapıverdim. Siki Murat’ın sikinden en az beş santim büyüktü ve hepsininkinden çok daha kalındı. Artık iş çığırından çıkmış, ben de etrafımı çeviren oğlanlar da tamamen azmıştık. Emre ağzımda gidip gelmeye başladı. Emre’nin pürüzsüz siki lokum gibi ağzıma girip çıkarken güneşte parlıyordu.

“Evet… İşte bu… Tam beş senedir bugünü bekliyordum” diye bağırması beni daha da azdırdı. Ağzımın içinde yalıyor emiyor adeta sömürüyordum sikini… Sonunda Emre ağzımın içindeyken patlayıverdi. Döllerin fışkırdığını bile görmedi kimse… Bütün hepsini ağzımın içine boşaltmıştı. Ağzıkın kenarlarından döller sızıyordu. Emre daha doymamış olacak beni kucağına aldı.

“Gel buraya orospum, seninle işim daha bitmedi” dedi. Arkadaki ağaçların oraya götürdü kucağında, sırtımı birisine yasladı. Bacaklarımla Emre’nin sıkı kalçalarını kavramış, kollarımla da adaleli kollarına yapışmıştım. Emre önce dudaklarımı emdi. Dilini bana yediriyor, arada bir dilimi bırakıp eğiliyor, memelerimin uçlarını emiyordu.

Sonra güneşte parlayan o koca sikini eliyle tuttu, alttan başıyla ıslak amımın dudaklarını okşadı önce… Yavaş yavaş ite ite sikinin başını içime sokmaya çalıştı. Ayakta olduğumuzdan zor oluyordu. Elimle aramızda sürtünüp duran, göbeğime değen sikini düzelttim, içime yönlendirdim. Zevkten artık titremeye ve inlemeye başlamıştım. Emre önce yavaş yavaş sonra hızlanarak o muhteşem sikiyle beni becermeye başladı. Emre’nin kaslı erkek vücuduna yapışmış, ellerimle çocuğun omzunu kavramış, kalçamı yukarı aşağı hareket ettirerek zevkine varıyordum. Diğerleri elleri siklerinde bizi izliyorlardı. Manzara müthiş olmalıydı.

Güneşte terden sırılsıklam olmuş iki genç, güzel insanın vücudu pırıl pırıl parlıyordu. Emre sikini ağır ağır yarısına kadar içimden çıkartıp birden sokuyordu. Emre bir yandan kalçalarımı sikine bastırıyor, bir yandan da dudaklarımı dilimi emiyordu. Göğüs uçlarım patlayacak gibiydi. Nefes almaya çalışarak ağzımı kocaman açmış, inliyordum. Sonunda dayanamadım duyduğum korkunç zevk bitirdi beni… Dünyaya, bizi izleyen seyircilerimize aldırmadan çığlık çığlığa bağırarak orgazm oldum.

Emre’nin kucağında sikine asılmış kasaptaki et gibi titriyordum boynuna sarılmış vaziyetteydim. Beni yere bırakacak, uzanacağız diye beklerken kalçalarımı sıkıca kavradı, kucağından ve sikinin üzerinden kaldırdı.

“Bu biiir…” dedi.

Beni sırtüstü kumlara yatırdı. Sıcak kumlar sırtımı yakarken, bacaklarımı ayırıp daha inmemiş sikini bir kez daha içime soktu. Ben de bacaklarımı Emre’nin bacaklarının arasından geçirip, dizlerinden kilitledim, sımsıkı kendime çekmeye, içime girip çıkan sikini daha derinlerime sokmaya çalıştım. Emre artık coşmuştu. Hızlandık. Ben alttan kalçamı kaldırıyordum, o üstten bastırıp sikini amıma gömüyordu.

Sonunda tekrar, bu kez ikimiz beraber patladık. Öyle bir orgazm yaşıyordum, öyle bir boşalmaydı ki, gözlerimden yaş gelmeye, ağlamaya başladım. Adeta nefesim kesilmişti. Kesik kesik hıçkırıyor, gözlerimden yaşlar gelerek sarsılıyordum. Emre sımsıkı sarıldı.

“Bir şeyin yok ya aşkım?” diye sordu. Bense dizlerim titreyerek kalktım, hiç konuşmadan ayağa kalkıp bikini altımı ve tişörtümü giydim,

“Hadi odamıza gidelim” dedim. Hep beraber kalkıp otele doğru yürümeye başladık. Herif iflahımı kesmişti. Murat’ın koluna girerek ondan destek alıyordum apışa apışa yürürken… Yağlı sırtıma yapışan kumlar da ayrı bir dertti… Fakat umursamadım hiç… Aldığım zevk her sıkıntıya değerdi. Murat da umursamıyordu anlaşılan… Seksi, azgın sevgilisinin yanıbaşında sikilmesinden, onu boynuzlamamdan zevk almış gibi görünüyordu.

Otele girdiğimizde Murat’ın kolundan çıktım. Gidip içecek bir şeyler almasını, odaya geldiğinde ona bir sürprizim olduğunu söyledim. Plajda iyice azmıştım. Bu gece değişik şeyler yaşanacağını o da anlamıştı.

Murat gelene kadar olaylar başlamıştı bile… Odaya girdiğinde hediyesini gördü. Ben üzerimde lise kıyafetleriyle ortadaki sehpanın üzerinde domalmış vaziyetteydim. Serkan dizleri üstünde kafasını eteğimin altına sokmuş, Emre ve Ahmet de ön tarafıma geçmişler, çıkardıkları siklerini ağzıma veriyorlardı. İkisini de elimle tutup, bir birini yalıyordum, bir diğerini… Alttan da Serkan beni yalıyordu. Murat’ın girdiğini görünce elimdeki ve ağzımdaki sikleri bırakıp güldüm,

“Nasıl? Hediyeni beğendin mi?“ dedim sevgilime…

Bana gülümseyerek gitti karşımızdaki koltuğa oturdu ve bizi seyretmeye başladı. Emre ile Serkan yer değiştirmişler, Emre kısacık ekose lise eteğimi iyice yukarı çekmiş, amımı ve götümü yalıyordu. Ben de deliklerimde dolaşıp duran sıcacık dilin verdiği müthiş zevkle bir Serkan’ın sikini, bir Ahmet’in sikini boğazıma kadar sokup çıkarıyordum. Bir süre aynı şekilde devam ettikten sonra Emre

“Ben artık dayanamayacağım. Bu götü sikmek için beş senedir bekliyorum” dedi. Beni kaldırıp Murat’ın yanına götürdü. Ben tam eteğimi çıkaracaktım ki Ahmet engel oldu,

“Hayır çıkarma. Okul elbiselerinle sikmek istiyoruz seni” dedi.

Emre sikini kalçalarıma dayadı. İçim kıpır kıpırdı. Beni isteyen dört erkekle beraberdim. Onların beni istediği kadar, ben de onları istiyordum. Bir an, sikini okşayarak bizi izleyen sevgilimin, Murat’ın yüzüne bakıyordum. Onun yüzündeki mutlu ifadeden hoşnut, arkama dönüyor, elindeki sikini götüme, minik deliğime sürtüp duran Emre’ye bakıyordum. Emre göbeğine kadar değen o kalkmış muhteşem sikini kökünden kavradı, bir hamlede minik deliğime sertçe soktu. Başı girdiğinde canım yandı,

“Aaahhh..” diye bağırdım o ilk acıyla… Fakat Emre tekrar tekrar çıkarıp sikinin üzerine ve deliğime tükürüklerini bırakıp yağlayınca alıştı koca sikin kalınlığına… Başı ve gövdesi yavaş yavaş gömüldü. Emre de yavaş yavaş girip çıkmaya başladı. Elimi önüme atıp klitorisimi okşamaya başladım götümden sikilirken… Zevk almaya başlamıştım. Dayanamadım, başımı arkaya çevirip

“Hadi Emre… Daha sert! Köküne kadar istiyorum!” diye inleyince Emre belimi tutup öyle bir sokup çıkarmaya başladı ki nerdeyse taşakları da girecekti. Emre sikini deliğime sokup çıkarırken benim narin minik deliğim de Emre’nin koca siki kadar genişliyordu. Emre ayakta arkama geçirirken bu arada eğilip sarsılan göğüslerimi avuçlayıp okşamayı da ihmal etmiyordu. Emre bir ara o kadar hızlı gidip gelmeye başladı ki dayanamadım,

“Yavaş ol, aah…” diye bağırmaya başladım. Bağırmama aldırmayan Emre geriye çekildi sonunda… Ben rahatladım derken bu sefer Serkan arkaya geçti. Emre de yere sırtüstü yattı. Göt deliğimden çıkardığı sikini sallayarak beni bekliyordu. Öyle güzel görünüyordu ki, arkamda uğraşıp duran Serkan’ı itip yerde yatan Emre’nin üzerine alçaldım. Bacaklarımı iki yana ayırdım. Elimi arkadan dolaştırıp Emre’nin dimdik sikinin üzerine oturdum.

“Dün geceyi unutmadım. Ben masum masum uyurken sikini sürtmediğin yerim kalmadı. Ama şimdi sıra bende…” dedim.

Evet, sıra bendeydi. Emre’yi bu sefer ben sikiyordum. Amımın içinde Emre’nin kalın siki oturup kalkıyor, amımla sikiyordum oğlanı… Altımda kıvranıyor, inleyip duruyordu. Serkan bu sırada arkamdan yaklaştı. Belimden tutup hareket etmemi engelledi, az önce sikilen götüme girdi. Köküne kadar girdiğinde hareket etmeye başladı. Amımda Emre’nin, götümde Serkan’ın siki, aralarında tost olmuştum. Harika sikiyorlardı beni… Emre bir yandan elleriyle göğüslerimi okşuyordu, bir yandan da Serkan kalçalarımı tutuyor, götüme daha fazla girebilmek için kendine çekiyordu.

Adeta rodeoda gibiydim iki erkeğin arasında… Hızlandım… Çığlıklar attım… Erkeklerimi daha fazla içime alabilmek için bacaklarımı olabildiğince ikiye ayırdım. Beynimde şimşekler çakıyordu. Sarsılmaya başladığımda Emre de patlamak üzereydi. Orgazmım bitmeden sikini içimden çıkardım. Ben eğilip Emre’nin sikini yalaya okşaya otuzbir çekerken, Serkan arkamda kendi işini kendi hallediyor, tekrar soktuğu sikini götümün içinde ileri geri yapıyordu.

Emre müthiş bir şekilde boşaldı. Belinde ne varsa ağzıma boşaltmıştı. Neredeyse bir fincan dolusu spermi onlara göstere göstere, yalana yalana yutup mideme indirdim. Serkan da bağıra bağıra belime parmaklarını geçirerek kökleye kökleye arkamı doldurdu bu arada… Hepimiz aynı anda patlamıştık.

Siklerini okşaya okşaya bizi izleyen Ahmet ve Murat da yanıma geldiler. Onların sikine de istedikleri muameleyi yaptım önlerinde diz çökmüş vaziyette… Onlar da daha fazla dayanamadı, yüzüme spermlerini boşalttılar. Ayağa kalktım, banyoda hemen yüzümü ve sperm içindeki amımı götümü temizleyip aceleyle tekrar yanlarına geldim.

Dördü de beni aralarına aldılar. Az önce boşalan sikleri kısa zamanda tekrar sertleşmiş, her yanıma batar olmuşlardı. Dört bir yanım çıplak erkek bedenleriyle sarılmıştı. Bir biri öpüyordu dudaklarımdan, bir diğeri… Önümdeki dudaklarımı öperken, arkamdaki boynumu öpüp sırtımı kalçalarımı okşuyor, saçımdan çekip başımı kendisine çeviriyor, bu kez dudaklarıma arkamdaki yumuluyordu.

Hayallerini kurduğum fantezim gerçek oluyordu bu gece… Dört zenci değil ama, dört genç bedenin arasında paylaşılıyor, zevkten ölüyordum. Başım dönüyordu, zevk sarhoşu olmuştum aralarında… Orgazm üstüne orgazm yaşıyordum. Önüme arkama parmaklar girip çıkarken, öpülüp koklanırken haykırdım,

“Sikin beni… Hepiniz birden sikin. Hepinizi aynı anda istiyorum” diyerek sarsılmaya başladım.

Boşalmam bitene kadar sımsıkı sarıldılar bana… Sonra Serkan yere uzandı. Ben de onun sikini ağzına alıp emmeye başladım. Serkan kısa sürede tekrar sertleşince kalkıp üzerine oturdum. Koca sik bir anda içimde kayboldu. Emre hemen gelip arkama geçti.

“Orospu, kaldır kıçını!” diye bağırdı. Ben de emre itaat ettim, öne eğilip sikilmek isteyen, büzüğü açılıp kapanan götümü azgın bir dişi kedi gibi havaya kaldırdım. Emre, biraz önce Serkan’ın genişlettiği götüme kolayca giriverdi, sikini sokup çıkarmaya başladı. Ahmet de önüme geçip tekrar ağzıma vermeye başladı. Hepsi aynı anda ileri geri hareket etmeye başladılar.

Ağzım dolu olduğu için sadece sesli harfleri kullanarak inliyor, hırlıyordum. Emre’yle Serkan’ın koca sikleri tulumba gibi amımda götümde ileri geri çalışıyor, biri girerken diğeri çıkıyordu. Ahmet de ağzımı siker gibi sikini sokup çıkarıyordu durmaksızın… Ben artık inlemiyor, sürekli

“Sikin beni… Daha sert… Daha sert… Sikinn..” diye bağırarak sarsılıyordum aralarında… Erkeklerim de hırıltılar arasında gidip geliyor,

“Küçük orospu… Amına koduğumun orospusu! Yarak diye kıvranıp duruyordun… Al sana işte yarak… Taşaklarımı da al orospu… Fahişe…” diye bağırıyorlardı.

İnlemeler, bağırmalar, küfürler arasında tek duyulan ses heriflerin taşaklarının amıma ve götüme çarpıp durmasından çıkan şap şup sesleriydi. Bir ara Serkan koltukta oturup bizi izleyen ve otuzbir çeken Murat’a dönüp

“Sen de bir şeyler söylesene kanka… Bak, sevgilimizi sikiyoruz sonunda… Hayalini kurduğumuz kadar varmış…” deyip güldü.

Murat bir şey diyemeden otuzbir çekmeye devam etti. Biraz sonra götümü sikip duran Emre içimden çıkıp belime, eteğimin üzerine fışkırdı. Götümden aşağıya süzülen dölleri Serkan’ın sikine ulaştığı anda Serkan da içimden çıkıp üstüme başıma attırdı spermlerini… Onların feryatları Ahmet’i harekete geçirdi. Ağzımı sikmeyi bırakıp hızlı hızlı sıvazladığı sikinden püskürtmeye başladığı döllerini ağzıma yüzüme akıttı.

Ağzım yüzüm, memelerim, okul eteğim, her yanım döl olmuştu. O haldeyken Murat’a baktım. Beni o şekilde görmek sevgilimi mutlu etmiş gibiydi. Kalkıp koltuklara, yatağın üzerine serilip kaldık. Yorgunluktan bitmiştik. Hepimiz çırılçıplak seks yorgunuyduk. Sırayla duşa gidip temizlendik.

Ilık su bizi kendimize getirmişti. Tekrar canlandık. Tek tek hepsinin önünde eğilerek siklerini yedim bitirdim, tekrar sertleşmelerini sağladım. Sabaha kadar yer değiştirerek, bir sürü değişik pozisyonda beni evire çevire siktiler. Herkes yorgun bir şekilde halıya yığıldığında bile ben hala kimisi küçülmüş, kimisi döl içindeki yaraklarla oynuyordum.

Sonunda kalkıp giyinirlerken Emre saçlarımı okşayıp,

“Esk**en teşhirciydin, artık tam bir orospu oldun” dedi.

“Daha yeni başlıyoruz. Okuldaki herkesin döllerini yutmadan mezun olmayacağım” dedim mutlulukla… Hep birlikte güldük. Sevgilimin yanında beni sabahlara kadar siken erkeklerim giderlerken tek tek öperek vedalaştık. Murat’a dönüp,

“Bu orospu her azdığında bizi çağırabilirsin. Öyle güzel, öyle seksi, öyle seks manyağı sevgilin var ki… Sikmelere doyulmaz.” Dedi Serkan, sarılıp dudaklarımı öperken…

Biz dışarı çıkmayacağımız için giyinmeye gerek görmemiştik. Odada Murat’la yalnız kalmıştık. Elimi tuttu. Sarılıp dudaklarımı öptü.

“Harikaydın aşkım…” dedi. “Öyle güzel sikiştin ki… Hem onları, hem beni zevkten öldürdün. Teşekkür ederim. Benim de hayalim buydu. Senin sikildiğini, bir sürü erkeğin arasında sikildiğini görmek…”

Ben de sevgilime sarıldım. Yatıp uyuduk. Öyle yorgun, öyle uykusuzdum ki… Deliksiz, hayatımda olmadığı kadar huzurlu bir uykuya daldım.

O geceden sonra lise sonda beni okulda sikmeyen erkek kalmadı. Bazı derslerimizden geçebilmemiz için Murat beni erkek hocalara bile siktirdi. Kimi genç, ama çoğu yaşlı başlı adamlar ben siklerini emerken, önümü arkamı sikerlerken öyle mutlu oluyorlardı ki… Nerdeyse teşekküre bile geçecektik iki sevgili…

Okulu bitirdikten birkaç sene sonra evlendik. Ona buna siktirmekten daha kendi bile ağız tadıyla sikmemişti beni… Gerdek gecesi odaya çekildik. Duvağımı kaldırıp öptükten sonra yatak odasına götürürken,

“Bu gerdek gecemizde sana bir sürprizim var aşkım…” dediğinde bizim çocukları gördüm yatak odasında… Hepsi de üzerlerinde sadece boyunlarındaki siyah papyonlarıyla, boru gibi kalkmış yaraklarıyla, çırılçıplak beni bekliyorlardı yatak odasında…

Bu kez liseli kıyafetlerim yoktu. Başımda tül duvağımı, beyaz dantelli jartiyerlerimi, çoraplarımı bıraktılar üstümde… Gerdek gecemizde kocamın yerine onlar siktiler beni… Her zamanki gibi bağırta bağırta… Zevkten öldürerek… Sabaha karşı giyinip giderlerken kocamın sırtına yumruk vurdular,

“Hadi bakalım damat bey…” dediler. “Artık yeni gelini sana bırakıyoruz. Orospumuz sana emanet… Teli duvağıyla karını biraz da sen sik…”

O geceden sonra kocam artık seyircilikten biraz sıyrıldı. Biraz daha aktif rol oynamaya, beni adam gibi sikmeye başladı. Eh, ne de olsa artık kocamdı. Beni sikmeye hakkı vardı. Gerçi ara sıra hakkını başka erkeklere de kullandırıyor ama, o kadar olacak tabi… Azgın karısını tek başına doyurmaya gücü yetmiyor çünkü…

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

face nelere kadir:D

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

face nelere kadir:D

Hep sasırırdım internette tanısıp sex yapanlara. nerden buluyorsunuz diye sorardım arkadaşlarıma. bir gün facebook are you interested uygulamasında evet hayır falan derken hatunun biri evet demiş.

karsılıklı birkac evet ten sonra msnden ekledik. sohpet vs geyik muhabbeti. bu olaydan 10 gun sonra da askere gideceğim. geyik muhabbeti uyunca ertesi gunu bulusmaya karar verdik. o gun zaten el ele dolaşmalar caktırmadan sarılmalar 2 gun devam etti.

3. gun ne zaman beraber kalacağız diye sordum. ohooo daha 2 gundur cıkıyoruz dedi. ben de cıkıyormuyuz ki dedim. gülüştük. vermeyecek diye düşünürken 1 ay falan olsun anca öyle olabilir dedi. ne 1 ayı 10 gun sonra askere gidicem dedim. utanmıyormusun ozaman istemeye dedi yine gülüştük.

senin içinde benim içinde son fırsat bu hafta sonu dedim sonra evlerimize gitmek üzere ayrıldık. aksam telefonuma mesaj geldi. bu hafta sonu kalabiliriz diye.
ohaa dedim kendi kendime. bu kadar kolay olmamalıydı diye düşünürken hafta sonu geldi çattı. Taksim nevizade girişindeki otelde odayı ayırttım. otel inşaat halinde diyen kurnazlar cıkabilir. sene 2008 o zaman inşaat yoktu.

3 gun sonra askere gidicektim. hayatımın sexi olmalıydı ve o hatunun amını götünü dağıtmalıydım.

taksimde bi tur attıktan sonra hızlı adımlarla otele ulaştık. zaten sikim pantolundan fırlamak üzere halde girdik odaya. dudak dudağa öpüşürken ellerim vucudunda gezmeye başladı. parmaklarım derisini delercesine götünü okşuyordum.

hemen kafamı hafiften yukarı kaldırdım ve caktırmadan hatunun omuzlarından bastırmaya başladım. orala hevesli olmayan kadınlara yaparım bunu. muhtemelen herkes yapıyordur:D

o yarrağı ağzına almalıydı. döl yerine kan fışkıracak gibiydi. oyle sertlesmiştiki hatunu delip yatağa çivileyebilirdim 🙂
yok ben yapamam falan dediysede biraz ısrarla razı oldu ve ağzına aldı. saclarını tutup ağzında gidip gelmeye başladım. boğazına kadar girince zorlandığını farkedip yatağa yatırdım. bi altındayım bi üstünde bi arkasında bi yandan deli gibi içine girip cıkıyorum. 50 dk fazla sürdü gidip gelmeler. altımda kac kere titredi gözleri kaya kaya ne hale geldi bilmiyorum. zevk cığılıkları ağlamaklı inlemelere dönüyor kollarımı sıkıyor dudaklarını ısırıyor kendi saclarını cekiyordu.

bu halleri beni daha da cıldırtıyor darbelerimi artırıyordu. dayanamayıp bende geldim demeyecem oyle bir sey yok istediğim kadar dayanabilirim 😀 karnıma kramplar girmeye ve güçsüz kalmaya başlayınca boşalmaya karar verdim ve vucuduna bosaldım. spermleri eliyle vucuduna dağıtıyor ama sesi cıkmıyordu. ikimizinde kalbi göğsümüzden cıkacak gibi atıyordu. susuzluktan dilim damağım kurumuştu. sigara ve biraz uzanmanın ardından defalarca ve saatlerce devam etti.

sabah sexi kahvaltı ve otele veda sexinden sonra taksimde yuruduk. ve evlerimize döndük. aksam telefonuma mesaj geldi. askere gitmeden bir daha kalmalıymışız 😀

bir daha kalamadık ve askere gittim. 5 ay boyunca arayıp sormadım. izin kullanmadan askerliği bitirmeliydim. askerden gelir gelmez ertesi gunu ben geldim diye mesaj attım. iki gün sonra otele gitmek için buluştuk 😀

aramadın hayırsız falan dedi affettiririm dedim ve öylede oldu.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

2 ZENCİ.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

2 ZENCİ.
Patron o iki Nijeryalı’nın ağırlanması işini bana yüklediğinde, doğrusu biraz canım sıkılmıştı ilk başta. Çünkü normalde tatilim başlamak üzereydi ve karımla birlikte iki haftalık bir süreyi, kafamıza göre eğlenerek geçirmek için, Mikonos’da yer ayırtmıştım. Ama yapabileceğim bir şey yoktu. Çaresiz havaalanına gidip onları karşılayarak başladım işe…

Zencilerin yaşını tahmin etmek her zaman zordur. Bu sefer de öyle oldu benim için. Uçaktan inen iki kişi, bizim firmaya mal satacak olan Nijerya firmasının üst düzey yöneticileriydiler. Çok şık giyinmişlerdi. İkisinin de tenleri neredeyse siyahtı tabii. İkisinin de kıvır kıvır ve kısa kesilmiş saçları vardı. İkisinin de vücutları sırım gibiydi. Hatta boyları bile, neredeyse aynıydı. İkisi de, dev gibiydiler. Birinin adının Diop, öbürününkinin ise Geile olduğunu orada öğrendim.

Onları alıp, önceden yer ayırttığımız The Marmara Oteli’ne götürdüm. Akşam olmak üzereydi. Plana göre, otelin terasındaki restoranda, birlikte yemek yiyecektik o akşam. Ama aklım karımdaydı bu arada. Tatilin gecikmesi yüzünden zaten son derece bozuktu. Bu nedenle, o akşam onu da yemeğe getirmeyi kararlaştırmıştım. Yemekten sonra da, adamlardan kurtulup bir yerlere eğlenmeye gideriz diye düşünüyordum. Bir kaç saat sonra buluşmak üzere sözleşip arabaya atladım ve doğruca eve gittim.

Karım yatak odasında giyinmekle meşguldü içeri girdiğimde. Bara gidip, ona ve kendime birer viski hazırladım. Aynı anda da salona geldi karım. Onu gördüğüm anda, her zaman olduğu gibi sikim kalkmaya başladı yine. Başka türlü olmasına da imkân yoktu zaten.

Gümüş rengi parlak ve incecik kumaşı kaygan bir giysi geçirmişti sırtına. İncecik askılar tutuyordu giysiyi. Kolları, omuzları ve memelerinin üstüne kadar göğsü meydandaydı. İri birer portakal büyüklüğündeki memelerin tüm hatları belli oluyordu kumaşın altından. Meme uçlarını, ince kumaşı birer düğme gibi kabartmıştı.

Giysi, karnına ve kalçalarına sıkı sıkı yapışıyor, incecik belini ve sonra birden genişleyen kalçalarını, insanın gözüne sokuyordu sanki. Hafifçe bollaşan eteği dizlerinin biraz üstünde bitiyordu. O baş döndürücü güzellikteki çıplak bacakları, aklımı başımdan almıştı yine. Ayaklarındaki alabildiğine yüksek topuklu dekolte ayakkabıların bantları, giysisiyle aynı renkteydi. Onların ayağından çıkmasına engelleyen bir parmak kalınlığındaki bilek bağları yüzünden, bir kısrak gibi görünüyordu gözüme.

Yanıma gelip viski bardağını elimden aldı ve geri dönüp salonun ortasına yürüdü yine. Kalçalarının incecik kumaşın altında kımıl kımıl oynayarak çalkalanması, sikimin kazık gibi kesilmesine yetti de arttı bile. Külodu olmadığını biliyordum. Hiç bir zaman ne sütyen, ne de külot giymezdi zaten.

– “Biraz aşırı olmamış mı kıyafetin…” diye sordum ona.

– “Kusura bakma ama, senin misafirlerin yüzünden keyfimi daha fazla kaçırmak niyetinde değilim…”

Sesimi çıkarmadım. Haklıydı. Bir yıldır bu tatili bekliyordu o da. Şimdi gidemediğimiz için kızgındı ve tepkisini, böyle aksilik yaparak gösteriyordu işte.

Evden çıkıp arabaya bindik. Levent’ten Taksim’e gitmek yarım saatimizi aldı. Doğru terasa çıktık karımla. Telefon edip Nijeryalı misafirlerimizi de yukarı çağırdım. Beklemek için bara gidip, taburelere oturduk ve aperatif niyetine, birer viski söyledik kendimize.

Yaklaşık beş dakika sonra, birlikte geldiler Nijeryalı’lar. Onlara el salladığımı görünce de, doğruca bara yöneldiler. İkisinin de gözü, daha ilk andan itibaren karıma dikilmişti. Haklıydılar tabii. Yüksek bar taburesinin üstünde bacak bacak üstüne atıp otururken, eteği iyice sıyrılmıştı karımın.

Bembeyaz bacakları, tüm baştan çıkarıcılığıyla meydandaydılar. Onları tanıştırdım. Sonra da, birer viski söyledim zencilere de. Sohbete koyulduk.

Yaklaşık yarım saat sonra, karımın onlardan hoşlandığı yargısına varmaya başlamıştım. Nijeryalılar ise karımın içine düşmüşlerdi adeta. Oturduğumuz taburelerin önünde ayakta duruyorlardı ikisi de. Bu yüzden karımla ben de, yüzümüzü onlara doğru dönmüştük. Böylece karımın bacakları adamların gözüne girmiş oluyordu adeta.

İkisinin de gözlerinin, karımın üstünde dolaştığını, saçının telinden ayak parmaklarının ucuna kadar, vücudunun her yerinde gezindiğini görebiliyordum. Birden bu durumun bana müthiş bir heyecan vermekte olduğunu fark ederek şaşırdım. Öyle ya, normalde bundan rahatsız olmam gerekirdi.

Sonra bizim için hazırlanan masaya geçip yemek faslına başladık. En köşedeki masayı seçmiştim. Boğaz manzarasını engellememek için, cam tarafına iskemle konmamıştı. Dördümüz de, yarım daire biçimindeki büyük kanapede oturuyorduk. Bir uca Nijeryalı’lardan biri oturmuş, onun yanına karım geçmiş, sonra da öbür Nijeryalı oturmuştu. Ben de öbür uçtaydım.

Yemek süresince, yine büyük ilgi gösterdiler karıma zenciler. Onlar akla gelebilecek her konuda konuşuyor, karım ise genelde Nijerya, Afrika ve oradaki yaşamla ilgili şeyler soruyordu. Beni biraz devre dışı bırakmış gibiydiler ama aldırmıyordum. Onun yerine, içimdeki heyecanı kontrol etmeye çalışıyordum sürekli.

Nijeryalı’ların karıma bakışları ve davranışları, onların ne düşündükleri hakkında en ufak bir kuşkuya yer bırakmayacak kadar açıktı benim için. Acaba karım da farkında mıydı bunun? Kendini konuşmalara kaptırdığı ve mutlu olduğu açıkça belliydi.

Yemek bittiğinde, üç şişe şarap tüketmiştik. Yaşadıklarım, sikimin alabildiğine kalkmasına neden olmuştu ve buna hala şaşıyordum. Ama kalktığımızda her şeyin biteceğini düşünerek üzülmeye de başlamıştım. Sonra birden çözüm yolunu buluverdim ve hepsine birden, terasın öbür tarafındaki gece kulübüne geçmeyi önerdim. İlk kabul eden karım oldu. Zenciler de, ona katıldılar hemen. Hesabı ödeyip masadan kalktık ve gece kulübüne doğru yürümeye başladık.

Karım en önde yürüyordu ve onu arkadan seyretmek, benim için olduğu gibi, Nijeryalı’lar içinde de büyük bir zevk oluyordu tabii. Otururken hafifçe terlemiş olmalıydı ki, eteği şimdi kalçalarına yapışmış, hatta biraz aralarına girmişti. Kalçaları, attığı her adımda, müthiş bir baştan çıkarıcılıkla çalkalanmaktaydılar.

Birden, onun durumun farkında olduğunu ve hatta gayet bilinçli hareket ettiğini anladım. Bu da, heyecanımın bir anda ona katlanmasına neden oldu yalnızca. Sikim zonklamaya başlamıştı artık. Elimi pantolon cebime sokup, durumu gizlemeye çalıştım.

İçeri girdiğimizde boş masalar vardı ama, karım doğru bara yürüdü ve hepimiz onu izledik tabii. Sonra, yüksek bar taburelerinden birine çıkıp oturdu. Bacaklarını gözümüze sokmuştu yine. Viskilerimizi ısmarladım. Bu arada zencilerin kendi dillerinde konuşmaya başlamışlardı.

Ne söylediklerini elbette ki anlamıyordum ama, nedense karım hakkında konuştuklarından emindim. Arasına ondan yana bakışlar atmalarıydı beni böyle düşündüren. Durumu fırsat bilip, ben de karımla konuşmaya başladım.

– “İyi misin bebeğim..?”
– “Evet çok iyiyim… Çok eğleniyorum…”
– “İyi… Buna sevindim işte…”
– “Ya sen..?”
– “Ben de eğleniyorum… Daha doğrusu, eğlenmek değil tam da, değişik bir şey işte… Ama keyifli olduğunu itiraf etmem lazım…”

Bir an öyle gözgöze bakıştık karımla. Acaba ne anlatmak istediğimi anlamış mıydı? Ama Nijeryalı’lar daha fazla konuşmamıza izin vermediler. İlgileri yeniden karıma yönelmişti. Tıpkı yemekten önce olduğu gibi, ikimiz oturuyorduk, zenciler ise önümüzde ayakta duruyorlardı. Konuşurken, viskileri peş peşe yuvarlamayı da sürdürdük tabii.

Karımın sarhoş olmaya başladığını görebiliyordum. Fazla içki kaldırmazdı zaten. Ama beni bundan daha çok ilgilendiren, içkinin onun üstünde bir çeşit afrodizyak etkisini yaptığını bilmemdi. Şimdi de, çalan müziğin hızlı ritmine kendini kaptırmış, oturduğu taburenin üstünde sallanmaya başlamıştı.

Geile, fırsatı hemen değerlendirdi ve onu dansa davet etti. Hemen kabul etti karım. Zencinin önünde piste doğru yürürken, kalçaları daha çok çalkalanmaya başlamıştı sanki.

Sohbete, Diop’la devam ettim ben de. Ama göz ucuyla piste, daha doğrusu zenciyle dans etmekte olan karıma bakıyordum. Müzik hızlıydı. Karım güzel dans ederdi zaten. Geile ise, çok güzel dans ediyordu doğruyu söylemek gerekirse. Tüm zenciler gibi, vücudu, müzik ve ritimle yoğrulmuştu sanki. O böyle olunca, karım da iyice kaptırdı kendini tabii. Sonuçta ortaya, yalnız benim değil, hemen herkesin seyrettiği müthiş bir şov çıkıverdi.

Uzun uzun dans ettiler. Sonra tuvalete gitme ihtiyacını hissettim birden. Yerimden kalkıp dışarı çıktım. Geri dönmem, yaklaşık beş dakikalık bir zaman aldı. Tekrar içeri girdiğimde ilk dikkatimi çeken, müziğin yavaşlamış olması oldu. Piste baktığımda, karımla Geile’nin hala orada olduklarını gördüm.

Ama işler epey değişmişti şimdi. Nijeryalı iki koluyla karımın benine sarılıp onu iyice kendine çekmişti. Karım da, kendini onun kollarına tümüyle bırakmış görünüyordu. Tüm vücudu, zencinin dev gibi vücuduna yapışmıştı.

Bir anda kalktı sikim. Sonra bara göz attım. Diop da, oturduğu yerden onları seyrediyordu. Beni görmemişti. Bir adım geri atıp, onunla aramıza bir sütun soktum. Sonra tüm dikkatimi karımla Geile’ye verdim.

Tuvalete gitmek için salondan çıktığımda müthiş güzel dans ediyordular. Şimdi ise yaptıkları dans olmaktan çok uzaktı. Olup biteni tam anlamıyla kelimelere dökmek gerekirse, zencinin karımı ayakta siktiğini söyleyebilirdim yalnızca. Karımın bundan müthiş memnun olduğunu da görebiliyordum. Gözlerini kapamıştı. Başı, Geile’nin ancak boynunun hizasına geliyordu.

Orada öyle durup, iki parça boyu hafif hafif salınışlarını izledim. Sikim zonklamaya başlamıştı yine. Tanrım ne oluyordu bana böyle. Ayı gibi bir zenci, gözlerimin önünde karıma sarılmış, büyük bir olasılıkla iyice kalkmış sikini onun vücuduna yaslamış, ayakta sikiyordu gözlerimin önünde. Ve ben buna kızacak yerde tahrik oluyordum.

Sonra müzik yeniden hızlandı. O zaman ayrıldılar birbirlerinden. Bara doğru yürümeye başladıklarında, ben de yürüdüm. Yarı yolda karşılaştık. Geile’nin pantolonunun önündeki kabarıklık, gözden kaçacak gibi değildi. Tanrım, kocaman bir siki vardı herifin. Bu benim daha da çok heyecanlanmama neden oldu nedense.

Bir taraftan da karımın yanaklarının kızarmış olduğunu görebiliyordum. O da heyecanlanmıştı. Ama bu normaldi. Dakikalardır bu dev gibi zencinin kollarında erimiş, görünüşü bile müthiş o kocaman sikin vücuduna yaslandığını hissetmişti.

Birlikte bara döndüğümüzde, Diop hemen Geile’yle konuşmaya başladı yine. Karım da tekrar tırmandı yüksek bar taburesinin üstüne. Bunu yaparken, bacakları bir an için de olsa iyice aralandı ve gözlerim müthiş bir şeyi yakaladı. Bacaklarının iç tarafları ıslanmıştı. Bir zevk dalgasının karnımın içini sarmasına neden oldu bu durum. Tanrım, amının suları akmıştı bacaklarına.

Geile’nin Diop’a neler anlattığını bilmiyordum tabii. Ama bir şeyler anlattığı kesindi. Çünkü müzik yeniden yavaşa döndüğü anda, karımı dansa kaldırıverdi. Ne olacağını merak ediyordum ama, yanıt almak için fazla beklemem gerekmedi.

Daha ilk anda sarılıverdi Diop karıma. O da, hiç itiraz etmeden bıraktı kendini. Az önce, müthiş tahrik olarak seyrettiğim şeyler, bir kez daha tekrarlanmaya başladı.

Gece kulübünün kapanma saati gelene kadar kaldık orada. Tüm bu süre zarfında, tek bir yavaş müzik seansını bile oturarak geçirmedi karım. Ya Geile, ya da Diop onu piste sürüklediler her seferinde. Karımın defalarca ayakta sikildiğine tanık oldum o gece.

Üstelik her seferinde, bir öncekinden bir adım ileriye gidiyordu işler. Her seferinde biraz daha çok sikişe benziyordu yaptıkları. Sonlara doğru, Nijeryalı’ların elleri de devreye girmeye başladı. İri, kapkara eller, karımın vücudunda dolaşmaya başladı.

Heyecanım her seferinde biraz daha artıyor, karım her geri döndüğünde onun yanaklarının biraz daha kızarmış olduğunu görmek ise bu tırmanışın on kez daha hızlanmasına neden oluyordu. Ama sonunda gece kulübün kapandı ve çaresiz kalktık. Nijeryalı’lar, bizimle birlikte aşağı, lobiye kadar indiler. Ama orada vedalaştık ve karımla garaja inip arabaya bindik.
Eve kadar konuşmadık ikimiz de. Düşüncelere boğulmuştum. Karımın da öyle olduğundan kuşkum yoktu. Hiç beklenmedik bir biçimde ve zamanda, müthiş şeyler yaşamıştık ikimiz de. Şimdiye kadar hiç olmamış şeyler… Hatta olabileceğini aklımızın köşesine bile getirmediğimiz şeyler…
Şaşkındım doğrusu. Bütün bunlara kızmak yerine müthiş tahrik olmaktı beni şaşırtan. Karım da şaşkındı anladığım kadarıyla. Onun da, gece boyunca müthiş tahrik olduğu kesindi. Ve şimdi benimle baş başa kalınca, bu durumun şaşkınlığını yaşıyor olmalıydı.
İşin garibi, bunları düşünürken, sikimin biran için bile inmemiş olmasıydı. İnmek ne kelime, sanki giderek daha çok kalkıyordu. Eve ulaştığımızda, karım önde ben arkada, doğruca salona girdik. Karım barın önüne gitti. Arkadan ona sokulup sarıldım.
Kazık gibi kesilmiş sikimin kalçalarına dayandığını hissettiği anda döndü karım. Kolları boynuma dolandı ve bir anda, müthiş bir hırsla öpüşmeye başladık. Karnını sikimin üstüne bastırmış, kalçalarını hafif hafif oynatmaya koyulmuştu. Onu belinden tutup kaldırdım ve barın önündeki yüksek tabureye oturttum. Birbirimizin gözlerinin içine baktık.

– “Hoşuna gitti mi bu gece bebeğim…” diye sordum sonra da.
– “Ohhh evet sevgilim… Her şey çok güzeldi…”
– “Bence de öyle…”
Elimi karımın bacaklarının arasına soktum. Bu temas, onun dizlerini iyice aralamasına neden oldu. Eteği kalçalarına kadar sıyrılmıştı şimdi. Bacaklarının arası, sırıl sıklam ıslak ve yapış yapıştı. Oraları okşamaya başladım.
– “Hoşuna gittiğini görebiliyorum…” dedim.
– “Zenciler acayip, değil mi..?” diye ekledim
– “evet…”
– “Neredeyse sikeceklerdi seni bebeğim…”

Birden donup kaldı karım. Bu kadar açık konuşmayı beklemiyordu her halde. Elimi biraz daha yukarıya çıkardım bacaklarının arasında, Vücudu titredi.

– “Ohhh…” dedi sonra da.
– “Acayip şeyler yaptılar sana…”
– “Ohhh evet sevgilim… Evet… Neredeyse sikeceklerdi beni… İkisi de sikmek istiyordu beni…”
– “Çok tahik oldum biliyor musun..?”
– “Farkındayım sevgilim… farkındayım…”
– “Bana hiç aldırmadılar bile…”
– “sikmek istiyorlardı beni sevgilim… Sikleri kocamandı ikisinin de… Tanrım, ne kadar kocamandı hem de…”

Parmaklarım amına ulaştığında şaşırdım. Kelimenin tam anlamıyla vıcık vıcıktı. Orta parmağımı, alabildiğine açılmış dudakların arasından içine kaydırdım. Tüm vücudu, daha da şiddetle titredi karımın. Bir eliyle omuzumu, öbürüyle kolumu tuttu. Şimdi tepeden tırnağa sarsılıyordu.

Elimi çekip, biraz kendini toplamasına izin verdim onun. Bu arada titreyen parmaklarla pantolonumun önünü açıp sikimi çıkardım dışarı. Ateş gibi yanıyor, zonkluyordu sikim. Karımın gözleri bu durumu yakaladı sonra. Yavaşça aşağı kaydı tabureden. Elini uzatıp sikimi tuttu.

Parmakları sikimin çevresine dolanmıştı. Eli hareketlendi. Sonra yavaşça önünde diz çöktü. Şimdi dibinden tutmuştu sikimi. Dilini uzatıp zonklamakta olan başını yaladı. Elektrik çarpmış gibi oldum. Ağzı açıldı ve o güzelim dudakları dilinin yerini aldı. Tanrım, fırın gibiydi ağzının içi. Başını ileri bastırdı ve sikim neredeyse gırtlağına kadar girdi.

Artık kendimi tutamıyordum. Birden top gibi patladım. Tüm gece boyu taşaklarıma dolup onları şişiren döllerim, ağzının içine fışkırmaya başladı. Büyük bir hırsla emiyordu karım. O emdikçe de, ben daha çok fışkırtıyordum sanki. Zevkten gözlerim kararıyordu. Düşmemek için tabureye tutunmak zorunda kaldım.

İkimiz de kendimizi topladığımızda, yatak odasına gittik. Kısacık bir süre sonra, çırılçıplak, yatağın üstündeydik. Sikim yine kazık gibiydi. Daha yeni boşalmış olmam, hiç bir anlam taşımıyordu benim için.

Birbirimizi okşuyor, ulaşabildiğimiz her yeri öpüyorduk. İkimiz de doymamıştık. Doyacak gibi de görünmüyorduk.

– “Onların beni sikmek istemeleri çok mu hoşuna gitti..?” diye sordu birden karım.
– “Çok…” dedim, “Acayip tahrik oldum biliyor musun..?”
– “mmm anlat n’olur… Güzel mi görünüyordu..?”
– “Müthişti… Öyle ayakta sikiyorlardı seni… Ama sen de ayakta veriyordun…”
– “ evet sevgilim… Ayakta verdim onlara… İkisine de ayakta verdim…
– “Hoşuna gitti mi bebeğim..?”
– “Hemde nasıl sevgilim… ? O kocaman siklerini karnıma dayadıklarında öyle tahrik oldum ki, ”

Artık dayanamıyordum. Dizlerimin üstünde doğrulup karımın bacaklarının arasına girdim. Biran önce sikmek istiyordum onu. Onun da benden aşağı kalır bir yanı yoktu bu arada. Bacakları bir anda belime dolandılar. Topuklarıyla kalçalarıma bastırıp beni kendine çekti.
– “Sik beni…” diye inledi sonra da, “Sik beni sevgilim… ”

Bundan başka bir istediğim yoktu zaten. Sikimin başı amının dudaklarına değdiğinde, sanki ateşe değmiş gibi oldu. Tek bir hamlede, dibine kadar geçirdim.

Müthiş bir hırsla karşılık veriyordu karım. Kolları ve bacaklarıyla, sımsıkı sarılmıştı bana. Vücutlarımız yapışıktı. memeleri göğsümde ezilmişti. Ağızlarımız, birbirlerinden hiç ayrılmamak istiyormuş gibi kenetlenmişti. Kalçaları altımda, yukarı aşağı, sağa sola çalkalanıyor, amı sikimi sanki koparmak istermiş gibi sıkıyordu.

Çılgın gibi sikişiyorduk. Öylesine müthişti ki, fazla dayanamadım. Amının en dibine fışkırtmaya başladığımı hissetiğinde o da kendini tutamadı daha fazla. Birlikte bulutların üstüne uçup gittik. Gözlerim kararmıştı.

Tekrar kendime gelmeme, kasıklarımdan başlayıp vücuduma yayılan ateş neden oldu. Yatakta sırtüstü yatıyordum. Karım ise bacaklarımın arasında dizlerinin üstünde duruyordu. Sikim ağzındaydı. Gözleri kapalı, zevkle emiyordu sikimi.

Manzara o kadar tahrik ediciydi ki, karımın ağzının o inanılmaz sıcaklığıyla birleştiğinde, sikimin bir anda çatlayacak kadar kalkmasına neden oluverdi.

Karım, istediği sonucu elde etmenin mutluluğu yüzünden okunarak doğruldu sonra. Ağzının yerini şimdi eli almıştı. Gözgöze geldik tekrar. Yüzünde öyle bir ifade vardı ki, seyretmeye doyamıyordum. Sonra ata biner gibi üstüme çıktı.

– “Çok güzelsin bebeğim…” dedim ona.
– “Evet sevgilim… Hep o zenciler yüzünden…”
– “Ama sen de onları mahvettin bu arada bebeğim…”
– “Siklerini kaldırdım…. Ah sevgilim bir bilsen ne kadar büyüktü ikisinin de siki…”
– “Belli oluyordu bebeğim…”
– “Şimdi ne yapıyorlardır acaba..?”
– “Ben onların yerinde olsaydım, seni düşünüp otuzbir çekerdim…”
– “Ahhh böyle şeyler söyleme sevgilim… Fena oluyorum…”
– “Neden..? Hoşuna gitmiyor mu..? Düşünsene onların odalarında yatağa yatıp, o kocaman siklerini okşayarak otuzbir çektiklerini… Seni hayallerinde sikerek otuzbir çektiklerini düşün onların bebeğim…”

– “Ooouuuvvv…”

Kalçaları üstümde delicesine hareketler yapıyor, vücudu sarsılıyordu. Durulması uzun zaman aldı. Başı önüne düşmüştü. Onu yeniden ateşlemek için kalçalarımı yukarı kaldırıp bastırmam yetti yine de. Yeniden hareketlendi.

Şimdi bacaklarından güç alarak sikimin üstüne oturup kalkıyordu. Amı bir nehire dönmüştü sanki. Sonra birden doğruldu. Sikim çıktı amından. Elini getirip onu yeniden tuttu ve biraz geriye kaydırıp, götünün küçük deliğine dayadı. Tam gözlerimin içine bakarak, yavaş yavaş oturmaya başladı yine. Her yer am sularıyla o kadar kayganlaşmıştı ki, yağ gibi kayıyordu sikim götünün içine. Yüzü zevkle çarpılmış, dudakları aralanmıştı.

Onun, götünden sikilmeyi ne kadar çok sevdiğini bildiğim için, hiç şaşmıyordum buna. Ama bu gece, her zamankinden daha değişikti nedense. Her zamankinden fazla zevk alıyordu karım. Dibine kadar aldı sikimi içine. Sonra yine hareketlendi kaçları. Sikim götüne girip çıkıyordu artık.

– “O zenciler…” dedi sonra da, “O zenciler, acaba götümü de sikmek istemişler midir sence sevgilim…?”
– “Bilmem…”
– “Mutlaka istemişlerdir bence… ”

Şimdi hareketleri daha da hızlanmıştı. Hızla oturup kalkıyordu sikimin üstüne. Götü inanılmaz kasılmalarla açılıp kapanıyor. Sikilmeye hiç doymayacak gibiydi bu akşam. O iki Nijeryalı zenci, karımı bir sikiş makinesine çevirmiştiler. Ellerimi uzatıp, memelerini avuçlarıma aldım. Ne kadar zevk aldığı, yüzünden açıkça belli oluyordu.

Yine tutamadım kendimi. Götünün derinliklerinde fışkırmaya başladı. Aynı anda karım da boşalıyordu. Ama hareketleri durmamıştı. Hala sikimin üstüne oturup kalkıyor, sikimi bir en ucuna kadar içinden çıkarıyor, bir en dibine kadar kaybediyordu.

Sonra göğsüme yığıldı. Sikim hala götünün içindeydi. Öylece uyuyakaldık.

Acaba karımı o iki zenciyle buluşturmak için neler yapabilirdim diye düşündüm uykuya dalmadan önce…

Sabah gözlerimi açtığımda, hala uyuyordu karım. Onu uyandırmadan, sessizce kalktım yataktan. Duş yapıp giyindim ve yine sessizce çıktım evden. Son kez baktığımda, hala uyuyordu.

Gün işle dolu geçti. Ama zencileri otellerinden aldığım ilk andan itibaren, gece olanların dışında hiç bir şey kalmamıştı kafamda. Bereket ki, Nijeryalı’lar, neredeyse tüm gün boyunca patronla birlikteydiler. İş konuşacakları öğlen yemeğine de birlikte gitmişlerdi zaten. Akşam saatleri yaklaşırken, odamda yalnız başıma oturmuş, gece olanları düşünüyordum yine. Herşeyin özetini tek kelimeyle yapmak istediğimde, “müthiş” diyebiliyordum yalnızca. Aslında bir değil bir kaç müthiş birden vardı olayda. Karımın, tüm güzelliği ve çekiciliğiyle zencileri alabildiğine tahrik etmiş olması müthişti. Onların da karımı, gece kulübünün pistinde neredeyse sikmiş olmaları müthişti. Karımın bütün bu olanlardan inanılmaz biçimde tahrik olup, yorulmak bilmeyen bir sikiş makinesi haline dönüşmesi müthişti. Ama en müthiş olan benim duygularımdı. Olayın içindeki herkesten çok ben tahrik olmuştum. Nijernyalı’lar karımı sikebilmek için delirirlerken, ben onlardan da fazla delirmiştim neredeyse.

Sonra karımı alıp gitmiş ve iki Nijeryalı’yı, sikleri ellerinde, öylece bırakmıştım orada. İşin ilginci, şimdi bundan müthiş bir pişmanlık duymamdı. Eğer karımı gerçekten sikebilselerdi, daha da müthiş olacaktı her şey. Gözlerimi kapadığımda, onların simsiyah tenleriyle karımın beyazlığının neden olduğu kontrastı görebiliyordum neredeyse. Sikim yine kalkıp kazık gibi kesilmiş, neredeyse patlama noktasına gelmişti. Bir şeyler yapmak istiyordum. Zamanı geri getirmek, elbette ki mümkün değildi. Ama yeni bir şans yaratmak mümkündü elbette ki. Yalnız acele etmem gerekiyordu. Bir gün sonra gidiyordu zenciler.

Tam bunları düşünürken, sekreterim patronun telefonda olduğunu haber verdi. Yalnızca, Nijeryalı’larla bu akşam da ilgilenmem gerektiğini ve sabah da onları havaalanına götürmek zorunda olduğumu hatırlatmak için arıyordu. Telefonu kapattığım anda, kafamın içinde bir lamba yanıverdi birden. Yeni bir şans yaratmanın yolunu bulmuştum işte. Zencilere, karımı sikebilmeleri için, karıma, onlara verebilmesi için, bana da, bu işte nereye kadar gidebileceğimi ölçmek için bir şans yaratacaktım. Telefonu tekrar kaldırıp evi aradım.

– “Bebeğim…” dedim sonra da cevap veren karıma, “Divan’ı arayıp, dört kişilik yemek ısmarla eve… Geile ve Diop, bu akşam konuğumuz olacaklar…”

Birden bir sessizlik oldu telefonun öbür yanında. Karımın kafamdan geçenleri anladığına emin oldum bu nedenle. Ne söyleyeceğini bilemiyordu her halde.

– “Duyuyor musun bebeğim..?” diye üsteledim.
– “Duyuyorum da…”

– “Eeee…”

– “Emin misin..?”

– “Onları alıp eve yemeğe getireceğime eminim tabii… Buna çok sevineceklerine de eminim ayrıca…”

– “Ama…”

– “Ondan sonrasını bilmiyorum bebeğim…”

– “Peki…”

– “Tamam… Güzel bir şeyler seç olur mu..?”

– “Yemek için yani değil mi..?”

– “Yemek için de…”

Yine bir sessizlik oldu telefonun diğer ucunda. Ne söylemek istediğimi anlamaya çalıyor gibiydi sanki. Ona biraz yardımcı olmam gerekiyordu galiba.

– “Şimdi iyisi mi sen, bir kadeh bir şey içip biraz keyiflen önce…” dedim, “Böylece her şey daha iyi olur bana kalırsa… Hadi bebeğim…”

– “Peki…” dedi yine karım, ama telefonu kapatmadan da ekledi, “Eminsin değil mi..?”

– “Saat sekiz gibi görüşürüz…”

Telefonu kapadığımda, kalbim küt küt atıyordu. Şimdi önümde yaklaşık dört saatlik bir bekleme süresi vardı. Ama bu bana çok uzun görünüyordu nedense. Tanrım, nasıl vakit geçirecektim.

Saat yediye gelirken, Geile ve Diop’la birlikte ofisten çıktık. Onlara, akşam yemeğini evde yiyeceğimizi, arabada söyledim. Normalde, hiç bilmedikleri bir kente gelmiş iki insanın fazla hoşuna gitmemesi gereken bir durumdu bu. Ama önce yanımda oturan Diop’un gözlerinin parladığını farkettim, sonra da, dikiz aynasından Geile’nin ağzının kulaklarına vardığını. Herifler, karımla bir kez daha biraraya gelebileceklerini öğrenince, uçmuşlardı. Üstelik bu seferki buluşmanın kalabalık bir otelde değil, evimde gerçekleşecek olması da, onları memnun etmişti tabii. İşi saflığa vurup, hiç bir şey anlamamış gibi, arabayı kullanmayı sürdürdüm. Bir süre sonra, aralarında konuşmaya başladılar. Yine bir kelimesini bile anlamıyordum. Ama konunun karım olduğuna, adım gibi emindim nedense.

Önce otele gittik ve üstlerini değiştirdiler Nijeryalı’lar. Geri geldiklerinde, doğrusu şaşırdım biraz. İkisi de, memleketlerinde giyilen türden entariler giymişlerdi. Rengarenk, kumaşı incecik ve bol entariler. Tekrar arabaya binip eve yollandık. İki katlı villayı beğendiklerini söylediler. Aslında pek yeni değildi ama, böyle müstakil bir evde oturmak hoşuma gidiyordu. Arabayı garajın önüne çektim.

Karım kapıyı açtığında, küçük bir şok yaşadım. Ona telefonda “iyi bir şeyler seçmesini” söylerken, yemeğin yanısıra üstüne giyeceklerini ima etmiştim gerçi ama, bu kadarını da beklemiyordum doğrusu. Küçük beyaz benekleri olan incecik siyah krep jarseden yapılma bir giysi geçirmişti sırtına. Uzun bir atlet fanilasına benziyordu giysi. İçinde hiç bir şey olmadığını anlamamak için, eşek olmak lazımdı. Eteği, kalçalarını ancak örtüyor, bacaklarını olduğu gibi meydanda bırakıyordu. Ayakları da çıplaktı. Sikim bir anda kalktı yine.
Geile’yle Diop da tokat yemiş gibiydiler. Üçümüz birnden orada öylece durmuş, tam bir afet görünümündeki karımı seyrediyorduk yalnızca. İlk hareketlenen o oldu ve kenara çekilip bizi içeri davet etti. Sonra da önümüze düşüp, salona doğru yürüdü. Giysinin incecik kumaşı, o baştan çıkarıcı yusyuvarlak kalçalarının arasına girmişti. Onun kararını vermiş olduğunu anladım. Yarattığım bu şansı kullanmaya çalışacağı açıktı.
Hep birlikte bara gittik. Zenciler, barın önündeki koltuklara oturdular. karım da bar taburelerinden birine. Bense barın arkasına geçip, hepimize içki hazırlamaya koyuldum. Geile ile Diop, yine kendi dillerinde konuşmaya başlamışlardı.

– “Müthişsin…” dedim karıma.

– “İyi seçmişim değil mi..?”

– “Hem de nasıl… Herifler yemek yerine seni yemeği tercih edebilirler…”

– “Ben de yemek yerine başka şeyler yemeyi tercih edebilirim pekala…”

– “Öyle mi..? Ne mesela..?”

– “Sik sevgilim… Simsiyah, koskocaman zenci siki…”

– “Eğer böyle konuşursan…”

– “Ama ne yapabilirim ki..? İstiyorum işte…”

– “Duyduğuma göre, yemek üstüne daha iyi gidiyormuş o dediğin…”

– “Şaka yaptım zaten sevgilim… Önce yemek yiyeceğiz tabii… Ama sana son bir defa daha sormak istiyorum… Eminsin değil mi..?”

– “Neden soruyorsun bunu sürekli olarak bebeğim..? Emin olduğumu söyledim ya sana…”

– “Soruyorum… Çünkü şu anda bile öyle bir bakıyorlar ki bana, sanki her an sikebilirler beni… Çünkü sikecekler beni sevgilim… Çünkü onlara vereceğim… Çünkü kendimi onlara siktireceğim… Çünkü sen de seyredeceksin beni sikilirken… Çünkü kocaman, simsiyah zenci siklerini sokacaklar içime…”

– “Sus n’olur bebeğim… Gerçekten pantolon değiştirmek istemiyorum…”

Bereket ki, Diop o anda girdi devreye ve karıma birşeyler sordu İngilizce. Böylece ben de biraz rahatladım. . Barın arkasında kalmayı yeğledim. Pantolonumun önü böyle çadır gibi kabarmışken, dışarı çıkmak istemiyordum. Benim yerime, karım verdi adamların viskilerini. Bunu yapabilmek için tabureden inmiş, sonra da geri dönüp tekrar oturmuştu. Bütün bunlar olurken nasıl bir manzara sergilediğini, onlara neler gösterdiğini görememiştim doğal olarak. Ama Geile’nin de, Diop’un da yüzleri, karımın onları iyice çarpmış olduğunu belli ediyordu.
Viskiler bittikten sonra, hep birlikte bahçedeki masaya geçtik. Zenciler, kare masada karşılıklı oturdular. Bu durumda, karımla ben de karşılıklı oturacaktık. Onlara rakı içmeyi önerdim. Türkiye’ye gelip de, rakı içmeden geri dönmek olmazdı yani. Ama asıl niyetim başkaydı tabii. Kafalar ne kadar iyi olursa, işler o kadar kolaylaşır diye düşünüyordum.

İki saate yakın sürdü yemek. Karım arada bir kalkıp mutfağa, bir şeyler getirmeye gidiyordu. Her gidişinde arkadan, her geri dönüşünde de önden görüntüsü, zencilerin de, benim de aklımıza başımızdan alıyordu. Masaya oturduğunda da, üçümüzde gözlerimizi giysisinin incecik kumaşın altından tüm hatlarıyla belli olan memelerinden alamıyorduk bir türlü.
Rakıyı zencilere idareli veriyordum. Onların zilzurna sarhoş olmalarını istemiyordum ne de olsa. Yalnızca biraz kafayı bulmalarını sağlamaktı niyetim. Bense, onlara göstere göstere, bol bol içiyordum. Elbette ki, benim içkiye ne kadar dayanıklı olduğumu bilmiyorlardı. İlerleyen saatlerde onları karımla başbaşa bırakmak gerekirse, bunun için en iyi yolun sarhoş olup bayılmış numarası yapmak olacağını düşünmüştüm.

Karım tekrar mutfağa gidip tatlı ve kahve getirmişti bu arada. Tatlı servisini yaptı. Sonra fincanlarımıza kahve doldurdu. Tam gözlerimin içine bakıyordu. Sanki bir şeyler anlatmak istiyordu ve ben anlamıyordum.

– “Biliyor musun sevgilim…” dedi birden, yüzünde çok sıradan birşey söylediğini düşündürecek bir gülümsemeyle, “İkisi de, sana çaktırmadan bacaklarımı okşuyorlar şu anda… Biri bir bacağımı, öbürü de öbür bacağımı…”

Yine taş gibi kesildi sikim. Ağzım o kadar kurumuştu ki, bir şey söyleyemedim ona. Yalnızca başımı salladım aptal aptal. Kafamı, masadan kalkana kadar da toplayamadım.

Sonra yeniden salona, barın önüne döndük. Karım taburenin üstündeki yerini aldı hemen. Ben de, herkese birer bardak rakı daha dolurdum. Ama bu sefer barın arkasında kalmak istemiyordum. Oradan, karımın zencilere seyrettirdiklerini göremiyordum çünkü. Herkese içkisini verip zencilerin yanına, koltuklardan birine oturdum ben de.

Manzara müthişti. Bacak bacak üstüne atmıştı karım. Bir ayağının parmaklarını, taburenin ayak dayama demirine basmıştı. Öbür ayağı ise havadaydı. Bacakları, kalçalarına kadar meydandaydılar. Giysinin eteği iyice sıyrılmıştı oturduğunda. Yaklaşık iki metre ötemizde, inanılmaz bir baştan çıkarıcılıkla oturmuş konuşuyor, bir şeyler anlatıyordu sürekli. Çenemi tutup, seyretmeye başladım. Aradabir, çaktırmadan zencilere de bakıyordum tabii. İlk kez içtikleri rakı nedeniyle, ikisi de umursamaz bir havaya girmişlerdi şimdi. Beni neredeyse tümüyle devre dışı bırakmışlardı yine. Bir taraftan karımla konuşuyor, bir taraftan da, onu gözleriyle sikiyorlardı.

Karımın görüntüsü, gerçekten de tahrik edici idi. Çaktırmadan baktığımda, iki Nijeryalı’nın siklerinin de kalkmış olduğunu görebiliyordum. Giydikleri bol entariler nedeniyle pek o kadar göze batmıyordu bu ama, yine de belliydi. Benim durumum ise perişandı. Onların yarrakları, yalnızca karımı seyrederken kalkmıştı, benimki ise hem karımı, hem de onları seyretmekten.
Oturduğum yerden karıma bardağımla, bana bir rakı daha vermesini işaret ettim. Barın arkasına geçebilmek için tabureden öyle bir indi ki, soluk alamadım neredeyse. Eteğinin arkası, neredeyse beline kadar sıyıldı aşağı kayarken. Çıplak kaçı, olduğu gibi meydana çıktı, kısa bir an için de olsa. Sonra doldurduğu bardağı getirip bana verdi ve bize sırtını dönüp, kalçalarını çalkalayarak yeniden taburesine gitti. Şimdi babak bacak üstüne atmamış, iki ayağının parmak uçlarıyla, ayak dayşama yerine basmıştı. Dizleri birbirinden biraz aralık duruyordu. Nijeryalı’lar, şidi onun bacaklarının arasında eriyip gitmiştiler sanki.

– “Bacaklarını biraz daha aralarsan amın görünecek bebeğim…” dedim karıma, Türkçe konuşarak.
– “Biliyorum sevgilim…”

– “Ama benim yanımda sana bir şey yapabileceklerini sanmıyorum… Bir kadeh daha içip, sarhoş olmuş numarasıyla içeri gitmeyi planlıyorum… Tamam mı bebeğim..?”

– “Sen gider gitmez bunların beni sikeceğini biliyorsun değil mi sevgilim..?”

– “Hiç kuşkum yok…”

– “Seyredecek misin..?”

– “Seyredemezsem deliririm her halde…”

– “Kızmıyorsun bana değil mi..?”

– “Kızmak mı..? Neden..?”

– “Kendimi bu zencilere siktirmek istediğim için işte…”

– “Tabii ki kızmıyorum bebeğim… Seni çok seviyorum…”

– “Ben de seni sevgilim…”

Geile ile Diop da, bizim konuşmamızı fırsat bilmiş, yine kendi aralarında bir konuşmaşa dalmışlardı. Tüm dikkatlerinin yeniden karıma yönelmesi için, onun bardağına uzanmak bahanesiyle biraz kımıldanması ve böylece bacaklarının daha da aralaması, yetti de arttı bile. Gerçekten de amı görünüyordu şimdi. İkisi de, huzursuz huzursuz kımıldandılar oturdukları koltuklarda. Rakımı kafaya diktim ve boş bardağımı havaya kaldırarak, bir tane daha istedim karımdan.

Bu sefer yerinden kalkıp barın arkasına geçmedi. Taburenin üstünde sırtını bize döndü ve iki ayağıyla taburenin ayak dayama yerine basıp ayağa kalktı. Sonra da, bar tezgahının üstünden arkaya doğru eğildi bardaklarla rakı şişesine uzanabilmek için. Bir an için heyecandan öleceğimi sandım. Böyle eğildiğinde, eteği kalçalarının üstüne kadar sıyrılmıştı ve çıplak kıçı, olduğu gibi meydandaydı. Sonra tepeleme doldurduğu bardağı bana getirmek için indi tabureden. Muzip gözlerle bakıyordu gözlerimin içine.

– “Müthişsin…” dedim ona, “Bu son yaptığın gerçekten müthişti…”

Yalnızca gülümsedi bana. Yanaklarının kızarmıştı. Onun da gittikçe daha çok heyecanlandığını farkediyordum. Ama asıl heyecanlanan bendim tabii. Öyle ki, zencilere bakıp, nasıl tepki verdiklerini izlemeyi bile unutmuştum heyecandan. Ama, onların da beni tümüyle unuttukları açıktı. Diop’un entarisinin önünde, akıl almaz büyüklükte bir kabarıklık meydana gelmiş olduğunu görebiliyordum. Geile ise öne eğilip dirseklerini dizlerine dayamıştı. Bu tek nedeninin, kalkmış sikini gizlemek olduğuna emindim.

Karım taburesine dönmüştü bu arada. Yeniden bacak bacak üstüne atarak oturdu. Üçümüz birden, yine onu seyretmeye başladık. Salonun havası, binlerce voltluk bir elektrikle dolmuş gibiydi artık. Harekete geçmenin zamanı gelmişti galiba. Bardağımı zencilere doğru kaldırıp, yine kafaya diktim. Biraz hayretle seyrediyorlardı beni. Rakının gücünü hissetmişlerdi şimdiye kadar. İkisi de, tam istediğim gibi, hafifçe kafayı bulmuştular. Benim, onların üzerinde böylesine etki yapan bir içkiyi peşpeşe kafama dikmeme şaşmaları normaldi. Gözlerindeki ifadeden, ne zaman yığılıp kalacağımı merak ettiklerini anlayabiliyordum. Hatta bakışlarında, merakın da ötesinde bir şeyin varlığını farkediyordum. Bu da istekti. Bir an önce bayılıp, devreden çıkmamı istiyordu Nijeryalı’lar.

Onlara fazla eziyet etmezsem iyi olacaktı. Boş bardağı yanımdaki küçük sehpanın üzerine bıraktım ve ve koltukta geriye kaykıldım. Şu andan itibaren sarhoş rolündeydim artık. Bu arada karım da rahat durmuyordu. Biraz önce bana rakı doldurmak için yaptığı numarayı, bu sefer kendi bardağını doldurmak bahanesiyle yapıyordu yine. Çıplak kalçaları, yeniden gözümüzün önündeydiler. Tabure üstünde yüzünü tekrar bize döndüğünde ise, dizleri birbirinden alabildiğine aralıktı ve amının dudaklarının alabildiğine şişmiş ve açılmış olduğunu bile gördük.

Büyülü havayı ben bozdum. Önce koltuktan kalkmaya çalıştım, sonra da bunu becerememişim gibi, gerisin geriye oturdum. Zencilerin gözleri parlamıştı.

– “Bir sarhoş oldum galiba…” dedim, kelimeleri yaya yaya, “Kusura bakmazsanız, gidip biraz uzanmak istiyorum…”

Kusura bakmayacakları kesindi. Bu arada karım da kalkıp yanıma gelmişti. Kolumdan tutup kalkmama yardımcı oldu. Birlikte üst kata, yatak odasına doğru yürüdük. Ama sarhoşluğum, salondan çıkar çıkmaz bitti tabii. Yatak odasının kapısında durup, birbirimizin gözlerine baktık karımla. İçerden, zencilerin sesleri geliyordu. Elimi uzatıp, karımın eteğinin altına soktum ve amını avuçladım. Tanrım, ateş gibi yanıyordu. Vıcık vıcık sulanmıştı.

– “Çok istiyorsun değil mi bebeğim..?” dedim ona, “Çok istediğin belli oluyor…”

Parmaklarımın temasıyla, daha da sulanmıştı amı sanki. Kalçaları, elinde değilmişcesine, ileri geri oynuyordu.

– “Evet sevgilim…” dedi, “Evet çok istiyorum…”
– “O zaman hadi git içeri bebeğim… İçeri git ve o çok istediğin şeyi elde et…”

– “Beni sikecekler sevgilim…”

– “Biliyorum bebeğim… Seni sikecekler…”

– “Senin de seyretmeni istiyorum sevilim… Hiç bir ayrıntısını kaçırmadan, nasıl sikildiğimi seyret istiyorum… O iki ayı gibi zenci beni sikerken seyret istiyorum…”

– “Söyledim ya, kaçırmaya asla niyetim yok bebeğim…”
– “Tamam o zaman… Gidiyorum aşağıya…”

– “Güle güle bebeğim…”

– “Seni çok seviyorum…”

Sonra arkasını döndü ve merdivenlere yürüdü karım. Ayakkabılarımı çıkarıp, ben de arka merdivenden hızla indim aşağıya. Onları seyredebileceğim en iyi yerin mutfak olduğunu biliyordum. Kocaman bir servis penceresi vardı mutfağın ve tüm salonu görüyordu. O kadar acele etmiştim ki, karım salona gelemeden ben oraya ulaşmıştım bile. Sonra o da geldi. Zenciler hala koltuklarda oturuyorlardı. Onların önünden geçip, neredeyse tüm gece boyu üstüne oturup şov yaptığı tabureye gitti yine. Ve öyle bir oturdu ki, Diop’un ağzından inlemeyle karışık bir hırıltı çıkmasına neden oldu. Yine bir ayağının parmakları taburenin ayak dayama yerindeydi. Öbür ayağı ise aşağı sarkıyordu. Dizlerinin arasındaki açıklık, en az otuz santim kadar vardı. Böyle oturunca, eteği beline kadar sıyrılmıştı ve amı, en ince ayrıntısına kadar meydandaydı şimdi.

Acaba, iki Nijeryalı’dan hangisi sikecekti önce karımı. Büyük bir merakla bakliyordum. Sonra Diop’un yerinden kalktığını gördüm. Dev gibi vücuduyla ayakta duruyordu şimdi. Entarisinin önünde, büyük bir çadır oluşmuştu. Bir kaç adımda karıma ulaştı. Bir elini doğrudan, onun aralık bacaklarının arasına uzattı. Kapkara ve kocaman eli, karımın dizinin iç tarafını tuttu. İşte başlamıştı seyretmek için büyük istek duyduğum sikiş.

Zencinin elinin teması, karımın vücudunun sarsılmasına neden olmuştu. Ama asıl tepkisi dizlerini daha da aralamak, kendini Nijeryalı’nın önünde tümüyle açmak oldu. Gözgözeydiler Diop’la. Sonra zenci eğildi ve yüzünü karımınkine yaklaştırdı. İkisinin de ağızları açıldı. Öpüşmeye başladılar. Zencinin, eli hızla yukarı çıkıyordu. Karımın elektrik çarpmış gibi titremesinden, sonunda o kapkara uzun parmakların amına ulaştığını anladım.

Gördüklerim başımı döndürmüştü. Bir gece önceden beri içimde kabarmakta olan bir yasak istekti, karımın bu iki Nijeryalı zenci tarafından sikilmesi. İşte şimdi de gerçekleşmek üzereydi. Sikim, tüm yaşamım boyu setleşmediği kadar sertleşmiş, kelimenin tam anlamıyla kazık gibi olmuştu. Titreyen parmaklarımla pantolonumun önünü çözüp, sikimi dışarı çıkardım.

Bu arada Geile’yi unutmuş olduğumu, ancak onun da karımın yanına sokulduğunu gördüğümde farkettim. Onun da entarisinin önünde, akıl almaz büyüklükte bir kabarıklık oluşmuştu. Bir elini uzatıp karımın alabildiğine açık bacaklarının iç taraflarını okşamaya başladığını gördüğümde, birden gerçek kafama dank etti. Tanrım, benim sandığım gibi birer birer değil, ikisi birden sikeceklerdi karımı. O kadar çok heyecanlanmıştım ki,

Diop, arkadaşının geldiğini görünce, elini çekti karımın amından. Onun yerine, bir memesini avuçladı ve mıncıklamaya başladı. Geile de taburenin önünde eğildi ve elinin yerini, bir anda dudakları aldı. Simsiyah başı, karımın bembeyaz bacaklarının arasına girmiş, kasıklarına gömülmüştü. Gerçi göremiyordum ama, herifin kalın ve kara dudaklarının, karımın amının şişmiş ve açılmış dudaklarına yapıştığına emindim. İp kopmuştu artık. Bundan sonra olacakları kimse engelleyemezdi. Bulunduğum yerden ortaya çıkıp, onları vazgeçirmeye çalışsam bile, bunu başaramazdım. Doğruyu söylemek gerekirse, böyle bir niyetim de asla yoktu. Aksine, büyük bir heyecanla, olacakları bekliyordum.

Karım, iki kolunu da Diop’un boynuna dolamış, kendini tümüyle bırakmıştı. Kelimenin gerçek anlamıyla sevişiyorlardı. Sonra Diop biraz doğruldu. Şimdi ağızları birbirinden kopmuştu. Ellerini uzatıp, karımın giysisinin askılarını düşürdü zenci. Bir süredir okşamakta olduğu o güzelim memeler, şimdi çıplak kalmıştı. Gözleri kapalı başını arkaya attı karım. Ağzından küçük bir inleme kaçırdı. Sonra o kapkara eller, birer pençe gibi kavradı memelerini. Birden bütün vücudunun sarsılmaya başladığını gördüm.

Geile doğruldu. Bulunduğum yerden onu yandan görüyordum. Üstündeki entarinin önü, akıl almaz bir biçimde çadırlaşmıştı. Sonra iki eliyle entarisinin eteklerini tuttu ve başından sıyırıp çıkardı. Tanrım, içine hiç bir şey giymemişti zenci. Ayaklarındaki sandaletler dışında, çırılçıplaktı şimdi. Tüm vücudu, sırım gibi adeleliydi. Teninin siyahlığı, ona daha da müthiş bir görüntü veriyordu sanki. Ama aslında, bunların hiç birinin önemi yoktu. Çünkü Nijeryalı’nın asıl göz alan, asıl şaşırtan özelliği, inanılmaz büyüklükteki yarrağı idi. En az yirmibeş santim uzunluğunda ve inanılmayacak kadar kalın bir şeydi bu. Sünnetliydi ve başı, kapkara bir mantar gibi kocamandı. Bir asi gibi baş kaldırmış, bir çelik yay gibi yukarı kıvrık duruyordu.

Manzarayı karım da görmüştü bu arada. Gözlerinin parladığını, yüzünde bir maske gibi duran sikilme isteğinin daha da arttığını farkediyordum. Acele hareketlerle tabureden indi ve Geile’nin önünde çömeldi. Sağ elini uzatıp o kapkara, koskocaman zenci yarrağını, dibinden tutmuştu. Sonra başı öne uzandı, ağzı açıldı ve dudakları, Nijeryalı’nın kapkara yarrağı o koskocaman başı üstüne kapandılar bir anda. Gözlerini kapayıp, ağzındaki yarrağıemmeye başladı karım.
Sikim öyle bir hale gelmişti ki, neredeyse pantolonumu yırtacaktı. Çaresiz fermuarımı indirip dışarı çıkardım. Ama elimi değmeye korkuyordum. Her an boşalabilirdim. Gözlerimi yeniden içeriye çevirdim.

Geile, iki eliyle karımı omuzlarından yakalamış, yarrağını ağzına sokup çıkarıyordu. Tanrım, ağzından sikiyordu karımı. Öylesine büyüktü ki siki, kalçaları her seferinde hırsla ileri gelmesine rağmen, yarısı bile girmiyordu karımın ağzına. Müthiş bir manzaraydı gözlerimin önündeki. Karımın beyazlığı ile Geile’nin siyahlığı arasındaki kontrast, inanılmaz derecede tahrik ediciydi. Ama bundan da tahrik edici olan, karımın yüzündeki ifadeyi seyretmekti. Onun kendinden geçmiş olduğunu görebiliyordum.

Sonra gözlerim, Diop’a takıldı. Bu arada o da entarisini çıkarmış ve tıpkı Geile gibi, ayaklarındaki sandaletler dışında çırıl çıplak kalmıştı. O da, arkadaşı gibi, kaslı ve kapkara bir vücuda sahipti. Onun da siki kocamandı. Hatta Geile’ninkinden bile daha kocaman. Gelip arkadaşının yanında durdu.
Karım gözlerini açtı o anda ve onu bekleyen ikinci yarrağıda gördü böylece. Gözlerinin bir kez daha parladığını farkettim. Elini uzatıp, Diop’un yarrağını tuttu sonra da. Parmakları, o akıl almaz büyüklükteki kapkara, kocaman sikin çevresine dolanmıştı. Başını Geile’nin sikinden uzaklaştırıp Diop’unkine yöneldi. Dudakları bu sefer, başka bir Nijeryalı yarrağının üstüne kapandılar.

Artık sırayla, değiştire değiştire emiyordu zenci siklerini. Kelimenin tam anlamıyla uçtuğunu görebiliyordum. Ben de ondan farklı bir durumda değildim bu arada. Karım, gözlerimin önünde, birbirinden büyük, kapkara yarrakları emiyordu ve bunu, inanılmaz derecede tahrik edici buluyordum. Tüm yaşamım boyunca tahrik olmadığım kadar tahrik olmuştum. Bir taraftan da, Nijeryalı’ların ne kadar dayanabileceklerini merak etmeye başlamıştım. İki günden beri tahrik ediyordu karım onları. Bu süre içinde yarraklarını durmadan kaldırmıştı. Eğer onlardan birinin yerinde ben olsaydım, şimdiye kadar çoktan boşalmış olurdum. Karımın ağzının ne kadar becerikli olduğunu çok iyi biliyordum.

Ama fazla beklememe gerek kalmadı. Birden Geile’nin homurdandığını duydum. Siki, neredeyse yarıya kadar karımın ağzındaydı. Sonra kalçaları titremeye başladı. Boşalıyordu. Döllerini, karımın ağzına fışkırtıyordu zenci. O koskocaman, kapkara sikinden fışkıran zenci spermlerionun ağzına dolduruyordu. Karımın vücudu da sarsılmaya başlamıştı. . Ama buna rağmen emmeyi bırakmıyordu. Yanakları içeri çökmüş, ağzındaki zenci sikini hırsla emiyor, içini boşaltıyordu.

Geri çekildiğinde, dudaklarının döllerle ıslanmış olduğunu farkederek, büsbütün heyecanlandım. Ama Diop, bu akıl almaz güzellikteki manzarayı fazla seyretmeme izin vermedi. Karımın boşalan ağzına, kendi sikini soktu bir anda. Kalçaları ileri geri hareketlendiler. Sikini, büyük bir hırsla o güzelim ağza sokup çıkarmaya başladı. Sonra tüm vücudunun kasıldığını gördüm. Şimdi de o boşalıyordu. Fışkırtıyordu spermlerini, karımın hırsla emen ağzına. Kendimi daha fazla tutamadım. Elimi değmeye kortuğum sikim, birden canlandı sanki. Boşalmaya başladım. Spermlerim, mutfağın duvarına çarpıyordu. Gözlerim karardı.

Tekrar içeri bakabildiğimde, daha da müthiş bir manzarayla karşılaştım. Karım, elleriyle dizlerinin üstünde duruyordu. Diop da, onun önünde diz çökmüş ve kocaman yarrağını tekrar ağzına sokmuştu. Geile ise karımın arkasına geçmişti. Kapkara elleriyle onun kalçalarını kavrayıp birbirinden ayırmış ve başını, o müthiş baştan çıkartıcı yuvarlakların arasına gömmüştü. Doğrusu, şu anda onun yerinde olmak isterdim. Ağzının altındaki hazinelerin ne kadar güzel, ne kadar çıldırtıcı olduğunu, benden iyi bilen kimse olamazdı bu dünyada. O, bir resim kadar güzel küçük amın dudakları şişip açılmış olmalıydı şimdi. Geile’nin dilinin oralarda dolaştığını düşünmek bile, çıldırtıcı bir düşünceydi. Burnu da, karımın kalçalarının arasındaydı zencinin. Orada da, başka bir güzellik yatıyordu. Pembe, küçük ve inanılmayacak kadar duyarlı göt deliği.

Nijeryalı’nın karımı yalarken çıkardığı şapırtımlı sesleri duyabiliyor ve bundan son derece tahrik oluyordum. Karım ise zevkten mahvolmuş gibiydi. Giysisi şimdi belinde toplanmış, adeta bir kuşağa dönüşmüştü. Vücudu kıvrılıp bükülüyor, beli aşağı çöküyor, kalçaları iyice yükseliyordu. Ağzında da Diop’un kocaman, kapkara yarrağı vardı. Seyretmekte olduğum şey, itiraf etmeliyim ki, beklediğimden de müthişti.

Sonra Geile’nin başını karımın kalçaları arasından çekip doğrulduğunu gördüm. Şimdi onun arkasında, dizlerinin üstünde duruyordu. Siki, ilk gördüğüm andaki büyüklük ve sertliğindeydi yine. İyice sokuldu karıma. Elini getirip sikini biraz aşağı eğdi ve önündeki muhteşem yuvarlakların arasına soktu. Karımın tüm vücudunun titrediğini gördüm. Nijeryalı’nın o kocaman sikinin başı, amının dudaklarına değmiş olmalıydı. Bütün gün aklımı kurcalayan, delicesine istediğim şey gerçekleşiyordu artık. Kocaman sikli bir zenci, karımı sikmek üzereydi.

Geile, simsiyah elleriyle karımı belinden tutmuştu şimdi. Sonra kalçaları hareketlendiler. Küçük küçük hareketlerle, sikini, önünde açılmış bekleyen o güzelim ama bastırıyordu. Yine alabildiğine tahrik olmuştum. Sikim zonkluyordu. Karımın amına girmeye çalışan bu kapkara zenci siki öylesine büyüktü ki, o küçük deliğe sığabileceğini sanmıyordum. Ama yanıldığım kesindi. Çünkü Geile’nin kalçalarının her ileri hareketinde, sikinin bir bölümün daha giriyordu karımın içine. Sonunda Nijeryalı’nın karnı, karımın kıçının o baştan çıkartıcı yuvarlaklarına değmeye başladı. Tanrım, hepsini sokmuşu zenci. O kapkara, koskocaman sikinin tamamını, karımın küçük amına geçirmişti.

Sonra sikmeye başladı.

Kapkara elleriyle karımın incecik belini kavramıştı Nijeryalı. Bir taraftan kalçalarını ileri geri hareket ettirerek sikini sokup çıkarıyor, öbür taraftan da, güçlü elleriyle onun tüm vücudunu ileri geri oynatarak, hareketlerinin boyunu büyütüyordu. Müthiş bir manzara vardı gözlerimin önünde. Karım dizleriyle ellerinin üstünde durmayı sürdürüyordu. Başını biraz kaldırmış, dudaklarını, Diop’un o akıl almaz büyüklükteki kapkara yarrağının üstüne kapamıştı. Bir taraftan zenci, kapkara sikini onun ağzına sokup çıkarırken, bir taraftan da Geile, her dibine kadar geçirişinde karımın tüm vücudunu ileri itiyor ve arkadaşının sikinin de karımın ağzına daha çok girmesine neden olarak, ortaya, seyrine doyum olmayacak bir gösteri çıkarıyordu.
İnanılmaz derecede tahrik olmuş, gözlerimi ayıramadan seyrediyordum olup bitenleri. Karım sikilmek istemişti. Ben de onun sikilmesini ve bunu seyretmeyi istemiştim. Ama galiba ikimiz de, bu kadarını beklememiştik. İki simsiyah, dev gibi zenci, aynı anda sikiyorlardı işte karımı. Biri amından, öbürü ağzından. Onu ortalarına almışlar, biri sikini amına, öbürü de ağzına sokup çıkarıyordu. Koskocaman, kapkara zenci sikleri, aynı anda hem amına, hem ağzına girip çıkıyordu. Seyretmeye doyamıyordum. Bir taraftan da, karımın ne kadar büyük bir zevk almakta olduğunu görerek, büsbütün tahrik oluyordum. Kelimenin tam anlamıyla uçmuştu karım. Dün akşamdan beri tahrik oluyordu ve sonunda istediğini elde etmişti. Sikiliyordu.

Tanrım, hem de ne biçim sikiliyordu.

İki koskocaman, kapkara zenci siki, karımın vücuduna piston gibi girip çıkıyordu. Nijeryalı’lar, onu ortalarına almışlar, iki tarafından sikiyorlardı. Birden fazla müthiş şey, aynı anda gerçekleşiyordu. Karımın vücudunun beyazlığı ile zencilerin tenlerinin simsiyah rengi öylesine tahrik edici bir kontrast yaratıyordu ki, tek başına bu bile müthişti. Heriflerin siklerinin boyutları da müthişti. Ama en müthişi, karımı kullanış biçimleriydi. Durumu tanımlayabilecek başka bir kelime bulamıyordum doğrusu. Karımı kullanıyordu Nijeryalı’lar.
Bir taraftan da gözlerimi karımın dalga dalga bükülüp kıvranan vücudundan alamıyordum. İnanılmaz oranda zevk aldığı açıktı. Eğer ağzı da sikle dolu olmasa, zevk çığlıkları atacağı kesindi. Gözleri açıktı gerçi ama, iyice kaymıştılar. Amına girip çıkmakta olan kara sikin onu uçurduğunu görebiliyordum.. Diop, kelimenin gerçek anlamıyla ağzından sikiyordu onu. Seyretmeye doyamıyordum. Sikim, tekrar çatlayacak hale gelmişti. Vücudunun sarsılmalarından, karımın boşaldığını anlayarak, daha da heyecanlandım. Sonra bir daha

Peşinden de bir daha.

Sonra Diop’un ağzından bir nara çıktığını duydum. Kıçının yanakları titriyordu. Tanrım, döllerini karımın ağzına fışkırtıyordu zenci. Spermlerini, ikinci kez kadınımın midesine akıtıyordu. Neredeyse aynı anda Geile’de homurdanmaya başladı. O da boşalıyordu. Zenci tohumları, karımın amının en dibinde fışkırıyordu. Dizlerim titremeye başlamıştı. Düşmemek için duvara tutundum. Gözlerim, karımın, iki zencinin arasında dalga dalga sarsılan vücudunun hareketlerine kilitlenmişti. boşalmıştım.

Kendimi alabildiğine yorgun hissediyordum. İçerdekilerin de, benden pek farkı yoktu galiba. Karım halının üstünde yatıyordu. Geile ve Diop da, yorgun yorgun oturuyorlardı. Sessizce yürüyüp, merdivenlerden tekrar üst kata çıktım. Yatak odasına gidip soyundum. Artık çırıl çıplaktım ve kendimi böyle daha rahat hissediyordum. Sikim, iki kez boşalmış olmama rağmen hala inmemişti. Tuvalete girip, biraz da zorlukla işedim. Sonra da yine sessizce aşağı mutfağa indim tekrar. Salona baktığım anda gözüme çarpan manzara, sikimi tekrar zonklamaya başlattı. Diop, karımı altına almış sikiyordu.

– “Ohhh sik beni…” diye inledi karım İngilizce, “Sik beni hadi… Ohhhh sik…”

Zenci, o akıl almaz güzellikteki bacaklarını kollarıyla destekleyip, göğsüne bastırmış, onu neredeyse ikiye katlamıştı. Kocaman, kapkara siki, karımın alabildiğine açılmış amına, bir piston gibi girip çıkıyordu. Müthiş bir manzaraydı yine. Kanımın tekrar tutuştuğunu hissediyordum. Diop’un vücudundaki tüm kaslar gerilmiş, şişmişti. Hırsla sikiyordu karımı. Sanki, iki geceden beri durmadan tahrik etmiş olduğu için cezalandırıyordu onu. Karımsa, kelimenin tam anlamıyla zevkten mestolmuş bir haldeydi. O koskocaman, kapkara zenci siki amına girip çıktıkça, tüm vücudunu dalga dalga kıvranıyordu.

Yine büyülenmiş gibi seyrediyordum. Geile de, onların biraz ötesinde yere oturmuş, tıpkı benim gibi seyrediyordu. Siki tekrar kalkmış, kocaman olmuştu. Sonra doğrulup dizlerinin üstünde yürüyerek, karımın başına doğru sokuldu ve sikini, onun zevkten çarpılmış yüzüne sürmeye başladı. Şimdi daha da müthiş bir manzara çıkmıştı ortaya. Karımın dilini uzatıp, biraz önce amına girip çıkan, tohumlarını rahminin ağzına boşaltan o kapkara zenci sikini yalamaya başladığını gördüm. Bu, Geile’nin heveslenmesine neden oldu yalnızca. Bir eliyle sikini tutup, kocaman bir mantara benzeyen başını, karımın dudaklarına sürmeye başladı bu sefer de.

İki Nijeryalı, tekrar karımın başına çökmüşlerdi işte. Biri onu inanılmaz bir hırsla sikiyor, diğeri de, sikini ağzına sokmaya çalışıyordu. Ama karım kendini, amına girip çıkmakta olan zenci sikinin verdiği zevke öylesine kaptırmıştı ki, ağzına girmeye çalışanla fazla ilgilenemiyordu. Elini uzatıp Geile’nin sikini tuttu ve sıvazlamaya başladı.

– “Sik beni…” diye inledi sonra da, “Ohhhh sik beni… Ohhhhh…”

Yine İngilizce konuşuyordu. Sonra birden tüm vücudunun kasıldığını gördüm. Yine boşalıyordu. Daha fazla tutamamıştı kendini. Geile de onun bu durumunu farketmişti tabii. Diop’a birşeyler söyleyip geri çekildi ve yine yere oturup seyretmeye başladı. Bir taraftan da, artık kazık gibi olmuş sikini sıvazlıyordu.

Her geçirişinde, sanki karımı yere çiviliyordu Diop. Hareketleri, daha da hızlanmıştı artık. Bu da, karımın peşpeşe boşalmasına neden oluyordu yalnızca. Vücudunun kasılmaları, artık hiç bitmiyordu. sanki ardarda boşalıyordu kadınım. Ağzından zevk çığlıkları kaçırmaya başlamıştı. Birden Diop’un narası karıştı onun çığlıklarına. Köküne kadar geçirmişti sikini karımın amına. Tohumlarını, kadınımın amının en dibine fışkırtıyordu Nijeryalı.

Bir süre öylece kaldılar. Sonra Diop yavaşça çıkardı sikini karımın amından. O kapkara, koskocaman zenci siki, şimdi üstüne bulaşan sıvılarla pırıl pırıl parlıyordu. Yere oturdu. Neredeyse aynı anda da, Geile’nin tekrar ayaklandığını gördüm. Karımın yanına sokulup, iri ve kapkara elleriyle onu kalçalarından tutup, yan çevirdi halının üstünde. Yorgun bir kediye benziyordu karım. Yalnızca mırıldandığını duydum. Geile, onun üstteki bacağını dizinden büküh, karnına bastırmıştı. Sonra parmaklarını önünde apaçık durmakta olan o güzelim ama götürüp oynumayu başladı. Vıcık vıcık olmalıydı kadınımın amı. İki Nijeryalı da döllerini fışkırtmışlardı içine. Geile’nin uzun orta parmağı, kayboldu. Sonra çıkarıp biraz geriye götürdü ve karımın götüyle oynamaya başladı. Tanrım, sikilme sırası, karımın küçük götüne gelmişti işte. Kocaman, kapkara bir zenci sikinin o küçücük deliğe gireceğini düşünmek bile, inanılmayacak kadar tahrik edici geliyordu bana.

Karım da, Geile’nin parmağının ilk temasıyla birlikte çıldıracak gibi olmuştu. Onun götünden sikilmeyi ne kadar sevdiğini, o küçük deliğinin ne kadar büyük bir zevk merkezi olduğunu, benim kadar iyi bilen kimse olamazdı bu dünyada. Üstelik, dün gece bana, “kendini götünden de siktirmek istediğini” açıkça belli etmişti.

Geile de durumu anlamıştı tabii. Sikini dibinden tutup karıma sokuldu. Tanrım, bu kadar büyük bir şey, nasıl girecekti o küçücük deliğe. Ama ne Geile’nin, ne de karımın buna aldırdığı bile yoktu. Nijeryalı, sikinin başını götüne dayadığında, karımın tüm vücudunu yeniden sarsılmaya başladı. Zenci daha sokmadan getiriyordu boşalıyor gibiydi.. Bundan daha açık bir davet olamazdı. Geile bastırmaya başladı. O koskocaman, kapkara Nijeryalı siki, yavaş yavaş giriyordu karımın götüne.

– “Iıımmmnnnhhh…” diye inledi kadınım, “Ohhhhhhhh…”

Tüm gücümü kullanarak, kendime hakim olmaya çalışıyordum. Karım, gözlerimin önünde götünden sikilirken, bu çok zordu ama, elimden geleni yapıyordum. Gözlerim, karımın götüne girmekte olan simsiyah sike kilitlenmişti sanki. Yarısından çoğunu sokmuştu zenci.

– “Ohhhh götüme sokuyor…” dedi birden karım,Kocaman sikini götüme sokuyor…

Bu sefer Türkçe konuşuyordu ve hitap ettiği bendim. Nijeryalılar, elbette ki onun söylediklerini anlamıyorlardı. Ama ben anlıyordum ve kadınımın ağzından çıkan her söz, sanki beynime işliyor, küçük patlamalara neden oluyordu. Bu arada Geile, yavaş yavaş pompalamaya, sikini karımın götüne sokup çıkarmaya başlamıştı bile. Her sokuşunda, o kocaman siki daha çok giriyordu. Sonunda, dibine kadar geçirdi.

Karımın vücudunu yine sarsılmaya başlamıştı. KıvranıyorduAma Geile buna aldırmıyordu bile. Sokup çıkarmayı, o güzelim götü sikmeyi sürdürüyordu. Bunu nasıl başardığına şaşırıyordum. Sikiyor, sikiyor, sikiyordu. Sonra halının üstüne yan yatıp, karımın arkasına geçti. Şimdi, adeta gaddarcasına sikiyordu. O koskocaman, kapkara sikinin, karımın götüne bir piston gibi girip çıktığını, tüm ayrıntılarıyla görebiliyordum. Müthiş tahrik edici bir manzaraydı bu. O küçücük göt deliği, içindeki zenci sikini sımsıkı sarmıştı. Kısa bir süre önce, iki zencinin de peşpeşe siktiği amı ise, susamış bir açılmıştı. her bir darbe ile içinden sızan döller, baş döndürücü bir manzara çıkarıyordu ortaya.

Diop’un siki de, yeniden kalkmıştı bu arada. Tıpkı benim gibi, o da gözlerini bu akıl almaz güzellikteki manzaraya dikmiş, hiç bir ayrıntıyı kaçırmadan seyrediyor ve bir taraftan da sikini sıvazlıyordu. Geile’nin hareketleri müthiş hızlanmıştı artık. Sikini karımın götüne sokuyor, çıkarıyor, sokuyordu.

Birden Diop’un ona, anlamadığım bir şeyler söylediğini duydum. Geile, karıma sımsıkı sarılıp, sırtüstü yuvarlandı. Şimdi onun üstündeydi karım. Bacakları, zencinin iki tarafındaydı. İki elini halıya dayamış ve vücudunun üst kısmını geriye vermişti. Manzara yine müthişti. O koskocaman, kapkara sik, dibine kadar girmişti götüne. Amı, daha da açılmıştı şimdi. Sonra Diop’un ayaklanıp, onlara sokulduğunu görerek iyice heyecanlandım. Karım, zevkten kısılmış gözlerle yaklaşan Nijeryalı’ya bakıyordu. O da, ben de, ne olacağını anlamıştık artık. Diop sikini, karımın amına sokacaktı. Öbür zencinin siki, dibine kadar götüne girmişken, o da amına sokacaktı. Tanrım, kulaklarım uğulduyordu. Heyecanımı tanımlayacak kelime bile bulamıyordum. Karımın, şimdiye kadar öyle bir şey yaşamadığını biliyordum. Ben de öyle.

Yapılabildiğini bildiğimiz, ama asla yaşamadığımız bir şeyi yaşamak üzereydik ikimiz de.
Diop dizlerinin üstünde iyice sokulmuştu şimdi karıma. Geile’nin bacakları, onunkilerin arasında kalmıştı. Artık karımın yüzünü göremiyordum. Zencinin simsiyah ve kaslı sırtı, görüşümü kapamıştı. Sonra iki eliyle karımın bacaklarını yakalayıp kaldırdı Diop. Kapkara sikinin, kadınımın vıcık vıcık amına değmeye başladığını gördüm. Tek bir hamlede, dibine kadar zoktu Nijeryalı. O kocaman sikini, köküne kadar geçirdi bir anda. Şimdi iki sik birden vardı karımın içinde. İki tane, koskocaman, kapkara zenci siki. Biri amında, öbürü götünde.

– “Ahhhhhh çok güzellll…” diye inlediğini duydum kadınımın, Müthiş bir zevk sevgilim… ”

Yine Türkçe konuşuyordu. Yine benim için çıkıyordu bu sözler ağzından. Kulaklarımdan başlayan bir ateş beynime yayılıyordu sanki. Ve bu ateş orada, gözlerimden gelen başka bir ateşle buluşup, dev bir orman yangınına dönüşüyordu. Manzara, tek kelimeyle müthişti. İki tane kocaman kapkara zenci, karımı aralarına sıkıştırmış sikiyorlardı. Biri amından, öbürü götünden. Koskocaman, kapkara zenci sikleri, amına ve götüne, birer piston gibi girip çıkıyordu.

Üçü de, uçup gitmiş gibiydiler. İnanılmaz bir tempo ve hırsla sikişiyorlardı halının üstünde. Karımın, kelimenin tam anlamıyla mahvolmuş, kendini inanılmaz bir zevkin pencesine kaptırmış olduğunu görebiliyordum. Ağızından küçük çığlıklar çıkıyordu. Vücudu dalga dalgaydı. Hayal bile etmediği bir biçimde sikiliyordu. İçine girip çıkmakta olan Nijeryalı sikleriyle, delirmişti sanki. Altındaki Geile’nin üstüne iyice uzanıp kendini bırakmış, bacaklarını havaya kaldırıp dizlerinden bükerek yukarıya çekmiş, amını Diop için olabildiğince açmıştı. Zenciler onu sikerken, siklerini amına ve götüne sokup çıkarırken, taşakları birbirine çarpıyordu. Her ikisi de homurdanıyordu.

Üstelik bu sefer ikisi de uzun süre dayanacak gibi görünüyordu. Vücutlarının hareketlerinden, onların da müthiş bir zevk almakta olduklarını görebiliyordum. İki günden beri onları sürekli tahrik eden, durmadan siklerini kaldıran bu güzel ve baştan çıkarıcı kadını aralarına sıkıştırmış sikiyor ve bundan büyük bir zevk alıyorlardı.

Sikim sanki patlayacak gibi olmuştu. Bu gece başladığından beri, her an biraz daha tahrik olduğumu farkediyordum. İnanılmaz şeyler yaşıyordum ve bundan asla şikayetçi değildim. Karımın şikayetçi olmasının söz konusu bile olamayacağını ise açıkça görebiliyordum. Bu arada Nijeryalı’ların mutluluğu ise tartışılmazdı tabii. Karım onları iki gün boyunca alabildiğine tahrik etmişti ve şimdi ikisi birden sikiyorlardı onu.

Karım, her geçen an biraz daha uçuyordu almakta olduğu zevkten. Vücudu dalga dalgaydı. Biri amına, öbürü götüne girip çıkmakta olan kapkara kocaman zenci sikleriyle büyülenmiş gibiydi. Ağzından, kimi zaman çığlık, kimi zaman inleme biçiminde çıkan sesler bile. tek başına insanın aklını başından almaya yetecek kadar tahrik edici ve şehvet doluydu.

Boşalacağımı hissediyordum. Bütün gücümle kendimi tutmaya çalışıyor, onlarla birlikte getirebilmek için beklemeye çalışıyordum. Sanki bir rüya aleminde gibiydim.

Zenciler, sikiyor, sikiyor, sikiyorlardı. Zaman geçtikçe de, daha hırsla sokup çıkarmaya başlamışlardı karıma. Üstelik şimdi müthiş bir de uyum sağlamışlardı aralarında. Diop o kocaman sikini karımın amına dibine kadar sokarken, Geile, en ucuna kadar götünden çıkarıyor, sonra o geçirirken, Diop çıkarıyordu. .

İki Nijeryalı birden, aynı anda fışkırtmaya başladılar karımın içine. Ağızlarından, hayvansı homurdanmalar çıkıyordu. Diop’un kıçının kapkara yanakları açılıp kapanıyor titriyordu. İkisi de, o kapkara, kocaman siklerini olduğu gibi sokmuşlardı karıma. Biri götünün en dibine, öbürü rahminin ağzına tohumlarını fışkırtıyordu. Karım ise az önce bana söylediği gibi delirmişti adeta. İnanılmaz çığlıklar atıyor ve çırpınıyordu iki kapkara vücudun arasında. Kendimi bıraktım ben de. Spermlerim, kalın sütunlar halinde fışkırmaya başladı. Gözlerim kararıyordu.
Tekrar içeriyi seyredebilecek kadar kendimi topladığımda, karım da Nijeryalı’lar da halının üstünde yatıyorlardı. Galiba her şey bitmişti. Beklemeye başladım. Bir süre sonra karım ayaklandı ve doğruca bara gidip, herkese rakı doldurdu bir kez daha. Sonra gelip yine yere, iki zencinin arasına oturdu. Bardaklarını tokuşturup kafalarına diktiler. Karım bardağını yere koydu ve elini uzatıp Geile’nin sikini okşamaya başladı.

Yeni bir heyecan dalgası vücudumu sarmaya başlamıştı bile. Demek ki, bitmemişti daha. En azından karım bitmesini istemiyordu. İnce ve uzun, bembeyaz parmakları, Geile’nin kapkara sikinin çevresine dolanmış, yukarı aşağı oynuyordu. Böyle inik haliyle bile, muhteşemdi zencinin siki. Bir süre sonra da yavaş yavaş büyümeye başladı. Bu karımın ona daha fazla ilgi göstermesine neden oldu tabii. Nijeryalı’nın kasıklarına doğru eğildiğini gördüm. Ağzını açtı ve dudakları elinin yerini aldılar. Şimdi giderek büyümekte olan simsiyah zenci sikini, yumuşak hareketlerle ağzına sokup çıkarmaya başlamıştı.

Başının her aşağı yukarı hareketinde, ağzına girip çıkmakta olan o kapkara sikin biraz daha büyüdüğünü görebiliyordum. İlk başlarda, Nijeryalı’nın kasıklarına kadar inebiliyordu karımın dudakları. Ama şimdi buna yapamaz hale gelmişti. Yeniden kocaman olmuştu zencinin siki. Diop ise elinde rakı bardağıyla sırtını koltuklardarn birine yaslamış, olup biteni seyrediyordu. Onun siki de kalkıyordu tekrar. Şimdi iyice emin olmuştum. Bu iki dev zenci, karımı bir daha sikeceklerdi. Kalbim, tekrar boğazımda atmaya başlamıştı.

Bu arada karım, Geile’yi göğsünden itip, halıya sırtüstü yatırmıştı bile. Sonra ata biner gibi, üstüne çıktı onun. Bir elini bacaklarının arasından getirmiş ve zencinin o inanılmaz büyüklükteki sikini sımsıkı tutmuştu. Kalçalarını biraz indirip, sikin kocaman başını amının dudaklarına dayadı. Sonra da oturuverdi üstüne. İçim titreyerek, Nijeryalı’nın kapkara sikinin karımın amının derinliklerinde kayboluşunu seyrettim. Manzara müthişti.

Karım, başını arkaya atmış, tüm vücudu titreyerek oturuyordu, içindeki zenci sikinin üstünde. Sonra kalçaları yavaş yavaş hareketlendiler. Oturup kalkmaya başladı. Artık, Nijeryalı’nın o kapkara, koskocaman sikinin, amına girip çıktığını görebiliyordum. Bu o kadar tahrik ediciydi ki, kafayı yiyebilirdim o anda. Öte yandan karımın da tıpkı benim gibi kafayı yemek üzere olduğunu görebiliyordum. Müthiş zevk aldığı açıkça belliydi. Kalçalarının hareketleri giderek hızlanıyordu. Sonra ayaklarını yere basıp, ellerini Geile’nin göğsüne dayadı. Şimdi daha da hızla oturup kalkıyordu zencinin sikinin üstüne. O koskocaman sik, amından en ucuna kadar çıkıyor, sonra taşaklarına kadar giriyordu tekrar. Ama fazla sürdüremedi bunu. İnliyordu. Dizlerini yere dayayıp, göğsüne uzandı Nijeryalı’nın. Vücudu hala sarsılıyor, titriyordu. Sonra başını çevirip Diop’a baktı. Tabii ben de.

Öbür Nijeryalı’nın siki de, şimdi alabildiğine kalkmıştı. Bunu görmek beni heyecanlandırdı gerçi ama, asıl karım heyecanlanmıştı.

– “Gel…” dedi İngilizce, “Gel n’olur… Hadi gel sikini götüme sok… ”

Diop’un davetiyeye ihtiyacı yoktu tabii. Bir anda ayaklanıverdi. sonra da arkadan sokuldu karıma. Gözleri, önündeki bembeyaz, yusyuvarlak kalçalara kilitlenmişti sanki. Dizlerini büküp eğildi. Sikini dibinden tutup aşağı bastırmıştı. O inanılmaz büyüklükteki kapkara sikin başı götüne değdiğinde delirecek gibi oldu karım. Kalçaları havalandı. Şimdi Geile’nin sikini, en ucuna kadar çıkarmıştı amından. Tüm benliğiyle, götüne girecek ikinci yarrağı beklediğini anlayabiliyordum.

Fazla beklemesi gerekmedi. Diop bastırmaya başladı. Yarrak, hiç zorlanmadan, yağ gibi kayıyordu karımın küçük götüne. Taşaklarına kadar sokmadan da durmadı Nijeryalı. Bunu yaparken karımın kalçalarını aşağı bastırmış ve Geile’nin sikinin de, dibine kadar amına girmesine neden olmuştu.

Karım konuşamıyordu bile. Yalnızca inliyordu. Tüm vücudu sasılmaya başlamıştı yine. Aynı anda da, zenciler onu sikmeye başladılar. Biri alttan, biri üstten pompalıyordu yine. O koskocaman, kapkara zenci siklerinden biri amına, biri götüne girip çıkıyordu karımın. Seyrine doyum olmayacak bir manzaraydı bu. Kelimenin tam anlamıyla sikiliyordu karım.

Üçünün de hareketleri, giderek hızlanıyordu. Özellikle Diop, kedini iyice kaptırmıştı. Sikini karımın küçücük götüne öylesine büyük bir hırsla sokup çıkarıyordu ki, her geçirişinde hem onu, hem de en alttaki Geile’yi, yere yapıştırıyordu sanki. Ama Geile’de, hiç yılmadan aşağıdan bastırıyor ve o koskocaman sikini, karımın amına, akıl almaz bir hırsla sokup çıkarıyordu. Bunların doğal sonucu ise karımın, tıpkı söylediği gibi zevkten delirmesiydi. İki simsiyah, sırım gibi Nijeryalı’nın arasına sıkaşan belbeyaz ve başdöndürücü vücudunu, dalga dalga sarsılıyor, titriyor, çırpınıyordu.

Çığlık çığlığaydı.

Zenciler, inanılmayacak kadar uzun siktiler bu sefer karımı. Gerçi zaman kavramını yitirmiştim ama, en az yarım saat sürmüş olmalıydı bu müthiş sikiş. Üçü de ter içinde almışlardı. Nijeryalı’ların vücutları, pırıl pırıl parlıyordu. Karımın amından sürekli akan kaygan am suları da, alttaki Geile’nin taşaklarını sırıl sıklam ıslatmıştı. Siki girip çıkarken, şakırtılı sesler çıkarıyordu artık. Sanki her geçen an, biraz daha müthişleşiyordu her şey. İki kapkara zenci, kocaman sikleriyle, karımı sikiyor, sikiyor, sikiyorlardı.

Sonra, yine müthiş bir zamanlamayla, ikisi de boşalmya başladı. Koskocaman, kapkara bir zenci siki karımın amında, biri de küçücük götünde fışkırıyordu yine. Bu, karımın ağzından şimdiye kadarkilerin hepsinden daha yüksek bir çığlık çıkmasına neden oldu. Tüm vücudu önce kasıldı. Sonra da birden boşaldı. Njeryalı’ların arasında, bir torba gibi yığılıp kaldı. Ama onlar, bir süre daha siktiler karımı. O kocaman sikleri, içleri tümüyle boşalana kadar, karımın amıyla götüne girip çıkmayı sürdürdü. Sonunda, herkes hareketsiz kaldı.

Yaklaşık bir yarım saat boyunca, herkes hareketsiz kaldı. Ben de kımıldayamıyordum yerimden. Bir ara kolumdaki saate baktım. İkiyi geçiyordu. Nijeryalı’lar, sabah ülkelerine döneceklerdi. Bir süre sonra ikisi de ayaklandılar. Entarilerini giyip hazırlanmaları çok kısa sürdü. Sonra karım telefon edip, taksi çağırdı onlara.

– “Müthiş bir kadınsın…” dedi Geile, “Keşke yarın gitmiyor olsaydık… Henüz doyamadım sana…”

– “Ama önümüzdeki ay yine geleceğiz…” diye ekledi Diop, “Hem de bu defa üç kişi olacağız…”

Taksi gelmişti. Hep birlikte kapının önüne kadar gittiler. Orada, karımı aralarına sıkıştırıp uzun uzun öptüler ikisi de. Sonra da, çıkıp gittiler. Mutfaktan fırlayıp, bir anda karımın yanına gittim. Bir süre öyle karşılıklı durup, birbirimize baktık. Yüzünde müthiş yorgun ve müthiş tahrik edici bir ifade vardı.

– “Sevgilim…” dedi.

Sesimi çıkarmadan elinden tuttum ve salona, az önce iki dev zenci tarafından sikildiği yere götürdüm onu. Yüzyüze durduk. memelerinde, oynunda ve hatta yüzünde kurumuş döller vardı. Sikim yine patlama noktasına gelmişti onu seyrederken. Elimi uzatıp, yanağını okşadım.

– “Hoşuna gitti mi bebeğim..?” dedim.

– “Çok güzeldi… Çok hoşuma gitti… Ya sen..? Senin de hoşuna gitti mi, beni sikilirken seyretmek..?”

– “Çok…” dedim, “Hem de çok…”

– “İki yarrağı birden yemek, aynı anda hem amımdan, hem de götümden sikilmek çok müthişti sevgilim… Şimdiye kadar hiç bu kadar büyük zevk almamıştım… çok güzeldi…”

Elimi uzatıp bacaklarının arasına soktum. Kasıkları vıcık vıcık döl içindeydi. Götünün normalde küçücük olan deliği, açılıp genişlemişti. Elinden çekip yere oturdum. İki Nijeryalı’nın, biraz önce, zevkten inlete inlete, bağırta bağırta, zevk çığlıkları attırarak siktikleri yerde, şimdi de ben sikecektim karımı.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Derya ve Akif (Pasif gay anılarım -2)

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Derya ve Akif (Pasif gay anılarım -2)
Tekrar merhaba,
Oda arkadaşım Derya ile kız arkadaşı olana kadar partner olduğumuzu önceki hikayemde anlatmıştım. İlk sevişmemizden sonra artık Derya ile karı-koca hayatı yaşıyorduk. Tek odalı evimizde gün aşırı sevişiyor, çeşitli fanteziler yapıyorduk. Ben de artık tecrübelenmiştim. Popomun ve dize kadar bacaklarımın kıllarını alıyor, göğsümü ve yüzümü traş ediyordum. Derya sakalım iki günü geçtiğinde bana kızıyor, “bana böyle mi karılık edeceksin” diyordu. Onun kırmızı koca kafalı penisini, sarkık testislerini artık ezberlemiştim. Cinsel organını ben traş ediyordum o televizyon seyrederken, bazı sabahlar penisi deliğime dayanmış bir şekilde uyanıyordum. Gözümü açamadan beni becermeye başlamış oluyordu. Artık erken boşalma sorununu da çözmüştük, o beni uzun uzun becerirken diğer odalardan duyulmasın diye
ağzımı elimle kapatıyordum. Ben halimden çok memnundum ancak Derya sıkılmaya başlamıştı. Bazen duruma renk katalım diyor ama muhabbetin ardını getirmiyordu. Bir akşam ağzındaki baklayı çıkardı ve “seni sikilirken izlemek istiyorum” dedi. Beni kıskanmasını isterdim ama o benim gibi düşünmüyor, beni sadece seks objesi olarak görüyordu. Kaybedecek bir şeyim yoktu ben de “olur aslında ama kim olacak ki” dedim, sokaktan birini çevirecek halimiz yok. Arkadaşlarına anlatırsan da okula devam edemeyiz.” dedim.” Ben aslında birisine söyledim” dedi, başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. Artık dilden dile dolaşıyoruz diye düşündüm. İfademden anlamış olacak ki “merak etme, okuldan değil” dedi ve anlatmaya devam etti ” bayram sonrası yakın dostumuz olan bir ailenin tek oğlu olan Akif Abi’yle içiyorduk. Gecenin sonuna doğru artık gündelik konular bitti seksten konuşmaya başladık. Akif Abi eski sevgilerinden başladı, yeni boşandığı eşine kadar
anlattı. Ben de yaşadığım tek ilişkiyi yani seni anlattım. Bütün ayrıntıları biliyor. Ve açıkça bana kendisinin de benzer fanteziler kurduğunu ama gerçekleştiremediğini söyledi. Sen de istersen deneyebiliriz.” dedi Derya. Ben bakakaldım, ne düşüneceğimi ne söyleyeceğimi bilmiyordum. Derya’nın ilgisini canlandırmak istiyordum ama tanımadığım bir adamla da birlikte olamazdım. Hem kimdi neydi bu Akif? Nasıl görünüyor, nasıl kokuyor, en önemlisi nasıl düşünüyordu? Derya’ya bana zaman vermesini söyledim. Takip eden hafta Derya bana hiç ilgi göstermedi, sevişme denemelerim başarısız oldu. Ben de kabuğuma çekilmiştim ve sadece arkadaş gibi yaşamayı göze almıştım. Bir sonraki haftanın sonunda Derya bana” Akif abi şehire geldi, bizi yemeğe oradan da bir yerlere götürmek istiyor. Ne dersin?” dedi. “Olur dedim, sorun yok.” Sonuçta sadece bir yemekti. Aynı günü akşamı Akif bizi yurdun önünden almaya arabasıyla geldi. Arabanın arka koltuğuna oturdum ve merhabalaşıp el sıkıştık. Giderken arada bir dikiz aynasından bana bakarak konuşuyordu. Ben de onu inceliyordum. Arabadan indiğimizde tam olarak onu gördüm. İlk fikrim olumsuzdu. Akif saçları üst kısımlarda iyice seyrekleşmiş, koca bir göbeği olan, kalın bıyıklı esmer bir adamdı. Pek canım çekmemişti ilk anda doğrusu. Yemekte muhabbet ilerledikçe esprili ve sıcakkanlı tavrı hoşuma gitmeye başladı. Özellikle bana çok candan davranıyor, konuşurken gözlerimin içine bakıyordu. Restorandan kalkıp yakındaki bir bara geçtiğimizde içtiğim Votkanın da etkisiyle olacak ki iyice kanım ısınmıştı bu adama. Derya tuvalete gitmek için kalktığında ben “Akif yanıma otursana” dedim. O da zaten bunu bekliyordu bence ki, saniye geçmeden yanındaydı. Derya döndüğünde Akif yanımda Derya karşımdaydı. Saat 11’e yaklaşmıştı ve barın içi gayet loştu. Etrafı kolaçan edip, sağ elimle kumaş pantolonunun üzerinden Akif’in penisini kavradım. Henüz kalkmamış olan penisini ve taşaklarını elimde tutarken yüzünün aldığı ifadeyi seyrediyordum. Penis elimde büyümeye başladı, bir noktadan sonra artık o kilodun içine sığmayacaktı. Ani bir hareketle fermuarını açtım, kilodunun önünde işemek için açık bırakılmış delikten penisini dışarı çıkarttım. Derya’nın penisi daha güzeldi ama sıcacık siki elimde tutmak çok güzeldi. Derya da karşıdan bizi seyrediyor, anlaşılmaması için etrafa bakıyordu. Çaktırmadan elime tükürüp sivri kafalı penisin kafasını avucumun içinde
sıvazlamaya başladım. Akif’in zevk suyu gelmişti bile, sarı yoğun kıvamlı suyun iki damlasının tadına baktım. “Çok tatlı bal gibi” deyip kikirdedim. Akif; “boşaltma beni eve gidelim” dedi. Memleket iki saat mesafede evde kimse yok, haftasonu takılırız. Ben sizi tekrar bırakırım.” dedi. Akif hesabı ödedi. Yola çıktık. Derya kafası güzel arabayı kullanıyor biz arkada yiyişiyorduk. Akif pantolonunu dizine kadar sıyırmıştı, ben onun kılları hiç alınmamış penisini emiyordum. Koca göbeğinin altında 12-13 santimlik bir penisi vardı. Sonra ben kotumun ön düğmelerini tamamen açtım ve Akif’e popomu avuçla dedim. Akif kotun içinden pürüzsüz popomu avuçlamaya başladı. Sonra eline tükürüp orta parmağını kahverengi deliğime saplayıverdi. Orta parmağıyla deliğimi sikiyordu, arada bir kendi parmaklarını yalayıp ıslatarak hem orta hem yüzük parmağını deliğime sokmayı başarmıştı. Yaşadığım en seksi anlardan biriydi. Şu an bu hikayeyi yazarken bile tahrik oldum ve dildolarımdan birini deliğimde çevirmekteyim. Akif geliyorum diyerek boşaldığında bütün dölünü yuttum, penisinde kalan son damlaları dahi kamışını sıvazlayarak dilimin üzerine boşalttım. Artık eve çok yaklaşmıştık, toparlandık eve girdik. Derya bizi dikiz aynasından izlerken çok tahrik olmuş yolu zor bitirmişti. Eve girer girmez, pantolonumu yırtarcasına çıkardı, beni ayakta hafif öne eğdi ve hiç beklemeden zaten hoşaf gibi olmuş, yumuşacık deliğime saplayıverdi. O kadar hızlı ve sert sikiyordu ki beni sesli bir şekilde inlemekten kendimi alamıyordum. Akif bağırmamı önlemek için beni deli gibi öpmeye başladı. Ben o an iki aygırın arasında kalmıştım. Bir yandan da Akif’in sikini sıvazlıyordum. Derya’nın darbeli vuruşları prostatımı uyarıyor, muazzam bir haz duyuyordum. Bir süre sonra elimi küçücük beyaz klistorisden farksız penisime dokunmadan inleyerek boşaldım. Derya bu anda arkamdan çıktı beni kendine çevirdi, kafamı öne eğip kırmızı koca kafasını ağzıma verdi. Domaldığım için deliğim Akif’in önünde kalmıştı. O da usulca sivri kafalı penisini yerleştirdi. Daha iki dakika geçmeden önce Akif içime sonra Derya ağzıma boşaldı. Tabii ki uslu bir kız olarak hepsini yuttum. Üçümüzün de hali kalmamıştı. 15 dakika sonra Akif’in çift kişilik yatağında iki aygırın arasında mutlu mesut uyuyordum.

İyi geceler

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

les atiye 19

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

les atiye 19
les atiye 19 kaldığı yerden devam yıldız la dil dile öpüşüyor göğüslerimizi sıkıyorduk yıldız boynma doğru inmeye başladı boynumu emmiyor göğüsleri okşuyordu ben sadece yıldızın saçlarını okşuyor inliyordum sütyenimi çıkardı önce diliyle göğüs uçlarımla oynuyordu harika zevk alıyordum yıldızın altında bir yandan emmiyor bir elliylede göğüs uçlarımı sıkıyordu bende daha yüksek sesle inliyordum göğüslerimin her tarafını emmiyor yalıyordu zevkten vucudumun her tarafı dalgalanıyordu yıldız göbek deliğimden aşağı inerek yalıyordu sonra ayağmı yukarı kadırıp ağzına götürdü kırmızı ojele parmaklarımı somuruyordu teker teker ben baya tahrik olmuştum baya yaladıktan sonra popomun yanından tutarak taytımı çıkardı kilotumla beraber hafif kıllanmış amcığıma baktı cok güzel dedi ve bana baktı gülümsedi bende yıldıza baktım o artık senin dedim gülümseyerek dokunarak amcığımı okşamaya başladı sanra başına bacak arama koydu dilini amcığımda gezdirmeye başladı ben inliyor yıldızın saçlarından tutup amcığıma bastırıyordum amcığımın zevk suları gelmişti baya tahrik olmuştum yldızın dil darbeleri beni deli ediyordu dilini amcığıma sokmaya başladı bense yıldızın başını amcığıma daha sert bastırıyordum salyalarını amcığıma akıtıyor yalıyordu birden parmaklarını içimde his ettim içimde git gel yapamaya başladı ben zevkten çıldırıyordum neden okadar zevk aldığımı anlamamıştım gerçekten baya zevke gelmiştim yıldız durdu beni bıraktı ayağa kalktı elbisesini çıkartıyordu elbisesini cıkardığnda harika bir manzara vardı karşımda açık pembe kilot ve sütyen giymişti desenli takim jartiyer giyinmişti bellinin ordan inen ipler jatiyerin aşağı inmemesini için tutmuştu ben birden yataktan indim yıldızla ayakta sevişmeye başladım yıldızda bana karşılık veriyordu öpüşüyor yıldızın poposunu sıkıyordum yıldızda beni belimden sarmış beni kendine doğru sıkıyordu ben yıldızın arkasından sütyenini söktüm yıldızın o kocaman göğüsleri göğüslerime dokunuyordu birbirine sürtüyorduk harika bir zevkti ben poposunu sıkıyor hafif tokatlar vuruyordum yıldızda gögüslerini bana bastırıyordu öpüşmeye yldızın boynunu emmeye başlamıştım yıldız inlemeye başlamıştı yıldızı sert şekilde yatağa ittim yıldız bana baktı sedece gülümsedi bende üzeririne oturdum göğüslerini sıkmaya somurmaya ısırmaya başladım yıldız çığlık atıyor inliyordu kollarını kadırdım koltuk altını yalamaya emmeye başlamıştm yıldız huylanıyor dayanamıyordu ben se bunu fark ettim ama umrumda değildi yıldız altımda kıvrınıyor du aşağıya kadar yalayarak indim jartiyerin üzerinden bacaklarını yalıyor ayak parmaklarına kadar indim parmaklarını emmiyor yıldızın aldığı zevk yüzünden baya belli oluyordu bacaklarını yukarı kadırdım o koca poposundan kilotunu çıkardım başımı amcığına dayadım yalamaya başladım yıldız yüksek sesler inliyor başımı amcığına bastırıyordu bacaklarını bellime dolamıştı bu bana daha cok zevk veriyordu dilimi içine sokup çıkarıyordum bızırını ısırıyor yalıyordum yıldızın bızırı bıraz küçüktü atiye lutfen parmaklarını sok içime diyordu başımı kadırdım yıldıza baktım sok parmaklerını diye inliyordu bana bakarak bende gülümsedim hayır dedim lutfen dedi yanından çekildim gel lutfen diyordu ben çantamı açtım strapon çıkardım belime taktım yıldızın yanına doğru gittim yıldız gözlerini kaptmış bızırını okşuyordu yatağın yanında durdum gel buraya bununla taniş dedim yıldız gözlerini açtığında belime taktığım strapon gördüğünde cok sevinmişti atiyem nerden buldun bunu diyerek kalktı gel yala atiyenin yarrağını dedim doğruldu yarrağı ağzına almaya başladı gerçek bir yarrak yalıyor gibi yalıyor popomdan sıkıyordu salyalarını akıtıyordu bende başından bastıırıyor yıldızda popomdan sıkıyordu yıldız ağzından çıkardı yarrağı lutfen sik beni dayanamıyorum dedi yıldıza baktım gülümsedim omuzunda yatağa doğru ittim bacaklarını omuzuma koydum penisi amcığına bastırıyor bızırına dokunduruyordum yıldız inliyor sok içime diye yallarıyordu yavaşca yarrağı amcığından içeri soktum yavaşca içeri doğru git gel yapıyordum bir ellimlde bızırını okşuyor sıkıyor yarrağı sokup çıkarıyordum hızlanmaya başlanmıştım yıldız altımda inliyor daha hızlı daha hızlı diye yallarıyordu bende daha hılı sikmeye başlamıstım bacağına tokat attıp sikiyordum bır bacaüını omuzumdan indirdim hafif yana doğru çevirdim sikmeye başladım bu şekilde o koca poposuna daha rahat şekilde tokat ata billiyordum sikerken tokatlıyor poposunu sıkıyordum daha sert vur acıma bana daha sert diye inliyordu bende sert vurdukca vuruyordum poposunun sağ tarafı baya kızarmıştı yarrağı amcığından çıkardım dolmalmasını söyledim hızlı bir şekilde domaldı hadi askım sok o güzel yarrağını bana diye yallarıyordu üzerine çıktım yarrağı amcığına dayadım birden içine kaydım çığlık atması bir oldu bende durmadan hızlı şekilde sikmeye devam ediyordum bu sefer poposunun sol tarafını tokatlıyor sıkıyordum yıldız daha sert vur vur askım diye inliyordu iki ellimle tokatlıyordum sert vurdukca vuruyordum hızlı çekilde sikiyordum birden durdum yıldız sen şimdi git gel yarrağımda dedim yıldız poposunu oynatarak kendi kendini siktiriyordu yıldız baya hızlanmıştı bende arkasında sabit durmaya calışıyordum bir yandanda poposunu tokatlıyordun yıldız birden durdu titremeye başlamiştı bunu görünce ben hızlanmaya başladım lutfen dur dur dur diye yallarıyordu bense dur dedikce hızlanıyordum birden baya titremeye başlamıştı baya titriyor du ben yarrağı amcığından cıkardım amcığını yallamaya başladım titredikce balı akıyordu bende hepsini yaliyor emmiyordum birden çekildi yana doğru uzandı ama titremesi durmuyordu yanına uzandım yıldızı öpüyor sakinleşmesini bekliyordum yıldızın başını kaldırdım bacağımın üzerine koydum saçlarını okşuyor sakinleşmesi için bekliyordum ama bende birşeyi örenmiştim yıldızla meltem aynı şekilde orgazım oluyorlardı ve baya uzun sürüyordu kenetikti olduğunu düşündüm yıldız bana baktı başını kaldırıp dudaklarımdan öperek harika birşeysin sen uzun zamandır böyle orgazım olmamıştım dedi ve güldü bende gülmeye başladım sende harikasın dedim yıldız dedim efendim atıyecim dedi kalk bize şarap gettir dedim olur canım dedi yataktan hızlıca kalkıp bardakları doldurmuş gettirdi buyrun canım dedi elinden aldım tşk ettim yatakta oturup konuşmaya sohbet etmeye başlamıştık yıldıza bakıp gülüyordum bana baktı neeeee oldu dedi popon acıyormu dedim biraz ama kendimi harika his ediyorum ozaman iyi dedim içmeye devam ettim yıldıza bundan hoşlanaağını biliyordum dedim yıldız nerden biliyormuşsun dedi o gün nurteni poposunu tokatladığmda yüzünden belliydi dedim güldü fark ettin demek dedi evet dedim güldüm yıldızda evet baya tahrik olmuştum dedi şarabım bitmişti yildıza bktım kalk kız doldur bardağımı dedim tabi hemen dedi kalktı salona geçti ben izerimdeki strapon çıkardım komidin üzerine koydum o anda telefonum çaldığını fark ettim arayan esmaydı açtım konuşmaya başladım bana nerdesin kız beni unuttun hiç aramıyorsun diye şeyler söylüyordu içeri yıldız girdi parmağımla sus işareti yaptım başıyla tamam dedi bardağı elinden aldım yatağa oturuyordu el işaretiyle dur dedim yatağın köşesine yaklaştım bacaklarımı açtım işaretle gel buraya dedim yıldız bana baktı bacak arama başını koydu amcığımı yalama başladı bende o ara esmaya ben seni unuturmuyum hiç ama biraz yoğundum yarın uçuşum var hazırlık yapıyor dinleniyordum dedim esmada hımm anladım döndüğünde lütfen hemen beni ara diyordu olur dedim sohbet ediyor gülüyor neler yaptığından bas ediyordu yıldızda amcığımı yalamaktan mutluydu yıldızı dokundum yıldız başını kaldırıp bana baktı çekildi biraz ayak üstü atım yıldız bana bakıyordu ayağımı işaret ettim parmaklarımı tabanımı yalamaya başladı ben zevkten uçuyordum telefonu kapattım ama yıldız durmuyordu ayağımı indirdim şimdi gel yanıma dedim yatağa uzandım yıldız kalkıp yanıma uzandı nasıl hoşuna gittimi dedim yıldız bana bakarak bana emir vermen ayaklarını yalatman cok hoşuma gitti dedi bende gülmeye başladım ben cok ciddiyim dedi olabillir dedim bana sarıldı yıldızın telefonu çalıyordu arayan meltemdi yıldız açtı uykulu gibi konuşuyordu yok iyiym diyordu kapattı ne istiyor meltem hanım dedim nasıl olduğumu merak etmiş ondan aramış dedi anladım dedim baya sohbet ettikten sonra uyuya kalmıştık telefonun alarm çalmaya başlamiştı ama ben yataktan kalkmam istemiyordum alarm tekrar çaldı kalktım duşa girmek için yıldızıda uyandırdım uyan kız hadi ne oldu dedi kalk üzeirini giyin beni sahile arabama bırak dedim meltem uyanmadan tamam canım sen duşuna al dedi bende duşumu aldım çantamdan üniformamı çıkardım siyah kilotumu sütyenimi giydim üniformamıda giydim yıldız ellinde kahve geldi hazırmısın canım dedi evet dedim bende sana kahve yaptım kendine gelirsin dedi dudaklarından öptüm cok tşk ederim dedim afiyet olsun dedi çıktık sahile arabama bıraktı beni atiye döndüğnde ara beni tamam canım dedim gitti arabada oturup kahvemi içtim yıldızı aradım efendim atiye dedi bende eve yetiştinmi diye merak ettim dedim yok yetiştim dedi tamam bye bye kapattım hava alanına gittim arabamı park ettim koltuğu indirdim biraz uyumak istiyordum

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

üniversiteli seksi kızı ayartmakta zorlanmadım

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal

Merhaba Mobil Porno Hikayeleri seks okurları.Menekşe Mahallemizde üniversiteye giden bir kızdı Menekşe. Onu hep uzaktan görür ve şirin görüntüsü ve umursamaz tavırlarına karşı birsempati beslerdim. Erkek kardeşi Tayfun daha liseye gidiyordu ve neredeyse her gün bizdeydi. Menekşe, iç mimarlıkta okuyor, bense Matematik bölümündeokuyordum. Tayfun’un lise derslerine branşım sebebiyle ben daha fazla yardımcı olabiliyordum. Bu sebeple ailelerimiz de yakınlaşmış, karşılıklı gider gelir olmuştuk. Menekşe’nin hiçbir şeyden çekinir yanı yoktu. Sanki hiçbir toplumsal baskıyla karşılaşmamış, çocukluğunu yitirmemişti. İstediği sözü herkesin önünde söylüyor, insanların kızarıpbozarmasına aldırış etmiyordu. Bu cana yakınlığıyla hepimizin gönlünde taht kurmuştu. Ailelerimizin toplandığı bir yerde birden arkamdan yaklaşıyor, omuzlarımı sıkıyor; “Adaleli .erkek! Esmer güzeli!” deyiveriyordu. Herkes gülüşüyor, ben kızarıyordum. Onun bu cana yakın, sıcacık tavırlarına karşı, aslında ciddi ve ağırbaşlı biriolmama rağmen, sevgiyle yaklaşıyordum. Ona sıcak davranıyordum. İsmi gibi cıvıl cıvıldı. Artık herkes onun bu çekinmeden yaptığı çıkışlara alışmıştı. Birgün sabah evimize geldi. Annemin yanağından öptü: “Tombiş Gülşen teyzem benim! Bugün akşam bu yakışıklı oğlunu alıp bir yerlere götürcem!Sakın itiraz etme! Tamam mı?” deyiverdi. Annemin yüzüne baktım. Gülümsemekten başka bir şey yapamıyordu. Ben: “Hayrola deli kız, gene ne planlıyorsun!” dedim. “Seni dansa götürcem. Sanat tarihi sınavından doksan çektim, onu kutluycaz!” dedi. Kıvrak bir hareketle… Neye uğradığımı şaşırmıştım. Öyle doğal .ve akıcı davranıyordu ki, önüne çıkabilecek engel yok gibiydi. Sadece başımı sallamakla yetindim. O da kıvrak bir hareketle soluğu kapıdaaldı: “Gidip süsleneyim bari!” dedi ve gözden kayboldu. Akşam olunca kapı çalındı ve kapıyı açınca şaşkınlığım bir kat daha arttı.O güne kadar yalnızca eşofmanla gezen bu kız, o gece için yırtmaçlı uzun bir etek, üstüne ipek bir gömlek giymişti. Dolgun siyah saçlarını topuz yapmış ve küçük çiçeklerle bezemişti. Pürüzsüz ve ince zevkle yapılmış bir makyaj ve altında ten rengiçoraplar ve topuklu ayakkabılarla beraber manzara tamamlanıyordu. Bu bozulmayacak kadar güzel görüntüyü o an oturup saatlerce izlemek istedim. Her zamanyüzünde var olan gamzeleri ise, sanki o manzaranın görkemini abideleştiriyordu. Ben hayatımda böyle güzel bir kız görmemiştim. Bu şaşkınlığımı üzerimdenatamazdım, eğer Menekşe beni kolumdan tutup da “Arabayı sen kullan!” demeseydi… Yol nasıl bitti bilmiyorum. Birden kendimi loş ışıklarla donatılmış bir salonda, slow müziğin ritmine ayak uydurmuş danseden insanlar arasında ve Menekşe’nin ellerini sıkı sıkıya tutmuş şekilde buldum. Derken neşeylekollarını MatadorBet omzuma attı ve “Hadi dans edelim, Hakan. Sabırsızlanıyorum!” dedi. “İyi de ben dans etmeyi bilmiyorum ki!” dedim. Umarsız bir şekilde: “Ben de bilmiyorum. Ne olacak? Dans demek, dokunmak, hissetmek demektir, genç adam!” dedi ve ellerimi alıp beline doladı; “İşteböyle! Dokun bana! Beni hisset.” Bu kadar açık sözlü bir kız karşısında utanıyor, kızarıyordum. “Menekşe, sen benim komşumun kızısın ve…” Sözümü kesti: Güzel miyim?.. “Sen de benim komşumun oğlusun Hakan! Ve ben senden çok hoşlanıyorum. Ama hiç pas verdiğin yok bana!”“Olur mu, şeyyy!” “Beni güzel bulmuyor musun?” “Tabii, yani ben..” “Güzel miyim, değil miyim?” “Güzelsin. Hem de çok güzelsin. Ama seni daha önce hiç böyle görmemiştim…” dedim. “İşte bundan sonra beni böyle görsen iyi edersin!” dedi ve daha çok sarıldı bana: “Sıcaklığımı hisset Hakan! Bak ateşler içinde yanıyorum! Bana sıkıca sarıl!” dedi. Cesaret bulmuştum ve onu iyice kavramıştım. “Güzel” dedi.Birkaç dakika müziğin ritmine kapılmış dansetmeye devam ettik: “Hadi bana güzelliğimden bahset! dedi. Ben iyice utanmıştım. Kekelemeye başladım. Yanağıma bir öpücük kondurdu. Sonra dudağımdan öptü: “Bak ne kadar güzel oluyor. Senden çok hoşlanıyorum. Atletik bir vücudun var ve beni çıldırtıyorsun dedi.” Ben de açılmıştım: “Menekşe’ciğim. Sen hayatımda bu kadar yakın .olduğum ilk kızsın. Sempatik tavırların ve doğallığın beni hep sanahayran bırakmıştı. Ama ilk defa seni karşımda kadınsılığınla gördüm ve çok beğendim. İçimden ılık ılık bir duygu sana doğru akıpgidiyor. Ama beni bu kadar tahrik etme, ne olur!” dedim. Oysa hiç istifini bozmadan kulağıma eğildi: “İç çamaşırı giymedim bugün!”dedi gülerek. Sıcak nefesi kulağımı okşuyordu. Beni sarhoş etmişti… “Yani?” “Yanisi, soyunmam kolay olacak. Bugün seninle sevişmek istiyorum. Seni keşfetmek istiyorum. Ben her şeyi ayarladım. Arkadaşımın evi boş ve anahtarı bende!” dedi. Bu sıcaklık beni sarhoş etmişti. Menekşe çok heyecanlıydı. Gözleriparlıyordu. İkide bir kahkahalar patlatıyor, dudaklarımı, yanaklarımı, boynumu, saçlarımı defalarca .öpüyordu. Bense onu incecik sıcak belinden tutmuş ve istemsiz olarak kendime çekmiştim. Dudak darbelerine ise karşılık vermeye başlamıştım. Salondan çıktığımızda hala döne döne dansediyorduk. Arabanın yanında sanki yorulmuş gibi birden durakladı. Bunu fırsat bilerek bir şeyler söylemek istedim: “Menekşe!” “Evet sevgilim!?” Söylenecek bir şey yoktu. Dudağına yapıştım ve uzun uzunöpmeye başladım. Öpüşlerime hemen karşılık verdi ve saçlarımı okşayarak dilimi yalamaya başladı. Sürekli “HMMMMM!” diyerek lezzet aldığını gösteriyordu. İlk kezbir vücudun sıcaklığını hissediyordum ve bitsin istemiyordum. MatadorBet Giriş Fakat kollarımın arasından sıyrıldı ve: “Arabayı kullanmak ister misin?” dedi. Benim başım dönmüştü. Araba kullanacak halde değildim. Elimle kibarca bir işaret yaptım ve .anahtarı ona verdim. Hemen direksiyonun başına geçti. Arabayı usulca çalıştırırkenbana bakıp tatlı tatlı gülümsüyordu. Yol boyu arabayı kullanışını izledim. Bu kız kelimenin tam anlamıyla seks için yaratılmış gibiydi. O güne kadar nasıl da farketmemiştim bu özelliğini. Çiçekli eteğinin altından görünen ince ve zarif ayak bileklerinin hareketlerini, yolu izlerken simsiyahgözlerinin, uzun kirpiklerinin, yay gibi kaşlarının aldığı şekillere uzun uzun bakıyordum. Sık sık bana bakıp gülümsemeye devam etti: Seni beğeniyorum… “Hakan, seni bir türlü anlayamıyordum. Yaklaşık bir yıldır sana kaş göz atıyorum ama her defasında benim sana karşı tavırlarımı görmezden geliyordun.Hep sana olan ilgimi pat diye söylemek istedim ama sonunda bunu özel bir günde söylemenin daha iyi olacağını düşündüm. İşte gün bugün!” “Bilmiyorumaslında seni beğeniyordum hep. Fakat daha önce bir beraberliğim olmadı Menekşe!” “Sanki benim oldu mu? Şimdiye kadar kimseyleçıkmadım bile.. Beni ilk sen sikeceksin!” “Nasıl öyle konuşabiliyorsun Menekşe!” “Yahu doğal ol. Benim hakkımda ne fantaziler ürettiğin, gözlerinden okunuyor. Ben böyle konuşmak istiyorum. Sen de rahatla ve açıl. Burada ikimizden başka kimse yok!” Rahatlamıştım. Ayağımın takılacağı, tökezleyeceğim hiçbir tümsek bırakmıyordu Menekşe bana: “Peki, dediğin gibi olsun…” dedim sessizce. Havada kocaman bir öpücük patlattı yüzüme doğru: “Kurbanın olurum senin, erkeğim benim! Beni çıtır çıtır ye! Ben seninim bu gece. Tüm .vücudumu, benliğimi sana veriyorum işte. Hiçbir engel olmayacak aramızda.!” “Önünebak, çarpacaksın!” dedim. Şuh bir kahkaha attı. Gülerek başını çevirdi. Sonra aldığım cesaretle usul usul devam ettim: “Bu gece neler olacağını tahmin edebiliyorum. Seni çok şiddetli arzuluyorum Menekşe. Senin hakkındaki duygularımı açığa çıkartıyorsun. Kuş gibi havalara uçuyorum mutluluktan. güzelliğin başımıdöndürüyor…” “Benim de heyecandan kalbim yerinden çıkacak, Hakan! Aaaa! İşte geldik!” Biçimli kalçalarına… Birden irkilmiştim. Kalbim daha hızlı çarpmaya başladı. Arabadan indik. Zarif bir el hareketiyle kapıları kilitledi. Anahtarı çantasına koydu ve elimden tuttu. Sekizinci kattaki eve asansörle çıkarken Menekşe başını göğsüme yaslamıştı ve sürekli iç çekiyordu. Kata çıktık. Eğilip anahtarı kapı deliğinden sokarken, ben biçimli kalçalarına ve yırtmacından taşan bacaklarına bakıyordum. At gibi bir kızdı bu. Dayanılmazdı. İçeri girdik ve salona doğru ilerledik. Koltuğa oturdum. O da benim MatadorBet Güncel Giriş yanıma oturdu ve yine başını göğsüme dayadı. Sonra elimi alıp sol memesinin üstüne koydu: “Hakan, bak aşkım, kalbim ne kadar da hızlıatıyor. Hadi bana güzel bir şeyler söyle de heyecanım yatışsın. Sevişmek için sabırsızlanıyorum seninle…” Saçlarını okşamaya başladım: “Tatlı bebeğim benim,gözlerin, gülüşün, gamzelerin çok güzel. Bir erkeğinarzulayabileceği her şey sende varmış da ben görememişim. Ama geç kalmış sayılmayız. Bugün seninlegerdeğe gireceğiz. Seni mutluluktan sarhoş edeceğim.” Ben bu sözleri söylerken Menekşe iç geçiriyor, kollarıyla beni daha sıkı sarıyordu: “Hadi yatak odasına gidelim o zaman!” dedi. Çevik bir hareketle ayağa kalktım ve onu kucağıma aldım: “Yolu göster bakalım!” dedim. Menekşe: “Bu harika! Uçuyoruzzzzz!” diye bağırdı ve elleriyle yolu gösterdi. Odaya girdiğim gibi onu yatağa fırlattım: “Bu güzelliği şöyle geriden izleyeyim, bakalım.” .dedim. Hafifçe doğruldu, topuz yaptığı dalgalı siyah saçlarını yavaş yavaş açtı ve serbest bıraktı. Kollarını bana uzattı: “Hadi gel yanıma, sonra izlersin Hakaaaan!” dedi. Coşkuyla üzerine atladım. Bir yandan öpüşüyor, bir yandan da yatakta yuvarlanıyorduk. Yumuşacık saçları biz yuvarlandıkça yanağımıokşuyordu. Nefes nefese kalmıştık. Birden üstüne çıktım ve dolgun göğüslerinin baskısını göğüslerimde, vücudunun sıcaklığını da tüm vücudumda hissederek Menekşe’nin gözlerininiçine baktım. Bana tatlı tatlı gülümsüyordu. Üzerine kapanıp boynunu, kulaklarını öpmeye başladım. İyice tahrik olmuştu. Altımda kıvranıyor, zevk inlemeleri çıkarıyordu. Isırmaya başladım… Sikim iyice kalkmıştı ve arada bir etek, bir de pantolon olmasına rağmen yerini bulmuş, Menekşe’nin amını yokluyordu. Bir süre onu yaladıktan sonra doğruldum, hızla inip kalkan göğüslerini kapatan ipek gömleğin düğmelerini çözmeye başladım. Gömleğini benim de yardımımla çıkardığında bir çift diri ve yuvarlak göğüs karşıladı beni. Menekşe gördüklerim karşısında göstereceğim tepkiyi merak eder gibi bakıyor, sırıtıyordu. Memelerini yalayıp öpmeye,hafif hafif ısırmaya başladım. Şeker gibiydiler. Onları mıncıklamak bana büyük .keyif vermişti. Ellerinden tutup kaldırdım ve eteğini fermuarından açıp indirdim.Sonra da külotlu çorabını, bacaklarını okşayarak sıyırdım. Yatağa boylu boyunca çırılçıplak uzandı. Ben de alelacele soyunup sikimi amına doğru getirdim. Uzanıp çekmeceden bir peçete çıkardı ve amına doğru tuttu. Hazır olduğunu anlamıştım. Ben de sikimi içeri yavaşça daldırdım. Alt dudağını ısırıyordu. Peçete kan olmuştu. Sikimi sokup çıkardıkça kan iyice boşaldı. “Canın acıdı mı?” dedim. “Biraz, hadi devam et.” Deyince daha da tempolu bir şekilde sokup çıkarmaya başladım. Üstüne kapanıp dudaklarını öptüm, yaladım. Boşalana kadar aynı pozisyonda devam ettim. Sırt üstü uzandım ve Menekşe’nin öpüşlerine kendimi teslim ettim… Bakireliğini almıştım ve .Menekşe bundan çok memnun olmuştu… sabaha kadar tatlı sözlerle bakıştık ve seviştik…

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

komşu sex hikayeleri [ teyzemin kızı ]

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Alex Tanner

slm degerlı azgın Mobil Porno Hikayeleri arkadslarımm:):)ben 19 yasın kumral 180 boylarında genc delıkanlıyım.her gencın arzuları ısteklerı vardır dogal olarak benm de bı gun teyzemın kızıyla evde oturuoz butun aıle ıcerdeyken bız salonda dertlesıoduk cocuklugumuz anlatıyoduk gecmıste yasadımız olayları (kucukken evcılık faln oynardık)nese ben zıpladım ayse dedım geldedım avcılık oynuyalım guldu nasıl olcak dedı kucuk dıılz herkes evde dedı olsun dedım hem macera olur bızım ıcın hemde ıkımızde zevk alırız ama dedım sana cok iş dusuone dıye sordu dedım ben dedım 20 liği götune MatadorBet daydım da bagırmıcaksın söz veremm dedi güldk hadi nereye gıtcez dedı dedım yatak odasına gırdk kapıyı kılıtledık bızımkılerde oda damac ızlıolar bız hemen ıs koylduk sevısıoduk ben basladım yalamaya boynunu emıodum kulak memesını emıodum hosuna gıdıo du samet cıldırtıyosun benı cabuk bıtır sık artık sık artık dıyesezsızce kulagıma soyelnıodu ben bu ısrarını kıramdım ustundekı yapısk taytını yavsca ındırdım ve altın kırmızı tanga vardı cok hosuma gıttı etkıledı gercekten beni vay dedımm tamm MatadorBet Giriş hayl ettım gıbı sozler kullandımm ve amını parmaklamaya basladım yavas yavas hareket edıodum delı oluyodu samet samet dıye inlıodu tamm dedım gelıo cıkardım ben 20 aletı ve agzına verdım okadar ıstahlı yalıyodu ki aklıma hiç yemek yemedın mı dıye soru geldı aklım fıkrım makarada :)gulmekten boguluodu azdaha dedım dur sıkmeden olemezsın samet dedı senle sıkısmek ıskence allh karına sabır versın ıctn aminn cektımm nese ıkımızkıde kıvama gelmıstı ve kopek pozısyonuna aldım teyze kızını MatadorBet Güncel Giriş hafıf bı yukarı bı asgı surterken zevke getırıdm samet sok artık dıye ısyan etmeye basladı veee sen ıstedın deım bı soktm o sıra ıcerdekler bagırıodu(gol olmus )bızmkıde bagırdı allhtn kımse farketmedı bısı:Dcok setrı bı sıklde gıdıp gelıodumm amı okadar sulnamıstıkı vıcık vıck edıodu samet dedı ben gelıom dedı sasırdım nerden gelıon dedım:) ya bosalıom dedı he dedımmdur benm kıde yolda az kaldı dedım oda gelır bırazdan ole dıyınce ıkımızıde gulme tuttu gelenlerde gıttı zatenn tekrar basa aldık busefr konusmucam dedım yoksa sabha kadar bosalamıcaz :)pozısyon degıstırdık ustume cıktı zıpklıyodu memesı tam kıvamdaydıelerımle onlarla oynuyodum ucları sıkıodum hosuna gıdıodu ve aynı anda bosaldık ıkımızde mutluyduk cunku hıc konusmamıstm bu sefer:):):)

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

komşunun oğlu kocamdan daha etkili

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Asian

Merhaba Mobil Porno Hikayeleri seks okurları, hepinize bol zevkli yaşamlar diliyorum .. bu yazılan hikaye fantezi değil yaşanmış bir birlikteliktir .. Ankarada yaşıyorum, 41 yaşında balık esli 90 beden göğüslerim var .. kalçalarım ise oldukça yuvarlak ve doldundur .. evliyim ve 2 oğlum var. kocam bi kurumda müdür, ben ise başka bi kurumda müdür yardımcısıyım ..olayı anlatmaya başlıyım .. oturdugumuz sitede 6 blok var, bizim blokta iyi dost olduğmz aileler var .. bunlardan biri şermin abladır, benden 12 yaş büyük o da evli bi kadın .. 3 çocuğu var . biri erkek, mehmet .. mehmet 21 yaşında yakışıklı boylu poslu bi çocuk, eskiden basketbolcu olması vücudunun güzel olmasında en büyük etken sanırım .. mehmet lere sürekli gider gelirdik, mehmet genelde odasında takılır bilgisayar – playstation falan oynardı .. kendisi iş kurduğu için canı sıkıldığında giderdi . .genelde arabayla falan dolanırdı ne yaptıgını ben bilmezdim tabii .. her neyse, şermin ablaya gittim oturduk muhabbet falan mehmet banyoya girdi bi saçını düzeltti geldi muhabbet ettik o da oturdu çay falan ..annesi sık sık mutfağa gittiğinde biz muhabbet ediyorduk.. mehmet çk keskin bakıyordu, ela gözlerinden başında birşey anlamamıştım başta ama sanki bu beni istiyomuş gibi bakıyodu, düşününce bi tuhaf MatadorBet oldum neyse yarım saat sonra kalktım.. 4 gün sonra apartman girişinde karşılaştık, asansöre binmedi yürüyerek çıktı ben de onla beraber çıktım, tabi öncelik verdi arkamdaydı, ne biliyim götümü izlediğini .. bi an arkamı döndüm bktıgını fark ettim .. eve gittim tuhaf oldum, hemen yatagıma attım kendimi, çocuklarım okulda eşim annesinde oldugundan mastrubasyon yapmaya başladım ama mehmet i değil kocamı düşünerek. akşamına yine karşılaştık ” mükemmel görünüyosun zuhal abla, çok çekicisin” falan gibi laflar etti çok hoşuma gitmişti bu .. c.tesi günü küçük oğlum 3 yaşında kapıyı açmış aşağı doğru iniyodu banyodan yeni çıkmştım. üzerimde sadece amımı ve göğüslerimi kapayan havlu vardı ..oğlum dersanede, kocam tenis kortundaydı şehrin hemen dışında .. giray ın peşinden koştum apartmann merdivenlerine, mehmet almış kucağına getiriyordu yukarı, tabi aşağıdan beni görünce gözleri açılmış, göz bebekleri büyümüş gibiydi sanki … eşofman giymişti şansıma bikaç saniye sonra kabarıklığı hissettim, hemen içeri gittim kapının arkasına gel mehmet dedim .. geldi giray ı bıraktı güldü çok yaramaz bu çocuklar dedi ..ben de güldüm, gelsene dedim..aslında gelmesem falan yaptı, lütfen dedim geldi MatadorBet Giriş .. ama bekle dedim gel dediğimde gelirsin dedim tamam dedi .. yatak odasına dğru gittim gel dedim kapıyı kapamadan havluyu aldım üstümden, sanırım görmüştü götümü .. üstüme aldım gecelik, sexy değildi ama .. içeri gittim, hafif diz üstünde geceliğim siyah(ne bileyim siyahı çok sevdiğini), altıma da birşey giymemiştim .. göğüs uçlarım falan belli oluyordu .. mehmet: zuhal abla mükemmel görünüyosun, cengiz bey in yerinde olmak isterdim doğrusu dedi güldü.. teşekkür ettim ben de oturduk ne veriyim sana dedim valla varsa bi çay alıyım dedi,harareti alır dediğinde ben ürktüm ve heyecanlandım .. tecavüz etmesin bu beni diye .. gittim çay aldım, giray ı odasına koydum kapısını kapadım yatağının içinden çıkamazdı .. geçtik oturduk birlikte, ben ilk oturdugumda kasıklarıma 5-6 cm kalmıştı geceliğin eteği bakışları yine yoğunlaşmıştı .. bi hoş oldum ve nasıl oldu bilmiyorum bi anda ” sen beni çok kesiyosun” deyip gülümsedim . o da kim istemezki senin gibi bi kadınının olmasını dedi ve bi hoş oldum .. peki nedir beni bu kadar çekici gösteren dedim, göğüslerin ve kalçaların ve dudaklarn çok hoşuma gidiyo dedi .. ama evliyim desem de çekinmeyerek, olabilir erkekler karılarını MatadorBet Güncel Giriş aldatıyo, kadınlar aldatamaz mı dedi ..nerden biliyosun ki kocamı aldatıcagımı diye sorduğumda da, oldukça etkileyici bi cvp verdi; BENİ ÇOK İSTİYORSUN dedi .. aslında o ana kadar birşeyyoktu ama bi anda onu istediğimi hissettim .. kalktı yanıma geldi, oturdu yavaşça dudaklarımı öpmeye başladı karşılık verdim, elleriyle memelerimi okşuyordu geceliğin üstünden .. öpüşme devam ederken geceliğimin askılarını indirdi, çıplak kaldım .. elleriyle amımı parmaklıyor, dilimi yiycek gibi yalıyordu .. yalamaya devam ederek göğüslerime ordan da amıma indi .. yatırdı o yalarken amımı ben de t-shirt ini çıkardım, ayağa kaldırıp eşofmanını çıkardım .yarrağını görünce hoşuma gitti, eşiminkinden 2-3 cm daha büyük ve az biraz kalındı, bu daha da hoşuma gitmişti .. yaladım biraz, sonra beni yatırıp üstüme uzandı, yine ddaklarımdan öpmeye başladı, yarrağını da amımın dudaklarına sürtüyordu bu içimi acaip gıcıklıyordu ama amımda kaşınıyordu, gir artık diyebildim .. başını hafif sokup çekiyordu sonra birden geçirdi ..yavaş yavaş gidip gelmeye başldı içimde, aynı anda öpüşüyorduk da .. defalarca farklı pozisyonlarda sikti beni, yaklaşık 1 saat 15 dakika kadar kocamların glmesine yakındı ben 2 o 4 kez boşalmıştı .. bunu sık sık tekrarlıyoruz .. ikinci kocam oldu benim, kocamdan daha çok tatmin ediyor beni çnkü .. sabır gösterip okuduğunuz için teşekkür ediyorum umarım hepinizin istedği gibi bi sex yaşantısı olur .. ha bu arada, bu da küçük kocamın hesabı

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Üniversiteli Ablam

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Her şey ablam nagihan?ın üniversiteyi kazanmasıyla başlamıştı. Biz ailece alanya da otururuz ablam da antalya da turizm ve otelciliği kazanmıştı. İlk zamanlarda ablama para yetiştiremiyorduk ablam yurtta değil özel olarak tek başına evde kalıyordu masrafları çok fazlaydı. Ablam 2. Sınıfa

   geçtiğinde masrafları birden azalmıştı biz de şaşırmıştık ama rahatlamıştık da (ekonomik açıdan). Ben de tatillerde antalya`ya ablamın yanına gidip geldikçe bir sürü arkadaşım olmuştu neredeyse alanya?dakinden çok antalya da arkadaşım vardı. Doğum günüm yaklaştıkça arkadaşlarım ısrarla doğum gününü antalya`da yapacağız

   diye ısrar ediyorlardı. Ben de ısrarlarına dayanamayarak kabul ettim. Arkadaşlarımın söylediklerine göre bana büyük bir armağanları olacaktı. Doğum günüm gelip .

   çattığında o akşam arkadaşlarım Fixbet dan birinin evinde hazırlıklar tamamlanmış benim gelmemi bekliyorlarmış. Ben parti evine girdiğimde herkes doğum günümü kutladı. Ama anlayamadığım bir şey vardı arkadaşlarım niye sinsice gülüyorlardı. Pastaları kesip biraz içip muhabbet ettikten sonra sıra hediyeye gelmişti arkadaşlarım beni kollarımdan tutup zorla karanlık bir odaya götürüp içeriye kilitlediler .

   ve ertesi gün gelicez diyip gittiler ben de ışığı açıp

   arkamı döndüğümde ne göreyim ablam süper mini bir kıyafetle karşımda boyalı orospular gibi dikiliyordu. Beni görünce birden telaşa düştü ve sen ne zaman geldin diye sordu. Bende sorusunu hiç yanıtlamadan sen ne zamandır bu işi yapıyorsun orospu dedim. Yalamaya başladı…O öylece kekelerken bizden para istememesinin sebebi Fixbet Giriş de anlaşılmıştı. Ablam birden dizlerinin üzerine çökerek ailemize söylememem için yalvarıyordu. Bir an düşündüm bu orospuyu millet sikmiş bir de ben siksem ne olur diye. Zaten dizlerinin üzerine çökerken memeleri de görünüyordu. Niyeti bozmuştum

   artık. Bir anda ablamın bir şey demesini beklemeden çıkardım yarrağımı verdim ağzına. Ablam da şaşırmıştı ama hiç tepki vermeden yalamaya başladı. O kadar iyi yalıyordu ki artık profesyonelleşmişti bile. Sikimi gırtlağına kadar sokuyor sonra çıkarıyordu artık dayanamayacaktım ablamı birden ittim

   ve bacaklarını omzuma alarak yarrağımı bir hamlede ablamın amına geçiriverdim. Tahmin ettiğim gibi kız değildi. Bi beş dakika ablamın içinde .

   gidip geldikten sonra onun Fixbet Güncel Giriş zevk çukurunu dölle dolduruverdim. Sonra oturup biraz konuştuk bu işe meğerse 1. Sınıfın ilk döneminde başlamış ve sadece böyle arkadaş partilerine gidiyormuş. Kaç defa olduğunu sorduğumda ise hatırlamıyormuş. Memlekete dönerken de zarını diktirecekmiş. Bu konuşmaları yaparken benimki bir daha kalkmıştı bunu gören ablam canın daha am istiyor herhalde dedi. Ben de ayağa kalktım ablamla 69 pozisyonuna geçtikten sonra ablama sabaha kadar benimsin seni folloşa çeviricem dedim. Ablamda dağıt amımı götümü erkeğim dedi ve birden domalarak göt deliğini açtı. Ben de hemen dalıverdim o dar büzüğe. sabaha kadar ablamı kaç kere becerdim hatırlamıyorum ama bir şeye karar

   verdim ki ablam kadar iyi hizmet veren başka orospu görülmemiştir. Arkadaşlarım da geldikten sonra ablamı birer posta düzdüler ve parasını verip yolladılar. Bana nasıldı diye sorduklarında sadece süper diyebildim… Gönderen: Ahmet

Baldız Kızını Arkadaşını ve Annesini Siktim başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Dilençi kadını siktim

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Dilençi yaşlı kadını siktim\n merhabalar ben ankaradan mert size başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum tarih 23.08.2005 çok sıcaktı ve kızılay meydanında geziyordum birden canım bira istedi ve ordan bir bara gittim sözde bir tane içecektim neyse sarhoş bir vaziyette eve dönüyordum allahtan evdede kimse yoktu neyse son duraga geldik otobüsten indim eve dogru yürüyordum yanıma biri yaklaştı dilenci bir kadındı bana aç olduğunu varsa para vermemmi istedi benimde üstümde yoktu bütün paramı bara vermiştim ve onu eve davet ettim yemek yemek için kabul etti ama aklımın ucundan bile geçmezdi yaşadıklarım neyse eve gitik bununla beraber yemek yedik bana bulaşıkları bari ben yıkayım dedi bende olur dedim ve odaya geçtim tv seyrediyordum ama kafam bir dünya su içmek için mutfağa gittim buz dolabı lavaboya yakın olduğundan mecburen dilenci karının arkasından geçmek zorundaydımtam geçerken elim götüne deydi ama yanlışlıkla ve gülümseyerek benden isteydin ben verirdim suyu sana dedi ve tekrar odaya Fixbet geçtim ama aklım orda kalmıştı kadın oldukça yaşlıydı tahminen 60 filan bakımsızdı ama ona rağmen onu düşünüyordum neyse aradan 5 dakika geçtikten sonra odaya geldi ben gideyim herşey tşk edrim dedi ve bende saatin geç olduğunu istersen burda kalabileceğini söyledim hemen kabul etti zaten gidecek bir yerimde yok iyi olur dedi odamda iki tane kanepe vardı birisinde o diğerinde ise ben yatacaktım neyse çok kirli olduğu için banyo yapmasını söyledi ve banyoya girdi 2,3 dakika sonra banyodan çok kısık bir şekilde nefes sesleri geliyordu hemen banyo kapısının deliğinden içeri doğru baktım ne göreyim eli amında mastrbasyon yapıyordu ben sikim çıkartıp 31 çekiyordum o duysun diye sesimi bile bile çok çıkartıyordum ahhh ohhhh diye benim sesimi duyunca kapıya iyice yaklaştı ve sesini yükseltmeye başladı ve birden kapı açıldı kapının arkasından kafasını çıkartıp sampuan olup olmadığını sordu bende sepetin içinde olduğunu söyledim Fixbet Giriş göremediğini söyledi ve içeri girdim çırılçıplaktı vucudu biraz buruşuktu ama idare ederdigözü sürekli benim sikimdeydi istiyordu belliydi ve şampuanı veririken biraz aşağıda tutmuştum ister istemez eli sikime deydi zaten kalmıştı ve elini birden tuttum sikime sürtmeye başladım ve bana uzun zamandır sikişmediğini söyledi aşağı doğru eğildim amını yalıyordum dilimi göt deliğinin etrafında gezdiriyordum hafifçe parmağımı amının içine doğru sokuyor geri çekiyordum dayanamadım hemen sikimi çıkardım ve çok kalın olduğunu söyledi sikimi amının etrafında gezdiriyordum deliye çevirdim kadını resmen yalvarıyordu içime gir diye bende inadına sokmuyordum o şekilde bunu başalttım biraz daha sevişti,kten sonra sikimi amına dayadım girmekte zorlanıyordum ve tükürükledim ve birden bastırdım batırmamla beraber kadın çığlık attı gidip geliyordum hızlı hızlı daha hızlı diye inliyordu nedendir bilmem bir türlü boşalamıyordum Fixbet Güncel Giriş yaklaşık yarım saat amında gidip geldim artık amı uyuşmuş kıp kırmızı olmuştu ve inleyerek amına boşaldım ama sikim inmemişti boşalmama rağmen hala dimdik amında gidip geliyordumbeni oldürdün diyordu çok hızlı bir şekilde gidip geliyordum ve amından çıktım sikimin kafası kocaman olmuştu kadını domaltım sikimi iyice tükmüklediklden sonra kafasını götünün deliğine dayadım bastırıyordum ama giremiyordum canın acıdığını ama devam edip sokamamı söyledi ve son bir kez daha var gücümle bastırdım lok sesiyle kadının çığlığıyla içeri girdim kadın ağlıyordu ve 4.5 defa gidip geldikten sonra çok güzel oluyor böyle diyordu gidip gelmelerim hızlanıyordu ve birden göt deliğine boşaldım sikimi çıkardımda götünden kanlar fışkırdı ve o gün kadını sabaha kadar siktim göt deliğini baya açmışım şimdi götten sikerken hiç zorlamıyor ne zorlanıyorum nede o bu arada ben den çokn memnun kaldığını söyledi saygılar ve sevgilerimle hoşçaklaın bu arada varsa böyle yaşlı kadınlar fantazi yaşaya biliriz hertürlü ilişkiye açığım yaşlılar tercihimdir…

Teyze olmak çok zor başlıklı makalemizde teyze olmak, teyze olmak çok zor ve teyzemi siktim hakkında bilgiler verilmektedir.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

rus escort şişli escort bahçelievler escort escort escort escort travestileri travestileri escort ankara antalya rus escort beylikdüzü escort erotik film izle kocaeli esgort kocaeli escort kocaeli escort istanbul travesti istanbul travesti istanbul travesti ankara travesti mecidiyeköy escort şişli escort bakırköy escort taksim escort Antalya escort bursa escort bayan görükle escort bursa escort bursa merkez escort bayan sincan escort otele gelen escort porno porno escortsme.com escort hurilerim.com sakarya escort sakarya escort sakarya escort sakarya escort sakarya escort sakarya escort kuşadası escort bayan Anadolu Yakası Escort Kartal escort Kurtköy escort Maltepe escort Pendik escort Kartal escort burdur escort bursa escort çanakkale escort çankırı escort çorum escort denizli escort diyarbakır escort düzce escort edirne escort elazığ escort eryaman escort demetevler escort görükle escort Escort anadoluyakasikadin.com kadikoykadin.com atasehirkadin.com umraniyekadin.com bostancikadin.com maltepekadin.com pendikkadin.com kurtkoykadin.com kartalkadin.com bursa escort Hacklink Hacklink panel Hacklink Escort bayan Escort bayan bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa sınırsız escort bursa escort bayan bursa escort görükle escort antalya escort şişli escort gaziantep escort vds sunucu sakarya escort türkçe altyazılı porno porno 64 japon porno Ankara escort bayan Ankara Escort Ankara Escort Rus Escort Eryaman Escort Etlik Escort Sincan Escort Çankaya Escort ankara escort mamasiki.com bucur.net hayvanca.net lazimlik.net cidden.net Hacklink otele gelen escort keçiören escort etlik escort çankaya escort anadolu yakası escort
izmir escort adana escort adıyaman escort afyon escort ankara escort antalya escort balıkesir escort çanakkale escort bodrum escort bolu escort çorlu escort denizli escort edirne escort elazıg escort erzincan escort erzurum escort gaziantep escort hatay escort giresun escort ısparta escort
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu deneme bonusu